Bizce Google Tag Manager

GTM, bu sonuca varmamıza neden olan ilk özelliği koda minimum (hatta ölçümleme düşünülerek ve özenle yazılmış bir kodda hemen hemen hiç) müdehale etmeden veri edinebilmemizi sağlamasıdır. Bunun faydalarını bir müşterinin IT ekibiyle çalışan 3. taraf olan tüm meslektaşlarımızın anlayacağından şüphem yok. Hatta çoğu zaman 3. taraf olmanıza da gerek yok ancak konuyu dağıtmamak için bu kısmı hızlı geçiyorum.GTM sonraki önemli özelliği ise, bize süreç otomasyonu sağlamasıdır. Doğru bir temel ve yapılandırma ile otomatik olarak event collection yapabilmesi yani kendi kendine “Event kategorim bu; aksiyonum şu label, olarak da bunu yazacağım” diyerek Google Analytics’e veri göndermesi, bence en hafif terimiyle “çok iyi” bir özellik. Son olarak bizim takıntımız olan “sistemli iş yapmak” ön şartına uygun olması, bir taxonomy dokümanı yaratmamıza bu dokümanı referans alarak isimlendirme ve sınıflandırmalarımızı en ince ayrıntısına kadar uygulamamızı sağlaması da cabası.

Aslında GTM artı ve eksileri başlığında yeni bir yazı hazırlayıp, zibilyon adet alt başlık açıp, duygu ve düşüncelerimi orada da yazabilirdim. Ancak bu hareketin, GTM olduğu gibi ya da bizim onu nasıl kullandığımız konusunda fikir sahibi olmak isteyebilecek olan insanlara pek de faydası olmayacağını anlamam uzun sürmedi. Bu nedenle GTM’i benden 250 kat daha iyi kullanabilen sevgili çalışma arkadaşım Başar Şen’in fırınından sıcak sıcak DAM Growth Hackers için çıkarttığı sunumu sizlerle paylaşmayı tercih ettim.

“Şunu nasıl yaparız?” derseniz, bize ulaşın hemen yardımcı olalım 🙂