Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Digitalzone, 2013 yılından bu yana düzenleniyor ve artık Doğu Avrupa’nın en büyük dijital pazarlama konferansı olarak anılıyor. Peki 2017 nasıl geçti ve etkinliğe hangi anlar damgasını vurdu? Anastasya Yamaç'ın keyifli notları eşliğinde...
2013 yılından bu yana düzenlenen, 2016 yılına kadar SEOzone olarak bildiğimiz ve geçtiğimiz yıl itibarıyla Digitalzone adını alarak daha da kapsamlı bir içerik sunmaya başlayan Digitalzone’17 geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşti. Doğu Avrupa’nın en büyük dijital pazarlama konferansı olan ve dijital pazarlama dünyasının en köklü oyuncularının katıldığı etkinlikte, biz de N11 SEO takımı olarak ön sıralarda yerimizi aldık. Digitalzone 2017 nasıl geçti, kimler ne anlattı, kimden ne öğrendik ve etkinliğe hangi anlar damgasını vurdu; takım arkadaşım sevgili Tuğçe Arpacı ile birlikte sizler için derledik.
Tıpkı geçen sene olduğu gibi, SEOzeo’nun kurucusu Yiğit Konur’un açılış konuşmasından sonra mikrofonu ilk sunumu yapmak üzere DeCabbit Danışmanlık Ajansı yöneticisi Judith Lewis aldı.
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bol şaraplı, bol çikolatalı bir sunumun eşliğinde Lewis, içerik pazarlamasına dair çarpıcı noktalara değindi. İçeriği küçük, tüketilebilir parçalarda sunmamız gerektiğinden bahseden Lewis, bir içerik söz konusu olduğu zaman kullanıcı üzerinde bir etki yaratabilmek için sadece 2 saniyemiz olduğundan bahsetti. Doğru ve etkili içerik için ise hedef kitlenizi tanımanız, düzenli periyotlarda editöryel takvim güncellemesi yapmanız, doğru metrikleri ölçümlemeniz ve her daim olaylara stratejik bakış açısı ile bakmanız gerektiğini anlattı. Lewis’in başarılı içerik için kişisel tüyoları ise şöyle:
Soru soranlara çikolata dağıtma ritüelini bu sene de ihmal etmeyen Judith’in sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Ardından sahne ScribbleLive genel müdürü Maged Mostafa‘nındı.
Mostafa da tıpkı Judith gibi dijital pazarlama sektörünün parlayan yıldızı içerik pazarlaması üzerinde durdu ve işletmeler için — özellikle startuplar için — içeriği kullanarak rekabette fark yaratmak üzerine düşüncelerini paylaştı.
Tamamen tüketici odaklı bir dünyada yaşadığımızdan bahseden Mostafa, tüketicilerle birlikte pazarlamacıların ve markaların da izlediği yolların değiştiğini vurguladı. Kendisine göre bugün kaliteli bir içerik deneyimi, tüketici odaklı iletişimin birebir karşılığı. İçerik deneyimleri pazarlamada yeni talepler doğururken içerik pazarlaması ekonomisi de bu döngü etrafında büyümeye devam ediyor.
Rekabet ortamında ayakta kalmak ve başarılı olabilmek için Mostafa yaratılan içeriklerin data odaklı, stratejik, alakalı, etkileşimli ve çok kanallı olmalı. Mostafa’nın bizlerle paylaştığı en akılda kalıcı ifade ise içeriğin rekabetin bir dördüncü boyutu ve günümüz işletmelerinde farklılaşabilmek için bir anahtar olması. Mostafa’nın sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Ardından sıra eski bir Googler olan Kaspar Szymanski‘nindi.
Google ceza yönetimini enine boyuna katılımcılar ile paylaşan Kaspar, hangi cezanın aslında ne anlama geldiğini ve site sahiplerinin hangi cezada ne tür aksiyon almaları gerektiğini anlattı. Kaspar Google cezalarını on-page ve off-page olmak üzere iki ayrı kapsamda ele aldı.
Söz konusu Google cezaları ve bu cezalardan kurtulmak olduğu zaman Kaspar’ın altını çize çize vurguladığı nokta, site sahiplerinin cezayı yedikleri anda hemen yeniden değerlendirme için başvuru yapmamaları gerektiğiydi. Kaspar’ın tavsiyesine göre webmaster’lar önce ceza yedikleri konuyu kapsamlı bir şekilde araştırmalı, tam olarak nerede yanlış yaptıklarını tespit etmeli ve yeniden değerlendirme başvurusunu ancak ve ancak bu yanlışı düzeltme yolunda adım attıkları zaman yapmalılar.
Sunumun bir diğer akılda kalıcı noktası ise Kaspar’ın ceza sürecini hızlandırmayacak davranışlar üzerinde durmasıydı. Ona göre yasal yollara başvurmak, olayı inkar etmek ve duygusal davranmak en az cezanın kendisi kadar zarar veren davranışlar.
Kaspar’ın sunum dosyasına ulaşamadık fakat sunum içeriği detaylı olarak bu sitede yer alıyor.
Konferansın ilk gününün belki de en heyecanla beklenen anı ise Fatih Özkösemen‘in sahneye çıkışıydı.
Bir Googler’ın gözünden Google’ı anlatan Fatih, hem sunum esnasında hem de sunumundan sonra ortak alanda adeta soru yağmuruna tutuldu desek yeridir.
Fatih sunumunu üç parçaya bölerek kullanıcı, Google ve yayıncılar olmak üzere farklı bakış açılarından arama dünyasını ele aldı. Kullanıcı açısından “arama” kavramını bir “arama deneyimi” olarak gördüklerinden bahseden Fatih, arama yapan kişilere yalnızca aradıkları cevabı vermekle kalmadıklarını, aynı zamanda aranan anahtar kelimelerle ilgili paralel veriler de sunduklarını ve bu şekilde diğer arama motorlarından farklılaştıklarını vurguladı.
Fatih’in sunumundan aldığımız birkaç not ise şöyle:
Fatih’in altını çizdiği diğer önemli noktalar mobil aramaların yükselişi, Google Asistant’ın özellikleri, AMP sayfalar ve Google My Business oldu.
Fatih’in ardından sıra brainslab’ten Millie İsmail‘indi.
Kendisi aramanın geleceğinin tamamen otonom olacağı teorisine dayalı sunumunda Adwords’ün otomatikleştirilmiş geleceğinden bahsetti. Millie’nin iddiası ise oldukça cesur: “Şu anda yaptığınız her şeyin yüzde 90’ı bundan 3 yıl sonra otonomlaşacak!”
Sunumda öne çıkanlar:
Judith Lewis’in sunuculuğu eşliğinde ikinci yarısı hızla devam eden konferansta SEOzeo’nun kurucusu ve etkinliğin çalışkan organizatörlerinden Yiğit Konur sahnedeki yerini aldı.
Daha iyi optimizasyon için SEO ve PPC’yi birlikte kullanmaktan bahseden Yiğit, sunumuna dijital pazarlama dünyasına nasıl giriş yaptığını ve Seozeo’yu kurarken başından geçenleri anlatarak başladı. Ardından birden fazla örnek paylaşarak SEO ve PPC’nin birlikte çalıştığı durumlarda ne gibi sonuçlar elde edilebileceği ile ilgili detaylı örneklemeler veren Yiğit, SEO ve PPC’yi etkili bir biçimde harmanlama yöntemlerini 10 maddede sıraladı:
Yiğit’in sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Yiğit Konur’un ardından sahneye Ad-Blocker’ların karamsar geleceğini ele almak üzere Samuel Scott çıktı.
Scott, sunumuna “reklamcılık” (advertising) ve “doğrudan pazarlama” (direct marketing) arasındaki temel farkları vurgulayarak başladı. Reklamcılığın yaratıcı, akılda kalıcı olduğunu ve marka yarattığını vurgulayan Scott aynı zamanda maliyetli olduklarından ve ölçümlenemediklerinden bahsetti. Öte yandan doğrudan pazarlama düşük maliyetli, ölçümlenebilir ve uyarlanabilirdi. Buna rağmen sıkıcı ve sinir bozucu olmaktan kaçamıyordu.
Bundan yola çıkarak geleneksel doğrudan pazarlama yöntemlerinin internet devrimiyle birlikte online reklamlara evrimleştiğine değinen Scott, bu tür reklamların beraberinde ad-blocker kavramını getirdiğini söyledi. Sunumdan çarpıcı bir istatistik: Y kuşağının yüzde 14’ü ad-blocker indirmiş, bu kesimin yüzde 63’ü ise ad-blocker’ları aktif olarak kullanıyor.
Ad-blocker’ların front-end kodlarını da etkileyebileceğinin altını çizen Scott, aslında bu engelleyiciler yüzünden dijital pazarlama dünyasında ne kadar pazarlama verisinin kayıp, yanlış ya da hiç toplanmamış olduğunu bilemeyeceğimiz gerçeği ile bizi yüz yüze getirdi.
Samuel’in sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Samuel Scott faydalı ve bilgilendirici sunumunun ardından sahneyi SEOmonitor kurucusu ve CEO’su Cosmin Negrescu’ya bıraktı.
Kendisi iyi bir SEO stratejisi bileşenlerinden bahseden sunumuna Romalı’ların savaş strateji ve taktiklerinin anlatıldığı bir video ile başladı.
Kazanmanın yollarının rekabet etmekten (competition) ve meydan okumadan (challenging) geçtiğini vurgulayan Cosmin, etkili bir SEO çalışması için stratejinin kesinlikle elzem olduğunun altını çizdi.
Cosmin’e göre doğru SEO stratejisi kurabilmek için çıtaların yükseldiğini ve kazanamayacağınız savaşların olduğunu kabul etmeniz gerekir. Strateji kurarken sormanız gereken en önemli soru ise: Burada ne oluyor?
Digitalzone’un ilk gün kapanışı ise Michal Magdziariz‘dan geldi.
Gelmiş geçmiş en bilindik SEO araçlarından biri olan DeepCrawl’un kurucusu ve CEO’su, “arama”nın uçsuz bucaksız dünyasını ele aldığı sunumla güne güzel bir kapanış yaptı.
Sunumuna başta reklamcılık, içerik, kullanıcı deneyimi, sosyal medya ve e-ticaret olmak üzere dijital dünyanın tüm alt kırılımlarına ve sektörde kullanılan onlarca SEO aracına parmak basarak başlayan Magdziariz, tüm bu veri içinde nasıl kaybolmayacağınız ve ihtiyacınız olan veriyi doğru bir biçimde nasıl bir araya getirebileceğiniz üzerinde durdu.
Magdziariz’in sunumunda öne çıkan noktalar tarama bütçesinin (crawl budget) efektif kullanımı, kaliteli backlink yönetimi, Google botlarını anlayabilmenin önemi ve Google Search Console’un en verimli biçimde kullanılabilmesi oldu. Magdziariz’in Star Wars temalı sunumu ise yoğun ve yorucu bir günün ardından izleyicilerin suratına bir gülümseme yerleştirmeye yetti.
Michal’in sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Etkinliğin ilk gününü bu şekilde geride bıraktık. 2. günden notlarımız, çok yakında SHERPA Blog’da.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat