Her tasarımcının proje sahibine sorması gereken 4 soru
Bir projede tasarımcının doğru noktaları sorgulayabilmesi, işi sadece estetik kaygıyla değil, markanın stratejisini daha ileri taşıma kaygısıyla da hareket ettiğini kanıtlar. Proje sahibinin amacını sorgulayabilmek, tasarım kararlarını belli rasyonellere oturtarak doğru çözümü üretmenin yolunu açar.
Bir projede tasarımcının doğru noktaları sorgulayabilmesi, işi sadece estetik kaygıyla değil, markanın stratejisini daha ileri taşıma kaygısıyla da hareket ettiğini kanıtlar. Proje sahibinin amacına odaklanmak ve tasarım kararlarını belli rasyonellere oturtabilmek, tasarımcıların markanın genel stratejisine uygun tasarım çözümleri sağlamasına yardımcı olur.
Tabii ki tasarımcıların iş analistleri olması beklenemez, ancak doğru soruları sorarak yapılan işe katma değer sağlamaları ve çalışmalarını belli ticari ihtiyaçlara cevap olabilecek şekilde kurgulamaları önemlidir. Aşağıda, proje sahibinin stratejik hedeflerini tanımlamaya yardımcı olmak için sorulması gereken dört soruyu birlikte inceleyelim.
Soru 1: Şirketin var olma amacı nedir?
Bu sorunun yöneltildiği kişi, sorunun çok saçma olduğunu düşünebilir ama birçok organizasyon için bu cevaplanması zor ve bir o kadar da önemli bir sorudur. Çünkü diğer sorulara verilecek tüm cevaplar için bir mihenk taşı görevi görür. Bir strateji oyuncusu bu durumu vizyon ve misyon sorunu olarak adlandırabilir. Yapılacak açıklamaları iyice irdelemek, işletmenin var olma amacına ait ana neden(ler)e ulaşmayı sağlayabilir.
Soru 2: Odaklandığınız ana alan nedir?
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Çoğu zaman şirketlerin birden fazla hedefi ve bu hedefleri gerçekleştirmeye odaklanmış birden fazla departmanı vardır. Departmanlar arasındaki iletişim doğru şekilde kurgulanmazsa, ana hedefe ulaşmak için gösterilen çabaların bu yanlış iletişim biçiminden ötürü başarısız olduğu gözlemlenir. Nihayetinde, şirket içindeki bu iletişim eksikliği hedeflerin doğru şekilde tanımlanamamasına da neden olur. Bu olumsuz durumun bir yansıması şirketin dijital varlıklarında da gözlemlenir. Ortaya, herkes için her şey olmaya çalışan veya tutarsızlıklarla dolu bir dünya çöp iş çıkartılır.
Bu durumu ortadan kaldırmanın bir yolu, hedefleri belirlemek için bazı parametreler oluşturmaktır. Bu da 1-2 adımlık basit bir egzersizle yapılabilir. İlk olarak, proje sahibinden ilk beş hedefini sıralamasını isteyin. Ardından, kaynaklarını göz önünde bulundurmak koşuluyla hedefe ulaşmanın fizibilitesine ve hedefin genel başarısı için önemine bakarak, her bir hedefi tekrar sıralamalarını isteyin. Her hedef 1’den 5’e sıralanarak fizibilite için 24, önem için de 24 puan dağıtılabilir. Sonuçlar aşağıdaki gibi grafiklerle görselleştirilebilir. Matrisin sağ üst çeyreğine giren hedeflere öncelik verilmelidir. Bu alıştırma, birçok kararı rasyonellere dayandırma ve gerektiğinde “hayır” diyebilme imkanı sağlar.
Soru 3: En değerli müşteriniz kim?
Bazı markalar, herkese çözüm sunamasa da, “herkes” i sever ve bu yaklaşım “Kimseyi ayırt etmiyoruz, herkese hitap ediyoruz.” cümlesiyle vücut bulur. “Herkes”in ürünlerini satın alması, organizasyonlarına katılması ve haber bültenlerine kaydolması gerektiğine inanırlar. Ne yazık ki acı gerçek şu; herkesi isteyebilirsiniz fakat herkes sizi istemeyebilir. “Herkes”e hitap edebilme hayaline kapılmak yerine, markanıza katma değeri en yüksek müşteri grubunu/hedef kitleyi analiz ederek onlara odaklanmak, yatırıma geri dönüşü çok daha yüksek bir strateji olacaktır. İzlenmesi gereken basit bir kuraldır: Müşterilerin % 20’sinin, markanın satış ve gelirinin% 80’ine katkıda bulunduğu 80-20 kuralı.
Katma değeri yüksek hedef kitleyi tanımladıktan sonra, özelliklerinin bir bileşimi oluşturulabilir. Persona oluşturmak, bu personaların ihtiyaçlarını ve özelliklerini doğru tanımlayabilmek bu noktada önem taşır. Persona oluşturmak için kullanılabilecek bazı template’ler var. SHERPA olarak bizim hazırladığımız persona template de bu konuda yardımcı araçlardan biri.
Soru 4: En değerli müşteri grubunuza sunduğunuz benzersiz değer nedir?
Bu, içinden çıkılması zor bir soru olabilir. Bu soru yalnızca hedeflemenin kimliğini belirlemekle kalmaz, aynı zamanda en önemli stratejik sorulardan birine nasıl cevap verileceğini de gösterir. Bir işletmenin müşteriye sağlayabileceği benzersiz değer, tüm rekabet stratejisinin temelini oluşturur ve genellikle ürünlerin, hizmetlerin ve markanın tasarım çözümüyle hayat bulur.
Farklılaşmayı anlamak için ortak bir araç olarak; yatay eksende hedef kitlelerin ihtiyaçlarının listelendiği, dikey eksende ise organizasyonun ve rakiplerinin her bir ihtiyacı ne kadar iyi karşıladığına dayanan sayısal bir değerlendirme ile satış önerme analizi oluşturulabilir. Bu araç bir kere çizildiğinde, farklılaşan alanlar rahatlıkla belirlenebilir ve en değerli müşteri grubuna sunulacak benzersiz değer bu alanlar üzerine inşa edilebilir.
Bu 4 soruyu sorabilmek kadar, bunlara “gerçekten” cevap verebilmek de son derece önemlidir. Cevap verebilen markaların, soruları sorabilen tasarımcıların artması, getirilen çözümlerin faydasını da doğru orantılı olarak artıracaktır.