Belki de insan olarak hepimizin paylaştığı ortak bir özellik, başka insanların düşünce biçimini irdelemek veya anlamaktaki eksikliğimizdir. Başkalarının ne düşünüyor olabileceğini veya bizim onlara söyleyeceğimiz bir şeye nasıl tepki verebileceklerini bilmek isteriz. Aynı zamanda farklı ürünler arasında nasıl bir tercihte bulunabileceklerini de bilmek isteriz; özellikle de bu ürünlerden birini biz ürettiysek...
Belki de insan olarak hepimizin paylaştığı ortak özelliklerden biri, başka insanların düşünce biçimini irdelemek veya anlamaktaki eksikliğimizdir. Başkalarının ne düşünüyor olabileceğini veya bizim onlara söyleyeceğimiz bir şeye nasıl tepki verebileceklerini bilmek isteriz. Aynı zamanda farklı ürünler arasında nasıl bir tercihte bulunabileceklerini bilmek isteriz; özellikle de bu ürünlerden biri bizim ürünümüzse.
İyi bir tasarımcı, her zaman potansiyel kullanıcıları düşünmeli: Tasarımcı bir web sitesi tasarlarken potansiyel kullanıcıları siteye nasıl çekebileceğini, onlara nasıl hitap edebileceğini ve ne şekilde aksiyona geçmeleri gerektiği konusunda kafa yorar. Bu gizemlerin birçok çözümü vardır ve bu çözümler araştırmalar, veriler, bazı standartlar ve deneyimler üzerine kuruludur.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
İşe yarayacak tek bir sihirli faktör veya faktörler kombinasyonu olmasa da akademik ve ticari araştırmalarda, göz önünde bulundurulması gereken ve kendi oluşturduğunuz içeriklerde kullanmanızın faydalı olabileceği bazı teoriler bulunmuştur.
Araştırmalara göre kullanıcılar ekranı “Z” şeklinde okurlar; bakışları üst tarafta soldan sağa kayar; daha sonra çapraz bir şekilde aşağı inip alt tarafta yine soldan sağa olacak şekilde bir uçtan diğer uca gider.
Bu teoriye göre en önemli içerik, kullanıcının dikkatini çekebilmesi için bu bölge içerisinde olmalıdır. Kullanıcıların bu bölgede karşılarına çıkan pek bilgi veren veya merak uyandıran bir şey olmadığında, bulmak istedikleri (ve sizin bulmalarını istediğiniz) şeyi bulmadan sitenizi terk edebilirler.
Çevrimiçi içeriğin, metin ve görsel dengesinin iyi kurulması, metinlerin, kullanıcıların anlamlandırabileceği görsellerle desteklenmesi, hafızaya işlemesine katkı sağlar. Bunun yanında, kullandığınız renklerin de hiyerarşisi, odağı hangi alana çekmek isteyeceğinizle alakalı stratejiyi belirlemenizde önem taşır. Pazarlama uzmanlarının ve bilimsel araştırmacıların kendilerine göre -sık sık güncelledikleri- teorileri vardır, fakat ortaya bazı kullanışlı eğilimler çıkmıştır.
Mavi çoğu kişinin en sevdiği renktir ve her iki cinsiyet için de dinginlik ve emniyeti çağrıştırır.
Kırmızı rengin insanların iştahını açtığı, mavinin ise tam tersi bir etki uyandırdığı söylenmektedir. Kırmızı rengi kullanan ne kadar çok restorana gittiğinizi bir düşünün.
Sarı uyarıcı bir renk olarak görülür. Mutluluk, gün ışığı ve eğlenceyle ilişkilendirilen bir renktir; fakat dikkatli olun: herkes bu kadar coşkulu bir duygusal duruma pozitif tepki vermeyebilir ve sevinçten çok kaygılı hissedebilir.
Psikologlar yeşil rengin, organik ve açık hava ürünleriyle olan doğal ilişkisinin yanı sıra yaratıcılığı teşvik eden bir renk olduğunu belirlemiştir.
Siyah ayrıcalıklı bir renk olarak algılanır ve zarafet, klas ve yüksek değerin göstergesidir. Renk düzeninize biraz siyah eklemek bir miktar arzu edilebilirlik uyandırmak için hızlı ve kolay bir yol olabilir.
Araştırmalara göre uzun metinler yerine, kısa metinler tercih sebebidir. Fakat, içerik metniniz kısaltılamayacak durumdaysa, o zaman içerik ile görsel (bu bir grafik de olabilir) dengesini iyi kurgulamanız gerekir.Görsel ve metin dengesi iyi kurgulanmış bir içerik sayesinde, kullanıcıların içeriği kolaylıkla tüketebilmesini de sağlamış olacaksınız.
Herkesin kabul edebileceği gibi, internet, insanların bilgi arama şekillerini ve alışkanlıklarını değiştirdi. İnsanlar artık sorularına ve problemlerine hemen çözüm istiyorlar ve karşılarına çok fazla ayrıntı çıkması durumunda veya bir sitenin yönlendirmesinin ve tasarımının işlerini zorlaştırdığını düşündükleri anda başka bir yere bakmaya karar veriyorlar.
Başlıklarla başlamak ve kısa ve herkesin anlayabileceği sözcüklerle ifade edilmiş uygun düzeyde bilgi vermek önemlidir. Olabildiğince çok sayıda ziyaretçiyi çekip onların sitede kalmasını sağlamak bütün içeriği tek seferde vermekten daha arzu edilirdir. Ayrıntı yine bulunmalıdır fakat ayrıntılara erişim ters piramit modeli kuramına göre olmalıdır; yani ayrıntılar daha alt kısımlarda olmalıdır veya ayrıntılara, bağlantılara tıklanarak ulaşılmalıdır.
Buna bir istisna, özel olarak teknik veya uzman bir kitleye içerik sunulması olabilir; bu durumda sitenin tek ihtiyacı olan şey doğrudan açık bir şekilde bilgi vermektir.
Psikolojinin web tasarımına uygulanmasındaki en önemli alan, belki de ikna kısmıdır. Bu da metninizin ve içeriğinizin sunumu kadar kalitesine de bağlıdır. Etkili iletişim, ikna edici bir ton ve cazip bir teklif, pozitif yanıt alma olasılığınızı artıracaktır. Bu tip stratejilerle, daha fazla talebi “evet”e dönüştürebilirsiniz.
Açıklamalar ve yanıtlar müşteri kazanmanıza yardımcı olacaktır. Araştırmalara göre insanlar bir eylemin anlamını veya neden onlardan bir şey istediğinizi bilmek ister. Onları aydınlatmak üzere zaman ayırmanız tabii ki onlara daha fazla değer verdiğinizi düşünmelerini sağlayacaktır.
Böylece akademik araştırmalardan psikolojiye; web tasarımına ilişkin kullanışlı bazı bulgulardan oluşan bu yazının sonuna geliyoruz. Ancak unutmayın ki araştırmalar, tartışmalar ve değişen meyiller devamlı bir gelişim halindeler. Bu yüzden ne kullanıcı deneyiminde, ne de arabirim tasarımında “bitti” diye bir kelimeye pek yer yoktur. Teknoloji ve insanların alışkanlıkları değiştikçe, deneyim de gelişir.
Kesinlikle “bitti” ve “oldu bu” kelimeleri UX ve UI için geçerli değil, özellikle kullanıcı deneyimi için araştırmanın ve insan eyilimlerini keşfetmenin sonu yok bence ve tabiki paralelde de ortaya çıkacak ürünlerinde kendini belli zaman periyotlarında güncellemeleri şart. Aslında bu insanoğlu ile etkileşimde olan her şey için geçerli çünkü değişimin ta kendisi biziz.
Umut Çağdaş Coşkun
Z okuma hareketi yalnızca ilk etkileşimde mi geçerli? Örneğin, Medium’da (birkaç taneden sonra) bir yazı okuyacakken yine de soldan başlar odak?
SelenSenturk
O paragrafta bahsedilen, ilk etkileşimde, bu deneyime ait psikolojinin göz önünde bulundurulmadığı durumda, kullanıcıyı yakalamak istediğimiz noktayı belirlemekte zorlanabileceğimiz ve içeriğin gösterimiyle alakalı hiyerarşiyi doğru kurgulayamayacağımız yönünde. Z okuma hareketi, senin de dediğin gibi, tabii ki okuma deneyimi boyunca kullanıcının uyguladığı bir sistem.
Bunlar da ilgini çekebilir
Keşfetmeye Devam Et
DAM BİLGİ TEKNOLOJİLERİ A.Ş. | SHERPA BLOG SİTE KULLANIM KOŞULLARI
Demek şifreni unuttun.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kesinlikle “bitti” ve “oldu bu” kelimeleri UX ve UI için geçerli değil, özellikle kullanıcı deneyimi için araştırmanın ve insan eyilimlerini keşfetmenin sonu yok bence ve tabiki paralelde de ortaya çıkacak ürünlerinde kendini belli zaman periyotlarında güncellemeleri şart. Aslında bu insanoğlu ile etkileşimde olan her şey için geçerli çünkü değişimin ta kendisi biziz.
Z okuma hareketi yalnızca ilk etkileşimde mi geçerli? Örneğin, Medium’da (birkaç taneden sonra) bir yazı okuyacakken yine de soldan başlar odak?
O paragrafta bahsedilen, ilk etkileşimde, bu deneyime ait psikolojinin göz önünde bulundurulmadığı durumda, kullanıcıyı yakalamak istediğimiz noktayı belirlemekte zorlanabileceğimiz ve içeriğin gösterimiyle alakalı hiyerarşiyi doğru kurgulayamayacağımız yönünde.
Z okuma hareketi, senin de dediğin gibi, tabii ki okuma deneyimi boyunca kullanıcının uyguladığı bir sistem.