Yemek programlarını izliyorsanız şu cümleyi sıkça duymuş olmalısınız: “Önce malzeme listemize bir göz atalım…” Bir kullanıcı deneyimi tasarlıyorsanız ve üretim süreci öngördüğünüzden daha uzun sürüyorsa ya da hedeflenen kullanıcı deneyimi ile final kullanıcı deneyimi arasında gözle görülür bir fark varsa klişelere son vermenin tam zamanı: Kervan yolda düzülmüyor ve yayında “toplamıyor”.
Yemek programlarını izliyorsanız şu cümleyi sıkça duymuş olmalısınız: “Önce malzeme listemize bir göz atalım…” Eğer kullanıcı deneyimi tasarlıyorsanız ve üretim süreci öngördüğünüzden daha uzun sürüyorsa ya da hedeflenen kullanıcı deneyimi ile final kullanıcı deneyimi arasında gözle görülür bir fark varsa, projeye göz attığınızda bir şeylerin eksikliği dikkatinizi çekecektir. Bunun ne olduğunu ararken karşınıza çıkacak eksiklik de yüksek ihtimalle “içerik” olacaktır.
Klişelere son vermenin zamanı geldi: Kervan yolda düzülmüyor ve yayında “toplamıyor”.
Gelin, problemi kısaca özetleyelim:
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Vestibulum id ligula a nulla imperdiet tincidunt sed mattis magna. Morbi placerat mollis tortor eu venenatis. Mauris iaculis sem a nisi aliquet congue. Mauris nec orci placerat ante pharetra accumsan vel id elit. Aliquam venenatis quam sed justo venenatis facilisis. Cras et accumsan magna, at fringilla arcu. Aenean dignissim nisl nec dolor tempus faucibus. Morbi sed est dignissim, euismod ex non, semper purus. Duis congue, ipsum fringilla aliquet egestas, risus eros porttitor enim, at blandit dolor urna non tortor. Nam auctor leo neque, eget sagittis arcu vulputate nec. Duis at finibus mauris.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bu metin kimse için bir anlam ifade etmese de aslında bize şunu söylüyor: Varsayımlara dayalı bir içerikle başarılı bir kullanıcı deneyimi tasarlamak mümkün değil. Bu konuda daha önce paylaştığımız UX Efsanesi #19’a göz atabilirsiniz.
Peki, eksik ya da son halini almamış içerikle kullanıcı deneyimi tasarlamak ne gibi riskler doğurabilir?
İletişim tonunun tanımlanmaması, deneyimsel yaklaşımı ya da diğer bir deyişle ürünün deneyimsel kimliğini tanımlamada yetersizlik
Bilgi mimarisinin, taksonomi ve hiyerarşinin net olarak tanımlanamaması, görsel hiyerarşinin doğru kurgulanamaması
Görsel hiyerarşinin ve etkileşimin varsayımlara dayalı olarak üretilmesi
Birden çok dil seçeneği içeren arabirimlerde, kullanıcının seçtiği dile bağlı olarak farklı bir deneyim yaşaması
Arama motoru optimizasyonundan, deneyimin sosyal medya uzantılarına kadar birçok özelliğin doğru kurgulanamaması
Projenin ve üretim sürecinin sağlıklı planlanamaması
Bunlar risklerden sadece birkaçı. Doğru bir kullanıcı deneyimi kurgulayabilmek için direkt olarak deneyim konsepti üzerine çalışmaya başlamak yerine içerik öncelikli kullanıcı deneyimi tasarımı metodolojisini deneyin. Üretim sürecinizi optimize edebildiğinizi, üstelik daha doğru bir sonuca ulaşabildiğinizi göreceksiniz.
Peki, içerik eksik ya da tamamlanmamış olduğunda bir kullanıcı nasıl bir deneyim yaşıyor?
Bunu birçok örnekle anlatmak mümkün, fakat bir kullanıcının fark etmeden yaşadığı bu deneyimi en iyi şekilde anlatabilmek için bir video listesi hazırladık. Aşağıdaki videoları izlediğinizde, eminiz, neden söz ettiğimizi çok iyi anlayacaksınız 🙂
Bu problemi nasıl ortadan kaldırabiliriz?
– İçerik envanterini oluşturun
Eğer üzerinde çalıştığınız projenin sahibi siz değilseniz, başka bir deyişle projeyi bir müşteriniz için hayata geçiriyorsanız, deneyim tasarımı üzerine kafa yormadan önce içerik envanterini oluşturun. İçeriği proje sahibinin size hazır olarak iletmesini talep edebilir, içeriği oluşturmak için proje sahibiyle beraber çalışabilir ya da içeriği oluşturmayı bu konuda uzman bir ekipten talep edebilirsiniz.
– Kime hitap ettiğinizi aklınızda bulundurun
Onlarca metin, görsel, video… Peki bu içeriği tüketecek olan kullanıcı kim? İçerik envanterini oluşturduktan sonra, içerik üzerine yapacağınız en küçük çalışmadan bile önce, hedeflediğiniz personaları doğru şekilde tanımlayın. İçerik envanterinde yer alan içeriği A personasına göre farklı, B personasına göre farklı yorumlamaya ihtiyaç duyabilirsiniz.
– Eklemeyi değil, çıkarmayı deneyin
İçeriği sadeleştirmek, kullanıcıları gereğinden fazla içerikle mücadele etmek zorunda bırakmamak ve onların değerli zamanlarını en verimli şekilde kullanabilmelerini sağlamak için içerik envanteri üzerinde çalışırken daha fazla içerik eklemeye değil, sadece ve sadece gerekli olan içeriği korumaya ya da mevcut içeriği en kolay tüketilir forma dönüştürmeye odaklanın. Bunu yapmanız, kullanıcı deneyimi tasarımı sürecinde verimlilik sağlayacağı gibi, kullanıcılarınızın yaşayacağı deneyimi de sadeleştirecek ve amacına uygun bir ürün ortaya koymanızı da beraberinde getirecektir.
– Sınıflandırın
Sınıflandırılmamış verilerle hareket etmek, üretim sürecinde sizi duraksatabilir ve anlık kararlar almak zorunda bırakabilir. Bu nedenle işe elinizdeki içeriği sınıflandırarak başlayın. Çalışmanıza bu şekilde devam etmek, kullanıcının yaşayacağı deneyimi yalınlaştırabileceği gibi, tasarım sürecinde daha önceden fark etmediğiniz potansiyelleri de ortaya çıkarabilir.
– Önceliklendirin
Verileri sınıflandırmak sahip olduklarınız ve olmadıklarınız konusunda daha büyük bir resim oluşturmaya yardımcı olsa da, ürününüzün sunacağı işlevleri hikayeleştirerek bir deneyime dönüştürmek konusunda yeterli miktarda ipucu taşımayabilir. Kullanıcının yaşayacağı deneyimi bir hikayeye dönüştürebilmek, bazı bölümleri öne çıkarmak ve kullanıcının kendisini öğrenmek zorunda hissetmeyeceği bir deneyim kurgulayabilmek için içerik hiyerarşisini doğru kurgulamaya özen gösterin.
– Empati kurun
Ürettiğiniz ya da dönüştürdüğünüz içeriğe ve üretim sürecine dahil olduğunuz projeye yabancılaşarak, hedeflenen personalardan biri olduğunuzu hayal edin ve içeriği bu gözle tekrar gözden geçirin. Kendinize cevaplamakta zorlanabileceğiniz sorular sormaktan korkmayın. Bu sadece içeriği oluşturur ya da dönüştürürken değil, bir ürünü tasarlar ve hayata geçirirken attığınız her adımda başvurabileceğiniz bir yöntem. Unutmayın, siz kullanıcılarınız gibi değilsiniz. Onlar çoğu zaman sizden farklı kişiler ve sizinle aynı beklentileri taşımıyor olabilirler.