Tabii ki bu yalnızca Facebook ile kısıtlı kalmadı. Gmail de bir kişi öldükten sonra varisleri ve ailesinden birileri tarafından hesabın kapatılmasına dair başvuruları almaya başladı. Şu anda eğer bir akrabanız hayata veda ederse ölüm belgelerini Google’a ileterek e-posta hesabının kapatılmasını isteyebiliyorsunuz.
Ölüm bizler için çok korkutucu ve üzücü olsa da yaşadığımız anlarda geleceğe bırakabileceğimiz her değer bizim ölümsüzlüğümüzü de doğrular hale geliyor. Yani biz öldükten sonra yaşamaya bıraktıklarımızla devam ediyoruz.
Peki konu sadece ölen kişilerin hesaplarına erişme noktasında mı olacak yoksa gelişen teknoloji ve alışkanlıklar nedeniyle bambaşka bir noktaya gidecek mi?
İşte tam bu noktada artık dijital miraslardan bahsetmeye başlayabiliriz. Dijital miraslar, ölen kişinin elektronik ortamdaki varlıklarının varislerine aktarılması ile bırakılıyor olacak.
Bu miraslar kimler tarafından ve nasıl bırakılabilecek?
Aklımıza gelmesi muhtemel ilk kitle kripto para ile ilgilenenler olacak. Birikimlerini kripto paralarla yapan, bu alanda yatırımlar yaparak sürekli olarak varlığını güçlendiren kişiler çocuklarına dijital paralarını bırakmayı tercih edebilecek. Belki de bir evi ya da arabası olmayacak ancak çocuklarına bunları kolaylıkla alabilecekleri bambaşka bir para bırakacak. Bu sayede çocuklar paranın daha da dijitalleşeceği bir dönemde direkt olarak zenginliklerine çevrimiçi şekilde ulaşmış olacak.
Kripto para kitlesinden sonra dijital miras değeri yüksek olan bir diğer kitle ise fenomenler olacak. Fenomenler, ünlüler ve sosyal medya üzerindeki varlıkları yüksek olan influencerlar kendi hesaplarını çocuklarına bırakabilecekler. Ancak bu yalnızca kendi hesaplarını bırakma ile de kalmayacak. Anne ve babaların şimdiden çocukları için açtıkları ve oldukça yüksek takipçili hesaplar ebeveynler gözlerini hayata yummasa da bırakılacak. Yani bir influencer çocuğu ebeveynlerinin belirlediği yaşta bu mirasa erişebilecek ya da bunun tam tersi ebeveynler hayata göz yumduktan sonra hem onun için yaratılmış hem de ailesinin hesaplarını yönetebilecek.
Bu kişilerin ölümleri işi başka bir noktaya götürebileceği gibi markaların “anısına” mantığı ile yapabileceği iş birlikleri ile birlikte pazarlamada da yeni bir dinamik elde edilebilir hale gelecek.
Bu iki kitlenin varisler için doğrudan getirisi para ya da unvan şeklinde olacak. Bu sayede daha önce de bahsettiğim gibi varisler hızlı bir şekilde “kendilerinin kolaylıkla yaratamayacağı” etkiyi yaratabilecekler.
Deneyimin aktarılması, deneyim mirası
Tüm bunların yanı sıra benim kişisel olarak daha değerli olduğunu düşündüğüm bir aktarım da gerçekleşecek: Deneyim.
Daha doğrusu deneyime yönlendiren araçlar.
Örneğin gerçek bir film gurusuysanız varislerinize IMDB yorumlarınızı ya da film arşivinizi bırakabileceksiniz. Eğer müzikle içli dışlıysanız müziğe dair pek çok şeyi varislerinize aktarabileceksiniz Örneğin Garage Band’de hazırladığınız küçük çalışmaları bile. Hans Zimmer’seniz durum bambaşka tabii ki 🙂
Peki ya sıkı bir oyuncuysanız? İşte geldik en çok heyecanlandığım noktaya: Steam kütüphaneninizi varislerinize bırakabileceksiniz. Sadece oyunların kendisini değil aynı zamanda kazandığınız çeşitli başarıları da. Oyunların zamanla teknolojik sebeplerden dolayı oynanabilirliği azalsa dahi, kazandığınız rozetlerin ve hesabın değerinin katlandığını düşünürseniz mükemmel bir hediye değil mi?
Bu arada oyun oynayan bir sevgiliniz varsa ona doğum günü için de harika bir fikir olarak eklemiş olayım buraya bu notu.
Counter Strike’ta elde ettiğiniz en üst rütbeyi varislerinize bırakabildiğinizi, GTA’daki en iyi stunt jumplarınızı devredebildiğinizi, Fall Out’ta geliştirdiğiniz her şeyi geleceğe aktarabildiğinizi düşünsenize…
Mükemmel detaylar.
İşte bu yüzden bazen kendi hayatımızda yaşadığımız, yaptığımız şeylerin geleceğe bırakılıp bırakılamayacağı açısından da düşünüp yapmamız gerekebilir. Belki de o güzel, içi oyun dolu Steam hesabını çocuğumuza bırakmak isteriz. Belki de küçücük bir oyuncu çocuğumuz olur ve oyun kültürü ile büyüyerek yaşar.
Daha geliştirilmesi gereken çok fazla alan var
Tabii ki henüz miras hukuku ile ilgili bu kadar kapsamlı bir durum söz konusu değil. Nasıl ki bundan bir kaç yıl öncesine kadar kişisel verilerin korunması hakkındaki kanun gündemimizde değildiyse, dijital miraslarla ilgili hukuki gelişmeler de emsal kararlar ve davalarla şekillenecek gibi görünüyor.
Daha önce İstanbul Barosu Bilişim Hukuki Merkezi Üyesi olan Av. Gökhan Ahi’nin şu açıklamalarına kulak kesilmekte fayda var:
Bir kişi öldüğünde, tüm varlıkları yasal mirasçılarına geçer. Bunun düzenlemesini de Medeni Kanun yapar. Ama alan adı olsun, reklam getirisi olan bir site olsun, maddi değere sahip bir oyun karakteri olsun sanal varlıkların mirasçılara intikalinde sorun çıkabilir. Çünkü, mevcut Medeni Kanun’da buna ilişkin bir düzenleme yok. Değeri yüksek bir alan adına ve reklam getirisi yüksek iki bloga sahip bir kişi öldüğünde, bütün bu hesapları idare eden e-posta hesabının şifresi de ölenle birlikte yok oluyor. Bu durumda mirasçıların yapabileceği hiçbir şey kalmıyor. Mevzuatımızda bu tür dijital varlıkları vasiyet bırakmaya bir engel yok ama bildiğim kadarıyla bu yönde bir dava da açılmadı. İleride sorun yaşanmaması için mevzuatın netleşmesi gerek. Dijital varlıkların da mirasçıya geçebileceği ve paylaşım konusu yapılabileceği açık açık Medeni Kanun’da düzenlenmeli. Kişilerin ölmeden önce sanal varlığını şifreleriyle birlikte, belirli sürelerle vasiyet şeklinde düzenlemesi de olası sorunları engelleyebilir. Böylelikle ne miras kavgası, ne de gizlilik sorunu kalır. Bu sözkonusu dijital varlıklar bir şirketin mülkiyetindeyse zaten bir sorun yok.
Tüm bu gelişmelerin olmasını beklerken ben de bir yandan Steam kütüphanemi baştan yaratma kararı alarak geleceğe harika bir Indie mirası bırakmak istiyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?