İnovasyon ve soru sorma arasında güçlü bir ilişki var. Peki daha iyi inovasyon için daha iyi sorular sorarak, daha iyi problemler ve daha iyi çözümler bulabilir miyiz?
Bu yazıda inovasyon uzmanı Warren Berger ile inovasyon ve liderlik gurusu Hal Gregersen’in röportajlarından ve araştırma yazılarından yararlanarak bir soru sorma kılavuzu oluşturmayı amaçladım. İnovasyon ve soru sorma arasındaki güçlü ilişkiyi keşfedip, daha sonra nasıl daha iyi sorular sorabileceğimize ve cevaplara atlamadan önce sorularımızı nasıl tasarlayabileceğimize odaklanacağız.
Hal Gregersen, inovasyonun kutunun dışında düşünmek (thinking outside the box) olarak tanımlansa da kutunun dışında arayacağımız cevapları öncelikle hangi sorularla aradığımıza odaklanmamız gerektiğini öne sürer. Gregersen’e göre inovasyonu aramamıza yol açan soruları değiştirirsek ve bu soruların üzerinde düşünürsek daha iyi sorular sorarak, çözülmesi gereken daha iyi bir problem ve daha iyi bir çözüm bulabiliriz.
Peki bunu nasıl yapacağız?
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Katalitik sorular sormak için izlememiz gereken belirli adımlar var. Bu adımlar, inovatif çözümler üretmemizi sağlayacak soruları bulabilmemiz için sorularımızı nasıl tasarlamamız gerektiği konusunda yönlendirir. Bunu ise sorduğumuz soruyu yeniden gözden geçirmemizi sağlayarak yapar. Gregersen, katalitik sorular sorabilmemiz için 5 madde ile kendi oluşturduğu çerçeveyi deneyimlememizi sağlıyor:
Derin bir nefes alın ve varsayımlarınızı beyaz bir tahta kullanarak listeleyin. Eğer bir grupsanız, gruptaki herkesin bunu yapmasını sağlayın. Mevcut durumla ilgili varsayımlarınızı fark etmek mevcut düşünce kalıplarınızı fark etmenizi sağlayarak bunların dışına çıkmanızı kolaylaştırır. Kendinize yeni bir sayfa açın ve berrak bir zihinle yeni sorular sormak için duruma yeniden bakın.
Tüm takımınızın etkilendiği ve gündemde olan bir problem seçin. Eğer herkesin etkilendiği ve gördüğü bir problemi seçerseniz, ekibiniz yaşanan duyguların ve durumların yarattığı sorunların etkisiyle, sorunu çözmek için daha istekli ve katılımcı olacaktır.
Soru sormaya başlayın. Takımın her bir bireyi sorular sormaya başlasın. Birinin sorduğu soruyu farklı bir şekilde ele alarak ya da farklı bir tonlamayla sorabilirsiniz. Bu aşamada cevaplara odaklanmadan, problemle ilgili yalnızca yeni sorular üretmek önemli. Çocukluğunuza dönün ve her şeyi sorguladığınız çocuksu merakınızla, ortaklaşa belirlediğiniz durumla ilgili yeni sorular türetin ve merakınızın sizi ele geçirmesine izin verin. İçinizde beliren “Mantıklı sorular mı soruyorum?” ya da “Cevabı olmayan sorular mı soruyorum?” gibi endişeleri susturun ve sormaya devam edin çünkü bu aşamada yanlış ya da doğru soru diye bir şey yok.
Geri adım atın ve sorduğunuz sorulardan hangisinin daha katalitik olduğuna bakın.
Soruları aşağıdaki kriterlere göre değerlendirip yeniden tasarlayabilirsiniz.
Yapı: Bu aşamada sorular, cevaba dair ne kadar ipucu barındırdıkları ve çözümü ne kadar yönlendirdiklerine göre sınıflandırılır. Yönlendirici olmayan açık uçlu sorular cevapların daha kapsayıcı ve detaylı olduğu sorulardır. Örneğin gelişmiş bir yapıya sahip sorular, içerisinde “Neden?”, “Nasıl?” sorularını barındıran katalitik sorulardır.
Varsayım: Varsayımlar katalitik sorular üretmenizin önünde bir engel oluştururlar. Varsayımları soruya dönüştürdüğünüzde otomatik düşünce kalıplarınızdan yola çıkarak ulaştığınız cevaplara değil, bilmediğiniz ve farklında olmadığınız çözümlere ulaşabilirsiniz.
Ölçek: Ölçek, soruları soran özneyi ve sorunun nesnesini ele alır. Sorunun ölçeği, sorunun etkilediği öznenin kimlerden oluştuğunu ve kimleri etkilediğini belirler. Sorunun nesnesini kapsayanlar ise bireysel, toplumsal ya da sosyal ölçektedir.
Katalitik sorularınızı belirlediğinize ve yeniden tasarladığınıza göre, bu sorulara verebileceğiniz potansiyel cevapları üretmeye başlayabilirsiniz.
İnovasyon yolunda sorular, ne kadar ufuk açıcı ve zihni çalıştıran bir adım olsa da etki üretimi için sadece bir ilk adım görevi görür. Sorularınıza cevap bulmak için araştırma yapmalısınız ve varsayımlara dayanan çözümler üretmemelisiniz. Araştırmanızı yaptıktan sonra fikrinizi prototipleyin ve olabilecek en kolay, en hızlı ve en güvenilir şekilde sanal bağlamlarda test edin ve elde ettiğiniz sonuçları ekibinizle beyin fırtınası yöntemlerini kullanarak değerlendirin.
Sonuç olarak
İyi bir soru sorma becerisinin özünde, sürekli öğrenmenizi sağlayacak olan soruları sormak yatar. Warren Berger, Yaratıcı liderler soruların gücünden nasıl yararlanıyor? isimli yazısında iki tür sorunun olduğundan bahsetmiş: birincisi kendinize sorduğunuz sorular, ikincisi ise başkalarına sorduğunuz sorular. Warren’a göre, kendinize sorduğunuz sorular hayatınızla ne yapacağınızı ve başkalarına sorduğunuz sorular da diğer insanlarla ilişkilerinizi belirleyecektir. Bu durumda, doğru soruları sorduğumuzda kendimiz, diğer insanlarla olan ilişkilerimiz, onların kendi aralarındaki ilişkiler ve “şey”lerle olan ilişkileri hakkında sürekli öğreniyor olacağız.
Editörün notu
Hal Gregersen’ın Stern Strategy Group için gerçekleştirdiği çevrimiçi konuşmayı izleyebilirsiniz.
Merhaba, Yazınız ve bu farkındalık için teşekkür ederim. Yazınıda “5 madde” demişsiniz ama sıralama -1, -1, -1 diye gidiyor. Bunu bilerek mi yaptınız, merak ettim.
Yakup Bayrak
Sevgili Engin, Küçük bir auto-formatting hatası oluşmuş. Düzenledik. Dikkatin için teşekkür ederiz.
Bunlar da ilgini çekebilir
Senin İçin Öneriyoruz
DAM BİLGİ TEKNOLOJİLERİ A.Ş. | SHERPA BLOG SİTE KULLANIM KOŞULLARI
Demek şifreni unuttun.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Merhaba,
Yazınız ve bu farkındalık için teşekkür ederim.
Yazınıda “5 madde” demişsiniz ama sıralama -1, -1, -1 diye gidiyor. Bunu bilerek mi yaptınız, merak ettim.
Sevgili Engin,
Küçük bir auto-formatting hatası oluşmuş. Düzenledik. Dikkatin için teşekkür ederiz.