www.gov.uk, nam-ı diğer Büyük Britanya Krallığı e-Devlet platformunun efsane tasarım hikayesinin en zor döneminde projenin liderliğini üstlenen Ben Terrett ile tanıştım ve onunla birlikte SHERPA Blog okurları için bir mini röportaj hazırladık.
www.gov.uk, nam-ı diğer Büyük Britanya Krallığı e-Devlet platformunun efsane tasarım hikayesinin en zor döneminde projenin liderliğini üstlenen Ben Terrett ile tanıştım ve onunla birlikte SHERPA Blog okurları için bir mini röportaj hazırladık.
Ben’i henüz tanımıyorsanız, tanıdığınıza çok mutlu olacağınıza ve ondan ilham alacağınıza eminim. Tanıyorsanız da gov.uk’in arkasındaki başarı hikayesini birinci ağızdan dinleme fırsatı bulacaksınız. Özetle, bu röportajda kaybeden yok 🙂
gov.uk’in ve bu röportajın hikayesi
Bazı web siteleri vardır, ziyaret ettiğinizde neyin nerede olduğunu şak diye bulur, aradığınızı bulma hızınıza şaşırırsınız ya, işte www.gov.uk nam-ı diğer Büyük Britanya Krallığı e-Devlet platformu da benim için o web sitelerinin başında geliyor. İçerisinde 25 bakanlığın, 407 devlet biriminin içeriğini barındıran bu alan adının hikayesini merak edip araştırdığımda, bu devasa dijital dönüşüm operasyonunun arkasında, 2010 yılında Britanya Krallığı’nda dijital ekosistemine yaptığı katkılar neticesinde “Dijital Şampiyon” olarak anılan Martha Lane Fox’un İngiliz hükümetine, devletin internet aracılığıyla sunduğu servislerinde radikal bir iyileştirmeye gidilmesine ihtiyaç duyulduğunu aktaran “Directgov 2010 and beyond: Revolution not evolution” isimli raporunun yer aldığını öğrendim.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bu rapor ve onun işaret ettiği marjinal ekonomik getiri öyle çarpıcı sonuçlar sunuyordu ki, hükümet GDS’den (Governmental Digital Services) aşağıdaki hedeflere ulaşmayı mümkün kılacak bir test projesinin (kod adı alpha.gov.uk olan) fizibilitesini çalışmasını talep etti:
Büyük Birtanya Krallığı Devlet web sitesini tek bir alan adı altında toplayan bir prototip yaratarak, bu prototipi kamuya açık bir şekilde test etmek.
Web sitesini kullanıcı ihtiyaçlarının karşılamayı her şeyin üzerinde tutan bir tutkuyla, şeffaf, çevik ve multi-disipliner bir ürün geliştirme tekniğiyle tasarlayıp kodlayabilmek.
İşte ben de biraz şans, biraz da varlıklarıyla insan hayatını anlamlı kılan (bu örnekteki Kerem Alper gibi) dostlarım sayesinde, bu efsane tasarım hikayesinin en zor döneminde liderliğini üstlenen Ben Terrett ile tanıştım ve onunla birlikte SHERPA Blog okurları için bir mini röportaj hazırladık. İçeriğin daha akıcı okunabilmesi için, geleneksel röportaj akışı gibi soru-cevap formatında değil, hikaye formatına düzenledim.
Ben Terrett kimdir?
Profesyonel kariyeri adeta bir dijital başarı hikayesi olan Ben, şu anda dijital transformasyon ajansı Public Digital’in CEO’luğunu yürütüyor. 2011 – 2015 arasında ise Gov.uk’in yaratımında çalışan multi-disipliner takımın direktörlüğünü üstlenmişti. Ben’e ilk sorduğum soru: “Kariyerine bunca başarıyı sığdırabilmenin sırrı nedir?” oldu. Ben de tüm mütevazılığı ile gizli bir sosu olmadığını, bir tasarımcı olarak yaşamını idame ettirmek için hobisini icra edebiliyor olma şansına sahip olduğundan ötürü çok mutlu olduğunu ifade etti ve ekledi:
“Eğer bir tavsiye ile gelmem gerekirse, insan daima ilgisini çekecek işlerle uğraşmalı, ‘hayır’ dan çok ‘evet, deneyelim’ demeyi adet edinmeli ve yeni fırsatlardan korkmamalı. Risk almayı bilmeli. Ve daima, yalnızca işinin kalitesine odaklanmalı. İşte o zaman taşlar yerli yerine oturacaktır.”
Hemen peşi sıra, profesyonel kariyerinde Kraliyet Tasarımcısı, RDI (Royal Designers for Industry) ünvanı taşıyan hiç kimseyle tanışmamış ve ünvanı kazanmanın gerekliliklerinin ne kadar ağır olduğunu bildiğimden, Ben’den bu işi arka planında neler olduğunu, “Nasıl aday olunuyor? Başvuru süreci nasıl ilerliyor? Ünvanı elde ettiğinde neler hissettin?” sorularına yanıt vererek merakımı gidermesini rica ettim. Şöyle yanıtladı:
“Öncelikle bu büyük bir onur. Ünvanı aldığımda, tüm diğer harika Kraliyet Tasarımcıları’nda olduğu gibi benim de gururum okşandı. Toplamda sadece 200 RDI ünvanlı tasarımcı var. Bu grup her yıl bir kez bir araya gelerek, ünvanı alarak gruba katılacak yeni tasarımcılar için oylama yapıyor. Değerlendirme esnasında, sürdürülebilir kılınmış üstün başarı, insan hayatına pozitif katkı sağlayabilmiş tasarım çözümleri sunabilmiş olmanın yanı sıra tasarım eğitimlerine adanmışlık gibi yetkinlikle büyük önem taşıyor. Oylama sürecine katılmış bir RDI olarak şunu samimiyetle söyleyebilirim ki, önem arz eden bu değerlendirme kriterlerinin altını doldurabilmiş bir tasarımcı profiline sahip olabilmek, gerçekten büyük emek gerektiriyor. Belki de en önemlisi, bir tasarımcının ancak aday gösterilerek sürece dahil olabilmesi — başvurarak değil. İşte tüm bu sebeplerle, bu ünvanı taşımak büyük bir onur.”
Sadece başarılı bir tasarımcı değil aynı zamanda girişimci de olan Ben’e “Eğer birisi gelip benden Gov.uk projesini yönetmemi istese muhtemelen titrer ve bir hayli endişelenebilirdim. Sen GDS’in direktörü olma teklifini aldığında, ilk ne hissettin?” sorusunu yönelttim ve “Kendime kullanıcının ihtiyaçlarına odaklanmam gerektiğini söyledim. Tasarımı öncelikle fonksiyonel faydayı sağlayacak şekilde kullanmam, geleneksel grafik ve pazarlama ihtiyaçlarının bu odağımı etkilemesine izin vermemem gerektiğine inandım. Bu da önümdeki işleri tamamlayıp, canlıya çıkmak dışında kalan her şeyi bir tarafa bırakabilecek iradeyi göstermemi gerektirdi. Basitliği ve netliği mümkün kılacak görsel kimliği oluşturabilmemiz için çok güçlü bir tipografik stile ihtiyacımız olacağını düşünüyordum. Bu yaklaşımı ortaya çıkartmamızın hikayesini merak edenler için eski ikonlarımızı emekli edişimizin hikayesini anlatan makaleyi okumalarını mutlaka tavsiye ederim. Tüm bunların yanı sıra, Gov.uk’in aşırı milliyetçilikten kesinlikle uzak duran ancak oldukça Britanyalı bir duruşu olmasını, böyle hissettirmesini de hedefliyordum. Büyük Britanyol otoyollarında kullanılan “The New Transport” typeface’i bu hedefime ulaşmamızda büyük katkı sağladı. Typeface’in tasarımcısı Margaret Calvert ve ünlü endüstriyel tasarımcı Sir Kenneth Grange projemizin bu alandaki ilham kaynakları oldular. Tasarım ekseninde oldukça modern bir felsefeyi uygulamaya geçirebilmemize destek verdiler.” yanıtını aldım.
Devlette dijital dönüşüm
Hem merakımı dizginleyemediğimden hem de Ben’in alışılagelmişin dışındaki mütevazılığından güç alarak sordum: “Bir devletin dijital transformasyonunu yönetirken, karşılaştığınız fantastik gereksinimler, sabır tüketici geri bildirim ve onay seansları gibi özetlenebilecek zor dönemlerin de yaşandığına eminim. Peki bunların üstesinden gelebilmek için nasıl bir tasarım metodolojisi izlediniz?” Yanıt beklediğimden kısa ve net oldu: “Tasarımda izlediğimiz süreç yönetimi, dijital ürün ve servislerde çalışırken çevik proje yönetimi felsefesini uygulayanlarındakinden farklı değildi. Bu konuda aydınlatıcı bir makale de yazmıştım. Konuya meraklı olanların orada anlatılanlara göz atmasını şiddetle öneririm.”
2012 yılında Gov.uk’in beta açılışında, kamu hizmeti sunan yüzlerce web sitesinin ortadan kaldırıldığını, içeriklerinin tek bir alan adı altında oldukça kolay bir şekilde erişilebilir kılındığını, projenin başarısının 2013 yılında D&AD Awards’de Black Pencil ve Design Museum tarafından Yılın Tasarımı ödülü ile taçlandırıldığını öğrenmiştim. Bunlar tam olarak bir başarı hikayesi senaryosu olsa da ben, Ben’in bu projedeki kişisel başarı kriterini ve ona ulaşıp ulaşamadığını merak ediyordum. Ben yanıtladı: “Aslında kendime, kişisel bir başarı hedefi koyarak yola çıkmadım. GDS’de çok kuvvetli bir takım kültürümüz vardı ve hepimiz, sadece, tek bir alan adı üzerinde masif kullanıcı ihtiyaçlarını gidermeye odaklanmıştık. Ben tasarımın buna hizmet etmesine ve benim de tüm bu hikayenin parçası olabilmemi hedeflemiştim. Dünya standartlarında bir tasarım ekibi ve çıktı seti sunabilmemizi amaçlamıştım. Biz kamu kaynaklarıyla fonlanıyorduk ve yapabileceğimizin en iyisine ulaşarak fonun sahibi olan vatandaşlarımıza borçlu kalmamak istiyorduk. Ödüller her ne kadar gurur okşayıcı olsa da benim felsefemde veya tutkularımda etkin rol sahibi olmadılar. Bence biz takım hedeflerimizi başardığımız için başarılı olduk.”
“Oldukça karmaşık bir hedef kitleden referans alan çok sayıda persona için sunulacak kamusal dijital varlıkların üzerinde çalışırken nasıl bir kullanıcı araştırma metodolojisi izlediniz?” sorumu ise “Bu başlı başına bir röportaj konusu…” şeklinde yanıtlayarak hem araştırmaya verdiği önemin altını çizdi hem de (sanırım) işin belki de en zor kısmının bu bölüm olduğunu vurguladı. Gerçek yanıtı 2. röportajda edinmeyi hedefliyorum.
“Seni profesyonel hayatında Gov.uk’den daha fazla zorlayan bir proje oldu mu?” diye sorduğumda kesin ve net bir “Hayır” yanıtı aldıktan sonra son soruma geçtim: “Bunca yıl sonunda, her iki rolü de sahiplenebilmiş ender kişilerden biri olarak, tasarımcıları yöneten tasarımcı olmayı mı yoksa bizzat tasarımı yaratan kişi olmayı tercih ediyorsun?”
Ben şöyle yanıtladı:
“İyi tasarımın ortaya çıkmasından mutlu oluyorum. Bunu yüksek ölçekte gerçekleştirmek istiyorsan, bir tasarım ekibini yönetmenin gerekli olduğuna inanıyorum. Bir bakıma senin sorun kendisini yanıtlıyor: Bizzat tasarımı yaratan kişi olmak elbet günün sonunda seni ve tasarımın sayesinde sahip olabileceği etki alanını limitleyecektir.
Ben’in bilgi mimarisi alanında başardıklarını 1. ağızdan dinledikten sonra onu “son bilgi mimarisi bükücüsü” olarak tanımlamanın, emeğe olan saygımın küçük ama akılda kalıcı bir göstergesi olabileceğini düşünüyorum.
Türkiye ve yönetiminin son yıllarda çizdiği negatif tabloya bakılırsa edevlet platformumuzun şaşılacak seviyede yol aldığını düşünüyorum. Ancak dönüşümün, kullanıcı deneyimi tarafında çokça dokunuşa ihtiyacı olduğu da aşikar. Belki de Sherpa ile yollar kesişir ve sizde iyi bir takım oyunu sonunda benzer bir ‘bükücü’ olursunuz. ( umarım olursunuz 🙂 )
Yakup Bayrak
Fırat yorumun için çok teşekkür ederim. E-devletin fonksiyonalite açısından çok hızlı geliştiğine de bu gelişimin deneyim tasarım eksenindeki zaafiyetlerine de katılıyorum. Devlet ile çalışmak zor 🙂 Ama üzerimize görev düşerse, çalışma şartlarında da anlaşırsak neden olmasın. Zevkle bükeriz 🙂
94148d60d65333e5e0f9f25567749304
Alan dışından biri olarak rahat okuyabildiğim ve tasarım dünyasına beni yaklaştıran bir yazıydı. Link verdiğiniz ‘design process’ yazısı da çok faydalı oldu. Emek ayırıp yazıya döktüğünüz için çok teşekkürler.
Bunlar da ilgini çekebilir
İlgini çekebilir
DAM BİLGİ TEKNOLOJİLERİ A.Ş. | SHERPA BLOG SİTE KULLANIM KOŞULLARI
Demek şifreni unuttun.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Türkiye ve yönetiminin son yıllarda çizdiği negatif tabloya bakılırsa edevlet platformumuzun şaşılacak seviyede yol aldığını düşünüyorum. Ancak dönüşümün, kullanıcı deneyimi tarafında çokça dokunuşa ihtiyacı olduğu da aşikar. Belki de Sherpa ile yollar kesişir ve sizde iyi bir takım oyunu sonunda benzer bir ‘bükücü’ olursunuz. ( umarım olursunuz 🙂 )
Fırat yorumun için çok teşekkür ederim. E-devletin fonksiyonalite açısından çok hızlı geliştiğine de bu gelişimin deneyim tasarım eksenindeki zaafiyetlerine de katılıyorum. Devlet ile çalışmak zor 🙂 Ama üzerimize görev düşerse, çalışma şartlarında da anlaşırsak neden olmasın. Zevkle bükeriz 🙂
Alan dışından biri olarak rahat okuyabildiğim ve tasarım dünyasına beni yaklaştıran bir yazıydı. Link verdiğiniz ‘design process’ yazısı da çok faydalı oldu. Emek ayırıp yazıya döktüğünüz için çok teşekkürler.