Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Tasarım kararları belirlenmeden önce kaçınmamız gereken bilişsel eğilimler nelerdir?
Kristal berraklığına yakın bir kullanıcı araştırması için insan psikolojisini etkileyen koşullardan birkaçını bilmenin bile yarar sağladığı bir gerçek. Peki tasarım kararları belirlenmeden önce kaçınmamız gereken bilişsel eğilimler nelerdir?
Psikolojik ve davranışsal ekonomi ilkeleri genellikle, kullanıcıları istenen yöne yönlendiren arayüzler oluşturmada yardımcı olur. Dahası kullanıcıların karar vermesini sağlayan aynı psikoloji ilkeleri, tasarımcıların veya araştırmacıların seçim yapma şeklini de etkiler.
Kaçınsak daha iyi olur denilen bazı eğilimler nedir bakalım.
Kullanıcı araştırması yaparken çerçeveleme etkisinden kaçınmalısınız çünkü çerçeveleme etkisinin size vereceği sonuçlar çarpık, çelişen ve yetersiz sonuçlar olacak!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Çerçeveleme etkisi, bir durumu açıklarken, sonuç aynı kalmak şartıyla yalnızca sözcüklerde yapacağımız değişimler ile kişilerin, bu durumda kullanıcıların, durum hakkındaki algılarını değiştirmek anlamına gelir.
Çerçevelemek, bir nevi dikkatleri bir konuya, yoruma, sonuca yöneltmek.
Siteye giren 20 kullanıcıdan 4’ü arama tuşunu bulamadı. (Kullanıcıların %20’si çerçevelenmiş)
Siteye giren 20 kullanıcıdan 16’sı arama tuşunu buldu. (Kullanıcıların %80’i çerçevelenmiş)
Kullanıcı araştırması yaparken sorduğun sorularda çerçeveleme etkisinden kaçınmalısın.
Örneğin kullanıcıları araştırma esnasında kullanıcılara yönelteceğin “Arayüzde neleri beğendiniz?/Arayüz hakkında ne düşünüyorsunuz?” soruları tamamen farklı sonuçlar verebilme olasılığı yüksek iki sorudur. Birinci soruda arayüzde neleri beğendiniz diye sorarak “kullanıcının arayüzü zaten beğendiğini” çerçevelemiş olup daha doğru bir araştırma sonucu alma oranınızı düşürmüş olursunuz. Bu nedenle ikinci soruyu sormanız, yani “kullanıcının arayüz hakkında ne hissettiğini bilmediğinizi” vurgulamanız daha doğru sonuçlara ulaşmanıza yardımcı olacak.
Çerçeveleme, tesirini insanların duyguları ve yargılarının, bilginin onlara sunulma biçiminden büyük ölçüde etkilendiği zaman gösterir.
Aslında günlük hayatımızın dahil birçok yerinde bize sorulan sorular düşünülmüş çerçevelerden geliyor.
İkili menü almak ister misiniz; daha ucuza geliyor? (Daha ucuz istediğinden emin olarak)
Hangi üniversitede okumak istiyorsun? (Üniversite okumak istediğinden emin olarak)
Hangi televizyon programını en çok seversin? (Televizyon izlediğinden emin olarak)
Hatta çocukluk kabuslarımızdan biri:
Anneni mi daha çok seversin babanı mı? (Birini daha çok sevdiğimizden emin olarak)
Gelgelelim eğer amacımız doğru bir kullanıcı verisine ulaşmaksa çerçeveleme yönteminden kaçınmak uygun olacaktır. Sonuçta cevaplardan daha önemli bir şey var.
“En ciddi hatalar yanlış cevaplar sonucunda yapılmıyor. Gerçek tehlikeli şey, yanlış soruyu sormaktır.”
Peter Drucker
Hiç yeni bir araba aldıktan sonra aslında koca şehirde sizin arabınızın aynısına sahip ne kadar çok kişi olduğunu farkettiniz ve bu sizi çok şaşırttı mı?Bizler hipotezimizi doğrulayan kanıtlara bakma eğilimindeyiz.
“Problem aramak için çözüm üretmeyin. Bir fikrin olması, birinin ona ihtiyacı olduğu anlamına gelmez. Bir çözümün salt varlığı, bir sorunun varlığını doğrulamaz.”
Josh Pigford
Aslında daha çok araştırmayı yapanı ilgilendiriyor. Kullanıcı araştırması yaparken örneğin soracağınız “X eyleminden Y’ye geçmek daha kolayınıza geldi mi?” yerine “Neden Y’yi seçtiniz?”, “Kaç defa Y kullandınız?” gibi ayrıntılı sorular sorarak doğrulama önyargısından kaçınabilirsiniz.
Ulaşmanız gereken doğru sonuçlara giden yolun kendi kendinizi veya ekip arkadaşınızı doğrulamak yerine kullanıcıyı anlamak olduğunu bilin.
Genellikle bir kişi herhangi bir listedeki ilk ve son öğeleri aradaki öğelerden daha sık hatırladığında ortaya çıkan psikolojik etki: Sıralı konum etkisi.
Hiç kalabalık bir ortamda tanıştığınız bir grupta herkesin isimlerini tek tek duyduğunuz fakat her defasında hep en son ya da ilk önce duyduğunuz bir ismi hatırladığınız oldu mu? Ya da ilkokulda sınıf listesinde yer alan ilk veya son kişinin isminin genelde daha çok akılda kaldığını söyleyebilir miyiz? Çoğunlukla.
Bu durum kart sıralama metodunda veya 5’ten fazla kullanıcıyla görüşme yaptığınızda ortaya çıkabilir. Birden çok kullanıcıyla iletişim kurduktan sonra daha doğru bir değerlendirme yapabilmek için “sınıflandırma” veya “kategorilere bölme” yöntemlerine başvurmak verileri daha küçük parçalara ayırmanıza yardımcı olacak!
Düşünceler ve duygular, onlardan habersizsek veya doğaları hakkında yanıldıysak “örtüktür”. Örtük önyargılarımız genellikle bilinçli değerlerimizden önüne geçer. Çünkü beyin çağrışımlar ve genellemeler yapacak şekilde çalışır.
Fark ettiğin anda bir adım önlerine geçtin demektir! Konu kullanıcı araştırması olunca önce örtük yargılarımızı açıkça tanımlamalıyız. Bu önyargılardan kaçınmanın diğerleri gibi öngörülebilir bir yolu tam olarak yok. Çünkü yaşama düzeni, inançlar ve sosyokültürel çevrenin etkisi söz konusu. Yine de belirli bir kullanıcı havuzuna yönelik örtük önyargılarımızı keşfetmenin yolu aklımıza gelen herhangi bir önyargı cümlesini, fikrini not almak ve doğru olup olmadığı üzerine araştırma yapmak olabilir.
Sizin “olağan” gördüğünüz herhangi bir durum, bir başkası için “alışılmadık, tahmin bile edilmeyen” bir durumla eşdeğer olabilir. Yanlış uzlaşım etkisi, diğer insanların sizinle hemfikir olma, sizin gibi düşünme ve sizin gibi davranma derecesini abartma eğilimidir. Diğer adıyla, “Sen kullanıcıların değilsin.”
Bu etkinin meydana gelmesinin nedeni, düzenli olarak temas kurduğumuz kişilerin (arkadaşlarımız, akrabalarımız, ailemiz, komşularımız) genellikle bazı yönlerden bizim gibi olmasıdır. Bu son derece olağan bir durumdur. Fakat psikolojik olarak beynimize etkisi muazzam derecede güçlü!
Bir şeyi sevdiğimizde o şeyi sevmeyen insanların da olabileceğini düşünmeyiz/tahmin etmeyiz. Bir düşüncemiz olduğunda karşı düşüncelerin varlığını farketmemiz güçtür. Bu aslen kararlarımızı hayati derecede etkiler. Hele ki konu kullanıcı araştırması yapmak olursa. Kullanıcı araştırması yaparken en sağlam kaynağın kullanıcı testi sonuçları olduğunu hatırlamakta fayda var. Hele ki kararları vermeden önce “Bunu herkes bilir”, “Bunu herkes yapar” diye düşünmeden önce!
Tüm bu eğilimlerin/yargıların, insanlar hakkındaki ek düşünceleri ve onlara karşı davranışımızı etkilemesi muhtemel olduğundan, farkına varmak ve sonrasında bilinçli kararlar vererek kullanıcı araştırmasını daha sağlıklı sonuçlarla tamamlamamıza olanak sağlar.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat