Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Ürün, mekân, hatta kullanıcı ve tasarımcının düşünce yapısı nasıl hayatın dinamizmine uyum sağlayacak bir hızda esnek ve değişken olabilir?
“Mimarlar binaları sanki anıt veya esermiş gibi yorumlamamalı, onları hayatın akışına hizmet edebilecek kaplar gibi düşünmeli. Bu kurgu modern hayatın dinamizmiyle baş edebilecek, geri plan uyumunu yaratabilecek kadar esnek olmalı.” der 1954’te Walter Gropius. Ürün, mekân, hatta kullanıcı ve tasarımcının düşünce yapısı ve art alanları da bu şekilde hayatın dinamizmine uyum sağlayacak bir hızda esnek ve değişken olmalıdır. Bu yazıda esnek tasarımın ürün-mekân-kullanıcı bağlamındaki etkilerini inceleyeceğiz.
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bedenimizi esnetiyoruz, sınırlarımızı esnetiyoruz, yeri gelince kurallarımızı esnetiyoruz. Asla kırılmaz sandığımız, bizi şekillendiren kabın bile esnediğini görüyoruz. Kendi yapabildiklerimizi sınadıkça, etkileşimde olduğumuz nesnelerin de aynı esneklikte bize uymasını, insani bir güdüyle, bekliyoruz.
Günümüzde, kullanıcı ihtiyacına yönelik tasarlanan ürün veya mekanlar birbirini tamamlayan ve eriyik halde bulunan kavramlarca şekilleniyor. Birbirini besleyen disiplinler, dönem gerekliliklerinin ani değişimleri sonucunda belirlenen, günü kurtaran çözümlerde ana kavramlarını da birbiriyle paylaşır oldu.
Kentlinin ve kent elemanlarının girdiği etkileşim sonucu yaşanan kaçınılmaz değişim ile hayatta kalacak esneklik kavramı, süreci ve besleyen destekleyicileri neler?
TDK’nin ‘’Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan, elastik’’ olarak tanımladığı esneklik kavramı, tasarım alanında da bu anlatıma paralel bir anlama sahip. Bu kavram, mevcut koşulların baskısından kurtulduktan sonra uyumlu bir şekilde eski kullanım senaryosunun sürdürülmesine olanak sağlıyor. Tam da tanımı gibi, farklı insanların zihinlerinde şekil değiştiren hem aynı fikirde olduğumuzu hem de aslında çok ayrı şeylerden bahsettiğimizi düşündüğümüz bir kavram. Somutluk pelerinini giyen soyut bir olgu.
Esneklik, mekân ve ürün sınıflarının farklı konu başlıklarında ele alınan bir kavram olarak önümüze çıkıyor. Ürün tasarımı bağlamında, örnek olarak, bir mobilyanın esnekliğini düşünelim. Mobilyanın kontrolü kullanıcının eline geçtikten sonra ürün ömrünün bitmesini engelleyen, bu süreyi olabildiğince uzatmaya çalışan bir yönelim olarak esneklik ele alınmakta. Günümüz mobilya sektöründe ön görülen persona, çoklu kullanıcı tiplerini içerdiği için modülerlik, adaptasyon, değişim gibi yaklaşımlarla tasarımcıyı esneklik kavramını kullanmak zorunda bırakılıyor.
Esneklik kavramı; mimarlık, ürün tasarımı, peyzaj mimarlığı, kentsel tasarım vb. tasarımı ve kullanıcıyı birleştiren disiplinlerin dikkate aldığı bir kavram olarak görülüyor. Örneğin bir peyzaj mimarı, kent donatılarının yerleşimini mekânı oluşturmak kadar önemserse, kullanıcının ihtiyaçlarının giderildiği çalışmalar sonucu mekân kimliği gelişir. Sonucunda kullanım yoğunluğu artar, konforlu ve geliştirilmiş bir yaşam kalitesi kullanıcıya sunulur. Esneklik kavramı burada kullanıcının fiziksel ve zihinsel devinimine katkıda bulunur.
Peki farklı katmanların çakıştığı bir alanda var olan kentte neden esneklik diye bir gereksinim var? Değişen kullanım alışkanlıklarının etkisiyle açık alanda esneklik kavramı değişen ve şekillenen koşullara uyum sağlayabilmeyi gerektiriyor. Ayak uydurmamız gereken pandemi gerçeği ve kullanım alışkanlıkları ile tasarım pratikleri de değişime ayak uydurmaya zorunda. Pratikler, farklı tipolojilerle ayrışsa da sonucunda kullanıcının olumlu deneyimler kazanması buluşulan ana başlık.
Sadece fiziksel ürün veya açık alanların değil aynı zamanda yeni ağların tanımlanması ve kamusal platformların kullanılması da esneklik bağlamının bir kolu olarak gündemde yer ediyor. Esnek olmayan gündelik çözümler, ani değişikliklere uygun yeni çözümleri yaratma sürecinde düşünce esnekliğine ket vurarak belirsizliği destekleyen bir durum olarak önümüze çıkıyor.
Kullanıcı ihtiyaçları sürekli bir değişimle yoğrulduğu için, ulaşmaya çalıştığımız ideal esneklik asla yakalanamayacak ve arkasından el sallayarak uğurlayabileceğimiz bir kavram olarak kalacaktır. Bu kovalamacada esnekliğin idealliğe ulaşmasına yardımcı olmak üzere sahneye başka bir paydaş giriyor: sürdürülebilirlik. Üretim açısından ele alındığında işlenecek maddeyi yerinde elde etmeyi hedefleyen, ulaşım sonucu çevreye verilen zararı en aza indirgemeyi amaçlayan, doğaya saygılı, geri dönüşümlü malzemeler ile ilişkili olan bu kavram günümüz pandemi döneminde tüm dünya nezdinde önem arz eden bir konu haline geldi.
Sürdürülebilirlik kavramı ürün tasarımı kulvarında incelendiğinde ise dayanıklı ve geliştirilen ürünlerin tamir edilebildiği, diğer yaşam üniteleriyle uyumlu olan, kaynak ve enerji tüketiminin minimumda kullanılmasını savunan gereklilikler kümesini vurgulamakta.
Esneklik ile ilişkileri incelendiğinde; sürdürülebilirlik kullanım ömrü dolan ürünü çevreye zarar vermeden yok etmeyi amaçlarken, esneklik ürünün yaşam döngüsünü uzatmak olarak tanımlıdır. Birisi ürünü devam ettirmeyi amaçlar, diğeri problemsiz sonlandırmaya yardımcı olur. Birisi ürünü doğurarak hayatını başlatır, diğeri yaşam döngüsü biten nesnelerin ekosistemde sorunsuzca yok olmasını destekler.
İnsanların mağara duvarlarından megaronlara, saraylardan ibadethanelere geniş bir yelpazede yapıları deneyimlediği insanlık tarihinde, tanımlı meslek gruplarının olmaması nedeniyle çevresel değişikliklerin bireysel kurallar çerçevesinde güncellendiğini düşünmekteyiz. Mevcut dönemde ise net sınırlarla çevreli bazı kurallar bütünün dışına çıkamıyoruz. Haliyle, geleceğin şekillenişini tahmin etmeye dayalı bir öngörüye ihtiyaç duyuyoruz.
İnsanlar, psikolojik ve fiziksel olarak sürekli bir gelişime tabiidir. Kabına sığmayarak çevrelerini de kendi değişimlerine eş değer bir döngüye sokmak isterler. Ortama uymaya değil, ortamı uydurmaya meyillidirler. Bu öngörüyle, daha gerçekçi cevaplar alabilmeyi umduğumuz mimarlık ve tasarım disiplinlerinin kullanıcı odaklı çözümleri sağlayan esnek düşüncelerine, tasarımlarındaki esnekliklerden daha çok ihtiyaç duyuyoruz.
Bazen savaşlar, bazen ekonomik değişimler, bazen pandemiler ve gelecekte göreceğimiz ve şimdi hayal dahi edemeyeceğimiz ‘’bazen’’ler tarihsel sürece bağımlıdır. Tarihin dönüm noktalarında, esneklik kavramı her zaman merkez bir kavram olmuştur. Örneğin İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği büyük yıkımlar ile küllerinden doğan çoğu yerde hızlı konut ihtiyacı doğrultusunda ortaya çıkan ‘’tek tip toplu konutlar’’ üretilmiş, kullanıcı kendi evini montajlayarak barınma sorununu daha kısa sürede çözmüştür. 1970’li yılların ikinci yarısında ise bilgisayar teknolojilerindeki gelişmeler, ekonomik refaha ulaşma, sosyal ve yoğun şehirler ile zaman kavramı öne çıkmış ve zamanda esneklik yaratmak için ‘’akıllı ev’’ kavramı önemli bir alan olmuştur. 1990’lı yıllara bakıldığında, ‘’çevre dostu ve enerji tasarruflu ‘’ kavramlar esnekliğin yerine geçmeye başlamıştır. Esneklikten vazgeçmeden, sürdürülebilirliğin de bunun ayrılmaz bir ögesi olduğu gerçeği, bu yaklaşımları şekillendirmeye başlamıştır. Sadece mekân ayağında değil aynı zamanda ürün tasarımında da kullanılan, gelişip dönüşen bir öneri olarak hayatımıza girmiştir.
Esnekliğin soyut ve kullanıcı ihtiyaçlarına bağlı değişebilir bir kavram olduğundan bahsettik. Düşünceleri ve eserleriyle günümüzde hala anılan Le Corbusier’in 1931 yılında bitirilen, modern mimarlığın yapıtaşlarından kabul edilen, ‘’Plan Libre’’ (serbest plan) fikrini ele aldığı Fransa’daki Villa Savoye’yi inceleyelim.
Kullanıcının aktivitelerini tanımlı kılan bir kulanım senaryosu yerine, iç içe kenetlenmiş ögelerin birbirine bağımlılığını ortadan kaldıran bir yaklaşım görmekteyiz. Mimari tasarımlarda alıştığımız üzere plan, cephe, konstrüksiyon bileşenleri birbiriyle ‘’değiştirilemez’’ şekilde kurgulanmıyor. Açık plan sisteminin yardımıyla plan düzleminde geçirgen, sınırları olmayan fakat ortak ve özel alan ayrımına dikkat eden bir sistem yaratılıyor. Modülerlik, hareketlilik, çok amaçlı kullanım, nötr alanlar vb. alt kavramlar ile esneklik kavramının kuram yönü de bu şekilde ortaya çıkıyor. Burada sınırlarla edilgen bir özne olan kullanıcı, mekânın etken öznesi oluyor ve kendi kullanım şekline yön veriyor. Sonucunda esnek tasarımın bir düşünceyle başlayıp yapılaşan, daha sonra kullanıcı alışkanlıklarını özgür kılan etkisi yaşanıyor.
Frank Lloyd Wright, organik mimarinin kurucusu olarak tarihe damgasını vurmuştur. Geometrik formların doğal malzemelerle bütünleştiği ABD’de konumlanan Frank Lloyd Wright’ın Evi ve Stüdyosu 1889 yılında tasarlanmıştır. Asimetrik dış cephe ve açık iç mekân planı, iç ve dış mekanları harmanlayan, doğayla bütünleşik ve eşit konumlanarak sürdürülebilirliği gözeten, uyumlu bir çevre yaratma amacı gütmektedir. Biçim ve işlevin birbirini tamamladığını vurgular. Bireyin içinde bulunduğu çevreyle kopmaz bir etkileşim içinde kendini geliştirme esnekliğinin gerekliliğini, yapının doğa ile uyumlu bir unsur olması önceliğini ve bunları bir bütünlükte tek çerçeveden okuyabilmemizin önemini anlatır.
Esnek tasarım sürecinde, tasarım aşamasındaki mimarın veya tasarımcının ürünün ömrünü bitirdikten sonraki durumunu da göz önünde bulundurması gerekiyor. Yap-yık mekanlar veya kullan-at ürünlerin karşısında sürdürülebilirlik kavramı ile esneklik kavramının beraber çözüm üretilmesi bekleniyor.
Yaşam standartlarının, mekân ve ürün kullanımlarının belirli sınırlarla belirlendiği dünyada günlük hayat eylemlerinden bir bilinmezliğe yaklaşarak kendi rutinimizi yeniden ele alıyoruz. Zaman kavramıyla yarışan bizler sosyolojik, ekonomik, kültürel, vb. açılardan da tıpkı parçası olduğumuz mekânlar, kullandığımız ürünler gibi esnek bir düşünceye sahip olarak doğal seleksiyona kafa tutmayı deniyoruz. Evrilen ve hayatta kalan ‘’esnek’’ kanıtlar olarak gelecekte var olmak için.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat