Peki bilgisayarla tanışman ne zaman oldu? Ders için miydi, eğlence için mi?
İlk bilgisayarımı üniversiteye başladığımda almıştım. Kesinlikle ders içindi. Benim kişisel teknoloji hikayem, ekranda bilmedikleri içerik görünce panikleyenler için ilham verici olabilir, keza kod yazmayı 30 yaşından sonra öğrendim.
Akademik yaşamın dışındaki hayatında teknoloji nasıl bir yer kaplıyor?
Teknoloji benim için aynı zamanda ilgi alanı ve hobi. Bir gazetede ilk önce teknoloji haberlerine tıklıyorum. Şimdi ve geçmiş çalışmalarına çok saygı duysam da geleceği hayal etmek ve tasarlamak daha eğlenceli.
Oldukça dolu ve uzun bir akademik kariyeri yolculuğun var. Bu yolu seçerken nasıl bir yol izledin? Önceliklerin, amaçların neydi?
Üniversiteyi fakülte birincisi olarak bitirdim. Benim önceliğim sevdiğim bir alanda okumaktı. Sevdiğiniz bir alanda okuduğunuzda başarı kaçınılmaz olarak sizi buluyor. Amacım medya çalışmalarında farklı yaklaşımları alana katmaktı. Bizim alanımızda çok kısır döngü bir anlayış hakim. Aynı kuramlar, benzer örneklemler… Dünya değişiyor. Gazetecilik değişiyor… Dolayısıyla evrensel tasarım ilkeleri, web erişilebilirliği, sayısal uçurum, robot gazetecilik gibi konuları yeni yol ve yöntemlerle incelemek anlamlı geliyor.
Okuduğun bölüm ile yaptığın iş aynı mı? Aldığın eğitim, yaptığın işe ve ilgilendiğin alanlara bakış açını değiştirdi mi?
Gazetecilik eğitimi aldım ve gazetecilik hocasıyım. Ama beni asıl besleyen eğitimin ODTÜ’de bitirdiğim Bilim ve Teknoloji Politikası Çalışmaları yüksek lisansı olduğunu düşünüyorum. Bilgisayar mühendisliği ile gazeteciliğin yakınsamasını bu sayede fark ettim. Teknoloji kuramlarının dijital gazeteciliğe uyarlanabileceğini gördüm.
Biraz klasik olacak ama, 5 sene sonra nerede olmayı hedefliyorsun?
Elbette akademik kariyerimi sürdürüp profesör olmak. Ama asıl hedefim, akademi ile sektör arasındaki uçurumu kapatacak formüller bulmak. Bu nedenle sivil toplum kuruluşları ile gazeteciler için programlama dili ve veri görselleştirme kurslarında eğitmen olarak yer alıyorum. Ders programımıza yeni ve güncel derslerin eklenmesi için çalışıyorum. Mevcut çalışma pratiklerini asla küçümsemiyor, çok değerli buluyorum ama hedefim gazetecilik özelinde sosyal bilimleri açmak.
Akademi dünyası özelinde, bilişime dokunan alanlarda erkek egemen bir anlayış olduğu fikrine katılıyor musun? Bunu destekleyecek veya çürütecek şeyler yaşadın mı?
Web tasarımı ve yeni yeni müfredatlara eklediğimiz “Gazeteciler için Programlama Dili” ve “Veri Gazeteciliği” gibi dersler genellikle erkek akademisyenlerin işi olarak görülüyor. Bu nedenle kadın gazeteciler, kadın öğrenciler için teknoloji programlarını çok anlamlı buluyorum. Sınıfta da gözlemim teknolojiye sahiplikteki farklar. İyi bir bilgisayar erkek çocuğa alınırken, kadın öğrenciler eskilerle idare ediyor. Yine kadın olarak hocalarınızı takip eden iyi bir eğitmen olmanız bekleniyor. Araştırma ve yenilik fikirleri ise erkek akademisyenlerin işi. Bu durumu değiştirmek için uğraşıyorum. Çalıştığım kurum özelinde şanslıyım. Önerdiğim dersler, dünyadaki örnekler ile desteklemem şartıyla hep kabul edildi. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi olarak gazeteciler için programlama dili dersini ekledik mesela programımıza. Bu yıl öğrenci alacağız bu ders için. Ama genel olarak teknolojiyi hep erkek getirir, kadın ise pasif tüketicidir anlayışı hakim. Bu durumu düzeltmek ve teknoloji üreticisi, teknoloji alanında söz sahibi kadın gazeteciler yetiştirmek için çabalamalıyız.
Sırf kadın olduğun için yapamayacağın varsayılan bir işle/görevle karşılaştın mı? Evetse bu seni nasıl hissettirdi ve sürecin sonunda ne oldu?
Ben şanslı azınlıktayım. Teknoloji korkumu yenmek, teknoloji ile üretime geçebileceğimi görmek adına önümü tıkayan bir deneyim yaşamadım. Ancak öğrencilerime baktığımda, web tasarımı ve programlama gibi dersleri erkek öğrencilere bırakma eğilimi var. “Kadınlar sadece haber içeriği üretir, onu görünür kılmak, farklı ve dijital anlatı türleri ile parlatmak erkeklerin işidir.” anlayışı hakim. Kaç teknoloji habercisi kadın var mesela? Çok çok az.
Sence Türkiye’de bilişim sektöründe toplumsal cinsiyet eşitliği var mı?
Kesinlikle yok. Daha önceki soruda söylediğim gibi. Teknoloji habercisi, sayfa tasarımcısı ve programcı çok az kadın gazeteci var. Teknoloji erkeklerin işi.
Sence erkekler Türkiye’deki cinsiyet eşitsizliğinin çözümünde bir rol oynamalı mı?
Araştırma geliştirme merkezleri, dijital oyun tasarımı alanlarında kadınlar için istihdamı bırakın, tuvalet bile yok. Kadın kontenjanları ve pozitif ayrımcılık bu bağlamda şart. “Kadınlar beceremediği için yapamıyor.” anlayışı hakim. Bu hatalı bir önerme. Kadınlar çoğu kez ev işleri, anneye yardımdan sonra kalan zamanlarında teknoloji ile haşır neşir olabiliyor. Erkeklerden arta kalan zamanlarda…
Peki bu içgörüler ışığında, sırf kadın olduğun için yorumunun/fikrinin dinlenmediğini hissettiğin oldu mu?
Böyle bir durumla karşılaşmadığım için şanslı azınlıktayım.
Mesleğinle ilgili, ulusal ya da uluslararası ve sadece kadın üyelere açık meslek örgütleri var mı? Herhangi birine üye misin?
R Ladies Istanbul‘a üyeyim. Kız Code ile de ortak projede yer almayı hedefliyoruz. Elbette faydasını görüyorum. Kadın dayanışması çok çarpıcı.
Bilişim sektörünün kadınlara yönelik daha kapsayıcı olması için neler yapılması gerek sence?
- Teknolojiye sahiplikte eşitlik sağlanmalı.
- Teknoloji ile geçirilen süre için eşitlik sağlanmalı.
- Çalışan sayısında eşitliğe yönelinmeli.
- Kadınları teknolojiden korkmamaları için teşvik edecek organizasyonlar ve etkinlikler artmalı.
Bilişim alanında kariyer hedefleyen genç kadınlara ilk önereceğin şey ne olurdu?
Teknolojiden korkmamaları. Kurcalamaktan, bozmaktan çekinmemeleri. Merak ve ilgilerini hiç yitirmemeleri.