Double opt in. (Aboneliklerin onaylanması): Kişisel olarak, bunu kullanmaktan hoşlanmıyorum. Çünkü bu, e-posta adresinizi doğrulama sürecine ekstra bir adım ekler ama kullanıcının izni olmadan listenize kayıt olunmasını engeller. Bu, daha sadık bir kullanıcı grubu elde etmenizi sağlayacaktır. O engelleri aşarak listenize kayıt olan kullanıcılara sahip çıkmalısınız. Ayrıca listenizi temiz tutmanıza da yardımcı olur.
Spam kurallarına uyun
CAN-SPAM kuralları olarak adlandırılan bu kurallar, Amerika’da 2003 yılında çıkan bir kanunla, kullanıcıları korumak için reklam maillerine bir sınırlama ve kurallar zinciri getirdi. Bu kurallar şöyle sıralanabilir;
- Mailin içeriği ile gönderilen konu uygun olmalıdır.
- Gönderilen e-bülten içeriği reklam ise bu mutlaka belirtilmelidir.
- E-bülten içinde adresiniz, yani fiziksel konumunuz, açık şekilde belirtilmelidir.
- Kullanıcıların gönderi listesinden çıkabilmesi hem kolay hem de ücretsiz olmalıdır.
- Gönderdiğiniz e-bülten içerisinde başlık veya konu açıklamasında yanlış yönlendirme ve bilgilendirme olmamalıdır.
- İletişimi durdurma taleplerinin en geç 10 gün içinde sonuçlandırılması ve kişiyle bir daha bu kanaldan iletişime geçilmemesi zorunludur.
Mailchimp’in e-bülten gönderme gereksinimleri konusundaki yazısına şuradan ulaşabilirsiniz: Email legal requirements by country.
E-posta performansınızı doğru ölçümleyin.
Gönderdiğiniz e-postalarla ilgili ölçümleme yaparken birçok faktörü bir arada değerlendirmeniz gerekebilir. Önemli günler, tatiller, gönderim yaptığınız dil ve ülke, bulunduğunuz sektör gibi birçok durum, e-postalarınızdan alacağınız dönüşümlerde etkili olabilmektedir.
Mailchimp tarafından hazırlanan sektörlere göre e-posta istatistiklerine şuradan; mailchimp.com/resources/research/email-marketing-benchmarks/
Campaign Monitor tarafından hazırlanan günün saatlerine göre e-posta istatistiklerine ise şuradan ulaşabilirsiniz. www.campaignmonitor.com/blog/email-marketing/2014/08/best-time-to-send-email-campaigns-by-device/
Ama, genel olarak aşağıdaki ortalama oranlara sahip e-postalar “iyi” olarak değerlendirilebilmektedir:
- 20% ve üzeri açılma oranı
- 3-7% ve üzeri e-posta içeriği tıklama oranı
- 5% ve altı hemen çıkma oranı
- 0.01% ve altı spam oranı
- 1% ve altı abonelikten ayrılma oranı.
Bu oranlar, aslında sizi ne çok fazla korkutmalı ne de çok fazla sevindirmeli. Günün sonunda önemli olan, belirlediğiniz hedeflerin ve dönüşüm oranlarının sağlanabilmiş olmasıdır.
İyi bir e-posta skoruna sahip olun
E-postalarınızın yukarıda da verdiğimiz istatistiklerdeki tepkilere göre bir skora sahip olur. Bu skor, kullanıcılarınızın sizin haberlerinize verdiği değeri gösterir. Bunlar e-postalarınızla ilgili olarak değişiklik gösterirler. E-posta skorunuz, posta istemcileri tarafından, e-postalarınızı kabul etme veya reddetme, maillerin gelen kutusuna mı yoksa spam klasörüne mi atılacağını belirlemek için kullanılır.
Basit ve temiz bir e-bülten şablonu oluşturun
Her zaman, sade ve temiz e-postalardan yanayım. Boşa vakit harcatmayan, sadece “Call-to-action” ve ihtiyacım olan içeriği gördüğüm mailler almak isterim.
İnternette birçok hazır mail şablonuna ulaşabilirsiniz. Bunlardan birkaçını aşağıda sıraladım. Daha önce Ink’i kullanmıştım. İlk aşamada biraz karışık bir yapısı var gibi geliyor. Ama, kendiniz de biraz geliştirerek çok iyi bir mail şablonu elde etmiş oluyorsunuz.
Bunlardan bazıları;
HTML ve CSS kullanımına dikkat edin
Biraz da geliştirme açısından dikkat edileceklere bakalım. Yazının başında da bahsettiğimiz gibi, geliştirme açısından e-posta hazırlama çok sorunlu bir süreç. Bunun en büyük sebebi de posta istemcileri arasındaki tutarsızlıklar. Şu an insanlar maillerini 3 farklı ortamdan izliyor. Web üzerinden çalışan e-posta istemcileri, desktop uygulamaları ve mobil e-posta uygulamaları… Bunların birbirleri arasında çok büyük farklılıklar bulunuyor. Örneğin, aşağıda posta istemcilerin hangi temelle çalıştığını görebilirsiniz. (Neden Word üzerine bir posta sistemi kurulmuş?)
- Apple Mail, Outlook for Mac, Android Mail ve iOS Mail Webkit kullanırlar.
- Outlook 2000/02/03 internet explorer kullanır.
- Outlook 2007/2010/2013 Microsoft Word kullanıyor.
- Web istemcileri tarayıcıların motorlarını kullanırlar. Safari Webkit’i, Chrome Blink kullanır.
HTML kullanırken dikkat edilmesi gereken en önemli durum, div kullanımı yerine table kullanımıdır. HTML e-postalar divlerden oluşan box-model prensibine göre hazırlanamaz. Çünkü, yukarıda bahsettiğimiz posta istemcilerinin çalıştığı motorlar buna engel olmaktadır.
Maillerde CSS3 özelliklerini kullanırken çok dikkatli olmalısınız. E-postalar hala birçok CSS3 özelliğini desteklemiyor. Klasik <style>…</style> ve <link> taglerini de kullanmaktan kaçınmalısınız. Çünkü, Gmail bunları maillerin içerisinden çıkartıyor. Yazılacak CSS’leri inline olarak eklemeye özen gösterin.
Responsive e-posta problemlerini dikkate alın.
Bugün, her şeyden daha önemlisi, e-postaların mobil cihazladaki okunma oranı. İstatistiklere göre maillerin %50’si mobil cihazlardan okunuyor. Bu durumdaki en büyük dezavantaj ise, bazı istemcilerin, media queryleri desteklememesi. Tabi, işin içine bir de inline olarak CSS yazma zorunluluğu devreye girince, işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Media queryler şu anda iOS mail, Android native mail uygulaması, Windows Phone ve Blackberry’nin e-posta uygulamaları tarafından desteklenmektedir.
Litmus tarafından hazırlanan e-postalardaki media query tablosuna şuradan ulaşabilirsiniz: litmus.com/help/email-clients/media-query-support/
MIME standartlarına dikkat edin.
Normal bir e-posta sadece düz yazından ibarettir. Bir HTML posta ise HTML’den oluşur. MIME e-postalara görsel ses gibi dosyalar eklenmesini sağlayan bir internet standartıdır. Düz bir e-posta ile HTML’i birleştirmenizi sağlar.
Bir e-posta gönderirken çoklu veya tek gönderimde mutlaka html ve düz metin versiyonunu mutlaka birlikte içermelidir. Bazı posta gönderim sistemleri bunu otomatik olarak da sağlayabilirler. Gmail’deki seçenek sayesinde e-postanızın düz metin versiyonunu da görebilirsiniz. Bu düz metin versiyonları, artık giyilebilir cihazlarda da kullanılıyor. Bir MIME standartı da olan text/watch-html özelliği e-postalarınızın akıllı saatlerden görüntülenmesini sağlıyor.
Görsellerin kullanımındaki kurallar
Bazı e-posta istemcileri, görselleri varsayılan olarak gösterirken bazılarıysa görselleri yok sayar. Bir mail’de görsel kullanırken görsellerin bu durumunu dikkate almalısınız. E-postalarla ilgili spam değerlendirmelerin içerik-görsel oranına dikkat edilmektedir. Sadece görsel olarak hazırlanan e-postalar estetik açıdan güzel olsa da erişilebilirlik açısından posta skorlarınızı kötü etkilemektedir. Tamamen görsellerden oluşan mailler, çoğu posta istemcisi tarafından yüklenmemektedir. Görsellerdeki içerikle ilgili mutlaka alt=”” özelliğini kullanarak bilgi vermelisiniz.
Mailleriniz test edin. Sonra bir daha test edin ve sonra bir daha test edin…
Maillerinizi gönderim yapmadan önce mutlaka test edin. Her zaman düzeltilecek bir şeyler vardır. Her zaman tipografik bir hata ve tabii ki her zaman bir Outlook hatası çıkar. 😃
Maillerinizikontrol ederken;
- Maillerinizi kendiniz kontrol ederken, bir desktop posta istemcisinde (Outlook), bir web posta istemcisinde (Gmail) ve mobil posta istemcisinde mutlaka kontrol edin.
- Litmus veya Email on Acid gibi test otomasyonlarını kullanabilirsiniz. Daha önceden Litmus’u kullandım. Mailinizi HTML olarak yüklediğinizde, size seçtiğiniz posta istemcilerinde e-postanızın nasıl göründüğü ile ilgili sonuçları gösteriyor.
- İçeriğinizi şablondaki layout düzeniyle birlikte kontrol edin. Metinlerde kaymalar veya bozukluklar olabilir. HTML hazırlarken görünmeyen ama e-posta istemcisinde ortaya çıkan bozukluklar olabilir.
- Aynı şekilde eğer A/B testi yapıyorsanız metinlerdeki değişikliklerden kaynaklanan yerleşim sorunları oluşabilir.
E-bülten özet metni kullanımını gözden kaçırmayın.
Birçok mail istemcisinde mail özet alanı gösterilir. Gmail’de olduğu gibi. Bu, genelde mailin ilk satırını kopyalar. Ancak, bu metin bazen saçma olabilir. Bunun için mailin en başına bir 0 x 0px’ lik gizli bir alan oluşturup, mail konusunu içeriye yazdırabilirseniz. Bu durumda özet metni, buraya yazmalısınız. Aşağıda mavi renkle işaretli alanda da gördüğünüz gibi bu e-posta da böyle bir düzenleme yapılmadığı için, e-posta özet metni olarak üyelikten ayrılma metnini gösteriyor.
E-postalarınızda gözden kaçırmamanız gereken diğer birkaç ipucu;
- Metinleri kısa tutun. Maksimum 5 cümle kullanmaya çalışın.
- Sorularınızı ve yapılacaklar için listelemeleri kullanın.
- İmza için çok uzun metinler kullanmayın.
- Şirket bilgisini alelade bir şekilde e-postanıza eklemeyin. Logo sizin kim olduğunuzu gösterir.
- E-postalarınıza eklenti koymaktan kaçının.
- Alıcının adıyla e-posta gönderin. Kullanıcılar kendilerine hitap edilmesini severler.
- Gereksiz yere CC olarak birden fazla kişiyi ekleyerek eposta zincirlemesi oluşturmayın.
- Gerçek e-posta adresleri kullanın. no-reply@ veya info@ gibi adreslerle gönderim yapmayın.
- Maillerinizden “Ben” ifadesini çıkartmaya çalışın.
- Odaklanın. Her e-postada bir konu ve bir tane Call-to-action olsun.
- Tutarlı olun. Kendinize has gönderici tonunuz, mail şablonunuz, marka sesiniz ve üslubunuz olsun.
- Unutmayın, insanlar her şeyi okumaz. Bir hiyerarşi kurun; butonlar, başlıklar, bold yazılar ve renklerin nasıl ve hangi sırayla kullanılacağını belirleyin.
Sonuç
Bugün birçok firma e-bülten kampanyaları düzenliyor ve müşteri ilişkilerini yönetiyor. Her ne kadar birçok sosyal medya platformundan da bu ilişki yönetilebilse de e-postalar ve e-bülten kullanımı, kullanıcılarınızla daha birebir ilişkiler kurmanızı sağlıyor bu da deneyimin değerine daha da arttırıyor. Burada bahsettiğimiz ipuçlarını takip ederek sizde kullanıcılarınızın e-posta deneyimini zenginleştirebilirsiniz.