Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Bu yazıda size arayüzler için metin yazarken, metinleri tasarlarken ve düzenlerken yardımcı olacak birkaç ipucu paylaştık.
Teknoloji şirketleri genelde her bir arayüz, reklam ve etkileşim metinleri için bünyelerinde bir metin yazarı bulundurmazlar. Bu da -ne yazık ki- arayüz tasarımcılarının sık sık doğrudan müşterilere hitap eden metinleri yazması anlamına gelir. Bu yazıda size arayüzler için metin yazarken, metinleri tasarlarken ve düzenlerken yardımcı olacak birkaç ipucu paylaştık.
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
1. Bireysel hitabın gücünü benimseyin
Türkçe’de gizli özne olarak da sıkça kullanılan “siz” ve “sen” kelimeleri otomatik olarak okuyanın ilgisini ve dikkatini çeker, kendine dair bir fayda, kazanç ya da bilgi bulabileceğini hissettirir. Daha da önemlisi, okuyucuyla arayüz arasında bir ilişki kurar, onu hikayenin içine çeker.
2. Hedef kitlenize direkt seslenin
Harika bir ürün oluşturmak için çok çalıştığınızda, bu kaliteyi ve işçiliği göğsünüzü gere gere ortaya koymak istersiniz. Ama okuyucu neden umursasın ki? Bunun cevabı, bütün bu emeğin ve ortaya çıkan ürünün onun için ne anlama geldiğini anlatabilmekle alakalıdır. Mesela okuyanın hayatı nasıl bin kat daha iyi hale gelecek? Sonuçta, okuyucuya ekibi satmaya değil, ürünü satmaya çalışıyorsunuz, değil mi?
Bir Apple örneği ile devam edelim.
Yukarıdaki metinde fotoğrafların yeni iPhone ekranında ne kadar da güzel görüneceğinden bahsediliyor. Ancak bu daha büyük ve daha iyi ekranda görünecek şey “benim” çektiğim fotoğraflar olacak, dolayısıyla “benim fotoğraflarımın” ne kadar inanılmaz görüneceğinden bahsetselerdi daha ilgi çekici olurdu.
3. Akıllıca konuşmaya çalışmayın
Söyleyecek zekice bir şeyiniz varsa, ispat etmek için aşırı çaba sarf etmenize gerek yoktur. Ne kadar “etkileyici” olduklarına bakarak sözcük seçmek, okuyucularınızı etkilemekten ziyade yabancılaştıracaktır.
Teknik veya akademik bir ortamda tasarım yapmadığınız sürece, 5. sınıf okuma seviyesini hedefleyin. Kopyanızın okuma seviyesini MS Word veya Hemingway Editor ile test edebilirsiniz. Özellikle Hemingway Editor uygulamasını düzenli olarak kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Çevirmenin notu: Hemingway Editör ne yazık ki henüz Türkçe diline destek vermiyor.
4. Yüksek sesle okuyun
Okurken doğru görünen kelimeler bazen yüksek sesle okunduklarında garip ve robotik olabilirler. Bunu anlamanın en iyi yolu sesli okumaktır. Bu yöntem, özellikle markanızın ses tonu yönergeleri “konuşma tarzını” gerektiriyorsa oldukça faydalıdır -ki bugünlerde çoğu marka müşterileri ve kullanıcılarıyla bu tarz bir iletişimi tercih ediyor.
5. Yazarların nefret ettiği editörlerden olun
Bilirsiniz, bazı editörler serttirler ve bazen “Zekice olup olmadığını umursamıyorum. Kulağa hoş gelmesi de umrumda değil. Swahili dilinde çok komik bir gönderme olması konusuna hiç girmeyeceğim. Buna ihtiyacımız yok.” şeklinde geribildirimlerde bulunabilirler. İşte bize bu editör lazım, siz de böyle olun.
Hem cümle hem de paragraf düzeyinde ilk birkaç seferinde sadece kısaltmaya odaklanın. Metinlere karşı acımasız olun ve tam olarak söylemek istediklerine odaklanın, daha fazlası ya da azına değil.
“Peki nasıl acımasız oluruz?” diye soranlar için: Her bir edit seansında kelime sayısının %50’sini azaltmayı hedefleyin. Evet, yarısını.
6. Yazı yazma ve yazıyı düzenlemenin iki farklı iş olduğunu unutmayın
Her iki konuda tecrübeli olan insanlar bile, yazı üzerinde düzenleme yaparken öncelikle konuya dair verdiği bilgi açısından, ardından da bu bilginin ne kadar iyi aktarıldığı açısından değerlendirirler. Bu, Hemingway’in ünlü özdeyişi ile ne kastettiği gibidir:
Bana soracak olursanız tabii ki sarhoşken yazı yazmamalısınız. Burada demek istenen, aynı anda yazmaya ve onu düzenlemeye çalışmamanızdır. Tüm düzenlemeleri kendiniz yapmaya da çalışmayın, en iyi yazarlar bile çoğu zaman ikinci bir çift gözden yararlanır. Özellikle de yazarken sarhoşlarsa…
Not: Şaka yaptığım zaten anlaşılmıştır ancak demeden de geçmeyelim, sarhoşken kullanıcı deneyimi metinleri yazmanızı önermiyorum. Bu hem büyük bir hata olurdu, hem de gerçekten korkunç bir fikir.
Aktarılan mesajı her zaman akılda tutmak bir tasarımcı içi önemlidir, böylece metni tamamlayan görsel bir hikayeyi de oluşturabilirsiniz. Eğer takımızda tamamen hikayenin metin tarafına odaklanan birisi varsa (ki biz onlara kullanıcı deneyimi yazarı diyoruz), bir tasarımcı olarak onlara destek çıkmanıza yardımcı olacak birkaç ipucunu da bu bölümde aktarmak isterim.
7. Etiket
Siz söylemedikçe, insanlar genellikle neye baktıklarını bilmezler. Öyleyse onlara söylemeliyiz, değil mi? Eğer dinamik içerikler sunuyorsanız bu önerimi kullanışlı bulacaksınız, çünkü okuyucunun bir bakışta neye baktığını anlamasına yardımcı olur.
Başlıkları birer etiket olarak düşünmek çok işinize yarayacaktır. Özellikler sayfasında gezinen bir okur için ürünün ne kadar zekice tanımlandığı değil, tam olarak ne yaptığı daha önemlidir. Ancak bu, ilham vermeyecek ya da eğlenceli metinler yazamayacağınız anlamına gelmez. Sadece metinlerin eğlenceli olduğu kadar “net” olduğundan da emin olun.
8. İlgili bağlantıları açıklayıcı bir dil kullanarak verin
İnsanlar çoğu zaman, sayfada yazan her kelimeyi okumak istemeyebilirler. Aslında genellikle sadece açıklayıcı bir bağlantı ararlar. Bu nedenle, verdiğiniz bağlantılara tıklandığında ne olacağını çok net bir şekilde anlattığınızdan emin olun.
Bu erişilebilirlik için çok önemli bir noktadır, çünkü ekran okuyucuları kullanıcıların bağlantılar arasında gezinmesine olanak sağlar ancak metinleri atlarlar. Eğer sayfanızdaki bir düzine “daha fazla bilgi” bağlantısı arasındaki farkı açıklamazsanız, engelli okurlar için işler çok zorlaşır.
Ayrıca emin olun, bu açık ve net bağlantılar SEO uzmanınızı da mutlu edecektir.
İşte güzel bir örnek Google’dan geliyor:
Teşekkürler Google!
9. Tasarım esnasında içeriği aklınızda tutun
Neredeyse her tasarım kararı metinleri etkiler, bu nedenle bu kararlar yazmanıza yardımcı mı oluyor yoksa engelliyor mu, bunu kafanızda tartın.
Örneğin, süper uzun bir ürün çekimi çok güzel görünmekle beraber, metin yazarının bu görseli bir metinle dengelemesi gerektiğini de bilin. Örneğin bir cep telefonu ekranı özelliği olan Gorilla Glass’ın kırılmaz olması ve net bir görüntü sunması dışında bahse değecek çok bir özelliği olmadığını, dolayısıyla da kocaman bir görsele ihtiyaç duymayacağınız sonucuna kendiniz varın.
64 punto “Helvetica Neue Thin” ile yerleştirdiğiniz başlık “Lorem ipsum” ile harika görünüyor olabilir, ancak metin yazarı tüm ürünü gerçekten 3 kelimeyle özetleyebilir mi dersiniz? Bence bu düşünmeye değer bir konu.
10. Sayfayı konuya göre ölçeklendir
Bir sayfanın ya da bir sayfadaki bir bölümün ne kadar sürmesi gerektiğine karar vermeye çalışırken basit kurallara dikkat edin: Ürününüz yeni, karmaşık veya pahalıysa genellikle daha fazla içeriğe ihtiyacınız olacaktır. Birine tişört satmak için pek fazla bir şey yapmanıza gerek kalmayacaktır; ancak sosyal medya paylaşımlarınız için arama motoru optimizasyonu yapmanızı sağlayan yardımcı bir aracın da bir o kadar faydalı olacağı su götürmez bir gerçektir.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat