Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Barış Kayalar, bilgisayar oyunları deyince akla gelen önemli grafik ifade biçimlerinden birini ele aldı: Demoscene.
Tevellüt nedeniyle Commodore 64 dönemlerini yakalayamamış olsam da erken dönem bilgisayar kültürü ve bu dönemin içinde bulunan kişilerin deneyimleri hep ilgimi çekmiştir.
Bahsettiğim dönemde, yani 1980’lerin ortasında, illegal oyun kopyalama/dağıtma işi bugünkü WAN’ların yokluğu nedeniyle hayli zor. Aslında hikaye, arkadaşını oynarken beğendiği bir oyunu evinde oynamak isteyen cimri dostumuzun “Bana da bir kopyasını versene” talebiyle başlıyor. Oyun üreticileri, oyunların kopyalanması engellemek için Copy Protection adı verilen bazı yazılımsal ve donanımsal teknikler kullanıyor. İşi bilen yazılımcı dostumuz, bu korumayı kırabilme ve oyunu crackleyebilme (kırma) becerisine sahip. Kopyalanmış oyununa kavuşan cimri dostumuz, bu kopyayı başkalarına da ulaştırabileceğini fark ediyor ve ortaya 3 kavram çıkıyor: oyunu kırabilen cracker, kıran kişiye oyunun orijinalini getiren supplier ve dağıtım işlemini üstlenen swapper (trader). Bu 3 karakter, bu işin ekip olarak yapılması gerektiğine karar verip bir takım oluyorlar.
Aslında, işin bir gösteriş tarafı da var. Oyunu kıran ekip, bir süre sonra “Bir imzamız olmalı!” diyerek başarıyla kırdıkları her oyunun başına “X ekibi gururla sunar…” gibi yazılar yazmaya başlıyor. Başta sadece düz yazı ile başlayan bu imzalar, “Bizim imzamız daha fiyakalı olmalı!” diyen diğer ekiplerin çabaları ile intro devrinin başlamasını sağlıyor.
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.