Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Multitasking (aynı anda bir çok işi yapma) gerçek mi, yoksa bir efsane mi? Molalarımızda gerçekten dinleniyor muyuz?
Çoğu zaman kendimizi ekranlarımıza kaptırmış, fütursuzca tablardan tablara koşarken buluyoruz. Ve bazılarımız için bu durum, günü ekranlarda geçirmenin de ötesinde. Yatakta gözlerimizi açtığımız andan itibaren, sosyal medya veya haber sitelerinde biraz geziniyor, ekran(lar)ımızda çalışmaya başlıyoruz, gün içinde de cep telefonlarımızın ekranında “molalar” veriyoruz. Akşamları evde de kocaman bir statik ekranı izleyerek, bazen de cep telefonlarımızın ekranını kontrol ederek rahatlıyoruz. Çünkü neden olmasın.
İşte dijital dünyadan, bilinçli aralar verme ile ilgili bazı püf noktaları.
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Beyninizin yakıtını tazelemesi için molalara ihtiyacı var. Eğer onu yeniden şarj etme ihtiyacına rağmen kullanmaya devam ederseniz, sadece iki yoldan birine gidebilir:
İlk senaryoda, ulaşmak istediğiniz hedefe varana kadar çalışmaya devam edecek, gerginleşecek ve o işte tökezleyene kadar çalışacaksınız. Ve yeniden şarj edilmek için tam 5 saate ihtiyacınız olacak.
Bunu istemiyoruz, çünkü bu senaryo gerçeklendiğinde iyileşmemiz tam 5 saatimizi alacak.
İkinci senaryoda, aslında bilinçli bir mola vermeden dikkatiniz dağılır ve sürüklenirsiniz. Pencereye bakabilir veya YouTube videoları izleyebilirsiniz. “Çalışıyor olmalıyım” düşüncesi arka planda çalışmaya devam ederken aslında sizi gerçek, bilinçli ve rahatlatıcı bir mola vermekten alıkoyar. Böylece dikkatinizin dağılmasından dolayı kendinizi suçlu hissetmenize neden olur. Bu durumsa ne üretken iş yapmak ne de kendinizi şarj etmek anlamına gelir. Tek yaptığınız: kendi zamanınızı çalmak olur.
Bir şeyi daha açıklığa kavuşturalım: Öğle yemeği bilgisayarınızın önünde olmamalı. İş günü boyunca asıl dinlenme anınız gözlerinizi ekrana yapıştırılmış halde yemek yemekse, kendinizi bitkin hissedebilir, konsantre olamayabilirsiniz ve genel olarak nispeten dengeli bir günkü kadar üretken olmayabilirsiniz.
Dikkatiniz, o an yaptığınız şey üzerinde olmalıdır. Eğer boş zamanınız varsa, zihninizin dolaşmasına izin vermek istiyorsanız, tamam öyle olsun. Ancak yemek yiyorsanız, egzersiz yapıyorsanız, okuyorsanız; odaklanmanız gereken şey yaptığınız şeydir. Eğer odağınız buralarda değilse kendinize bunun nedenini sormak iyi bir fikir olabilir. 😉
Çoğu zaman bir şeyin bizim için iyi olduğunu biliyoruz, ancak yine de harekete geçmekte zorlanıyoruz. İçinizdeki o duraklatma hissini gerçekten bastırmanıza yardımcı olacak birkaç teknik şöyle:
Farkındalık her zaman iyi bir pratik olmuştur. Ve “fazla farkında olmak” diye bir şey yoktur.
Mola vermeniz gerektiğinde bunu fark etmenize yardımcı olacak bazı ipuçlarını şöyle listeleyebilirim:
Açık olmak gerekirse, bun hislerinizin farklı anlamları olabilir. Çeşitli nedenlerden dolayı odaklanmada sorun yaşayabilirsiniz. Bunu yaşamanızın sebeplerinden biri de biraz dinlenmeye ihtiyaç duymanızdır.
Bu ipuçlarını tespit ederek ve değerlendirerek durumunuza dikkat etmeye çalışın.
İçinizi dinlemek her zaman faydalı olsa da, tek başına farkındalığınıza güvenmek yeterli olmayabilir. Mola vermeniz gereken anda mola vermeyip daha çok çalışırsanız, dikkatiniz o kadar azalı ve o molayı hiç verememe ihtimaliniz de o kadar artar. Beyninize her zaman güvenmeyin.
Bağlılık, bir ara vermeyi hatırlamanıza yardımcı olurken kendinize ve başkalarına karşı sorumlu olmanızı da sağlar. Bu iyi bir ilk adım olsa da size ne zaman ara vermeniz gerektiğini hatırlatacağın düşünmeyin. Zira işin derinlerine indiğinizde bir görevden öteki toplantıya, o görevden başka bir işe geçerken bunu düşünmezsiniz.
İşte tüm bunları tek potada eritebilecek birkaç küçük tavsiye:
Vaktiyle bir öğrenci olan Francesco Cirillo, domates şeklindeki bir zamanlayıcı kullanarak üretkenliğini ve verimliliğini arttırmaya çalışıyormuş. Pomodoro tekniği de aralarda 3 ila 5 dakikalık molalar ile 25 dakikalık bloklar halinde çalışmaktan oluşuyor. Zamanlayıcı her çaldığında, işinizi duraklatmanız gerektiğini hatırlatır. Bu sayede 25 dakika boyunca aslında yoğun bir şekilde odaklandığınız ve başka bir iş silsilesine atlamak üzere olduğunuz için, suçluluk duymadan bir mola verme olasılığınız daha yüksektir. O işe devam ettiğinizde, düzenli molaların geleceğini bildiğiniz için odaklanmanız da daha olasıdır. Makul bir döngü.
Pomodoro tekniğini kendim kullanmadım, ancak oldukça yaygın ve çok yönlü olduğunu biliyorum. Çeşitli zaman dilimlerinde siz de deneyin, nasıl gittiğini değerlendirin ve değerlendirmeniz sonrasında sizin için en iyi olanı seçin.
Kendinize neden mola verdiğinizi hatırlatın. Bunu yapmanın bir yolu da molanın faydalarına odaklanmak, sonrasında daha odaklı, daha enerjik ve daha iyi bir ruh halinde olacağınızı kendinize hatırlatmaktır.
Bence bunu yapmanın daha da iyi bir yolu, kendinizi o mola verdiğiniz zamanın hissine kaptırmak olabilir. Kendinizi çayınızı yudumlarken, pencereden dışarı bakarken ya da belki ağaçların kokusunu alırken — huzurlu hissederken hayal edin. Bu çekici olmaz mı? Kendinizi o anı dört gözle beklemeye motive edin. O anki huzurunuzu hayal edin.
Sosyal medyada düşüncesizce gezinmek veya bir sohbete dalmak için harcanan o zaman diliminiz, enerjinizi dikkatli bir mola kadar geri kazandırmaz.
Hayal kurmak ya da pür dikkat bir konuya dalmadan sadece düşünmeniz (mind-wandering, daydreaming) yaratıcılığınızı ve performansınızı geliştirecektir. Mümkünse de sizin için sakin, huzurlu bir ortamda olun. Bir adım geriden gelin, gününüzü düşünün, manzaranıza bakın. Aniden zamanınızın yavaşladığını ve netliğinizin arttığını fark edeceksiniz.
Meditasyonun sayısız fayda sağladığı biliniyor. 8 haftalık bir çalışmada, günlük Headspace meditasyonlarını tamamlayan işçilerin; bilişsel olarak daha sağlıklı, endişeden daha uzak, işle ilgili daha az sıkıntı yaşadıklarını ve işyerlerindeki sosyal ortamlarının daha iyi algılandığı gözlendi. Bu set her gün, 13 dakikalık kısa seanslar için bile uygulandığında; dikkatiniz, hafızanızı, ruh halinizi iyileştirebilir ve duyduğunuz kaygıları azaltabilir.
Hayır, tabi ki “o yeşillikler” değil. İşinizdeyken zihninizi canlandırmaya yardımcı olduğu kanıtlanmış doğada zaman geçirme aktivitesinden söz ediyorum. Doğada olmak bilişsel bir mola sağlarken, odağınızı da geri kazanmanıza yardımcı olur.
Küçük doğa molaları bile faydalı olabilir. Bu araştırmada, çiçek açan yeşil bir çatıya 40 saniye boyunca bakan öğrencilerin, beton bir çatıya bakan öğrencilere göre dikkatlerini daha yoğun sürdürdükleri görülmüş.
Evet, bunun kendiniz için en iyi yol olduğunu biliyorsunuz. İlle sağlam bir egzersiz yapmanıza gerek yok, hafiften bir fiziksel aktivite ve rahatlama bile işten sonra ihtiyaç duyduğunuz o toparlanma ihtiyacınızı azaltır. Eğer daha fazlasını yapabilirseniz, 5 dakikalık jimnastik bile dikkatinizi ve öğrenmenizi geliştirir. Ek olarak, yürümek de ruh halinizi ve yaratıcılığınızı geliştirir.
Gün içinde düzenli molalar vermek, hayata geri dönmek için akşam 6 saate ihtiyacınız olmayacağı anlamına gelir. Eğer odaklanamıyorsanız veya kendinizi verimsiz hissediyorsanız zorlamayın: bunun nedenini değerlendirin ve kendinize ihtiyacınız olan dinlenmeyi verin.
Bence siz de ben de bugün için ekranlarda yeterince vakit geçirdik. Şimdi, gidip bir ara verelim bakalım. Ama gerçek bir mola — en az 5 dakikalık!
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat