Neyi sevdiğimizi ve sevmediğimizi çoğunlukla biliyoruz. Bazı yiyecekleri diğer yiyecek çeşitlerine göre daha fazla tercih ediyoruz. Bazı şarkıları seviyoruz ama bazılarını dinlemeye katlanamıyoruz. Sevdiğimiz ve sevmediğimiz şeyler konusunda bilinçli olmanın bilinçli kararlar almamıza yardımcı olduğunu biliyoruz. Ancak bazen sevdiğimiz ve sevmediğimiz şeyler ile kararlarımızın ardındaki nedenler o kadar sıradan olmayabilir.
Neyi sevdiğimizi ve sevmediğimizi çoğunlukla biliyoruz. Bazı yiyecekleri diğer yiyecek çeşitlerine göre daha fazla tercih ediyoruz. Bazı şarkıları seviyoruz ama bazılarını dinlemeye katlanamıyoruz. Sevdiğimiz ve sevmediğimiz şeyler konusunda bilinçli olmanın bilinçli kararlar almamıza yardımcı olduğunu biliyoruz. Ancak bazen sevdiğimiz ve sevmediğimiz şeyler ile kararlarımızın ardındaki nedenler o kadar sıradan olmayabilir.
Meseleyi biraz daha somutlaştırmak için şöyle bir örnekle devam edelim: Tatile gideceğinizi ve köpeğinizle ilgilenecek bir bakıcıya ihtiyacınız olduğunu düşünün. Siz yokken arkadaşınızla ilgilenebilecek güvenilir kişi sizce hangisi?
Tahmin edebileceğiniz gibi, bu şekilde sorulan bir sorunun doğru yanıtı yok. Ancak yine de sınırlı bilgiye dayanarak bir seçim yaptık ya da bazılarını direkt eledik. Bu, genelde bir karar alırken ilerlediğimiz zihinsel kısayolların ve dünya görüşümüzü etkileyebilecek bilinçsiz önyargıların bir örneğidir.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bilinçsiz önyargı herkesin tecrübe ettiği ve fark etmeden — doğal olarak — meydana gelen bir durumdur ve dolayısıyla normaldir. Geçmişte aldığımız görgü ve çevre eğitimi, hayat tecrübelerimiz, kültürel ve diğer kişisel faktörler köklü tutum ve düşüncelerimizi şekillendirir. Bilinçsiz önyargı ise bu köklü tutum ve düşünceler eylemlerimizi etkilediğinde ortaya çıkmaktadır.
Beynimizin aslında belirli miktarda bilinçsiz işlem yapması gerekir. Herhangi bir anda 11 milyon bit bilgi alıyoruz ve bilinçli olarak bir anda yalnızca 40’ını işleyebiliyoruz. Dolayısıyla beynimiz, mevcut durumu değerlendirmek ve hızlı kararlar vermek için geçmiş bilgileri ve öğrenmeleri kullanmayı daha kolay buluyor. Bu, ”Yanmakta olan ateş kırmızısı oduna dokunmayın.” gibi durumlarda yardımcı olabileceği gibi aynı zamanda dezavantaja da dönüşebilir.
Bilinçsiz önyargı bizi, çoğunlukla başkalarının geçmişine, etnik kökenine, cinsiyetine, yaşına, ismine ve diğer faktörlere dayalı olarak onları bir kalıba oturtmaya itebilir ve zararlı, anlık kararlar almamıza neden olabilir. Başka bir deyişle, genel olarak hızlı hareket ettiğimizde ya da eksik/yanlış verilerin olması durumunda, bilinçaltındaki önyargılar boşlukları doldurur ve süreç içinde alınan birçok kararı ve kişilerle olan etkileşimimizi belirler.
Bilinçsiz önyargının üstesinden gelmek
Bilinçsiz önyargının farkında ve bilincinde olduğumuzda bunun üstesinden rahatlıkla gelebiliriz. Özellikle iş hayatında bu daha kolay olabileceği gibi, kazanımları da daha somuttur. Öncelikle, bilinçsiz önyargının işinizi ve iş kültürünüzü nasıl etkilediğini kontrol edin. Ardından, içinde bulunduğunuz endüstri, kullanıcı tabanınız ve diğer etmenlerle ilgili varsayımlarınızı gözden geçirin. Bu, bilinçsiz önyargının sızmasını önlemeye yardımcı olacaktır.
Ancak elbette yalnızca gözlemlerinize güvenmeyin. Kendi içinizde anketler ve odak grupları ile herhangi bir konuda önyargı veya sorun olup olmadığını araştırın. Farkına vardığınız durumlar için standart bir prosedüre dayandırılması gereken karar verme anlarını belirleyin. Bu karar verme anındaki prosedürler, atılması gereken adımların evrensel bir kontrol listesini hazırlamayı içerir.
Bu prosedürler işe alımda, kullanıcı araştırmalarında veya tasarım aşamalarında kullanılabilir. Örneğin; işe alım sırasında başvuran adayları önyargı olmadan değerlendirdiğinizde farklı perspektiflere sahip doğru bir takım oluşturma şansınız yükselir. Diğer alanlarda uygulanacak prosedürlerle önyargıların üstesinden gelmek ise işinizin verimini ve kalitesini artırır. Daha iyi pazarlama projeleri üretmenize, daha yaratıcı fikirler bulmanıza, müşterilerinize ulaşmanın daha iyi yollarını fark etmenize ve daha yenilikçi ürünler inşa etmenize yardımcı olabilir.
Bilinçsiz önyargının üstesinden gelmek için atılması gereken ilk adım, kendimizi kancadan kurtarmak değil, hepimizin önyargıları olduğunun farkına varmaktır. Bilinçsiz önyargı genellikle cinsiyete, yaşa ve ırk ayırımcılığına dayanan bir tutum gibi görünse de başka birçok konuda da ayırımcılık yapılır. Farklı perspektiflerden ve geçmişlerden beslenebilen, farklı bir kültür istiyorsanız, bilinçsiz önyargı ile bilinçli bir şekilde mücadele etmeniz gerektiğinin farkında olmalısınız.
Tüm bunları inceledikten sonra hâlâ “Hiçbir konuda önyargım yok.” diyorsanız ‘Cognitive Bias Codex – 2016’ listesine göz atabilirsiniz. En azından önyargıya karşı önyargınızı kırabilir.
Çoğuna katıldığın bu yazıda, “Bilinçsiz Önyargı” tanımını yanlış bulduğumu söylemek istedim. Bilinçsiz önyargı, yangın yanması gibi bir kavram gibi. Yani bilinçlisi nasıl oluyor o zaman?
Serdar Arıçelik
Merhaba Ozan,
Geribildiriminiz için teşekkür ederim. Aslında bu terimin çevirisi bize ait değil. “Unconsicous Bias” terimi Türkçeye “Bilinçsiz Önyargı” olarak girmiş. Bu konuda yeterli Türkçe kaynak olmasa da kısa bir literatür taraması yapınca terimin bu şekilde kullanıldığını görüyoruz. Öte yandan bu tarz makaleler kaleme alırken en doğru sözcükleri kullanmaya ne kadar özen göstersek de içeriklerimizin daha çok okuyucu tarafından bulunabilmesini de gözeterek yaygın kullanımları tercih edebiliyoruz.
Terimin Türkçe karşılığını “Bilinçsiz Önyargı” şeklinde kullanmayı tercih etmemizin diğer nedeni ise — sizin de değindiğiniz — “Bilinçli Önyargı” teriminin karşıladığı anlam. Kabaca araştırdığımızda şöyle bir açıklamaya ulaşıyoruz: “Conscious Bias/Explicit Bias” olarak bilinen bilinçli önyargının bilinçsiz önyargıdan farkı şu; insanlar bir bireyi veya bir grubun varlığını kendileri için tehdit unsuru olarak algıladıklarında önyargılarını ifade etme eğilimindedirler. Örneğin, siyahi insanları kendine ya da topluma tehdit olarak gören bir kişi, bu konuyu kendi içinde nedenselleştirmiştir ve bilinçlidir. Onlara karşı yaptığı haksız muamele ve hatta şiddeti kendince haklı çıkarabilir. Bu yaklaşımın temelinde bilinçli önyargı yatar. Kişi buradaki önyargısının bilincindedir ancak bunu değiştirmekle ilgilenmez. Bilinçli önyargı konusunda daha detaylı bilgi için şu sayfayı inceleyebilirsiniz: https://perception.org/research/explicit-bias/
Bu yazımda bilinçsiz önyargı kavramına odaklandığım için, bilinçli önyargı ile nerede ayrıldığı hakkında — bunun farklı bir yazı konusu olacağını düşünerek — herhangi bir bilgiye yer vermemiştim. Sorunuz aracılığıyla bu konuya da değinme fırsatım oldu. Tekrar teşekkürler.
Yasemin Fatoğlu
Serdar peki farkındalıkla ilk adımı attıktan sonra yönetmek için yapılabilecek başka adım var mıdır? Belki bakış açısını başkası ike masaya yatırmak di mi …. Yazı ve efor için teşekkürler 🙂
Bunlar da ilgini çekebilir
Keşfetmeye Devam Et
DAM BİLGİ TEKNOLOJİLERİ A.Ş. | SHERPA BLOG SİTE KULLANIM KOŞULLARI
Demek şifreni unuttun.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Çoğuna katıldığın bu yazıda, “Bilinçsiz Önyargı” tanımını yanlış bulduğumu söylemek istedim. Bilinçsiz önyargı, yangın yanması gibi bir kavram gibi. Yani bilinçlisi nasıl oluyor o zaman?
Merhaba Ozan,
Geribildiriminiz için teşekkür ederim. Aslında bu terimin çevirisi bize ait değil. “Unconsicous Bias” terimi Türkçeye “Bilinçsiz Önyargı” olarak girmiş. Bu konuda yeterli Türkçe kaynak olmasa da kısa bir literatür taraması yapınca terimin bu şekilde kullanıldığını görüyoruz. Öte yandan bu tarz makaleler kaleme alırken en doğru sözcükleri kullanmaya ne kadar özen göstersek de içeriklerimizin daha çok okuyucu tarafından bulunabilmesini de gözeterek yaygın kullanımları tercih edebiliyoruz.
Terimin Türkçe karşılığını “Bilinçsiz Önyargı” şeklinde kullanmayı tercih etmemizin diğer nedeni ise — sizin de değindiğiniz — “Bilinçli Önyargı” teriminin karşıladığı anlam. Kabaca araştırdığımızda şöyle bir açıklamaya ulaşıyoruz: “Conscious Bias/Explicit Bias” olarak bilinen bilinçli önyargının bilinçsiz önyargıdan farkı şu; insanlar bir bireyi veya bir grubun varlığını kendileri için tehdit unsuru olarak algıladıklarında önyargılarını ifade etme eğilimindedirler. Örneğin, siyahi insanları kendine ya da topluma tehdit olarak gören bir kişi, bu konuyu kendi içinde nedenselleştirmiştir ve bilinçlidir. Onlara karşı yaptığı haksız muamele ve hatta şiddeti kendince haklı çıkarabilir. Bu yaklaşımın temelinde bilinçli önyargı yatar. Kişi buradaki önyargısının bilincindedir ancak bunu değiştirmekle ilgilenmez. Bilinçli önyargı konusunda daha detaylı bilgi için şu sayfayı inceleyebilirsiniz: https://perception.org/research/explicit-bias/
Bu yazımda bilinçsiz önyargı kavramına odaklandığım için, bilinçli önyargı ile nerede ayrıldığı hakkında — bunun farklı bir yazı konusu olacağını düşünerek — herhangi bir bilgiye yer vermemiştim. Sorunuz aracılığıyla bu konuya da değinme fırsatım oldu. Tekrar teşekkürler.
Serdar peki farkındalıkla ilk adımı attıktan sonra yönetmek için yapılabilecek başka adım var mıdır? Belki bakış açısını başkası ike masaya yatırmak di mi …. Yazı ve efor için teşekkürler 🙂