Apple’ın ürün geliştirme süreci, şu ana kadar tanık olduğumuz en başarılı süreçlerden biri olabilir. Dünyanın ilk 1 trilyon dolarlık şirketi olmaya yaklaşırken, tasarımcıların Apple’dan öğrenebileceği ve kendi tasarım ortamlarına dahil edebilecekleri onlarca şey var.
Apple, herkesin bildiği gibi ketum bir işletme. Özellikle Steve Jobs yönetimindeyken şirketin iç mekanizmaları ve süreçleri konusunda bilgi edinmek neredeyse imkansızdı. Bir şirketin tasarım yaklaşımı aynı zamanda pazar avantajı olduğunda, bu pek de şaşılacak bir durum sayılmaz aslında. Bu durum, süreçleri gizlemeyi de beraberinde getirir tabii. Diğer yandan, Inside Apple: How America’s Most Admired and Secretive Company Really Works kitabının yazarı Adam Lashinsky’ye bu süreci yakından gözlemlemesi için izin verilmiş. Apple’ın nasıl çalıştığına yönelik bazı detaylar hala gizliliğini korusa da, süreçlerinin kuşbakışı görünümü hakkında bir fikir edinebilirsiniz.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Tasarımcıları bir yandan tasarım konusunda tamamen özgür bırakıp, diğer yandan ürünlerin tasarım vizyonunu ortaya koymalarını nasıl sağlarsınız? Apple bunu, tasarımı ön saflara konumlayarak yapıyor.
Jony Ive — Apple’ın İngiliz CDO’su — ve onun tasarım takımı şirkete liderlik ediyor ve finans, üretim ve benzeri hiçbir departmana karşı bir sorumlulukları da bulunmuyor. Kendi dizginleri kendi ellerinde; kendi bütçelerini belirliyorlar ve üretime dayalı pratik gereksinimleri yok sayma özgürlükleri dahi var.
Tasarım departmanının merkezinde ise Endüstriyel Tasarım Stüdyosu bulunuyor ve bu kısım sadece seçilmiş birkaç Apple çalışanına açık.
İşte bu inanılmaz ürünleri tasarlamanın ardında bu basit konsept yatıyor.
Şirketin genelinden ayrı tutulan tasarım takımları
Bir tasarım takımı yeni bir ürün üzerinde çalışıyorsa, Apple’ın geri kalanından tamamen izole ediliyor. Hatta bu izolasyon kimi zaman fiziksel kontrollerle de sağlanıyor, böylece tasarım takımı, gün içinde diğer Apple çalışanlarıyla bir araya gelemiyor.
Tasarım takımı, aynı zamanda geleneksel Apple hiyerarşisinden de çıkarılıyor. Kendi raporlama yapılarını oluşturuyorlar ve sadece yönetim kadrosuna rapor veriyorlar. Bu, onları tasarıma odaklanmak konusunda özgür kılıyor ve günlük önemsiz ayrıntılardan arındırıyor.
Dokümante edilmiş bir geliştirme süreci
Apple Yeni Ürün Süreci (The Apple New Product Process — ANPP) bilgisi, ürün geliştirme takımına, daha çalışmaya başladıklarında veriliyor. Bu doküman, tasarım sürecinin her detayını barındırıyor ve özenle seçilmiş ayrıntılara giriyor. Buradaki fikir, ürün yaratım takımının hangi aşamalardan geçeceğini tanımlamak; son ürünü ortaya çıkaracak olan kim, hangi aşamada kimler çalışacak, nerede çalışacaklar — ve ürünün ne zaman tamamlanmış olması gerekiyor.
Pazartesi, değerlendirme günüdür
Apple yönetici kadrosu Pazartesi günlerini, tasarım süreci devam etmekte olan her bir ürünü değerlendirmeye ayırıyor. Bu aslında kulağa geldiği kadar zorlu bir toplantılar serisi değil, çünkü Apple’ın bir diğer başarısı da aynı anda yüzlerce ürün üzerinde çalışmamaları. Aksine, kaynaklar bir sürü proje yerine, bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda ve başarılı olacağına inanılan projeye ayrılıyor.
Eğer bir ürün, bir değerlendirme toplantısında değerlendirilemediyse, bir sonraki haftanın değerlendirme toplantısınında otomatik olarak ilk sıraya yerleşiyor. Pratikte bu, her bir Apple ürününün en azından iki haftada bir Apple yönetici takımı tarafından değerlendirilmesi anlamına geliyor. Bu, karar verme süreçlerindeki gecikmeleri minimuma indiriyor ve şirketin tasarım sürecini yalın ve çevik tutmasını sağlıyor.
EPM ve GSM
EPM, mühendislik programı yöneticisi (Engineering Program Manager) ve GSM ise global tedarik yöneticisi (Global Supply Manager) anlamına geliyor. Bu iki kişi, Apple içinde “EPM Mafyası” olarak tanınıyor. Görevleri, bir ürün tasarımdan üretime geçtiğinde işi devralmak.
Tahmin edeceğiniz üzere, bu kişiler genellikle Çin’de bulunuyor, zira Apple’ın ürünlerinden çok azı kendisi tarafından üretiliyor. Bunun yerine, Foxconn (dünyadaki en büyük işverenlerden biri) gibi, kontratlı üçüncü parti şirketlerle çalışıyor ve işi kendileri için bu şirketlerin yapmalarını sağlıyor. Bu, bir yandan üretim sürecindeki sorunların çoğunu ortadan kaldırırken, diğer yandan da üretim maliyetlerini olabildiğince düşük tutmalarını sağlıyor. Bu yaklaşım ciddi bir pazar avantajı sağlıyor ve diğer elektronik üreticileri de bu yaklaşımı benimsemeye başladılar.
EPM Mafyası tabiri (özellikle tedarikçilere) biraz korkutucu geliyor olabilir, fakat bu takımın gerçek işi ürünlerin pazara doğru şekilde, doğru zamanda ve doğru masrafla çıktığından emin olmak. Bazı noktalarda aynı fikirde olmamaları gayet normal ama temel prensipleri, her zaman ürünün menfaatini gözetmek.
İşin anahtarı iterasyon
Her iyi tasarım şirketi gibi, Apple’daki tasarım süreci üretim başladığında bitmiyor. Dahası, Apple bu iteratif yaklaşımı üretim sürecinde de devam ettiriyor. Ürün ortaya çıkıyor, test ediliyor ve değerlendiriliyor; sonrasında tasarım takımı ürünü daha da geliştiriyor ve tekrar baştan üretiliyor. Bu döngü genellikle 4-6 hafta sürüyor ve tek bir ürün sürecinde bu döngü defalarca tekrarlanabiliyor.
Üretim tamamlandığında, EPM test cihazlarının bir kısmını ya da tümünü zimmetine alıyor ve Apple’ın Cupertino’daki genel merkezinin yolunu tutuyor.
Bu, oldukça pahalı bir yaklaşım ama aynı zamanda Apple’ın kalite konusundaki repütasyonunun da sebeplerinden biri. Tasarıma ne kadar yatırım yaparsanız, pazarı alt üst eden ürünler inşa etme olasılığınız da o kadar artar. Bu süreç, iPod’un, iPhone’un ve iPad’in geçtiği sürecin ta kendisi.
Paketleme odası
Bu alan çok yüksek güvenlik önlemlerinin alındığı bir alan ve prototiplerin paketleri burada açılıyor. Tahmin edeceğiniz üzere bu güvenlik önlemlerinin amacı, ürünün satıştan önce herhangi bir şekilde sızdırılmasını engellemek. Eğer bir Apple ürününün sızdığını görecek olursanız, bilin ki buradan çıkmamıştır. Çin’deki bir üretim bandından kaybolmuş olma ihtimali daha yüksek.
Lansman planı
Apple’ın ürün geliştirme sürecindeki son adım ise ürünün lansmanı. Bir ürün “olabileceğinin en iyisi” seviyesine ulaştığında, “Yolun Kuralı” (The Rules of the Road) adlı bir aksiyon planına dahil oluyor. Bu aksiyon planı, ürünün ticari lansmanından önce gerekli olan bütün sorumlulukları ve aksiyonları kapsıyor.
Bu aksiyon planının mahremiyetine zarar vermek oldukça sinir bozucu bir deneyim olmalı çünkü eğer bunu kaybederseniz ya da sızdırırsanız, anında kovuluyorsunuz. Bu, dokümanda da açıklanıyor.
Sonuçlar
Apple’ın süreci karmaşık, pahalı ve talepkar. Eğer çoğu işletme teorisiyle karşılaştırırsanız, çalışmaz. Fakat, hepimizin gördüğü ve yaşadığı gibi, bu süreç ile bugüne kadar imkansız denilenler fazlasıyla başarıldı.
Bu süreçlerin tümünü kendi iş yerinizde uygulayamayabilirsiniz fakat bu, projelerinizin tasarım ve lansman süreçlerini dokümanlaştırmanıza engel değil. Ve elbette, iteratif bir süreç yürütmeniz için de hiçbir engel yok!
Başarılı tasarım süreçlerini ne kadar iyi öğrenirseniz, içinden en iyi yönleri o kadar iyi alabilir ve kendi ürünlerinizi geliştirmek için o kadar iyi kullanabilirsiniz.