Sorun sizde değil, beyninizde: Yaratıcı ve katılımcı takımlar için önyargılardan nasıl kurtulunur?
Bilişsel önyargılar, gezegendeki her insanı etkileyen bulaşıcı beyin arızaları gibidir. Bu önyargılar, düşünce sistemimizi etkileyerek mantıklı davranmamızı ve daha iyi kararlar vermemizi engeller. Peki takımınızın bu olumsuzluktan etkilenmemesi için nelerden haberdar olmalısınız?
Bilişsel önyargılar, gezegendeki her insanı etkileyen bulaşıcı beyin arızaları gibidir. Sinir bilimleri ve sosyal bilimler bugüne kadar sosyal ilişkiler aracılığı ile transfer edilen ve kopyalanan yüzlerce farklı önyargı biçimi tespit etmiştir. Bu önyargılar, düşünce sistemimizi etkileyerek mantıklı davranmamızı ve daha iyi kararlar vermemizi engeller.
“Girdileri; beğenilere, antipatilere, deneyimlere göre filtreleyerek bilgi edinmek, tutmak ve işlemek yönündeki genel eğilim. Aynı zamanda doğrulama önyargısı ile ilişkilidir.”
— Black Hukuk sözlüğü, BİLİŞSEL ÖNYARGI tanımı
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Herkesin günlük hayatını etkileyen bilişsel önyargılar arasında şunlar yer alır:
Bilişsel önyargı: Bilgiyi yalnızca inandıklarımızı onaylayacak şekilde filtreleyerek yorumlama
Kayıptan kaçınma: Bir şeyi kaybetmekten doğacak bilişsel acıdan sakınma
Geri görüş önyargısı: Bir olay gerçekleştiğinde, bu olayın gerçekleşeceğini önceden bildiğini ifade etme
Demirleme (çapa) etkisi: Zihnin ilk izlenim aşamasında elde edilen bilgiye bağlı düşünme eğilimi
Statüko önyargısı: Statükoyu koruma eğilimi
Seçim felci: Çok sayıda seçenek olduğunda karar vermenin zorlaşması
Yukarıdaki örnekler dışında daha yüzlerce önyargı biçimi vardır. Davranış ekonomisti Dan Ariely’nin ücretsiz kaynakları ile daha çok bilgi edinilebilir.
Pazarlamacılar ve teknoloji şirketleri, söz konusu önyargı biçimlerinden faydalanıyor, bizleri etkileyerek davranışlarımızı yönlendiriyorlar. Şirketler, satın alma kararlarımızdan insanlara duyduğumuz saygının biçimine kadar pek çok konuda bizi belli yönde hareket ettiriyorlar.
Ancak, bu noktada, önemli bir başka konu var; gizli önyargılar. Bu önyargılar, bilinçaltımızın derinliklerinde, karar alma mekanizmalarının yer aldığı bölümde bulunan yargılarımız. Algılayış biçimimizi, insanlarla ilişkimizi ve çalışma hayatımızı görünmez bir şekilde şekillendiriyorlar. Bu türdeki önyargılar, şirketlerde önemli sorunlara yol açıyor, zira kişileri stereotipleştirip adil ve eşitlik esasına dayalı çalışma ortamlarının oluşumunu engelliyorlar.
Söz konusu etkin, birlikte çalışan ve birbirine saygı duyan insanların oluşturduğu çalışma ortamları olduğunda, tüm insanlar dünyayı anlamlandırmak için kategorizasyon yöntemleri bulma ihtiyacı hisseder. Ancak, bu durum peşin yargıların şekillenmesine ve ırk, cinsiyet, sosyo-ekonomik durum gibi sosyal işaretler üzerinden algılar oluşmasına zemin hazırlar. İnsanları peşin olarak yargıladığımızda, onların bizler tarafından atanan beklentileri aşması için yapması gerekenleri sınırlandırmış oluruz. Bu durum, bir yönetici olduğunuzda, insanların gelişimini onlardan beklentileriniz üzerinden limitlemeniz anlamına gelir, ki bu peşin yargıların çoğu zaman farkında değilsinizdir. Bir çalışma arkadaşı olarak ise, sizin için kabul edilebilir olan şeyler istemeden de olsa meslektaşlarınızı kırmanız anlamına gelebilir.
Günümüzde, önyargıları ve işleyişlerini anlamak, onları yeniden yapılandırmanın yollarını çözmek, iş dünyasındaki değerli ve oldukça az kullanılan araçlardan biridir.
Bir organizasyonun insanları işe alması, onları yönetmesi ve elinde tutabilmesi için önyargılardan uzak ve kabullenici bir ortam sunması gerekir. Bu, organizasyonun sadece eğitim videoları sunmasının ötesine geçerek eşit ve erişebilir bir eğitim sunmasını şart koşar. Ayrıca, önyargılar hakkında bilgi sahibi olmak uzun sürede oluşmuş karmaşık zihin arızalarını çözmek için yeterli olmayacaktır. Önyargıları aşmanın pek çok yolu olsa da, öncelikle zihnin dünyayı algılayış ve önyargıları oluşturma biçimlerini anlamak gerekir.
Disrupt Design’ın önyargıları hızlıca aşmak ve organizasyon içinde eşitlik yaratmak için geliştirdiği yöntem kapsamlı bir araştırmaya dayanmaktadır. DD, stereotipler ile yaratıcılığı, birliktelik ruhunu ve üretkenliği engelleyen önyargıları anlayabilmek amacıyla, takımları motive etmenin ve güçlendirmenin yaratıcı yollarını test edip geliştirirken binlerce saat harcamıştır.