Doğru platformu seçin
- Kullanıcı deneyimi demek kullanıcıya özel biçim ve içerikler sunabilmek demek. Bu yüzden kişiselleştirilebilir bir blog platformu kullanmak çok mantıklı bir başlangıç hamlesi olacaktır. WordPress, Tumblr ya da Wix gibi gelişmiş temaları destekleyen platformların yanı sıra daha basit özelleştirme seçeneklerine sahip Blogger ve Medium da sunacağınız içeriğe bağlı olarak kullanabileceğiniz seçenekler arasında.
- Bu platformlar için Theme Forest ve Themelantic gibi ücretli ya da ücretsiz temalar sunan birçok online kaynak var. Maddi bir beklentiniz ya da etrafa saçacak çok fazla paranız yoksa ücretsiz bir tema kullanmanız daha akıllıca olacaktır.
- Maddi beklentilere değinmişken; eğer blogunuzda reklam desteği almayı düşünüyorsanız, bunu yaparken alışıldık -ve rahatsız edici- formatlar yerine kullanıcı dostu reklamları kullanmaya çalışın.
- Herkesin dijital dünyaya erişmek için mobil cihazları kullandığı şu dönemde hikayenizi daha başlamadan bitirme riskini almamak için, kullanacağınız blog platformunun ve seçeceğiniz temanın mobil uyumluluğundan mutlaka emin olun.
- Kullanıcılarınıza yeni deneyimler sunma iddianızı biçimle değil içerikle yapmaya çalışın. Çoğu kullanıcının yeni kullanım şekilleri öğrenecek kadar vakti yok.
- Blogunuzun içerik akışını biçimlendirmek kritik bir karar, bunun için pagination ya da infinite scroll arasında bir seçim yapmadan önce şu yazıya göz atmanızda yarar var.
- Hepsinden önemlisi yeni dijital düzeni sürekli takipte kalın ve kullanıcı deneyimi alanında yeni trendlerden gözünüzü bir an olsun ayırmayın.
İçeriğinizi görünür kılın
- Tasarımınızda kullanacağınız renkler, görseller ve tipografi kullanıcı deneyimini mükemmelleştiren ya da bir kabusa dönüştüren temel elementlerdir. Görsel faktörler kullanıcı deneyimine doğrudan etki eder.
- Her tasarım öncelikle kullanıcının değerlerine ve beklentilerine göre yapılmalıdır. Blogunuzu tasarlarken ilk aşamada kullanıcı psikolojisinin temel kurallarını mutlaka göz önüne alın.
- İçeriğinizin, okunabilir, görüntülenebilir, izlenebilir olması için tema renklerinizi makul bir uyuma aynı zamanda da kontrasta göre seçin. Bunun için Adobe Color CC (Kuler), Coolors ya da Paletton gibi araçları kullanabilirsiniz. Bunu yaparken renk körlüğü gibi engelleri olan kullanıcıları da dikkate almanızda fayda var.
- Görsellerde abartıdan kaçının, çok büyük bir açılış alanı (showcase) görseli seçmek blogunuzu ilk bakışta güzel gösterebilir ama bunu sürekli görecek devamlı takipçilerinizi için bir süre sonra sıkıcı hale gelecek ve içeriğinize ulaşmalarında çok büyük bir engel olacaktır. Bu içerikte kullanacağınız görseller için de geçerlidir.
- Taşıyıcı görsellerin çok büyük olması metin içeriğine olan ilgiyi kaybettirecek, çok küçük olması ise yeterli desteği vermeyecektir. Görsel linklerinde yeni pencerede ya da yeni bir sekmede açmaktan da kaçınmanızda yarar var. Koşullar ne olursa olsun kullanıcıyı sayfanızda tutmak her zaman iyi bir fikirdir.
- Yazıtipleri, çok yüksek ihtimalle doğrudan hedeflediğiniz, okuma yazma bilen kitlenin içeriğinizle etkileşime geçeceği anahtar işaretlerdir. Yazıtiplerinizi seçerken ilk kriteriniz karakterlerin okunaklılığı olmalı. Çok dar, çok geniş ya da çok fantastik biçimlenmiş karakterler içeriğinizi tüketilmekten alıkoyar.
- Kullanmayı planladığınız yazıtiplerinin içeriğinizi oluşturacağınız dille uyumlu olmalarına yani özgün dildeki karakterlerin hepsininin karşılıklarını barındırdığına mutlaka dikkat edin. Özgün olmak isterken ulaşılmaz olmayın.
- Lütfen ama lütfen “Comic Sans” kullanmayın.
Anlatımda sadeliği yakalayın
- İyi içerik kötü tasarımda bile -zor da olsa- tüketilir ancak en iyi tasarım bile kötü içeriği çok uzağa taşıyamaz. Bu yüzden önce içerik sonra tasarım demek çok da yanlış sayılmaz. Takipçilerinize daha okunabilir içerikler sunmak için yapabileceğiniz pek çok şey var.
- Teknolojinin -deyim yerindeyse- ışık hızında geliştiği bir çağdayız ve kimsenin özellikle de en önemli hedef kitle Y kuşağı üyelerinin uzun ve karmaşık şeylere ayıracak vakti yok. Bu yüzden ister Rus klasikleri ister Amerikan pop listeleri hakkında yazıyor olun; cümlelerinizi kısa, dilinizi sade tutun.
- Ansiklopedik biz dille yazmak istiyorsanız, kişisel bir blog tutmak yerine Wikipedia içeriğine katkıda bulunmayı düşünebilirsiniz. İnsanlar, sizin aklınızdan geçen cümleleri sizin ağzınızdan çıkar gibi duymayı ister. Bu yüzden onlarla günlük hayattaki gibi konuşun ve yazdıktan sonra içeriğinizi mutlaka yüksek sesle okuyun.
- Gönderi içeriğinizin değerini özgünlüğü, ulaşılabilirliği ve anlaşılabilirliği belirler. Neden bahsedeceğinizle ilgili anahtar kelimeleri mutlaka başlıkta ya da ilk cümlelerinizde kullanın. Çeviri dahi yapıyorsanız, cümlelerinizi anlaşılır biçimde yeniden yapılandırın.
- Kullanıcıya sunmak istediğiniz bilgiyi çok dolaştırmadan ortaya koyun ve aradaki dolaşım sürecini laf salatasıyla değil ana mesajı destekleyici verilerle doldurun.
- Konunuz ne kadar teknik olursa olsun, duyulmamış niş terimler yerine herkesin anlayacağı dilde alternatifleri değerlendirin. Mutlaka kullanmanız gereken bir terim varsa bunu işin başında kısaca açıklayın.
- Seçtiğiniz konuyla ilgili geçmiş tarihli içeriklere sahipseniz yazının içinde mutlaka bunlara linkler verin. Blogunuzu sürekli yazılan bir kitap gibi düşünün ve referanslarınızı bu sayfalar arasında vermeye çalışın ki okuyucularınız kitabı ellerinden düşüremesinler.
Kullanıcı deneyimi tasarımı, aynı kullanıcının kendisi gibi, fazlasıyla değişken ve standartlaştırılamayan bir süreç. Bu yüzden bu konuda kesin kurallar konulması ve bu kuralların katiyen uygulanması doğru değil.
Yine de kullanıcılarınızı tanıdıkça, biçim ve içeriklerinize verdikleri tepki ve bildiğimleri dikkate alarak onlara en uygun deneyimi, çok da uzun olmayan bir zaman zarfında şekillendirmeniz mümkün.
Unutmayın yaptığınız işin özel durumu ne olursa olsun genel adı “iletişim” ve başarının sırrı da bu sözcükte saklı.
Selamlar. Size bir case study verelim, bu blogun isiginda analiz edin. Nasil olur?
http://www.tatabanza.com/kids-first-daycare-beginners-guide/
Hakan selamlar. Neler yapabileceğimize e-posta üzerinden yazışarak bakalım mı? Teşekkürler…