Bu soruya yanıt vermeden önce bir “tag management system” ne işe yarar onu kısaca özetlemem gerektiğinin bilincindeyim. İşte bu sebeple girizgahı, detaylarına çok fazla girmeden TMS yani etiket yönetim sistemlerinin ne olduklarına kısaca değinerek yapacağım.
“Tag nedir? Tag management ne işe yarar?”
Tag, bir web varlığına analitik takip ve analiz amacıyla yerleştirilen küçük kod bloklarıdır. Kullanım amaçları, ziyaretçi verisi toplamak, birden çok ziyaret gerçekleştiren ziyaretçilerin davranışlarını gözlemleyecek cookie’leri koordine etmek ve video player, reklam veya sosyal medya beslemelerini entegre etmek olarak özetlenebilir. Tag’ler 1×1 piksellik transparan bir görsel veya küçük Javascript kodları olarak form bulabilirler.
Web analytics, dönüşüm optimizasyonu, reklam yayını, remarketing, pazarlama otomasyonu ve affiliate marketing projeleri web varlıklarımıza birden çok tag eklememimizi şart koşarlar. Bu tag’lerin görevleri bazen ziyaretçinin ziyaret verilerini toplayıp, teknolojisi sağlayıcısına göndermeyi bazen de farklı bir faaliyeti tetiklemeyi içerebilir. Tag’lerin sayıları artıkça, web varlığımız üzerinde yürütülen görev sayısı da doğal olarak artmaya başlar ve bu web varlığımızın hizmet performansında gözlemlenmesi ve optimize edilmesi şart olan bir durumu ortaya çıkarır. Hele ki bu tag’lerin yüklenme tipleri web varlığı ile senkronize ise gerçekleşiyorsa, kullanıcının deneyimine yansıyacak yükleme gecikmelerinin, tolere edilmesi zor olumsuzluklar yaşatmaları işten bile değildir.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bir tag manager işte tam da bu noktada devreye girer ve web varlığınıza eklenerek, her biri ayrı işlev gören tüm tag’leri tek bir tag üzerinden işlevlendirecek pencere görevi görür. Tag manager kodu web varlığınıza eklendikten sonra tag manager yönetim arayüzü aracılığıyla diğer tüm tag’ler web varlığınıza eklenebilir ve konfigüre edilebilir hale gelir.
“Tag management system’ların artıları ve eksileri neler?”
Cardinal Path’in “State of Digital Marketing Analytics in the Top 500 Online Retailers” raporuna göre araştırma içerisindeki online perakendecilerin %58’i bir hali hazırda bir TMS kullanırken, bu grubun dışarısında kalan %42’lik bölümün %33’ü, web varlığında birden çok Analytics SaaS’i kullanma eğiliminde. Hali hazırda bir TMS kullanan grubun, %54’ü de bu TMS aracılığıyla birden çok Analytics SaaS’ini faal olarak yönetmekte… Peki madem TMS bir adeta süpürücü gibi web varlığımız içerisindeki çapakları ayıklıyor ve yönetimi kolaylaştırıyor, neden o %42 halen bir TMS kullanmıyor? Zira her yeni fırsat gibi TMS kullanmanın da bir fırsat maliyeti mevcut.
TMS’in artıları
Yeni analytics veya diğer amaçlar için kullanılacak araçların web varlığınıza yüklenmesini kolaylaştırır. Web varlığınıza “hard coded” ekleme yapmanıza ve yeni sürüm çıkmanıza gerek kalmaz. TMS yönetim arayüzünde kodlama bilmeyen bir uzman dahi bu güncellemeyi kendi başına gerçekleştirebilir.
Web varlığınızdaki 3rd party script’lerin yönetimini merkezileştirir ve görece kolaylaştırır.
Kodun kullanımında “data layer” katmanını devreye alır ve SaaS’ların kodunuzdaki hangi veriyi, ne için kullanacaklarındaki bulanık durumu berraklaştırır.
Kullanıcılarına sunduğu “kolay yönetim faydası” sayesinde, süreçteki BT profesyoneli kaynak kullanımını azaltır ve BT profesyonellerinin kendi işlerine odaklanabilmelerini mümkün kılar.
TMS’in eksileri
Yönetim arayüzünde yapılabilecek konfigürasyon hataları, güncellemeler direkt olarak yayındaki web varlığını etkileyebildiğinden, son kullanıcı deneyimini etkileyebilecek durumların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir.
Diğer “merkezi yönetim” sistemlerindeki ortak temel risk unsuru gibi TMS’ler de sundukları merkeziyetçi yönetim kurgusuyla, tek-noktadan-büyük risk yaratma potansiyelini fırsat maliyeti olarak masaya getirirler.
TMS implementasyonları, riskli ve yüksek teknik bilgi gerektiren bir kurulum sürecine sahiptirler.
Düşük BT kaynağı dedikasyonu, eğer ki iç kullanım prosedürleri net ve gözlemlenebilir durumda değilse, TMS’i kullanıcıların teknik bilgileriyle eksi korelasyonda risk yaratır. (TMS’i kullanan profesyonelleri ne kadar az teknik bilgiye sahipse, hata yapma riski o kadar artar.)
“Hangi tag management system’ı kullanmalıyız?”
Bu sorunun yanıtı işletmenizin faaliyet alanına ve çapına göre değişir. Trust Radius’un hazırladığı aşağıdaki karşılaştırmalı grafiğe göz attığımızda, pazardaki en kuvvetli TMS’in an itibarıyla Tealium olduğunu gözlemlesek de marka bilinirliği ve uyumluluk oranı en yüksek olanın da şüphesiz Google Tag Manager olduğu çıkarımında bulunabiliriz.
Kullanıcı yorumlarıyla birlikte, TMS pazarındaki diğer oyuncuların kimler olduklarını merak ediyorsanız bu listeye ve Quora’daki şu yanıtlara mutlaka göz atmanızı öneririm.
“Kodda ne var ne yok, TMS’in içerisine atabilir miyiz?”
Bu sorunun yanıtı “duruma göre evet”. Detaylı yanıtlara girmeden önce, pazardaki en bilindik oyunculardan Google Tag Manager’ı nasıl kullanabileceğinize dair kardeş girişimimiz DAM Growth Hackers’ın hazırladığı şu notu okumanızda fayda var.
“Duruma göre evet” yazmamın sebebi, kullandığınız SaaS’ın takip kodunun, senkron veya asenkron yüklenme ihtiyacıyla birebir ilişkili oluşudur. Örneğin eğer ki bir e-ticaret sistemi işletiyor ve sisteminizdeki ürünlerinizin performanslarının real-time gözlemlemek istiyor ve bunun için Trendify gibi yenilikçi bir SaaS’ı kullanıyorsanız, o durumda önerilen ilerleme yolu Trendify snippet’ını hali hazırda kullandığınız TMS’in içerisine eklemeniz olacaktır. Ancak web varlığınız üzerinde kullanıcılarınızı segmente ettikten sonra farklı kullanıcı segmentlerine farklı mesajlar görüntületmek, A/B testleri yapmak ve bunu flickering’e maruz kalmadan yani sayfa yüklenirken orijinal içeriği görürken bir anda içeriğin değiştiğini fark ettirmeden ilerletmek isterseniz işte o durumda Frosmo gibi bir çözüm kullanmalı ve Frosmo’nun kodunu TMS’in içerisinde değil, kodunuzun HEAD bloğunda konumlandırmalısınız.
“Peki son tahlilde, bize TMS kullanımını öneriyor musunuz?”
Biz, aksi proje sahibi tarafından talep edilmedikçe, tüm projelerimizde TMS kullanıyoruz. Senkron veya asenkron yüklenme ihtiyaçlarına göre web varlığındaki tag’leri sınıflandırıyor ve bir TMS kullanım yönetmeliği hazırlayarak, BT profesyonellerinin kaynak kullanımını optimize etmeye özen gösteriyoruz. Econsultancy’nin tag management system’lar ve ROI üzerine yaptığı şu araştırma sonuçları da bizimle aynı fikirde gözüküyor. İlgili araştırmanın sonuçlarına göre katılımcıların %86’sı web varlığı üzerindeki tag’lerin efektif bir şekilde yönetiminde TMS kullanmanın hayati bir role sahip olduğunu düşünüyor.
Eğer sizler de web varlığınız içerisinde sayısı ve ağırlığı her geçen gün biraz daha artan takip yazılımlarının yarattığı kaostan muzdaripseniz, merkezi bir yönetim politikasına bağlı olarak, çevik şekilde hareket etmek peşindeyseniz, size hiç şüphesiz olarak hemen bugün bir TMS çözümü kullanmanızı öneririm. Tabi ki implementasyon sürecini bir uzman eşliğinde, planlı ve prosedürler üzerine inşa edilecek şekilde yürütmeniz ön şartıyla…
Çok açıklayıcı ve basit bir anlatım olmuş. Teknik yeterlilikten bağımsız olarak, her okuyan konuyu rahatça anlayabilir. Emeğinize sağlık, teşekkürler.
Yazıyı beğendiğinize çok sevindim. Eylemlerimiz devam edecek 🙂