Metinlerin kontrast ayarlarıyla oynayın!

Zemin rengine yakın olarak kullanılan, düşük kontrastlı metin stillerinin estetik bir görünüm sağladığını kabul edebiliriz. Ancak, bunun, okunabilirliği önemli ölçüde düşürdüğü de aşikar. Buna rağmen, minimalist bir tasarım stili elde edebilmek ve dikkat çekmesi istenilen alanları daha ön planda tutabilmek için yüksek kontrastlı yazı stilinden vazgeçerek, göz yorucu, içeriği daha değersiz gösteren ve erişilebilirliği de olumsuz şekilde etkileyen düşük kontrast kullanımını sıkça görebiliriz.

Tasarıma başlamadan önce, her zaman olması gerektiği gibi kullancı deneyimini göz önünde bulundurmak, düşük kontrast bir stil tercihinden vazgeçilmesini sağlayabilir.

Düşük kontrastlı metinler, kullanıcı deneyimini olumsuz etkiler!

Aşağıdaki maddelerde, metin renginin zemin rengine yakın olmasının, kullanıcı deneyimine olumsuz etkilerinin sebeplerini görebilirisiniz.

• Okunabilirlik zorlaşır.

Kontrast oranı çok düşük olduğunda, kullanıcıların, yazılanları okuyabilmek için ekstra çaba harcaması gerekir. Ayrıca yapılan testlere göre, okunabilirliği zor olan metinler, kullanıcıların güven duygusunu da olumsuz yönde etkilemektedir.

• Keşfedilebilme ve bulunabilirlik azalır.

Sayfada var olan ama görünmeyen öğeler, kullanıcının dikkatini çek(e)meyeceği için kullanılamaz durumda olacaktır. Nielsen Norman Group tarafından hazırlanan test sonuçlarında da açıkça görüleceği gibi, deneyim tasarlanırken o öğeye yüklenen işlev, planlandığı gibi etkin olmayacaktır.

• Güven hissi azalır.

İki farklı kontrast görünümü, doğal olarak ortaya iki farklı sonuç çıkmasına sebep olacaktır. Birincisi, her şeyin olması gerektiği gibi düzgün işlediği versiyon, ikincisi ise, kullanıcının bir şeyleri bulmak istediğinde “ne nerededir acaba?” diye kendi kendine sorular sorduğu versiyon. İkinci sonuca göre, güzel görünen bir sitede yapılan kullanılabilirlik testinde, kullanıcılar kendilerine verilen görevleri yerine getiremiyor ve hatayı kendilerinde aramaya başlıyor. Bu durumda da, kullanıcılar kendilerinden emin olmadığında aradığını başka sitede bulmayı tercih edebiliyor.

• Mobil kullanım daha zor hale gelir.

Özellikle gün ışığı olan bir ortamda, telefon ekranlarından dolayı, belirgin renklerdeki metinler bile okuma zorluğu oluştururken, kontrast değeri düşük olan renkler için bu durum imkansız hale gelecektir.

• Erişilebilirlik, görme ya da bilişsel bozuklukları olan kullanıcılar için azalır.

Tasarım sırasında, görme bozukluğu olan ya da bilişsel bozukluğa sahip, odaklanma sorunu yaşan milyonlarca insanın düşünülmesi, erişilebilir siteleri de beraberinde getirecektir. Kullanılan renklerin erişilebilirlik kontrast değerlerine uygun olup olmadığı şuradan test edebilirsiniz.

• Yanlış yorumlanmaya sebep olabilir.

Kullanıcılar, yanlış anladıkları bir bölüm olduğunda, kendileri yorum yaparak bir çıkarımda bulunabilirler. Örneğin, pasif olarak gösterilmek istenen alanlar genellikle silik ve gri renkte kullanılır. Düşük kontrast olarak hazırlanan içerikler de, kullanıcıya bunun gibi yanlış mesajlar verebilir.

Sonuç olarak, önem sırasına göre daha açık renkte kullanılması gereken metin alanları olabilir. Ancak bu alanları, okunabilirliği göz önünde bulundurup, zemin renginden ayrışacak şekilde hazırlamak, daha iyi bir kullanıcı deneyimini beraberinde getirecektir.

Katie Sherwin’in Low-Contrast Text Is Not the Answer yazısından faydalanılmıştır.