Hazal Orta, NFT'ler ve geleneksel sanatı SHERPA Blog okurları için karşılaştırdı. Geleneksel sanat eserleri ile NFT sanatı aslında ne gibi farklar var? Oluşturulan eserler birbirinden hangi açılardan ayrışıyor?
2021 yılına damga vuran teknoloji yeniliklerinin başında hiç kuşkusuz NFT’ler geliyor. Özellikle son aylarda NFT’lere olan ilgi arttı. Sanat alanında da öne çıkmaya başlayan bu yeni teknoloji, akıllara ‘Geleneksel sanatla ne farkı var ki canım?’ sorusunu getiriyor. Daha önceki yazımızda müzelerin ve sanat galerinin NFT’ye nasıl yaklaşması gerektiğini mercek altına almıştık. Peki, buralarda sergilenen geleneksel sanat eserleri ile NFTsanatı aslında ne gibi farklar var?
Bitcoin’in fiyat değişikliğine göre değişen sanat eseri olur mu?
Doğrudan konuya girmek gerekirse, teknoloji çağında oldurulamayacakların sayısı oldukça az. Bugün değilse bile bir gün mutlaka olur. Hatta sorusunu sormanın aklımızın ucundan geçmediği yenilikler de olur. Öyle ya bundan yıllar önce, kaç kişi ‘radyonun resimlisini’ hayal edebilmiştir ki. Veyahut kaç kişi, evlerde bir kabloya bağlı duran telefonların ufalıp cebimize gireceğini ve tek tuşla dünyanın öbür ucundaki sevdiklerimizi canlı şekilde karşımızda görebileceğimizi düşünmüştür. Yani özetle, Bitcoin’in fiyat hareketiyle değişen sanat eseri olur. Peki ama nasıl olur? Neden olur? Ne fayda sağlar? Yazının devamında bu eserle ilgili detaylara değineceğiz. Ancak şimdi gelin biraz geleneksel sanat eserleri ile NFT eserlerin arasındaki farkları inceleyelim.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Dijital sanatın geçmişi aslında o kadar da yeni değil. Aynı şekilde NFT’ler de 2021 yılı içinde doğmadı. Mesela, dünyanın en çok satılan NFT koleksiyonlarından biri olan CryptoPunks’ın temelleri 2017 yılına dayanıyor. Bu teknoloji, yavaş yavaş, adım adım hayatımıza girdi. Şimdi ise adımlar çok daha büyük atılıyor.
Geleneksel sanat eserleri ile NFT sanatı arasında birçok fark var. Örneğin, resim sanatından yola çıkacak olursak, bir resmi oluşturmak için gerekli olan tuval, fırça ve boya gibi ekipmanlar artık yerini güçlü bir donanıma sahip bilgisayara, yetenekli bir akıllı kaleme bırakmış durumda. Bu kıyaslamada eserin üretimi açısından mobilitenin öne çıktığını söyleyebiliriz. Diğer yandan iki eser arasında değer belirleme konusunda da bazı farklılıklar var. Geleneksel sanatta talebi oluşturan en önemli faktörlerden biri sanatçının bilinirliği. Bu yüzden ismi bilinmeyen sanatçıların, eserlerini yüksek fiyatlarla satma olasılığı oldukça düşük. Şimdiye kadar meşhur eser üretmiş sanatçılar, bu açıdan aslan payını alıyor diyebiliriz. NFT sanatında ise genç sanatçıların kazancı milyonlarca doları geçti bile. JaidenStipp isimli 15 yaşındaki bir lise öğrencisi, dijital illüstrasyonunu 20 Ethereum karşılığı satmıştı. 30.000 doların üzerindeki bu fiyat, yaklaşık bir ay sonra, Ethereum’daki artışla 60.000 doları gördü.
Geleneksel sanat eseriyle NFT sanat eserini kıyaslarken tabii ki dijitalin esnekliğine değinmeden olmaz. İşte tam da burada başlığımızdaki soruya geri dönüyoruz. Sanatçı bir sanat eserini oluşturmaya başlamadan önce uzun bir hazırlık sürecinden geçebilir, eseri oluşturması da uzun sürebilir, hatta son haline getirmesi için yıllarını vermesi gerekebilir. Günün sonunda ortaya çıkan ve ‘İşte şimdi tamam’ denilen eser, bir daha değiştirilemez. Hatta muhtemelen böyle bir değişim onun değerini düşürür. Teknoloji dünyasında ise işler tam olarak böyle yürümüyor. Yine bir eserin son haline getirilmesi süreci benzer şekilde işleyebilir. Bu tamamıyla sanatçıya bağlı. Burada tabii, dijitalde işlerin çok daha hızlı ilerlediğini unutmadan hareket etmek gerekiyor. Sanatçı isterse, zaman içinde değişen bir eser de ortaya çıkarıp bunu NFT olarak satabilir. Tıpkı MattKane gibi.
Eylül 2020’de Blockchain tabanlı bir sanat platformu olan Async Art, o zamana kadar ki en yüksek NFT satışını gerçekleştirdi. “Doğru Yer ve Doğru Zaman” isimli bir NFT, 100.000 doların üzerinde bir fiyata alıcı buldu. Bu NFT’nin en dikkat çeken noktası, Bitcoin fiyatına bağlı olarak hareket etmesiydi. Evet! Bir sanat eseri, 24 saat boyunca Bitcoin’in fiyatını izliyor ve tasarımı buradaki fiyat hareketine göre değişiyor. Bunun için eser, 24 ayrı katmandan oluşuyor. Her katman, günün bir saatini temsil ediyor. Bu katmanlar bir araya geldiğinde ise dinamik bir sanat eseri bizi karşılıyor.
MattKane, eserinin bu kadar yüksek fiyata satılmış olmasını, sanat dünyasında yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirmişti.
İşin bir diğer ilginç kısmı da eserin aslında ana sanat eserine bağlı 210 NFT eseri oluşturmaya devam etmesi. Yani Bitcoin fiyat hareketine bağlı olarak değişen eserler de toplamda 210 parçadan oluşacak ve ana NFT sahibi, bu parçaların satışından yüzde 21 kâr alacak. Burada hemen minik bir ortamlarda satılacak bilgi verelim: 210 ve yüzde 21, Bitcoin’in maksimum arzı olan 21 milyona atıfta bulunmak için bu şekilde seçilmiş.
“Doğru Yer veDoğruZaman” isimli eserin detaylarına baktığımızda, geleneksel sanat eserlerine göre NFT sanatının farklarını daha net anlatabiliriz galiba.
İlk olarak en önemli nokta, değişen bir sanat eseri olması. Söz konusu algoritma 10 yıl boyunca çalışacak şekilde ayarlanmış durumda ve fiyat oynaklığıyla birlikte 10 yıl boyunca yeni bir sanat eseri görmek oldukça heyecan verici.
Ana NFT, kendi içinde yeni NFT’ler oluşturuyor. Bu da yine gelenekselden ayrılan bir özellik. 210 parçayı alan kişiler ayrıca bu NFT’lerin fiziksel bir baskısına da sahip olabilecek. Bu açıdan gelenekseli elinde tuttuğunu söyleyebiliriz.
Son olarak da bu eser ve satışı, yeni bir gelir modeli ortaya çıkarıyor. Eseri ilk alan isim TokenAngels. Bu şirket, ikincil olarak basılan NFT’lerden yüzde 21 oranında bir pay alacak. Ayrıca eserin sahibi MattKane de yüzde 10’luk bir pay alacak. Geleneksel sanatta sanatçıların ikincil pazarlardaki satışlardan pay alamadığını biliyoruz. Bu da sanatçılar tarafından gayet mutlu edici bir detay. Teknolojinin yeni bir gelir modeli oluşturması, sanatçıları yeni eserler oluşturmaya da teşvik edecektir.
12 Nisan 2021 ile 13 Ağustos 2021 arasındaki istatistiklere baktığımızda, küresel NFT pazarında, ikincil satışların oldukça yüksek seviyelerde olduğunu görüyoruz. Hatta 13 Ağustos 2021’de toplamda 206.454 satışın 160.079’unu ikincil satışlar oluşturuyor.
Algoritmalarla desteklenen sanat yenilikçi bir yaklaşım. Tabii bir yandan da deneysel. Bu deneysel yaklaşım yeni bir gelir modeliyle birleşince sanatta sürekliliği sağlayabilir.
ArtBasel ve UBS’nin 2020 yılında hazırladığı bir rapora göre, küresel geleneksel sanat pazarı 2019 yılında yüzde 5’lik bir düşüşle 64,1 milyar doları gördü. Bu aslında pandemi öncesi dönem olsa da Brexit, ABD ve Çin arasındaki ticari çatışma ve Hong Kong’daki siyasi ortam düşüşte pay sahibi unsurlar olarak sıralanabilir. Pandeminin etkisiyle online alışverişler artsa da tüm dünya olağanüstü zorluklarla dolu bir yıl geçirdi bu da sanat pazarına yansıdı. Küresel sanat pazarı, 2019’a göre yüzde 22 geriledi ve 50,1 milyar doları indi. Tüm bu istatistikler gelenekselin mutlaka bir yerden dijitali yakalaması gerektiğinin sinyallerini veriyor.
NFTsanatı, milyonlarca dolarlık bir pazar ve gittikçe büyüyor. Burada değer oluşturmak için neler yapılabileceğini araştırmak ve gelişmeleri yakından takip etmek son derece önemli.