Growth Hacking ve Agile teknikleri bir arada nasıl uygulanır?
Milyon dolarlık değerlemeye ulaşmış girişimleri takip eden ve uyguladıkları stratejileri inceleyen yeni nesil girişimcilerin şu an odaklarındaki konu Growth Hacking. Çevik (Agile) yönetim teknikleri de en az onun kadar, aynı ekosisteme ait insanların odağında. Peki her ikisini birlikte uygulamak ne kadar mümkün?
Milyon dolarlık değerlemeye ulaşmış girişimleri takip eden ve uyguladıkları stratejileri inceleyen yeni nesil girişimcilerin şu an odaklarındaki konu Growth Hacking. Her ne kadar algılanış ve uygulanış açısından ülkemizde tam olarak oturmasa da, konseptin mevcut popülaritesine baktığımda, Growth Hacking’in girişimcileri iş modellerini farklı açılardan gözlemeye ve bir şeylerin eksik yapıldığına dair uyarmaya başladığını söyleyebilirim. Yazının başında, ilerisi için faydalı olacağını düşündüğüm DAM Growth Hackers not defterimizden iki yazıya göz atmanızı öneririm.
Growth Hacking ile ilgili kısa girişin (ve okumanızın) ardından bu zamana kadar not defterinde yer vermediğimiz konulardan birisi olan Agile yönetim teknikleri ile devam etmek istiyorum. Hızlı şekilde değişen teknoloji, kullanıcı davranışları ve iş yapış şekilleri her boyuttan organizasyonu bu koşullara adapte olma noktasında sıkıntıya sokuyor. Mevcut metodolojiler yetersiz kaldığında ve hızlı işleyen süreçlere ihtiyaç duyduğunuzda Agile tekniklerini kurumunuza entegre etmeyi düşünmelisiniz. Nereden çıktığı ve neden ihtiyaç duyulduğunu daha iyi anlamak için tarihte kısa bir yolculuğa başlamaya hazır mısınız?
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Esasında yazılım geliştiricilerin kullandıkları Agile teknikleri, 2001 yılında 17 kişinin oluşturduğu Agile Manifestosu ile dünyaya duyurulmuştur. Bu manifesto ile 12 maddeden oluşan Agile prensipleri belirlenmiş ve
Süreçler ve araçlardan ziyade bireyler ve etkileşimlerin,
Kapsamlı dökümantasyondan ziyade yeteri kadar dökümantasyon ve çalışan yazılımın,
Sözleşme pazarlıklarından ziyade müşteri ile işbirliğinin ve
Katı bir plana bağlı kalmaktan ziyade değişime karşılık vermenin
esas olduğuna vurgu yapılmıştır.
Agile tekniklerinde öne çıkan noktalar riski minimum düzeyde tutup, değişen koşul ve önceliklere adapte olma hızını arttırma, ürün/hizmet değerini maksimuma çıkarma ve organizasyonun büyümesine katkı sağlamaktır. Son bölüm tanıdık geldi değil mi?
Agile ve Growth Hacking
Şimdi ise konumuza iki konsepti aynı anda ele alıp bunları nasıl harmanlayacağınızı anlatarak devam edelim. Başlıklara geçmeden önce VersionOne6’in yapıtığı Agile araştırmasının sonuçlarını paylaşmak istiyorum. Agile ekibine dahil olan kişilerin %84’ü öncelikleri belirlemede esneklik kazandırdığını, %77’si proje görünürlüğünü arttırdığını, %75’i üretkenliği arttırdığını, %72’si motivasyonu arttırdığını ve %71’i ise pazara daha hızlı çıkmaya yardımcı olduğunu belirtmiş.
1- Değişen önceliklerinize karşı hızlı reaksiyon alabilirsiniz
Can Taner’in tabiri ile “İşin en can alıcı kısmı” Hipotez testini hatırlayın… Hatırlamanıza yardımcı olayım: Hipotez backlog dökümanında Experiment name (Deney Adı), Status (Durum), Category (Kategori), Tahmini değişiklik, Metrik, Kaynaklar ve yerelleştirme çabalarımız sonucu ortaya çıkan Numara, Sıralama, Test süresi, Gerçekleşme ihtimali ve Etki seviyesi bölümleri yer alır.
Başlıktan anlayacağınız üzere burada ilgimizi çeken bölüm sıralama ve test süresi olacaktır. Agile metodolojisinde projeler genellikle bir veya iki haftalık bölümlere ayrılarak devam ettirilir ve bunlara iterasyon (kısa ve basit döngüler) adı verilir. Kısa ve basit döngüler, kazandıracağı değerlere göre önceliklendirilerek işleme alınır. Ayrıca hipotez testleri için öngörülen optimum sürenin 2 haftanın olduğunu düşünürsek Agile metodolojisini hipotez testleriniz için uygulamanız doğru bir karar olacaktır.
2- Müşteri ihtiyaçlarını daha iyi gözlemleyebilir ve cevap verebilirsiniz
Ürün/hizmetinize dair en işe yarar fikirler kesinlikle müşterilerinizden gelecektir. Agile tekniklerinin odak noktalarından birisi de müşteri beklentileri ile ürün/hizmet faydalarını olabildiğince aynı çizgide tutmak, müşteri geri bildirimlerini iterasyonlara bölerek değerlendirmek ve işleme almaktır. Peki Growth Hacking konseptinde bunu nasıl konumlandıracağız?
Dave McClure tarafından geliştirilen AARRR metriklerini hatırlarsınız. Bu metriklerin amacı ürün/market uyumunu kısa sürede yakalamak ve müşteri yaşam döngüsünü iyileştirmektir. AARRR metriklerin tamamı kullanıcılar ile doğrudan ilişkili olsada özellikle Retention (Bağlılık) bu başlık için bir adım öne çıkıyor. Bağlılık oranınızı arttırmak için elde ettiğiniz müşteri geri bildirimlerini mutlaka değerlendirmeli, KPI’larınız hedeflediğiniz noktadan uzak ise Agile teknikleri ile Growth ekibinin ihtiyacı olan esnekliği ve hızı kazandırabilirsiniz.
Başarılı Growth Hacker’ın ve iyi bir Growth ekibinin sahip olması gereken en önemli özellik, sürdürülebilir büyüme olmasıdır. Büyük veya karmaşık projelerde büyümeden sorumlu ekip organizasyon içerisinde farklı görevlerden de sorumlu olabiliyor. Ancak Agile tekniklerini benimsemiş kurumlarda roller, sorumluluklar ve en önemlisi teslim süreleri kesinleştiği için herkesin günlük çalışmalarını denetlemek ve yönetmekten ziyade nihai çıktıya odaklanıp sürdürülebilir büyümeye daha kolay odaklanabilirsiniz.
4- Kaynaklar, test ve kalite
Ürün/hizmetiniz üzerinde yapacağınız geliştirmeleri kısa ve kolay anlaşılabilir parçalara bölerek ekibin belirli konular üzerinde odaklanmasını sağlar ve kaliteli çıktılar elde edebilirsiniz. Ayrıca Agile prensipleri ile ilgili şunu unutmamalıyız: test etmek, ürün geliştirme döngüsünün merkezindedir.
Her bir iterasyonda yapacağınız testler hataları ve eksikleri vakit geçmeden görmenizi ve Growth Hacking içinde önemli olan ürün/market uyumunu daha çabuk yakalamanızı sağlar. Doğru iterasyonları oluşturmak için User Stories (Kullanıcı hikayeleri) güvenebileceğiniz tekniklerden birisidir. Kullanıcı hikayeleri, faydalı bir ürün/hizmet elde etmek, temel özellikleri belirlemek ve hataları gidermek için sıklıkla Agile ekipleri tarafından kullanılır. Bu senaryoları ihtiyaç ve proje kapsamına göre düzenleyebilirsiniz (Bazen iki paragraf, bazen tek cümle).
Start-up’ların kısıtlı kaynaklar ile çalıştıklarını ve bu kaynaklardan maksimum fayda sağlamaları gerektiği aşikar. Bu noktada Agile konsepti Growth Hacker için müthiş bir kolaylık sağlıyor: eforun başlangıçta daha kesin tahminler ile belirleme! Her iterasyon (kısa ve basit döngü) başında yapılacak toplantılar ile seçilen kullanıcı hikayelerini hayata geçirmek(analiz sürecinden, entegre etmeye kadar) için gerekli zaman hesaplanır ve bu o hikayenin puanı olur. Seçeceğiniz kullanıcı senaryolarının en fazla değer üreten ve ürün/hizmet için önceliği olmasına dikkat etmeyi unutmayın.
Çevik Olun!
Aslında bakarsanız bugün irdelediğimiz iki kavramda birçok kişi tarafından daha dar kapsamda değerlendirilmekte. Ne Agile prensipleri sadece yazılım projeleri için kullanılabilir ne de Growth hacking “Düşük bütçeli pazarlamadan” ibaret. Değişen koşullara ayak uydurmak ve hızlı aksiyon almak her organizasyonun ihtiyacı ve Agile tekniklerinin ve Growth Hacking stratejilerinin doğru harmanlanması ile bu aksiyonları alabilir, müşteri geri bildirimlerini daha hızlı değerlendirebilir, ürün/market uyumunu kısa sürede yakalayabilir ve hedeflediğiniz faydalara ulaşabilirsiniz.