Uyarlanabilir içerik: bir kez yaz, her yerde yayınla
Mobil cihaz kullanımı ve kişiselleşme ihtiyacıyla birlikte yükselişe geçen, uyarlanabilir içerik (adaptive content) kavramına giriş: Nedir, ne değildir?
İçerik konusunda son zamanların yükselen konseptlerinden biri olan adaptive content (uyarlanabilir içerik) kavramından bahsetmeden olmaz diye düşündüm. Başlıktan da anlayabileceğiniz üzere, bu yazı halihazırda çok da bilinir olmayan bir konu üzerine giriş niteliği taşımaktadır. Tanık olacağımız gelişmelerle birlikte, zaman içinde yeni paylaşımlarla konuya dair derinliği ve çeşitlemeleri arttıracağımızı umut ediyorum.
Adaptive content, konunun uzmanlarından, ünlü içerik stratejisti Noz Urbina’nın tanımıyla, çoklu kanallar üzerinde, anlamlı, kişiselleştirilmiş etkileşimleri destelemek amacıyla oluşturulan bir içerik stratejisi yöntemidir. Bu konuların doğası gereği terminoloji çoğunlukla uluslararası ortal dil yani İngilizce üzerinden ilerlediğinden çok fazla geçerliliği olmayacak olsa da, kavramın Türkçesini uyarlanabilir içerik olarak belirleyebiliriz sanırım.
Content Strategy for Mobile kitabının yazarı, tecrübeli içerik mimarı ve stratejisti Karen McGrane konuyla ilgili ünlü sunumunda, içeriği uyarlanabilir hale getirmenin en doğru yolunun, onu olabildiğince küçük parçalara ayırarak şekillendirmek ve metadata kullanımına ağırlık vererek, içerik kütlesine tekrar kullanım kabiliyeti ve esneklik kazandırmak olduğunu belirtiyor. Ve adaptive content konseptinin 5 bileşenin aşağıdaki gibi sıralıyor.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Farklı konseptlerde kullanılabilir olması amacıyla aynı içeriğin birkaç farklı versiyonunun üretilmesi durumunu ifade eder. Büyük ekran alanında etkisi yüksek bir metnin alanla birlikte kelime sayısı azaldığında etkisini yitirmemesi için önceden ona uygun düzenlenmiş bir versiyonunun bulunması gerekir.
Yapılandırılmış içerik (structured content)
Adaptive content’in temelini oluşturan, içeriğin esneklik kazanması için olabildiğine ufak parçacıklara ayrılma halini ifade eder. Bunu yaparken, içerik birimleri arasındaki bağlantıları, attribute’leri, tipleri vs. belirleyecek bir içerik modellemesi yapılması gerekir.
Sunumdan bağımsız içerik (presentation independent content)
Farklı formatlar ve platformlar için içerik üretimi yaparken, içeriği ham haliyle, her türlü düzenlemeden muaf bir biçimde tek başında tutmak, sonrasında farklı durumlara adapte ederken yapboz tahtasına çevirmemek için elzemdir.
Anlamlı metadata (meaningful metadata)
Yukarıda anlatılan durumla ortak olarak, içeriğe istenen formu kazandırma aşamasında kolaylık sağlaması için, içeriğin hem kendisinin hem onu tanımlayan metadata’nın ham halinde elde bulundurulması gerekir.
Yukarıda sayılanların yapılabilmesi için, içerik birimlerini yeniden kullanıma ve şekillendirmeye olanak sağlayacak biçimde barındırabilecek bir içerik yönetim sistemine sahip olmak gerekmektedir.
Temel yapısından ve bileşenlerinden sonra, bu kavramın kullanımından ve ortaya çıkışından bahsetmekte yarar var.
Adaptive content kavramının yükselişi noktasında birkaç kavram ön plana çıkıyor.
Bunlardan biri, akıllı cihazların önlenemez yükselişine paralel olarak ortaya çıkan, deneyimin daha interaktif ve kişiye özel olması gerekliliği. Teknolojinin bireyselleşmesi, sosyal medyanın hayatımızın önemli bir bölümüne sahip olması, kişisel aygıtlarla geçirilen sürenin ve bu aygıtlar ve hizmetler üzerinde yapılan gerçek hayat aktivitelerinin sayısının hızlıca artması, içerik miktarının günden güne artmasından kaynaklanan rekabet ortamı, sununlan içeriğin kişiselleşmesini de günden güne gerekli kılıyor.
Çoğunlukla NPR(National Public Radio)’nin ‘create once publish everywhere’ mottolu içerik yönetim sisteminin öncülerinden biri olarak gösterildiği, uyarlanabilir içerik konseptinin bir diğer tamamlayıcı unsuru omnichannel kavramı. Omnichannel, multichannel ya da cross-channel konseptlerini kapsayan ancak daha geniş çaplı bir kavram olarak öne çıkıyor. İçeriğin ve deneyimin aynı anda birden fazla kanaldan eşit olarak erişilebilir olmasını sağlayan multichannel kavramını daha da öteye taşıyor ve tüm iletişim ve etkileşim kanalları üzerinden, yolculuğun tamamına hakim olmayı amaçlıyor. Yani internet üzerinden yaptığınız alışverişin, offline dünyadaki olası karşılıklarından olan, kargo, nakliye, evde bulunma bulunmama hali vs. durumları da omnichannel deneyimin alanına giriyor. Hayatların mobile değen kısmının artmasıyla birlite ortaya çıkan, deneyimi bütüncül bir yaşam deneyimi şeklinde elen alan bu omnichannel konsepti, kişiselleştirilmiş ve tüm kanallara aynı anda, farklı kişiler için uygulanabilir içerik ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Yani omnichannel, personalization ve adaptive content birbirinin kimi zaman sebebi, kimi zaman sonucu, kimi zaman bileşeni olan, göbekten bağlı kavramlar. Multichannel deneyimin yeterli olduğu günlerde yalnızca araçların kişiselleşmesi yeterliyken, artık içeriğin de kişiselleşmesi ve kişinin hayatını sarıp sarmalası gerekiyor, daha doğrusu içerik rekabetinde geri kalmamak adına kullanıcıya daha kapsamlı seçenekler sunmak, ona deneyimlerinde seçeceği yollar noktasında nokta atışı tahminler sunarak olası yol tariflerini önüne sermek yavaş yavaş kaçınılmaz hale geliyor.
Özetlersek;
Adaptive content kişiselleştirmenin ve omnichannel deneyiminin getirdiği, içeriğin tüm kanallara uygulanabilir olmasına dayanan bir içerik planlama tekniğidir. Adaptive content’in amacı içeriği kullanıcının karakterine, deneyimlerine, isteklerine uygun hale getirmek, kullanıcının kendisine uygun olan içeriği o talep etmeden onun önüne serebilmektir. İçeriğin adaptive olmasının nihai amacı, kişiselleşmeyi ve etkileşimi arttırarak, online dünyadan offline dünyaya taşan deneyimler noktasında da kullanıcıya içerik sağlayarak, hizmetin kalitesini, marka değerini, gelecekteki cihaz ve platform değişiklerine olan uyumluluğu arttırmaktır. Adaptive content, içeriğin kullanım ömrünü arttırıp son kullanma tarihini, doğru kullanım durumunda belki de sonsuza kadar öteleyen bir content strateji metodudur. Çünkü uyarlanabilir olması halinde, içerik teknoloji ya da platform ne yöne evrilirse evrilsin, o yöne çekilebilir, o yönde şekillendirilebilir. Bir nevi elimizdeki içeriği eritip, oyun hamuru halinde istediğimiz şekle sokabilmektir. Bugün yazılan bir blog postun, üç yıl sonra bu konuda bir e-book halini alması bunun örneklerinden biridir.
Ve şu temel unsurlardan meydana gelir;
Tek framework içinde farklı içerik çeşitlemeleri yaratacak olan yazarların bulunduğu CMS
Cihaz farkı olmaksızın gösterime uygun içerik
Farklı platformlarda kullanılabilirliğe sahip içerik
Söz konusu durumda uygun olan içeriğin gösterilmesine imkan sağlayacak query’leri üreten metadata
Adaptive content’in uygulanışı konusunda şimdilik temel sıkıntılar kişiselleştirme içerdiği için hacmi artan içeriği sağlamada ve teknik uyumlulukların üstesinden gelmede gözlemlenmektedir.