Özellikle son yıllarda, dünya kendini çok daha hızlı bir şekilde yeniliyor. Teknolojik devrimlerin geçmişine doğru bir yolculuk yaptığımızda, 1712’de buhar makinesinin icadına kadar gidebiliriz. Dünya, 18. yüzyıldan bu yana telefonun icadından ilk mikro bilgisayarın tanıtılmasına, Nesnelerin İnterneti’nden otonom teknolojilere kadar birçok hayat kolaylaştıran yenilik gördü. Bireylerin hayatını kolaylaştırmak adına yaşanan bu gelişmeler adeta kendi içinde birer devrim.
İnternetin bulunmasıyla ise deyim yerindeyse yepyeni bir dünyanın sayfaları açıldı. Temelleri 1950’li yıllarda atılan internet, 1989 yılında günümüzdeki halini aldı. Aslında değişimin de burada hızlanmayı başladığını söylesek yanlış olmaz.
Şimdilerde ise konuştuğumuz başka gelişmeler var. Blockchainteknolojisi, Web 3.0, metaverse ve diğerleri…
Wikipedia’da yazana göre Blockchain, “Kriptografi kullanılarak bağlanan ve güvenli hale getirilen, bloklar adı verilen, sürekli büyüyen bir kayıt listesi” anlamına geliyor. Blockchain dediğimizde aslında her geçen gün adını daha sık duymaya başladığımız, bir kesimin sadece kripto varlıklarla sınırlandırdığı, aslında devasa bir teknoloji söz konusu. Bu teknolojinin hayatımıza getirdiği birçok yeni kavram var. NFT de onlardan biri. NFT, yani non-fungible token, özellikle 2021 yılının en çok konuşulan yeni kavramları arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Evet! NFT sanatı dünyasına hoşgeldiniz!
Teknoloji basınını çok yakından takip etmiyor bile olsanız, son zamanlarda mutlaka “Dünyaca ünlü sanatçının NFT’si” X milyon dolara satıldı haberini en az bir kere görmüşsünüzdür. Şimdilik sokakta karşılaştığımız her 10 kişiden 9’u bu kavramı biliyor diyemeyiz. Ancak NFT, yakın zamanda, özellikle ünlüler dünyasının yönünü buraya çevirmesiyle birlikte çok daha bilinir bir kavram olacak.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Fiziksel dünyadaki eserlerin dijital bir yansıması olarak kullanılabilen NFT’ler, kimi zaman bir şarkı, kimi zaman bir video, kimi zaman ise bir resim olarak dijitalde boy gösteriyor. Yavaş yavaş bu alana olan ilgi de artıyor. Birçok kişi, şimdiden NFT dünyasında yerini almaya başladı bile.
İstatistiklere baktığımızda, 2021 yılının ilk yarısında 2,5 milyar doların üzerinde NFT satışı gerçekleştiğini görüyoruz. Bu miktar sadece Temmuz 2021’de ise 1,2 milyar doların üzerinde. Bu da aslında nasıl devasa bir pazardan bahsettiğimizin en somut örneği.
NFT’lere olan bu ilgi, sanat ve eğlence dünyasına da aslında bir devrim yaşatıyor. Sanatla ilgili kişilerin bir gelir oluşturma alternatifi olarak da kullandığı NFT’ler tıpkı başlıkta da söylediğimiz gibi sanata yeni bir fırça darbesi atıyor ve tablo tamamıyla değişiyor.
NFT’ler sanatçılara yepyeni bir dijital sanat satış yönteminin kapılarını aralıyor. Çünkü, her yatırım gibi NFT’lerin de gelecekteki koşullara bağlı olarak değeri artabilir. Tabii diğer bir senaryoda düşebilir de.
Peki burada dijitale iş yapmakla ilgilenen kişiler için ne gibi fırsatlar var? Bu fırsatlar beraberinde bazı sorunları da getiriyor mu?
Aslına bakacak olursanız, dijital bir varlığa sahip olmanın ne demek olduğunu öğreneli çok olmadı. Bitcoin’in 2008 yılında hayatımıza girmesiyle tanıştığımız bu dijital varlıklar, aradan geçen 13 yılın ardından çok daha geniş bir kitleye yayıldı. Eminiz mutlaka bir arkadaşınızın kripto varlık yatırımı vardır. Kripto paraların Blockchain’de saklandığını biliyoruz. Yakın zamanda öğrendiğimiz başka bir şey de Blockchain’de saklanan varlıkların sadece parayla sınırlı kalmayacağı. Mesela, NFT’ler de Blockchain’de saklanan eserler.
Şimdi gelelim buradaki fırsatlara ya da bu fırsatlarla birlikte gelebilecek bazı sorunlara.
Sanatını dijitale taşıyan kişilerin aslında en büyük problemlerinden biri telif. Kişilerin eserlerini satabilmesi için çalışmalarının yasal sahipliğini alması gerekiyor. Burada da NFT devreye giriyor ve zorlu süreci ortadan kaldırıyor. Bir NFT sanatı oluşturduktan sonra bu eser Blockchain’de basılıyor. Buradaki bilgileri hacklemek neredeyse mümkün değil. Bu da telif hakkı sahipliğini takip etmek ve kayıtlarını oluşturmak için oldukça faydalı bir yöntem. Diğer yandan sistemin aslında bu kadar kolay olması kötü niyetli kişilerin de bundan faydalanmasına neden oluyor. Tahmin edeceğiniz gibi NFT’ler henüz dünyamız için çok yeni ve bunun için herhangi bir mevzuat söz konusu değil. Son zamanlarda ortaya çıkan bazı haberler, sanatçıların eserlerini NFT’leştiren dolandırıcıların varlığını bizlere gösterdi. Şimdilik burada alınabilecek herhangi resmi bir aksiyon yok. Fakat, sektör büyüdükçe konuyla ilgili resmi korumaların alınabileceğini söyleyebiliriz.
Makalenin belirli kısımlarında da bahsettiğimiz gibi NFT’ler, gelir elde etmenin yeni bir yolu. NFT sanatı, tasarımcıların çalışmalarından kazanç sağlamalarına yardımcı oluyor. Buradaki süreç de oldukça hızlı. Tasarımcı işini NFT’leştiriyor, satılması için bir pazar yerine yüklüyor, sonrasında ise satın alınmasını bekliyor. Yani, bir tasarımı müşterinin revizelerine göre güncellemek ya da ödeme almak için müşteri ile iletişim halinde kalmaya gerek yok. Cem Yılmaz’ın da dediği gibi ‘Para-Çokomel Eğrisi’ misali.
Bir diğer fırsat ise artık kişilerin uluslararası birer tasarımcı olmasının kolaylaşması. NFT’leri satmak için kullanılan pazar yerleri uluslararası olarak kullanılıyor. Dünyanın herhangi bir yerindeki tasarımcının eseri, dünyanın bambaşka yerindeki bir koleksiyoner tarafından dakikalar içinde satın alınabiliyor. Yani aslında NFT dünyasına giren her tasarımcı küresel ölçekte bir sanatçı haline geliyor.
NFT’ler hakkında sıklıkla sorulan sorulardan biri de “Herkesin görebildiği bir JPG dosyasını satın almak için neden o kadar fazla para vereyim?” oluyor. Aslında bu soru için NFT dünyasına aşina olan kişilerin verdiği ortak bir örnek var:
EdvardMunch başyapıtlarından biri olan Çığlık tablosu, Norveç’teki Munch Museum’da sergileniyor. Bugün, o müzeye giden herkes bu tabloyu görebilir. Ancak, o tabloya sahip olmak. İşte o bambaşka bir boyut. NFT’ler de aslında bunun dijitalleşmiş hali ve işte tam da bu yüzden koleksiyonerler için önemli. Yani, bir kişi bir NFT eseri aldığında onun tek sahibi oluyor.
Sanatları daha kapsayıcı hale getiren NFT’ler işlemleri meşrulaştırmasıyla, şeffaf hale getirmesiyle, sanat eserinin doğrulanmasına olanak sağlamasıyla ve sanatçı için ekonomik faydalar sunmasıyla, dijital sanatçılar için birçok farklı fırsat sunuyor.
Sanat ve eğlence dünyasından birçok bilinen isim NFT’ye göz kırpıyor. Bizden bir örnek verecek olursak CemYılmaz, dünyanın en büyük NFT pazar yeri olan OpenSea’de eserlerini sergilemeye başladı bile. Aynı zamanda bir karikatürist de olan Cem Yılmaz’ın satılan NFT’lerinden bazıları 6 Ethereum’a bazıları sie 0,5 Ethereum’a alıcı buldu.
Ethereum demişken, şimdiye kadar hep sanatçıların bu dünyadan sağladığı faydalara baktık. Biraz da aslında bu sistemin nasıl çalıştığını teknik olarak detaylandırmak gerekiyor.
Nasıl oluyor da oluyor?
Evet, sanatçı eserini oluşturuyor ve OpenSea gibi platformlara yüklüyor. Özel bir kriptografi token türü olan NFT’ler genellikle ERC-721 standardına dayalı Ethereum token olarak da tanınıyor. Şu hatırlatalım, Blockchain üzerinde tüm verilerin güvenle saklandığı NFT’ler, asla kaldırılamaz, yok edilemez ya da kopyalanamaz.
Bir NFT oluşturmak için engin kripto sektörü bilgisine de gerek yok. Sadece eserinizi hangi Blockchain ağında yayınlamak istediğinizi netleştirmeniz gerekiyor. Akla gelen ilk ağ Ethereum. Ancak, Ethereum tek değil. BinanceSmartChain, Solana, Tezos, Avalanche, Polygon ve Flow gibi ağlarda da NFToluşturmak mümkün. Burada en öne çıkan ağ ise düşük işlem ücretleri nedeniyle BSC yani Binance Smart Chain.
NFT’nizin çizimini tamamladıktan ve hangi ağda yayınlamak istediğinize karar verdikten sonra sıra bir pazar yerine eserinizi yüklemeye geliyor. Tabii buradaki kritik nokta, seçtiğiniz ağ ile uyumlu bir pazar yeri bulmanız gerektiği. Yani, Tezos ağında bir NFT oluşturduysanız, eserinizi Ethereum tabanlı bir platformda satmanız mümkün değil.
Kaç para kardeşim bir NFT?
NFT’nin değerini sanatçının kendisi belirliyor, bu yüzden bir fiyat söylemek mümkün değil. Biz sadece şimdiye kadar satılmış NFT’lere şöyle bir göz atabiliriz.
NFT eserlere oldukça yüksek miktarlarda ödeme yapılıyor. Ringer #879 onlardan biri. Art Block’un NFT koleksiyonunda yer alan eser yaklaşık 5.8 milyon dolara (1.800 ETH) alıcı buldu. Eser, DmitriCherniak tarafından oluşturulmuştu ve NFT platformu Art Blocks’ta basılmıştı. Eseri Three Arrows Capital isimli yatırım şirketi aldı. Şirket, daha önce de Art Blocks NFT’leri satın almasıyla adından söz ettirmişti.
Hiç, bir oyundan bir parçanın satılabileceğini hayal ettiniz mi? AxieInfinity, son zamanların yükselen trendlerinden biri. Bir NFT oyunu olan Axie Infinity’den bir sanal arazi parçası geçtiğimiz şubat ayında 1.5 milyon dolara (888,25 ETH) alıcı buldu.
NFT pazarının büyümesiyle birlikte bazı dijital sanatçılar da hızla ün kazandı. Beeple da onlardan biri. Beeple, yani gerçek adıyla MikeWinkleman, 2020 başkanlık seçimlerini kaybettikten sonra Donald Trump’ın yerde yattığı halini NFT’leştirmişti. Crossroad isimli bu eser, 6.6 milyon dolara (4.475 ETH) satıldı.
Beeple’ın bir başka eseri de The First 5000 Days. Sanatçının dijital sanata başladığı Mayıs 2007’den itibaren her gününü eklediği 5.000 eseri barındıran NFT, 100 dolarla açık artırmaya çıktı. Eseri alan kişi ise 69 milyon doların üzerinde (39.134 ETH) ödeme yaptı.
Tabii tüm bunların uç örnekler olduğunu söyleyebiliriz. Yine de sizin eserinizin de benzer fiyat etiketleriyle satın alınmaması için hiçbir sebep yok. Ne de olsa yepyeni bir dünyadayız ve bildiğimiz tüm doğrular aslında o kadar da doğru olmayabilir…