Düşük bütçeli online pazarlama mı?

Yaptığım işin dilimize çevrilme şeklini duyunca tam olarak başlıkta yer alan tepkiyi verdim. Aslında Growth Hacking’in ülkemizdeki izdüşümünün böyle olduğunu ve terimin kullanımı yayıldıkça bu kısıtlı bakış açısının da gereksiz bir şekilde artacağı ile ilgili öngörülerime StartupBootcamp‘te Growth Hacking giriş sunumu yaparken değinmiştim. “Peki neden ‘kısıtlı’ olduğunu düşünüyorsun?” derseniz eğer, size “Sadece bu bakış açısıyla yaklaşsaydık girişimlere ‘viagra’ sattığımızı vaad eden ‘danışmanlardan’ başka bir şey olmazdık” diye yanıt verirdim.

DAM Growth Hackers olarak ilk günden beridir savunduğumuz ve değişmeyecek söylemimiz, anayasamızın 1. maddesi, sürdürülebilir büyümedir. Anlık çıkışlar, yani ecnebilerin deyimiyle ‘spike’ lar ve/ya analytics verileri üzerinde vanity metrics bilinçli saptırmalarıyla sizde viagra etkisi yaratacak yöntemler inanın en kolay ‘vurgun’ kanallarıdır. Tezgah çok güzel aslında baksanıza; size geliriz “Seni 1 ay içinde silikon vadisine sokacağım bebek” deriz (tamam bebek demeyiz), sonra analytics çıkmazından 3-5 veri cımbızlar “Bak nasıl da senin büyümeni sağladık” der, siz daha ne olduğunu anlamadan işin içinden sıyrılırız. Tabii ki bu anlattığım işin iskelet hali ve mevzu allanıp pullanmaz ise kimse de bu gibi -tabiri caizse- ‘tufalara’ düşmez. Hatta okurken “Yok canım kim yer bunları? Ben hayatta yemem!” diyenlerinizin çoğunlukta olduğuna eminim. Tavsiyem, geçmişe dönüp bir bakmanız. Kaç defa “danışman” ünvanlı kişilerle çalışıp “Ulen şimdi bu adam bize ne kattı?” dediniz veya denildiğine şahit oldunuz? Ben şahsen her gün LinkedIn ve Twitter üzerinden öyle profiller görüyorum ki Nuri Alço yanlarında masum kalır. Tabii burada işini doğru düzgün yapan ve danışmanlık verdiği şirketlere ciddi katkıda bulunan işinin erbabı kişileri bir kenara ayırıyorum. Ancak danışmanlık içine ne atarsan kaldırabilecek heybeymiş gibi geliyor bize.