1. Geribildirim alma/Geribildirimde bulunma
Bir tasarımı en iyi şekilde geliştirmenin yolu nedir? En son sürüm programlar ya da en iyi bilgisayar modelleri mi? Geribildirim, bir tasarımın geliştirilmesi için kullanılan bugüne kadar ki en iyi tasarım aracıdır. Geribildirim alma, herhangi bir konuda başarılı olmanızı ve ekip içinde aynı hedef konusunda hemfikir olmanızı sağlar. Geribildirim almak ve geribildirimde bulunmak bilgiye ulaşmak ve tasarımı geliştirmek için kullanılabilir. Bir işin geribildirimle nasıl geliştirilebileceği konusunda Ron Berger’in ilkokul öğrencileri yaptığı eleştiri çalışması en büyük örneklerden biri.
Bunu izleyelim: Critique and Feedback – The story of Austin’s Butterfly, Ron Berger
2. Görsel not alma
Özellikle tasarım öğrencilerinin ve tasarımcıların not alma biçimi gibi görünsede, konu ne olursa olsun, küçük skeçler halinde not almak hem konuya odaklanmanıza yardımcı olur hem de aktif öğrenme sürecinizi destekler, çünkü insan beyni okuduğu bir metnin 3 gün sonra sadece %10’unu hatırlarken, resim veya çizimli bir anlatımın %65’ini hatırlamaktadır. Dinlerken çizme zor gibi görünür, fakat pratik kazandıkça bilgiyi önceliklendirme becerilerinizin de gelişeceğini göreceksiniz.
Bunu okuyalım: The Sketchnote Handbook, Mike Rohde
3. Hikâye anlatma ve sunum teknikleri
PechaKucha, 10-20-30 kuralı ya da 1-6-6 kuralı… Sunumun seri ve akılda kalıcı olması için tanımlanan birçok kural mevcut. Bu kurallar, slaytların üzerinde uzun metinlerin yer almaması, dinleyicilerin dikkatinin sunumda olması ve akılda kalıcılıklarını arttırmak için tanımlanmış kurallar serisi. Peki ya içerik?
Biz insanlar duygusal yaratıklarız. Ne yaşadığımızı unutsak dahi ne hissettiğimizi asla unutmayız. Tarihin, kültürün ve geleneklerin günümüze kadar gelebilmesinin en büyük sebebi de hikayelerdir. Dinler, mitolojiler, savaşlar, hikayeler yoluyla günümüze kadar gelmiş ve yaşamaya devam etmiştir, çünkü hikayeler bilgiyi duygulara bağlar ve bu duygular hikayelerde anlatılmak istenileni anlamamıza ve akılda kalmasına yardımcı olur. Bu sebeptendir ki, bir sunum yaptığınızda, dinleyiciler göstermiş olduğunuz istatistiklerin sadece %5’ini aklında tutabilirken, bu bilgileri bir hikâye ile anlattığınızda %63’ünü hatırlayacaktır, çünkü onlara hatırlamaları gereken bir metin değil gözünde canlandıracakları resimleri sunmuş olacaksınız.
Bunu okuyalım: Resonate, Present Visual Stories that Transform Audiences, Nancy Duarte
4. Empati
Eğer bir servis tasarımcısı iseniz, empatinin neden önemli olduğunu bilirsiniz, çünkü empati kurabilme, kendimizi karşımızdaki insanın yerine koyup hisleri, düşünceleri ve deneyimleri anlayabilmektir ve servis tasarımın hamurunda da bu vardır. Öğrenci veya hangi iş kolunda çalışırsanız çalışın, iyi iletişim kurabilmenin yollarından biri de empati kurabilmekten geçer. Kendimizi değil, karşımızdaki kişiyi daha iyi anlayabilme pratiğidir. Kendimizi kötü hissettiğimizde, doktorumuzun da bizimle beraber endişelenmesini ve bizi önemsemesini bekleriz ya, bu durum anlaşıldığımızı hissetme isteğidir, çünkü empati güçlü bir iletişim ve ilişkinin yapı taşıdır ve problemlerin arkasındaki sebepleri anlaşılmasına yardımcı olur. Empati ile ilgili birçok video, TED konuşması bulabiliriz, fakat en değerlisi çocuklara okullarda empati kurmanın önemini aşılamak.
Bunu izleyelim: Empathy Can Change the World, 8th grade students from Kalispell Middle School
“Ne kadar özenli olduğunu anlayana kadar kimse ne kadar çok şey bildiğinle ilgilenmez.”
Theodore Roosevelt
5. İş ahlakı
İş ahlakı, işi yapan iki tarafın; müşteri-danışman, şirket-iş ortağı, işveren-çalışan arasında aynı ortak kazanım hedefine konsantre olduğu, tarafların alıcı-satıcı ilişkinden çıkıp, uzun soluklu ve gğvene dayalı iş ortaklığı kurabilmesidir.
Güçlü iş ahlakının olması, verilen emeğe duyulan saygı, minnettar olmak, bunu göstermek, kendine ve başkalarına dürüst, güvenilir olmak ve sorumluluklarının farkında olmaktır. Ekibini, çalışma/okul arkadaşlarını motive edebilmek, motive ederken de bundan beslenmeyi bilmek gibi prensipleri içerir. Sadece tüccar yetiştirmek değil, karşı taraf kazandığında bundan mutluluk duyabilmek gibi manevi/ahlaki disiplini barındıran ortak bir kültürün yaratılmasıdır.
“Başkalarıyla ve kendimizle olan ilişkimiz, önünde sonunda hayatımızı nasıl yaşadığımızı etkiler.”
Tony Robbins
6. Eğitimde jargon çeşitliliği
Bitcoin, Cyripto currency, Industry X, Blockchain, Internet of Things, Share Economy, Start-up… Tüm bu kelimeler ve dahası, günlük hayatımıza yerleşmiş, yerine kullanacağınız Türkçe kelimelerin bulunmadığı, işiniz gereği bu dünyanın içinde iseniz sıkça kullandığımız kelimelerden bazıları. Tabi ki bu teknolojik gelişmeler, okullarda aktif olarak kullandığımız, anlamaya çalıştığımız, tartıştığımız konular değildir. Okullarda müfredat ölüdür, hafta hafta, ay ay neyin öğretileceği bellidir; zamana, gelişimlere ayak uyduran, canlı ve sürekli güncellemelere açık bir yapıda değildir. Neden okullarda, sıralarda biz daha işe atılmadan önce, okuyup bu jargonları tartışmayalım ki?
Bu listede yer alan görsel not alma, sunum teknikleri, pazarlık yapma, hikâye anlatma, buzz words kullanımı ve vücut dili iletişim becerilerinizi geliştirirken; geribildirim alma/verme, iş ahlâkı, öz motivasyon ve empati kurabilmek, iyi bir ekip çalışmasını getirecektir.
80/20 kuralı dedikleri…
Charles Riborg Mann tarafından 1918’de yapılan Mühendislik eğitimi üzerine bir araştırma yapar ve bu araştırmada, mühendislikte gelen başarının yaklaşık %20’i teknik becerilerden gelirken %80’inin ise ince becerilerden geldiğini belirtmektedir. O zaman sadece tek bir sorum var, üzerinden 100 sene geçmesine rağmen eğitim sisteminde hiç bir değişiklik olmadı, peki bizler ne yapabiliriz?
Bu listeye başka maddeler de eklenebilir. Beden dilini iyi kullanma, pazarlık ve ikna kabiliyeti, estetik anlayışı gibi listeyi çoğaltabiliriz, çoğaltalım ki artık, kurumsal hayatta karşılaştığımız o cümle ‘’İşinde çok iyi ve ağzı da çok iyi laf yapıyor.’’ olsun.