Yaratıcı Özgüven, insanların veya kurumların tüm potansiyellerini serbest bırakmalarına, yaratıcı özgüvenlerini inşa etmelerine yardımcı olmak amacıyla kaleme alınmış bir kitap. Yazarları Tom ve David Kelley kardeşler yaratıcı özgüveni “çevrenizdeki dünyada değişim yaratma kabiliyetinize inanmak” olarak tanımlıyor. “Yaratıcı özgüven bir kas gibi, çaba ve deneyimle güçlenip beslenebilir. Hedefimiz, içimizdeki bu özgüveni oluşturmaktır” diyor Kelley kardeşler.
Kitabın, “İnovasyonun Kalbi” başlığıyla verilen girişi “ya doğuştan yaratıcı genlerin vardır ya da yoktur” düşüncesinin bir “yaratıcılık efsanesi” olduğu görüşüyle başlıyor. Kitap, bu efsanenin tam tersinden bahsediyor ve temelinde de hepimizin yaratıcı olduğunu savunuyor. Bunun kuru kuruya bir inanç olmadığını anlatılan örnek vakalarda detaylıca gözlemliyoruz. Kimi zaman bir insanın hayatını değiştiren, bazen de kitleleri etkileyen ürünlerin geliştirilmesine kadar farklı konularda örnekler veriliyor.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
İş dünyasında yaratıcılığın karşılığı inovasyon olarak karşımıza çıkıyor. 1500’ü aşkın CEO ile yapılan bir IBM araştırması, yaratıcılığın bugün küresel ticaretin karmaşıklığıyla karşı karşıya kalan işletmeler için en önemli liderlik yetkinliği olduğunu belirtiyor. Üç kıtada 5.000 kişiyle yapılan bir Adobe Systems anketi, insanların %80’inin yaratıcı potansiyelini serbest bırakılmasını ekonomik büyümenin sırrı olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Ancak bu insanların sadece %25’i kendi yaşamlarında ve kariyerlerinde yaratıcı potansiyellerini değerlendirdiklerini düşünüyorlar. Kendilerine sordukları “Bu dengeyi nasıl değiştirebiliriz? Diğer %75’in yaratıcı potansiyelini serbest bırakmasına nasıl yardımcı olabiliriz?” gibi bir dizi soru, Tom ve David Kelley’i çeşitli çalışmalara yöneltmiş.
2005’te David Stanford’un tasarım düşüncesini öğretmek amacıyla d.school’u kurmasının, bu çalışmaların başlangıcını oluşturduğunu söyleyebiliriz. Lisansüstü eğitim birimlerinde geleceğin girişimcileri için rutin inovasyonlar yapmaya yönelik bir yöntem olarak geliştirilmiş. Başlangıçta kendilerini “analitik tipler” olarak gören insanlara yaratıcılığı öğretmenin çok zor olacağını düşünseler de edindikleri deneyimlere göre aslında “herkes” yaratıcı tip. İnsanların yönteme sadık kaldığında gerçekten yaratıcılıklarını sergileyebildiklerine ve çığır açan fikirler üretebildiklerine şahit olmuşlar. Özellikle de kendisini yaratıcı olarak görmeyen insanların düşündüklerinden çok daha yaratıcı olduklarını fark ettiklerinde yaşadıkları şaşkınlığa gönderme yapıyorlar. Bu çalışmalar süresince gerçekte sıfırdan yaratıcılığı geliştirmenin gerekmediğini fark etmişler. Sadece insanların zaten sahip olduğu kapasitelerini keşfetmeleri için yardım etmeleri yeterli olmuş. Ancak yaratıcılığın gerçek değeri, bu fikirlerle harekete geçecek cesareti gösterene kadar ortaya çıkmıyor. Bu düşünce ve eylemin birleşimi yaratıcı özgüveni tanımlıyor: Yeni fikirler üretme kabiliyeti ve bunları deneme cesareti.
Tibetçede “yaratıcılık” ya da “yaratıcı olma” terimlerinin karşılığının olmadığı ve en yakın çevirinin “doğal” olduğunu vurgulayan yazarlar daha yaratıcı olmak istiyorsan daha doğal olmalısın mesajını veriyor. Küçükken çok fazla oyunlar oynadık, deneyler yaptık ve korkmadan ya da utanmadan tuhaf şeyler denedik. Bunları yapmamıza engel olacak kadar şey bilmiyorduk. Sosyal dışlanmanın korkusu, büyüdükçe öğrendiğimiz bir şeydir. Onlarca yıl sonra bile yaratıcılığımızı hızlı ve güçlü şekilde geri kazanmamız bu nedenle mümkündür. Yaratıcılığın şanslı azınlığın keyfini süreceği nadir bir lütuf olmadığı -insanın düşüncelerinin ve davranışlarının doğal bir parçası olduğu- artık ortada. Birçoğumuz engelleniyor ama bu engeller kaldırılabilir. Üstelik bu yaratıcı kıvılcımın serbest kalması siz, kurumunuz ve toplumunuz açısından çok daha kapsamlı sonuçlar doğurabilir diyerek de bizi cesaretlendiriyorlar.
Bu kitap ile inovasyonun ön saflarındaki iki lider, içimizdeki yaratıcı potansiyeli nasıl açığa çıkaracağımızı, besleyeceğimizi ve güçlendireceğimizi açıklıyor. Paylaşılan hikayeler, yöntemler ve uygulamalar, yaratıcı düşünürlerle yapılan onlarca yıllık iş birliklerine dayanıyor. Bölüm bölüm, özgüvenle yeni fikirlerin peşinden gitme gücü verecek araçları sunuyor.
Yaratıcı enerji en değerli kaynaklarımızdan biridir. Bu kitap, iş dünyasından olsun ya da olmasın yaratıcı potansiyelini ortaya çıkarmak isteyen kişilerin bu enerjiyi hissetmelerini sağlıyor. Ayrıca kitabın yazarlarından David Kelley’nin yaratıcı özgüven hakkında TED konuşmasından ilham alabilirsiniz.
Yaratıcı Özgüven
Yazar: Tom Kelley – David Kelley Çevirmen: Pınar Şengözer Baskı Yılı: Mayıs 2014 Sayfa Sayısı: 303
Kitaba kendini çeken bir inceleme olmuş. En yakın zamanda edinip okuyacağım.