Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Tüm dünyada faaliyet gösteren ürün yöneticileriyle gerçekleştirilen röportajlardan, ürün yönetimi hakkında öğrenmeniz gerekenler.
Öncelikle, düşüncelerimi bu kadar kusursuz bir şekilde somutlaştırdığı için Alejandro Escamilla’ya teşekkürler. 🙂
Ürün yöneticiliği pozisyonu için her zaman oldukça meraklı ve hevesli olmuştum, içimdeki bu merak sayesinde ürün müdürleriyle röportaj yapabilmek için tek tek iletişime geçmeye başladım.
Aklımdaki başlıca sorular ise şunlardı:
Bu sorularım için toplamda 20 yıla varan tecrübeye sahip 16 kişiyle bir araya geldim.
Tüm bu insanlara ulaştığım yöntemlere ve dağılımlarına baktığımda LinkedIn (%44), Twitter (%31) ve Slack (%25) olduğunu söyleyebilirim. Dünyanın 11 farklı şehrinden bağlantı kurduğum bu uzmanlar, Amsterdam, Detroit, Dublin, Londra, NYC, Oakland, Paris, San Francisco, Seattle, Sidney ve Toronto’dan katılım gösterdiler.
Henüz başlarken, bu konuşmalardan bir makale yazmayı planlamadığımı belirtmek isterim. Röportajlarda çok fazla bilgi topladığımı fark edince bu tip bilgilerin işinde hevesli, diğer ürün yöneticileri için de faydalı olabileceğini düşündüm ve bu yazıyı oluşturmaya karar verdim.
Paylaşmak önemsemektir, değil mi? 😉
Tüm içeriğim, röportaj yaptığım bu harika insanlardan geliyor. Zira bu konuda yetkin olduğunu söyleyemem. İçeriğimi de birbirine uyan konuların listeleri olarak bir araya getirdim.
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bildiğimiz gibi ürün yönetimi alanına tecrübe olmadan girmek zor olabilir. Lakin “zor”un “imkansız” anlamına gelmediğini unutmayın. Konuştuğum tüm ürün yöneticileri oldukça farklı alanlardan geliyorlardı. Mühendislik, pazarlama, proje yönetimi, danışmanlık, finans, UX tasarımı, sosyo-ekonomi vb. pek çok alanda eğitim görmüş insanlardı. Bu oldukça geniş bir faaliyet yelpazesi demek. Ve evet, bazı alanlar diğerlerine göre “ürün”le daha çok ilişkili. Lakin unutmayın, bugün bu alanda çalışan neredeyse hiç kimse, ürün kökeninden gelmiyor.
Gerekli olan tek şeyse, insanlarla olan iletişiminizde iyi bir noktada olmanız.
Bundan ötürü mümkün olan en kısa sürede empati duygunuza meydan okuyun ve genişletin. Bir ürün yöneticisi olarak (PM) empati, temel taştır.
İkinci bir nokta; çalışmanızı, başarılarınızı ve kişiliğinizi sergilemek için güncellenmiş bir web sitesine sahip olun.
Bir ağ oluşturun ve ürün topluluklarından en iyi şekilde yararlanın. Buluşmalara katılın, çok okuyun, Slack gruplarında aktif olun (aşağıdaki Slack kanal önerilerine bakabilirsiniz). İnsanlara projenizin ana hatlarıyla yaklaşın. Konu tartışmalarına katılın, trendleri bulun ve “neden” üzerine düşünün.
Bir mülakatta söylendiği gibi:
“Kariyerin, daha çok oluşan tesadüflerle ilgili.”
Bir akıl hocası bulun.
Bir. Akıl hocası. Bulun.
Örneğin, deneyimli bir ürün yöneticisi!
Sizi etkileyen, hatta korkutan insanlara ulaşın. Ne okuduklarını, son zamanlarda onları neyin şaşırttığını sorun.
Çevik çalışma (Agile) ortamlarında önceden deneyiminiz yoksa, sertifikalar bu noktada yardımcı olabilir, ancak gerekli değildir. Scrum Alliance‘ın bir Ürün Sahibi (Product Owner) kursu var. Pluralsight‘ın da bu alanda oldukça geniş bir program seçeneği mevcut.
Editörün notu: Google’ın Google Project Management (Proje Yönetimi) Sertifika Programı tam size göre olabilir.
En iyisi, ya tek ürün yöneticisi olduğunuz ya da size rehberlik edecek deneyimli bir ürün yöneticisinin yer aldığı bir start-up’ta başlamaktır. Eğer bu alanda tek kişi sizseniz, çok şey yaparak çok şey öğreneceksiniz demektir. Bununla birlikte büyük şirketler, genellikle yeni genç ürün yöneticilerini kazanmak için start-up’lardan daha isteklidir. Sadece, hiyerarşinin keskin olduğu firmalarda o kadar fazla özgürlüğe ve özerkliğe sahip olamayacağınızı unutmayın.
Kendi şehrim diye belirtmek istemiyorum lakin röportaj yaptığım ürün profesyonelleri, Paris’teki girişimlerin ürün yöneticilerine oldukça aç olduğunu söyledi 😉
Görüştüğüm kişilerin çoğu, ilgileri ve organizasyonlarında buna ihtiyaç olduğu için ürün yöneticisi olarak işe başlamışlar.
Bu tip benzer durumların Start-up’larda olma olasılığı oldukça fazladır.
Hali hazırda çalıştığınız iş yerinde ürün yöneticisi olmak gibi bir hedefiniz varsa, iş arkadaşlarınızı ürün yönetiminin ekibe sağladığı katkılar hakkında eğitmeniz, onlarla bilgiler paylaşmanız oldukça önemli olacaktır.
Firmanızda ürün yöneticileri varsa, bazı özelliklerinizle kendilerine yardım etmeyi de teklif edebilirsiniz.
Kendi ürününüzü yaratın ve keşfedin. Bu yarattığınız bir girişimcilik örneğinden de canlanabilir veya firmanızda bir iç girişimcilik projesi de olabilir. Bu noktada harika fikirlerin ortaya çıkabileceği hackathonlar ve yan projeleri de denemekten çekinmeyin.
Finansal bir sürdürülebilirliğiniz varsa, sadece deneyim kazanmak için bile insanlara gidip onlar için ücretsiz çalışmayı teklif edebilirsiniz. Diğer bir seçenek de staj veya deneyimin beklenmediği iş tekliflerine bakmak olabilir.
Lakin ana hamle, tutkulu olduğunuz bir şirket bulmaktır. Bu sayede orada öğrenebilir, gelişebilir ve fark edilebilirsiniz.
Kademeli olarak öğrenin. Bir alanda uzmanlaşın (örneğin: e-ticaret) ve bu alanda kazanabileceğiniz daha fazla beceri öğrenin.
“Junior” ibaresini taşımayan iş teklifleri sizi korkutmasın. İşverenler 3 yıl veya daha az bir süre istiyorsa, başvurmaktan kaçınmayın. Motivasyonunuz, bildiğiniz ve yaptıklarınız hala çok önemli.
Zorlukları yaratıcı bir şekilde çözebildiğinizi gösterin. Erken aşamadaki prototiplerle çalışın, validasyonlarını araştırın: iş başvurularında sizden beklenebilecek işleri yapın.
LinkedIn ve Indeed uyarılarından en iyi şekilde yararlanın, buralardan gelen iş teklifleri doğrudan mail kutunuza gelebiliyor.
Ürün yöneticisi mülakatları ve olağan dışı sorularla önceden pratik yapın.
X veya Y özelliğini nasıl test edersiniz?
İş görüşmelerine ne kadar çok giderseniz, kendinizi o kadar güvende hissedeceksiniz. Kendinize bir şans vermeye ikna edebileceğiniz birini bulun.
Öncelikle ürün yönetimi konusunda ne kadar tutkulu olduğunuzu karşı tarafa göstermelisiniz. Bu alanda size neyin ilham verdiği konusunda açık olun ve henüz öğrenemediğiniz şeyler noktasında dürüst olun.
Neden bir ürün yöneticisi (PM) olmak istediğinizi açıklığa kavuşturmak önemlidir. Bu pozisyon için çok önemli olduklarından, insan ilişkilerinizin barındığı yumuşak becerilerinizi (soft skill) vurgulayın. İyi örnek paylaşımlarıyla ilgili düşüncelerinizden bahsedin. Tüm bunlar görüşmeyi yapan kişinin bu rol hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunuzu ve onunla nasıl özdeşleştiğinizi anlamasını sağlayacaktır.
Mümkün olduğunca çok konuda deneyim kazanmaya çalışın (programlama, iş stratejisi, UX tasarımı, proje yönetimi, veri bilimi vb.). MOOC’lar, diğer taraftan beceri toplamanın güzel bir yoludur.
Çalışmanızın karşılığını almaktan korkmayın, önceki başarılarınızın altını oymayın. Ekip hakkında genellikle “biz” diye konuşuruz, ancak önceki iş başarılarıyla ilgili olarak “ben” diyebilmelisiniz.
Mülakatı yapan kişilere önemli ölçütleri aktarın. Yetersiz bütçeli bir proje mi yönettiniz? Önceden bir projeyi tamamladınız mı? Neyi sürdürdüğünüz ve neyi değiştirdiğinizi sunun. Nasıl karar verdiğinizi açıklayın. Önceki bir projeniz kötüye gittiyse, nedenini analiz edin ve ondan ne öğrendiğinizi açıklayın.
Şirketin süreçlerinden ilham aldığınızı, bu kavramlardan ne anladığınızı gösterin. Daha önce ürün yöneticileriyle çalışmış olmak, bundan ne elde ettiğinizi gösterebilmeniz koşuluyla iyi bir artıdır. Son olarak, deneyiminizi ve becerilerinizi, sizden beklenen gerekliliklere göre konumlamayı unutmayın.
Ürün yönetimi, ürün yaşam döngüsünün en erken aşamasında başlar. Önce neyin peşinden gitmeyi hedeflediğinizi tanımlayın, hedeflenecek pazarı belirleyin ve sonra anlamaya çalışın. Bir yol haritası oluşturmak, kullanıcı hikayelerini tanımlamak, yapılacak işlere öncelik vermek ve tüm disiplinlerin kesişme noktasında olmanızı gerektirecektir. Bu nedenle, tek bir konuda öne çıkmaktansa, çeşitli alanlarda meraklı ve “oldukça iyi” olmak daha ilgi çekicidir.
Doğrudan çözüm moduna geçmek yerine, müşterilerin çözmeye çalıştığı sorunlara odaklanın. Çalışmanızın sonraki aşamalarında bile, oluşturduğunuz çözüm yerine soruna aşık olduğunuzdan emin olun. Bu aşamadan sonra ürünün nereye gideceğini tahkim etmek zor olabilir. Daha fazlasını keşfetmek ve inşa etmek arasında harekete geçmek için yeterli önsezilere sahip olmanız gerekir.
Ürün yöneticisi; fikirleri ve kararları onaylar, tartışır ve hiçbir şeyin kaybolmamasını sağlar. Girişken, sorumlu ve inandığınız şey için sağlam bir şekilde durmaya hazır olmalısınız. Ayrıca hataları veya cehaleti de kabul edebilmelisiniz.
İşin “Neden” kısmını yaratacağınızı düşündüğümüzde, hem ekip içindeki hem de dışındaki paydaşlara iyi bir vizyon sağlayın ve süreçteki ilerlemeyi onlara gösterin. Onları kullanıcı olarak düşünün, dürtülerini anlayın. Herkesin aynı hedefte, ortak sayfada olduğundan emin olun ve bunu mümkün olduğunca erken yapın. Mutlak şeffaflığı hedefliyorsanız, yol haritasına göz atmalarına izin verin.
Yine bir mülakattan alıntı yapmak gerekirse:
“İyi ürün yöneticileri, ekiplerinde olmayan kişilerin kendileri için çalışmasını sağlayabilir.”
Takım arkadaşlarınız için nihai destekleyici olun. Geniş kavramları tercüme edebilmek, elde edilenleri aksiyona dönüşebilir özelliklere ve taktiklere indirgeyebilmek, ekibinizi desteklemenin harika bir yolu olacaktır. Size olan inançlarını işleyin, onlara liderlik edin ve onlar için bu iş çarklarının kolayca dönmesini sağlayın. Herkesin karşılaşabileceği sorunları tartışmak için Agile’ın retrosundan yararlanın.
Hoşuma giden başka bir cümle:
“İyi bir ürün yöneticisi, ürün yanarken bile sakinliğini ve vizyonunu korur.”
Ürünü kimin için yaptığınızı bilmeniz gerekir.
İpucu: Patronunuz yerine kullanıcılarınıza odaklanın. İş yerinizden bu işten siz sorumlusunuz. Kullanıcılarınızın sorunlarını bulun ve doğru çözümü getirin.
Bunu yapmak içinse bir keşif aşamasından geçeceksiniz:
Ve tüm bu aşamada kullanıcı yolculuklarını her zaman aklınızda tutmalısınız.
Ürün yöneticileri, kararlarını yönlendirmek için; nitel ve nicel verileri harmanlayarak birlikte kullanır. Her ikisine de ihtiyacınız olacak.
Nicel veriler size “ne” sorusunu yanıtlarken, nitel veriler “neden” sorusuna cevap verecektir. Şirket kurucularının bazen içgüdülerine çok fazla önem verdiğini ve bunların, ölçülebilir içgörüler için yeterli olmadığını unutmayın.
Ürünün zayıf noktalarını bulun ve bununla, kullanıcıların sorunlarını neyin çözeceği arasındaki boşluğu doldurun.
Odaklanmanız gereken en önemli şeylerden biri, hedefinize ulaşmaktır. Yeni bir ürün üzerinde çalışmak, geniş bir kullanıcı tabanına sahip olmanıza ve böylece alakalı, nitelikli geri bildirim almanıza da olanak tanır. Lakin öte yandan bu durum özellikle zor. Zira ürününüzü test edecek kullanıcılarınızın alışkanlıklarını da değiştirmek zorunda kalacaksınız. Ürünün emekleme aşamasında MVP’niz çok değişeceğinden, hızlı kararlar verebilmek için de küçük adımlarla başlamak makul olacaktır.
Ürün yöneticisi (PM) olmak, hangi şirkette ve hangi ürün üzerinde çalıştığınıza bağlı olarak çok farklı şeyler ifade edebilir. Bir iş unvanı çok belirsiz olduğundan, teklifin ayrıntılarını kontrol ettiğinizden emin olun.
Örneğin ABD’deki ürün yöneticisi vizyonu; bir üründen sorumlu, malın gerçek sahibi olmaktır. Tüm paydaşların (iş, teknoloji, yönetim kurulu, dış ortaklar, vb.) ortasında işbirliğine dayalı bir ekibin anahtarıdır. Ancak tüm şirketler bu şekilde çalışmaz.
Bir diğer büyük fark, B2B ile B2C ürünlerindedir. B2C’de karar verme çoğunlukla veriye dayalı olurken, B2B’nin duruma göre bir yaklaşımı izleme olasılığı daha yüksektir. Müşterileriniz için ulaşılabilir olmak da her zaman değerlidir ancak B2B sistemlerinde bu durum daha da belirleyici olabilir.
Genel olarak, pozisyon ve size neyin yükleneceği ile ilgili olarak gerektiği kadar çok soru sormaktan çekinmeyin. İşin ve şirket kültürünün keyfine varacağınızdan emin olmak, herhangi bir işaret olmadan gemiye binmekten çok daha iyidir.
Bir ürün yöneticisi olarak öğrenmek ve gelişmek için mümkün olduğunca o işi kendiniz yapın.
Ürünün CEO’su olmadığınızı unutmayın.
Ayaküstü sohbetlerin ve ansızın yapılan toplantıların ağırlığını küçümsemeyin. Kahve makinesinde başlayan ayaküstü yapılan bir konuşma, sizi her yere götürebilir.
Kendinize karşı sabırlı olun.
Zamanınızı iyi değerlendirin.
İyi alışkanlıklar yaratın.
Her zaman öğrenmeye hevesli ve istekli olun.
İşlerin hiyerarşik durumlarına bakılmaksızın, etkileşimde bulunduğunuz her tür iş arkadaşınızdan geri bildirim isteyin. Know-how paylaşımı her iki şekilde de çalışır. Bu sayede daha deneyimli ürün yöneticilerinden ve farklı alanlardaki / şirketlerden / endüstrilerden ortak çalışanlardan yeni bilgiler edinebilirsiniz.
Siz ilgilendiğiniz sürece, mücadelelerini ve işle ilgili ipuçları anlatmaya isteklidirler. Ancak bunu daha az deneyime sahip insanlara da aktarmanız gerektiğini unutmayın. Ve muhtemelen onlar da size yeni şeyler öğreteceklerdir.
Çok okuyun (kitap dahil) ve not alın. Zira şinizin bir parçası da yeni alanlar, yöntemler ve süreçler öğrenmektir. Bu nedenle işyerinde okumaktan korkmayın.
Eğer güvende ve şımartılmış hissediyorsanız, o zaman kendinize yeterince meydan okumamışsınız demektir.
Özgürlük.
Esneklik.
Sohbet için daha az zaman harcanmasıyla, daha verimli çalışma.
Yazılı iletişimi çokça kullanın.
Kendinizi tekrar etmekten korkmayın.
Alaycılıktan ve belirsizlikten kaçının.
Pozitif ve özgün kalın.
Herkesin dahil olduğunu hissettiğinden emin olun.
Takımın birlikte eğlenmesine izin vermek için yeni alanlar oluşturun.
Uzaktan bir takım çalışması için çevrimiçi araçlar yararlanın.
Güven; verimli performans göstermenin, ürünle ilgili vizyonu yaymanın ve üretkenlikle ilgili kızgınlık ve sorgulamadan kaçınmanın anahtarıdır. Liderlik ve yetkinlik göstererek bunu kazanacaksınız.
Şeffaflık; hedeflerin ve önceliklerin belirlenmesinde çok önemlidir. Herkesin bireysel çalışmasının ötesinde ekibin bir parçası olduğunu hissetmesini sağlayacaktır.
Uzaktan çalışma disiplinine sahip şirketler de ofis hayatını da deneyimlemek isteyen çalışanları için teknoloji girişimlerinin yoğun olduğu merkez niteliğindeki kentlerde bir ofis bulundururlar.
Bu noktada meetuplar, Slack grupları, şirketler ve takip edilecek topluluklar önemli öğrenim kaynakları olabiliyor. Aşağıda bir kaçını listeledim.
Sonuna kadar okuduğunuz için sizi tebrik ederim! 🙂 Umarım makaleyi bir araya getirirken benim öğrendiklerim kadar, size de yararlı olmuştur. Eğer varsa sorularınızı veya yorumlarınızı yanıtlamayı çok isterim.
Bu röportaja konu olan, aklı sorularla dolu meraklı bir yabancıyla vakit geçirecek kadar nazik olan tüm ürün yöneticilerine teşekkür ederim! Bana güvendikleri için de son derece minnettarım.
Son bir not olarak, teknoloji ve ürün alanlarındaki şirketlerde bugün hala çeşitlilik için iyileştirmesi gereken kısımlar var. Gelecek yıllarda, hep birlikte daha kapsayıcı bir alan umut edelim.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat
Ürün yöneticiliği hakkında bugüne kadar okuduğum en bilgi dolu, verimli ve öğretici blog yazısı, gerçekten tebrik ediyorum. Bunları paylaşmak bile bir özveri gerektiriyor. Çok teşekkür ederim.
Merhaba Nuran Hanım, yorumunuz için teşekkür ederiz! Faydalı olabildiysek ne mutlu bizlere.