Kabul edelim, “Öyle bir fikrim var ki, dünyadaki açlık sorununu çözecek” gibi beylik iddialarda bulunabilmek çoğumuzun hayali. Bu, birçok açıdan aslında lotonun bize çıkmasını beklemekten pek farklı değil. Oysa gözümüzün önünde, burnumuzun ucunda çözüm bekleyen onlarca “küçük” problem hayatımızın tam merkezinde. Bu yazıda bu problemlerden bazılarına ve naçizane çözüm önerilerine değinmek istedim.
Kabul edelim, “Öyle bir fikrim var ki, dünyadaki açlık sorununu çözecek” gibi beylik iddialarda bulunabilmek çoğumuzun hayali. Bu, birçok açıdan aslında lotonun bize çıkmasını beklemekten pek farklı değil. Oysa gözümüzün önünde, burnumuzun ucunda çözüm bekleyen onlarca “küçük” problem hayatımızın tam merkezinde. Bu yazıda bu problemlerden bazılarına ve naçizane çözüm önerilerine değinmek istedim.
İyi bir tasarımcı olabilirsiniz. Ancak siz “dünyayı kurtaracak” -ve belki de sizi bir anda zengin ya da popüler bir insana dönüştürebilecek- muhteşem fikrinizi bulmaya çalışırken odaklanabileceğiniz, sık tekrarlandığı için bireysel ya da sosyal yaşam kalitenizi azaltan birçok problem tespit edebileceğinizden eminim. Hatta neredeyse her gün böyle saptamalar yaptığınızdan hiç kuşkum yok. Markete uğrayıp sıra beklememek ve yük taşımamak için markete telefonla sipariş verdiğimiz, tasarruf edebileceğimiz 5 dakikanın bile hesabını yaptığımız bir çağda yaşadığımız hepimiz için ortak bir gerçek.
Ben benim aklıma gelen birkaç problemi ve bu problemlerin çözümüne yönelik birkaç ufak çözüm önerisini paylaşmak istedim:
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bir yere yetişmek üzeresiniz ve yanınızda size yetecek kadar nakit olmadığını fark ediyorsunuz. Bölgeye belki yabancısınız, belki de yaşadığınız ve her yerini adınız gibi bildiğiniz bir semttesiniz. Çevrenizde hesabınızın bulunduğu bankaya ait 1 ya da daha fazla ATM var. Birini seçseniz sıra olabilir ama kullanacağınız ulaşım aracına ya da güzergaha yakın; diğeri ise daha tenha olacak diye düşünüyorsunuz ama ATM’den çıktığınızda yol süreniz uzayacak. Şöyle bir düşünüp, size en cazip gelen ATM’ye doğru yola koyuluyorsunuz.
ATM’ye geldiğinizde önünüzde 1 kişi olduğunu görüyorsunuz ve “Sorun değil, beklerim” diyorsunuz. Sıra size geliyor. Kartı takıyorsunuz, şifrenizi giriyorsunuz ve para çekmek için gerekli işlemleri yapıyorsunuz. Ve sürpriz: ATM’de para kalmamış. Sağ olsunlar, sizden önceki müşteriler günlük para çekme limitlerinin sınırlarını zorlamışlar. Hele bu ATM, bir banka şubesinin bir parçası değilse durum daha da berbat. Ya da diyelim ki ATM’nin kasasında para var fakat ATM bozuk. Sonuç yine aynı. Paşa paşa ilk başta seçmediğiniz diğer ATM’ye gitmek ve randevunuz olan kişiye ya da yere biraz gecikeceğinizin haberini vermekten başka şansınız yok.
Peki, bu bankalar hangi ATM’nin çalıştığını, hangisinin kasasında ne kadar para kaldığını; hangi mevsimde, hangi ayda, haftanın hangi günlerinde ortalama kaç müşterinin geldiğini ya da bu dönemde hangi işlemlerin ne kadar sık yapıldığını ve bu işlemlerin ortalama sürelerini bilmiyor mu? Biliyor; en azından bilmemesi için geçerli bir neden yok. Peki siz bu bilgiden neden faydalanamayasınız?
Şu senaryo kulağa daha güzel gelmiyor mu?
Evden çıktınız, aceleniz var ve yine para çekmeniz lazım. Bankanın mobil uygulamasını açıyor ve “En yakın ATMler” butonuna basıyorsunuz. Telefonunuzun ekranında bir harita açılıyor ve bu harita, sizin bulunduğunuz yere merkezlenmiş durumda. Çevrenizdeki ATM’leri harita üzerinde gösteriyor, ama bu kez bazı farklı bilgileri de ikonlar ya da metinlerle sunuyor.
Bu bilgiler neler olabilir?
ATM arızalı
Olabilir; ATMdir, arızalanır. Peki bu ATM’ye hangi frekansta bakım yapılıyor, yani bu ATM’nin olası ya da planlı tamir edilme zamanı ne zaman? Peki siz bu ATM’ye ne kadar uzaklıktasınız ve oraya ulaşmanız ne kadar zaman alır? Siz gidene kadar problem çözümlenmiş olabilir mi? Eğer öyleyse, “Arızalı” ikonunun yanına küçük bir bilgi bile eklenebilir.
ATM’nin kasasında nakit yok ya da az kalmış
Tamam, bu da gayet olası. Siz ne kadar para çekmek istiyordunuz? Şu kadar. Bu tutarı uygulamaya girseniz ve uygulama size “sizin istediğiniz tutarı çekebileceğiniz” en yakın ATMleri gösterse? En azından paranın bitme riski varsa bunu bir ikonla ifade etse ki boş yere gitmeseniz?
ATM’de bekleme riski var
Diyelim ki bugün ayın belirli bir günü ve müşteriler bu ATM’yi her ayın bu günlerinde bazı işlemler için yoğun şekilde kullanıyor. Dolayısıyla, ayın bu döneminde bu ATM’deki ortalama işlem ve bekleme sürelerini bilebiliyoruz. Eğer “sırada kaç kişi olduğunu ATM nereden bilecek?” diyorsanız, bunu gerçek zamanlı olarak ölçebilen cihazların yıllardır mevcut olduğunu ekleyeyim. Uygulamayı açıp en yakın ATMleri haritada görüntülediğimizde ortalama bekleme süresi bilgisini görsek fena mı olur?
Toplu taşıma araçları
Şu güncel atasözünü hatırlamakta fayda var: “Boş dolmuş, ihtiyaç olmadığında gelir.” Böyle bir atasözü yok elbette ama olmaması için de bir neden yok.
Bu durum, Murphy Kanunları‘nın açık ve net bir tezahürü: İhtiyacınız yoksa dolmuş ve taksi kornasından yürüyemezsiniz; aceleniz varsa da bir tane boş dolmuş geçmez. Günün belirli saatlerinde bir heyecanla duraktan çıkıp cadde boyunca her fırsatta durup korna çalan, bir müşteri potansiyeli olduğunu düşünerek en sol şeritten en sağ şeride tek hamlede geçerek zaten sıkışık olan trafiği iyice berbat hale getiren, yolcu almak istiyorsa yeşil ışıkta bile bekleyen dolmuş sürücülerini de buradan sevgiyle analım.
Şöyle olsa daha güzel olmaz mı?
Caddedeyim ve dolmuş bekliyorum. Yol boyunca dizilen direklerin üzerinde ya da akıllı telefonumdaki uygulamada yer alan “Dolmuş bekliyorum” butonuna bassam, ana duraktaki dolmuş şöförleri anlık bekleyen yolcu sayısını gerçek zamanlı olarak görüntülese ve buna göre yola çıksa? Üstelik bekleyen yolcu sayıları yine mevsime, aya, haftanın gününe, günün saatine hatta havanın o anki durumuna göre bir yerde tutulsa ve sistem, içinde yaşadığı toplumu biraz daha iyi tanısa, öğrense ve tahminlerinde bu verilerden yararlansa? Sadece boş yere yola çıkıp dilediği hasılata ulaşamadığı için sinir katsayısı yükselen ve boş yere karbon salınımına neden olan dolmuşları bile hesaplasak bir şeyleri biraz daha iyileştirmiş oluruz, değil mi?
Asansörler
Asansörlerin hayatımızdaki yerini ve önemini anlamak için, 10. kata çıkmak üzere kapısına yaklaştığımız asansörün elektrik kesintisi ya da arıza nedeniyle çalışmadığını farkettiğimiz anı hayal etmemiz yeterli olacaktır. Evet, hayatımızı ciddi ölçüde kolaylaştırıyorlar ama bazı problemlerin de zamanımızdan ve mutluluğumuzdan ne kadar çaldığını sorgulamakta fayda var. Gelin, bazı örneklerle devam edelim.
Diyelim ki asansöre 15. kattan bindiniz ve zemin katta ineceksiniz. Asansörün kapasitesi 6 kişi ve asansörde hali hazırda – biri belki biraz balık etli – 5 yolcu var. Asansör zemin kata doğru usulca inerken birden duruyor ve kapı açılıyor. 8. kattasınız ve asansöre binmek isteyen 3 yeni yolcuyla yüz yüze geliyorsunuz. Tesadüf bu ya, çok yakın arkadaşlar ve mutlaka aynı asansöre binmek istiyorlar. Tamam, sorun değil. Asansör kapılarını yolcu almadan kapatıyor ve inmeye devam ediyorsunuz. Fakat o da ne? 6. katta tekrar durdunuz, sonra 4’te, sonra da 3’te – üstelik kapı 3. katta açıldığında kimsenin beklemediğini fark ettiniz; ve bu katlardaki yolcuların hiçbiri asansöre binemedi. Bunun çok basit bir nedeni var: asansör dolu.
Peki, o 3. katta asansör çağırma butonuna basıp sonra ortadan kaybolan değerli şahsiyet kim acaba? Yüksek ihtimalle, yine bir türlü gelemeyen asansörü beklemekten sıkılıp, yürüyerek inmeye karar veren biri.
Şöyle bir çözüm hepimize iyi gelebilir:
Asansörün ağırlık kapasitesi belirli, değil mi? En azından bu yönde bazı standartlar olmalı diye düşünüyorum – en azından kabinin içinde “Maksimum 8 kişi / 640 kg.” gibi uyarılar bulunabiliyor. Peki, bir asansör sistemi kabinin içindeki yolcuların toplam ağırlığını algılayamaz mı? Eğer daha fazla yolcu alması mümkün değilse ara katlarda durmasa ve durmayacağı bilgisini bu katlardaki yolcularla da paylaşsa nasıl olur?
Bu çözüm önerilerinin hayata geçmesine engel olan bazı detaylar olabilir ya da ben konunun uzmanı olmayabilirim. Fakat diğer yandan, bu çözümlerinin roket bilimi olmadığını bilecek kadar da konuya hakim olduğumu düşünüyorum.
Burada önemli olan, ışınlanma teknolojisini ya da hem yatay hem de dikey yönde hareket eden asansörü ya da telepatik olarak kaç yolcunun beklediğini gösteren hipersonik gözlükleri icat etmeden evvel, elimizdeki imkanlarla neler yapabileceğimize odaklanmak.
Sizce de sık tekrarlanan problemler hayatımızdan çok şey götürmüyor mu?
Aklınıza gelen problemleri ve basit çözüm önerilerini lütfen bizimle paylaşın. Belli mi olur, belki basit çözümlerle daha iyi bir hayata kavuşabiliriz.
Bunlar kümülatif kullanımlı öneriler teoride bile bence imkansız, banka bu iş için bütçe,zaman, iş güçü ayıracak bireyler uygulamayı edinecek, uygulamanın reklamı yapılacak uygulamanın bankaya karı olacak ki uygulama ölmeyecek bu arada bireyin telefonunda şarj olacak falan filan.
Berk Bayri
Merhaba Y. Emre Kışıç bey, yorumunuz için çok teşekkür ederim. Bu çözüm önerilerini bir makaleye dönüştürürken, okuyucularımızın değerli görüşlerini de alabilmekti.
Sözünü ettiğim çözüm elbette bir çırpıda hayata geçirilemeyebilir, fakat çoğu bankanın – belki de Türkiye’de hizmet vermekte olan her bankanın bir mobil uygulaması var ve kullanıcıların bu mobil uygulamaları kullanarak, çoğunlukla kullanıcı girişi yapmaya bile ihtiyaç duymadan en yakın şube ve ATMleri harita üzerinde görmesi mümkün. Benim söz ettiğim iyileştirme, mevcut uygulamaları ek bilgilerle bir adım öteye taşımaktan ibaret.
Bankalar elbette hayatımızın merkezinde yer almıyor, özellikle dijital mecrada. Fakat bu tarz iyileştirmelerin müşteri deneyimi açısından olumlu sonuçlar doğuracağı, hatta bu diğer alanlara göre gelişme alanları görece daha geniş olduğu için atacakları her olumlu adımın daha iyi müşteri deneyimi sağlayacağı bir süredir tartışılageliyor. Geçtiğimiz 2 yıl içerisinde yayınlanan şu iki makale de bu yaklaşımı destekler nitelikte diye düşünüyorum:
Makalede de belirttiğim gibi, bu konuları enine boyuna değerlendirmek çok geniş çaplı bir bilgi birikimi gerektiriyor, ama umudumuzu kaybetmeyip bu tarz öneriler geliştirmek ve bunları birer talep olarak dile getirmek hem kullanıcı deneyimi tasarımcıları olarak hem de birer müşteri olarak görevimiz diye düşünüyorum.
Yorumunuz için tekrar teşekkür ederim.
Ömer Arı
ATM’ler hem çok akıllı hem de oldukça ilkel cihazlar. Yazılım esnekliği olmaması da diğer bir dezavantaj olduğu için “yapılabilecek iyileştirmelerin” son kullanıcıya yansıması için harcanacak efor çok fazla olacaktır. Ki bu cihazlardan yapılan işlem cihaz kabiliyetinin onda biri. Sadece para çekme ve yatırma için kullanılan cihazların belki de fonksiyonaliteye boğulmadan önce bu tip kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik yazılımları yapılmalıydı… fonksiyonalite mi deneyim mi 🙂
Berk Bayri
Bu çok zor bir soru belki, ama görece kolay bir yanıtı var Ömer: ikisinin dengesi 🙂 Makalede de belirttiğim gibi, bu konuyu (özellikle teknik açıdan) enine boyuna değerlendirebilecek bilgi birikimine sahip olmayabilirim ama ATM verilerinin merkeze gerçek zamanlı olarak iletilebiliyor olduğunu düşünmüşümdür hep 🙂 Eğer bu mümkünse, mobil uygulamaları müşteri deneyimini iyileştirecek verilerle zenginleştirmek kayda değer bir fayda sağlayabilir. Esnek ve sürdürülebilir alt yapı ihtiyacı her iyileştirme sürecinde mutlaka karşımıza çıkıyor değil mi? 🙂
Şaka bir yana, bir kullanıcı deneyimcisi ve bir SHERPA olarak aklıma takılan, sık sık takım arkadaşlarımla da konuştuğum bu önerileri SHERPA Blog okurlarıyla paylaşmak istedim. Eğer bir şirketler bu konuda efor sarf etmeyi tercih eder ve bu müşterilerine fayda sağlarsa, bize de sadece bundan mutluluk duymak düşer 🙂
Yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Ömer Arı
Öneriler çok değerli… Dile getirilmesi de önemli. Eline sağlık Berk, zihinler açılsın, farklı fikirler ortaya çıksın. Tüm detaylarıyla enine boyuna değerlendirebilecek kişi sayısı zaten çok az 🙂 Ben de o kişilerden değilim o yüzden endişelenmeyelim fikir üretmeye devam edelim. Şube yoğunluklarında da benzer sıkıntılar yaşanıyor. Yine çözümü için randevu verme, tahmini bekleme sürelerini gösterme veya az yoğun olan şube önerme gibi iyileştirmeler mobil uygulamalarda yapılabilir. Çözüm ihtiyaçla örtüşürse dengeyi de yakalarız gibi…
Berk Bayri
Aynen öyle Ömer. Bu arada şube yoğunlukları konusunda da haklısın, bu yaklaşım müşterilerin sıkıntı yaşadığı bütün noktalara uygulanabilir. Önemli olan problemleri saptayabilmek ve bu problemlere yönelik çözüm fikirleri geliştirebilmek. Çok teşekkürler!
Bunlar da ilgini çekebilir
Keşfetmeye Devam Et
DAM BİLGİ TEKNOLOJİLERİ A.Ş. | SHERPA BLOG SİTE KULLANIM KOŞULLARI
Demek şifreni unuttun.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Bunlar kümülatif kullanımlı öneriler teoride bile bence imkansız, banka bu iş için bütçe,zaman, iş güçü ayıracak bireyler uygulamayı edinecek, uygulamanın reklamı yapılacak uygulamanın bankaya karı olacak ki uygulama ölmeyecek bu arada bireyin telefonunda şarj olacak falan filan.
Merhaba Y. Emre Kışıç bey, yorumunuz için çok teşekkür ederim. Bu çözüm önerilerini bir makaleye dönüştürürken, okuyucularımızın değerli görüşlerini de alabilmekti.
Sözünü ettiğim çözüm elbette bir çırpıda hayata geçirilemeyebilir, fakat çoğu bankanın – belki de Türkiye’de hizmet vermekte olan her bankanın bir mobil uygulaması var ve kullanıcıların bu mobil uygulamaları kullanarak, çoğunlukla kullanıcı girişi yapmaya bile ihtiyaç duymadan en yakın şube ve ATMleri harita üzerinde görmesi mümkün. Benim söz ettiğim iyileştirme, mevcut uygulamaları ek bilgilerle bir adım öteye taşımaktan ibaret.
Bankalar elbette hayatımızın merkezinde yer almıyor, özellikle dijital mecrada. Fakat bu tarz iyileştirmelerin müşteri deneyimi açısından olumlu sonuçlar doğuracağı, hatta bu diğer alanlara göre gelişme alanları görece daha geniş olduğu için atacakları her olumlu adımın daha iyi müşteri deneyimi sağlayacağı bir süredir tartışılageliyor. Geçtiğimiz 2 yıl içerisinde yayınlanan şu iki makale de bu yaklaşımı destekler nitelikte diye düşünüyorum:
http://whatusersdo.com/blog/5-ways-banks-should-improve-digital-customer-experience/
https://uxmag.com/articles/why-banks-need-to-revamp-their-user-experience
Makalede de belirttiğim gibi, bu konuları enine boyuna değerlendirmek çok geniş çaplı bir bilgi birikimi gerektiriyor, ama umudumuzu kaybetmeyip bu tarz öneriler geliştirmek ve bunları birer talep olarak dile getirmek hem kullanıcı deneyimi tasarımcıları olarak hem de birer müşteri olarak görevimiz diye düşünüyorum.
Yorumunuz için tekrar teşekkür ederim.
ATM’ler hem çok akıllı hem de oldukça ilkel cihazlar. Yazılım esnekliği olmaması da diğer bir dezavantaj olduğu için “yapılabilecek iyileştirmelerin” son kullanıcıya yansıması için harcanacak efor çok fazla olacaktır. Ki bu cihazlardan yapılan işlem cihaz kabiliyetinin onda biri. Sadece para çekme ve yatırma için kullanılan cihazların belki de fonksiyonaliteye boğulmadan önce bu tip kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik yazılımları yapılmalıydı… fonksiyonalite mi deneyim mi 🙂
Bu çok zor bir soru belki, ama görece kolay bir yanıtı var Ömer: ikisinin dengesi 🙂 Makalede de belirttiğim gibi, bu konuyu (özellikle teknik açıdan) enine boyuna değerlendirebilecek bilgi birikimine sahip olmayabilirim ama ATM verilerinin merkeze gerçek zamanlı olarak iletilebiliyor olduğunu düşünmüşümdür hep 🙂 Eğer bu mümkünse, mobil uygulamaları müşteri deneyimini iyileştirecek verilerle zenginleştirmek kayda değer bir fayda sağlayabilir. Esnek ve sürdürülebilir alt yapı ihtiyacı her iyileştirme sürecinde mutlaka karşımıza çıkıyor değil mi? 🙂
Şaka bir yana, bir kullanıcı deneyimcisi ve bir SHERPA olarak aklıma takılan, sık sık takım arkadaşlarımla da konuştuğum bu önerileri SHERPA Blog okurlarıyla paylaşmak istedim. Eğer bir şirketler bu konuda efor sarf etmeyi tercih eder ve bu müşterilerine fayda sağlarsa, bize de sadece bundan mutluluk duymak düşer 🙂
Yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Öneriler çok değerli… Dile getirilmesi de önemli. Eline sağlık Berk, zihinler açılsın, farklı fikirler ortaya çıksın. Tüm detaylarıyla enine boyuna değerlendirebilecek kişi sayısı zaten çok az 🙂 Ben de o kişilerden değilim o yüzden endişelenmeyelim fikir üretmeye devam edelim. Şube yoğunluklarında da benzer sıkıntılar yaşanıyor. Yine çözümü için randevu verme, tahmini bekleme sürelerini gösterme veya az yoğun olan şube önerme gibi iyileştirmeler mobil uygulamalarda yapılabilir. Çözüm ihtiyaçla örtüşürse dengeyi de yakalarız gibi…
Aynen öyle Ömer. Bu arada şube yoğunlukları konusunda da haklısın, bu yaklaşım müşterilerin sıkıntı yaşadığı bütün noktalara uygulanabilir. Önemli olan problemleri saptayabilmek ve bu problemlere yönelik çözüm fikirleri geliştirebilmek. Çok teşekkürler!