Tolga, 1995 yılında İstanbul’da doğdu. Aile apartmanındaki kalabalık ve bahçedeki erik ağaçları arasında geçen çocukluk yıllarında tutkuyla bağlandığı “araba resmi çizme” hobisi, dokuz yaşına geldiğinde bir üst aşamaya geçerek gazete ve dergilerden araç resimlerini kesip araba dergisi yapmaya evriliyor.
Acıbadem Hasan Tan İlköğretim Okulu’ndan Erkut Soyak Anadolu Lisesi’ne uzanan eğitim hayatı, özellikle orta okul yıllarında, dönemin popüler graffiti kervanına katılmasıyla farklı bir boyuta taşınıyor. Arkadaşlarıyla graffiti konuşmadan tek bir gün geçirmediği o üç sene; sprey, marker, tren, Kadıköy ve illegal anahtar kelimeleriyle örülü bir evrende geçiyor. Birkaç yıl sonra teknoloji tarafından yutulduğunu düşündüğü bu işin dijitalleştiğini görmek Tolga’yı bir noktada fazlasıyla cezbetmeye başlıyor ve dijital işleri takibe alıyor. Şimdi ardına baktığında ise grafik ve tipografi ile aslında o yıllarda tanıştığını fark ediyor.
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nde lisans öğrenimi gören Tolga, grafik ve illüstrasyon ile samimi yılllar geçiriyor. Henüz öğrenciyken, üniversitenin Grafik Tasarım Ofisi’nde, alanında önde gelen insanlarla çalışma fırsatı yakalıyor ve grafik tasarımın her dalında ilerlemeye çabalıyor. Okuduğu kitaplara sadece zevk için kapak tasarımları yapıyor ve bu uğraşının kişisel gelişimine de çok katkı sağladığını düşünüyor.
Son sınıfın yarı yıl tatilinde anlamlı bir şeyler yapmak için, UX/UI tasarımı merakı ile kapısını çaldığı SHERPA’da üç hafta geçiriyor ve mezun olur olmaz bu kapıyı yeniden çalmayı aklına koyuyor. Bu karar, profesyonel iş hayatının kapısını da açıyor.
Çocukluk yıllarından beri Kadıköy’de ya da tarihi yarımadada zaman geçirmeyi çok seven Tolga, bu bölgelerde gözlemlediği dokuları Mercan Dede ve Onno Tunç müzikleriyle harmanlamanın fikir geliştirme konusunda kendisine çok şey kattığını hissediyor. İstanbul’la özdeşleşmiş bazı sembolleri tekrar tekrar çizmek, ilham aldığı yazarların illüstrasyonlarını yapmak; her daim yaratıcı bir birey olarak yararlı bir tasarımcı olma idealini en çok beslediğine inandığı şeylerden bazıları.
Kendisinde derin hatıralar ve kişiler bırakan bir yazar olarak Orhan Pamuk’la, yazarın İstanbul’a dair beslediği duygularda ortaklaştığını düşünüyor. Tüm kitaplarını değerli bulsa da Kafamda Bir Tuhaflık’ın yeri ayrı. Jean Christophe Grange ise polisiye/macera türünde uzun yıllardır okuduğu yazar.
2005 yılından beri bıkmadan ve hatta bazen kasetten Oldschool Turkish Hiphop dinliyor. Eski ruhu barındırmadığını düşündüğü yeni çalışmaları dinlemeyi tercih etmiyor. Soundcloud'daki müzik altyapılarını keşfetmek özel ilgi alanlarından biri. Sinemada ise David Fincher ve Zeki Demirkubuz'u takip ediyor.
Arkadaşları tarafından “Asla diline düşme.” cümlesiyle özetlenen Tolga, hızlı öğrenip hızlı adapte olabilen bir yapıya sahip. Hafızasının kendisini hiçbir zaman yanıltmadığı konusunda ise epey iddialı.