Başarının temeli beraber çalışmak ve ortak değerler yaratabilmekten geçer. Bu süreci çok katmanlı olarak tanımlayan Henry Ford, kolaborasyon sistematiğini şu sözüyle çok güzel özetlemiş:
Coming together is a beginning, staying together is progress and working together is a success.
Henry Ford
Peki, dijital bir ürünün yaşam döngüsü başladıktan sonra ona en çok kimler dokunur? Kimdir dirsek temasında beraberce çalışması gerekenler? Cevabını bulmak için bir ürünü oluşturan mantık, teknik ve estetik çarklarını döndürmek yeterlidir. İbre bize tasarımcı ve yazılımcı iş birliğini işaret edecektir. Bu yazının ana hedefi ise, her iki paydaşın da bir araya gelmesinin mümkün olduğu fonksiyonları belirleyerek, bu alanlar üzerine yoğunlaşmış bir birliktelikte maksimum verim sağlayacağı düşünülen noktaların ön plana çıkarılmasıdır.
Çevik bir yatırım aracı olarak “Design Operations” pratiğinin değerlendirmesi
Uzun süredir hem tasarım hem de yazılım dünyası, kendilerini daha iyi anlatabilmek, işlerini verimli kılmak ve daha üretken olabilmek adına çaba sarf ediyor. Bu çabanın en net ürünü ise çıkışı 2001 senesine dayanan Agile Manifesto olarak görülebilir. Bu manifesto etrafında bir araya gelen paydaşlar zamanla, aslında her disiplinin kendine ait bir iyileştirme sürecine ihtiyacı olduğunu anlamış ve bunları sağlayacak operasyonel sistemler oluşturmaya başlamıştır. Buna bağlı olarak da modernize olmuş yeni yaklaşımlar doğmuş ve aslında hangi disiplin olursa olsun, oluşturulacak sistemlerin temelinde değer yaratmanın ön plana çıktığı bir dünya kurulmasına başlanmıştır.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bu devinimin içinde değer yaratmanın yolları aranırken sadece ürün değil insana da yatırım yapılmaya başlandı ve sistemin tümüne dokunacak yolların arayışına girildi. Buradan beslenerek, 2008’de Toronto’da gerçekleşen bir agile konferansında ortaya çıkan DevOps kavramı, yazılım dünyasındaki teknik sistem iyileştirmelerine göz kırparken, günümüzün yükselen değeri DesignOps ise tasarım dünyasının optimizasyon sorularına cevap vermeyi amaçlar. Her iki yaklaşımın da kalbinde süreç gelişimlerine ait yatırım önerileri yer alırken, DesignOps bir adım daha atarak konuya sadece tasarımcı tarafından bakmamış ve tasarım – yazılım birlikteliği adına da öneriler getirdi. Birlikte çalışma (collaborate), standart hale getirme (standardize), uyum sağlama (harmonize) ve ölçümlenebilir olma (measure) gibi başlıkların, bu önerilerin temel bileşenlerini oluşturduğu söylenebilir.
Buradan yola çıkarak, gelişim alanı yakalanabilecek ortak başlıkları; Tasarım Program Yönetimi (Design Program Management), Tasarım Süreçleri (Design Process), Sürdürülebilirlik (Sustainability), Kalite Yönetimi (Quality Management) başlıkları altında toplayabilmek mümkün olacaktır. Hadi şimdi de bu 4 oyun alanı içinde ne gibi iş birlikleri yakalayabilir ve dijital ürün gelişim süreçlerine değer katabiliriz bunlara göz atalım.
1. Çok disiplinli bir başlangıç ile paydaşları takımın bir parçası haline getirin
Çoğumuz şu sözü iş hayatlarımızın bir noktasında mutlaka kullanmışızdır: “Güzel bir başlangıç olsun”. Çünkü başlangıcı kuvvetli tutmak o kadar önemlidir ki burada atılan sağlam adımlar işin tamamına yansır. Bu sebeple ilk adımı beraber atmak ve paydaşların sürecin en başından karar mekanizmasının bir parçası olduğu kurgular yaratmak çok önemlidir. “Yazılım nasılsa işin üretimine başlamayacak o halde yeri geldiği zaman dahiliyetlerini sağlayalım” yaklaşımı hem paydaşların işi sahiplenmelerini geciktirecek hem de çıkabilecek problemlerin önceden tespit edilmesinin önüne geçerek revizyon süreçlerinin artmasına sebebiyet verecektir. Başka bir deyişle kick-off toplantısından başlayarak, işin her anına hep beraber dokunabilmek, ürün geliştirme sürecinin daha verimli ve boşluk yaratmadan işlemesi açısından olmazsa olmazı denebilir.
2. Herkese hitap eden birlikte çalışma araçları kullanarak süreci hızlandırın
Evrensel tasarım yöntemi, sadece kullanıcılara hizmet etmekle kalmamalı aynı zamanda işin yaratıcılarına da hitap etmelidir. Topluluk tarafından bilinen, kolayca kullanılabilen, yardım merkezleri kuvvetli araçların seçilmesi, süreci hem sürdürülebilir kılacak hem de daha kusursuz işler bir forma sokar. Böylece paydaşlar birlikte üretim sürecine daha çok katkı sağlayabilir ve çok daha uzun ömürlü çıktılar üretebilir. Bu bakımdan doğru iş, doğru kişi ve doğru araç üçlemesi yapılmış bir düzende ilerlemek, tasarım ve yazılım ekiplerinin birlikte yaratacakları çevik sistemin bel kemiğidir.
Job
Sketch-based Stack
Figma-based Stack
Vector UI Design
Sketch
Figma
Prototype Testing
Invision
Figma
Developer Handoff
Zeplin
Figma
Design File Sync
Zeplin
Figma
Commenting
Zeplin
Figma
Project Tracking
Teamwork
Teamwork
Tasarım & Teslimat Araç Kiti, SHERPA (designsystems.io‘nun Job to Tool Chart şemasından yola çıkarak hazırlanmıştır.)
3. Tasarım sistemleri yaratarak geleceğe yatırım yapın
Bir işe ne kadar bütüncül bakarsak o kadar sistematik çalışan bir yapıya sahip oluruz. Tasarım sistemleri de aynı bu şekilde içe içe geçmiş yapılardan oluşur ve renk, font, ikon gibi temel bileşenlerin adlarını konulmasına yardımcı olur. Böylece aranan parçayı kim çağırırsa doğru şekilde gelecek ve olması gereken noktaya oturarak sürekliliği sağlayacaktır. Özellikle günümüzde devamlı değişen ve güncellenen ekip yapılarına karşı da güçlü bir silah olan tasarım sistemleri, aynı zamanda tasarımcının yarattığı işlerin yazılım tarafında karşılık bulması ile de sürdürülebilir bir yapının temellerini atar.
4. Sürüm notlarının gücü ile kalite standartlarını yükseltin
İsmi olmayan birine nasıl seslenirsiniz? Peki diyelim ki genel geçer yöntemlerle “Pardon bakar mısınız?” şeklinde seslendiniz. Ortalamanın üzerinde kalabalığa sahip bir mekanda kaç kişi bakar? Muhakkak ki, üzerine alınan birden fazla kişi olacaktır. Bu tip durumlara sebebiyet vermemenin dijital ürün yönetim sürecindeki karşılığı ise öncelikle ürettiğimiz her çıktının adını mutlaka doğru bir şekilde koymaktan yani versiyonlamaktan geçiyor. Manifestosu hazırlanmış, standartları olan bir versiyonlamanın altında oluşturulacak sürüm notları, oluşabilecek bu karmaşanın önünü keserek yazılımcılar ve tasarımcılar arasındaki iletişimi kuvvetlendirecektir. Aynı zamanda bu arşivleme organizasyonu sayesinde işin retrospektifi çok daha kolaylıkla yapılır ve bu durum üretimin kalitesinin artmasına yardımcı olur.
Başarının yolu, geleceğe yatırım yapmaktan geçer ve bu yatırım gerçek bir değer yarattığı ölçüde kazanç sağlar. Dijital ürün yaratım sürecinin en temel paydaşları olan tasarım ve yazılım ekiplerinin, ürün yönetiminden beklentilerini ortak bir paydada buluşturarak, operasyonel süreçlere çok daha fazla anlam katmak, bağlılık yaratmak ve katkı sağlamak mümkündür. Alt yapısı sağlam şekilde atılan her iş birliği adımı, muhakkak ki bu gelişim sürecine çok büyük katkı sağlayacaktır. Unutmayalım ki, orkestranın her bir üyesi virtüöz olabilir ancak uyum içinde çalmayan enstrümanlar kendini dinletmeyecektir. Tasarım ve yazılım ekiplerinin sadece kendileri için değil, birbirleri için de değer yaratmayı amaç edindiği bir ürün geliştirme sürecinde ise başarı çok yakındadır.