Design Thinking süreçlerinde empati ve hikaye anlatıcılığı
Hikaye anlatımı ve anlatıcılığı, hem kullanıcı deneyimi ve tasarım odaklı düşünme süreçlerinde önemli bir rol oynar; hem de kendileri için tasarım yaptığımız kişilerde merak uyandırır. Peki hikayeler nasıl oluyor da tasarım projenizin en önemli parçalarından birisi haline gelebiliyor?
Hikaye anlatımı, kullanıcı deneyimi ve tasarım odaklı düşünme süreçlerinde önemli bir rol oynar. Hikaye anlatıcılığı ise, kendileri için tasarım yaptığımız kişilerde merak uyandırır; böylece biz tasarımcılar olarak, kullanıcıların motivasyonlarını ve ihtiyaçlarını derinlemesine anlama olanağı buluruz. Hikayeler, bir proje süresince ortak temanın oluşturulmasını sağlar. Bu sayede takım çalışanlarının odaklanabilmesi sağlanırken, heyecanları ve yaratıcılıkları sürekli kılınır. Hikayeler, tasarım projelerinize empatiyi dahil edebilmenin en iyi yollarından biridir. Bunun yanı sıra, tasarım odaklı düşünme yolunu seçenler için oldukça faydalıdır. Aristo’nun öğretilerinde iyi bir hikaye anlatıcılığı için gereken temel öğeler vardır, şimdi size onları anlatacağız. Ayrıca birçok farklı tasarım metodunu inceleyeceğiz, böylece hikayelerin tasarım projenizin bir parçası olmasını sağlayabilirsiniz.
Uluslararası tasarım ve inovasyon şirketi IDEO’nun CEO’su Tim Brown, tasarım odaklı düşünme projelerini geliştirirken hikaye kullanımını desteklemektedir:
“Hikaye anlatıcılığı, bir projenin daha ilk aşamalarında yer almalı ve inovasyon çabalarının her bir noktasına adeta yedirilmelidir. Tasarım takımlarında, yazarları proje tamamladığında dahil etmek genel uygulamadır. Artık yazarların daha ilk günden tasarım ekibine dahil edilmesi gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır, böylece onların da hikayenin gerçek zaman akışı içinde ilerlemesine katkıda bulunmaları sağlanmaktadır.” -Tim Brown, Change by Design
Tasarım odaklı düşünmeyi benimseyenler, sürecin “Empati Kurma” adı verilen ilk aşamalarında pek çok etnografik araştırma yöntemi kullanırlar. Bu yöntemlerin hikaye anlatıcılığı içeriyor olması tesadüf değildir. Hikayelerin gerçek gücünü anlamak ve çalışmalarımızın odağındaki insanlar hakkında bize nasıl bu kadar şey öğretebildiklerini kavrayabilmek için, hikaye anlatımının atası sayılan Aristo’yu inceleyebiliriz.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Aristo’nun iyi bir hikaye anlatıcılığı için önerdiği 7 unsur
Plato’nun öğrencisi ve Büyük İskender’in öğretmeni olan Aristo, hayat, evren ve başka pek çok şey hakkında çok fazla bilgiye sahipti…hikaye uydurma konusunda da hayli geniş bir bilgisi vardı.
Aristo’nun iyi bir hikaye anlatıcılığı için önerdiği yedi unsur, doğru soruları sorarak, tasarım yaptığımız kitleyle empati kurmamıza fayda sağlayacak türden. Doğru soruları sormak, kullanıcılarımızın ihtiyaçları, motivasyonları ve problemleri hakkındaki esas hikayeleri anlamamıza ve anlatmamıza olanak sağlar. Esasen iyi bir tiyatroyu tarif etmek amacıyla yazılmış olsalar da (o sıralar henüz roman ortaya çıkmamıştı), Aristo’nun tiyatro üzerine yazıları, hikaye anlatıcılığı konusunda yaygın olarak kullanılmaktadır. Aristo’nun önerdiği unsurlar sayesinde, hikaye anlatıcılığının Tasarım Odaklı Düşünme sürecinde empatiyi nasıl artırabileceğini görebiliriz.
1. Konu
Karakter ya da karakterler ne yapmaktadır? Neyi başarmaya çalışmaktadırlar? Hikayenin konusu kişinin kaderindeki değişiklikleri anlatır (bu değişiklik iyiden kötüye ya da kötüden iyiye olabilir). Genellikle hikayenin konusunu, kişinin aşmaya çalıştığı engeller ya da girdiği mücadeleler oluşturur. Tasarım Odaklı Düşünme sürecinde, hikayenin konusu bize mücadeleleri ve insanların nasıl hayatlarının belirli yönlerini iyileştirmeye çalıştıklarını anlatır.
2. Karakter
Kim bu insanlar? Özellikleri nedir, karakterleri nasıldır? Geçmişlerinde neler vardır? İhtiyaçları, ilham kaynakları ve duyguları nelerdir? Tasarım Odaklı Düşünme sürecinde hikaye anlatıcılığın esas amacı, kendileri için tasarım yapılan kişilerle empati kurarak onları anlamaktır. Kullanıcılarımız hakkında hikayeler anlattığımızda, onların görünüşleri ya da gelirleri gibi bazı temel bilgileri bilmek yeterli değildir. Karakterin ete kemiğe bürünmesi için, ihtiyaçları, motivasyonları ve duygularına dair bir içgörüye sahip olmamız gerekir.
3. Tema
Tasarımı yaratanların projeye başlama sebepleri nelerdir? İncelediğiniz insanlar neden hali hazırda yaptıkları işlerle meşguldürler? Hikayenin teması, projede aşılması gereken kapsayıcı engeli ya da projenin nihai amacını anlatır. Odaklanabilmek için temayı kullanın ve takımınızın doğru şekilde yola devam edebilmesi için güçlü bir anlatım izleyin.
4. Diyalog
İnsanlar neler söylüyor? Onlarla konuştuğunuzda, röportaj esnasında verdikleri cevaplardan farklı cevaplar mı veriyorlar? Söyledikleri şeyleri nasıl söylüyorlar? Kızgınlar mı, hayalkırıklığına mı uğramışlar, mutsuzlar mı yoksa mutlular mı? Diyaloglarını gözlemlerken, söylemedikleri şeylere odaklanmakta güçlük çekiyor musunuz? İnsanlar dile getirdikleri şeylerle kıyaslandığında, bazı şeyleri söylemeyerek daha fazla aktarımda bulunurlar. Diyalog iki yönlü işleyen bir süreçtir: biz gözlemcilerin gözlemlediğimiz kişilerle nasıl konuştuğumuzu takip etmemiz elzemdir. Kullanıcılarımızla konuşurken takındığımız üstten ya da küçümseyen tavır onların gardlarını almalarına ve onlardan öğrenebileceğimiz şeylerin sınırlanmasına sebep olabilir.
5. Melodi/Koro
Çok daha etkili olmak için, hikayelerinizin duygularınız ve inançlarınızla tınlayan, hoş bir “melodisi” olmalıdır. Hikaye anlatıcılığının gücü, çoğunlukla duyguları karıştırıp, bizi çözüm bulma konusunda motive etmesinde yatar. Empatiyle bir çözüm ürettiğiniz zaman, kullanıcılarınıza sunduğunuz hikaye de sizi başarıya taşır.
6. Dekor
Dekor ortamla ilgilidir. Karakterlerinizin edimlerini gerçekleştirdiği fiziksel çevredir. Kullanıcılarınızın edimlerini gerçekleştirdikleri dekor, ortam ve fiziksel koşullar nasıldır? Etkin bir hikaye anlatıcılığı ortam koşullarını göz ardı etmez, çünkü karakterler ve ortam arasındaki etkileşim, karakterlerin motivasyonları ve davranışları hakkında bize oldukça fazla ipucu verir. Tasarım yaratıcıları olarak, kullanıcılarınızın çevrelerinde bulunan imkanlara ve engellere dikkat etmeniz gerekir.
7. Gösteri
Hikayenizde hiç ters köşe var mı? Peki ya kullanıcılarınız hakkında umulmadık herhangi bir içgörü? Gösteri, hikayenizi dinleyecek kişilerin hatırlayacağı, oradan hareketle tartışmalar ve fikirler üreteceği şeydir. Eğer ki sizin tasarım odaklı düşünme hikayeniz bir gösteriye sahip ise bu, projenizi ileriye taşıyacak güçlü bir araçtır.
Bilgi hikayelerde saklıdır
Aristo’nun iyi bir hikaye anlatıcılığına dair yedi maddesi bize şunu gösterir; iyi bir hikaye kullanıcılarımızı anlama imkanı sunmasının yanı sıra, tasarım ekibini de tasarıma dair çözümler bulmaları konusunda motive eder. Kaldı ki, IDEO ve Bose’da tasarım lideri olan Mark Zeh, bunu şöyle dile getirir:
“Bilgi hikayelerde saklıdır. Hikayeler müşterilerin ihtiyaçlarını ve nasıl davrandıklarını inceleme sürecinin temelini oluşturur.”
Hikaye anlatıcılığı, tasarım odaklı düşünme sürecine nasıl dahil edilir?
Hikayeler, hareketlere ilham veren güçlü araçlardır, fakat hikayelerinizi Tasarım Odaklı Düşünme sürecine nasıl dahil edebilirsiniz? Stanford’daki Tasarım Enstitüsü, tasarım ekibindekileri, hikayelerin gücünden faydalanmalarını sağlayacak birkaç metodu kullanmaları yönünde teşvik etmektedir. Aşağıda bunlardan iki tanesini inceleyeceğiz- hikayeyi paylaş ve yakala, yolculuk haritası. Ayrıca sizin ve takımınızın kolayca kullanmaya başlayabileceğiniz şematik şablonlar da sunacağız.
Hikaye paylaşma ve yakalama
Hikayenin paylaşılıp yakalanması seanslarına, genellikle etnografik araştırmalardan sonra başlanır; örneğin “empati yardımıyla yapılan röportajlar”, “benzerlikler vasıtasıyla empati kurma” ve “5 nedenin sorulması” gibi tasarım odaklı düşünme metodları kullanılarak gerçekleştirilir. Bu seanslarda, takımın her bir üyesi sahadaki gözlemlerini hikaye formatında paylaşırlar, diğerleri ise bu hikayelerden çıkardıkları ilginç içgörüleri ya da alıntıları not ederler.
Bu süreç, kullanıcıları anlama aşamasında, takım üyelerinin aynı fikirde olmalarına olanak tanır. Ayrıca her bir takım üyesinin gördüğü ve duyduğu hikayeler hakkında tartışmak, gözlemlerin altında yatan derin anlamların ortaya çıkarılmasına da imkan sunar.
Yolculuk haritası, kullanıcıların bir şeyi yaparken edindikleri deneyimlerin detaylı bir kaydıdır. Bu harita gözlemleriniz ve kullanıcılarla yaptığınız röportajlara dayanabilir. Ya da kullanıcılardan bir taslak belirleyip açıklama yapmalarını istediğiniz bir süreç de olabilir. Bu harita, kullanıcının çıktığı yolculuğu kapsar; projenizin odaklandığı meseleyle yakından alakalı olabileceği gibi, odak noktasını teğet de geçebilir.
Örneğin; kullanıcınızın sabah uyanıp, toplu taşımayı kullanarak işine varma yolculuğunu kayıt altına alabilirsiniz. Mümkün olduğunca kapsamlı hareket etmeye çalışın; anlamsız ya da alakasız olduğunu düşündüğünüz detayları elemeyin. Böylece yolculuk haritasını en etkili olacağını düşündüğünüz biçimde- ister zaman çizelgesi, ister ardışık görüntüler olarak- tasarlayabilirsiniz.
Yolculuk haritası, kullanıcılarınızın neler yaşadıklarını deneyimlemenizi sağladığı için, onlarla empati kurmanıza imkan tanır. Ayrıca, ortak ilişkileri ya da kullanıcıların yolculukları arasındaki çatışan davranışları bulmak adına kullanıcıların hikayelerini karşılaştırdığınızda belli içgörülerin de açığa çıkmasını sağlanır.
Hikaye anlatıcılığı ve Tasarım Odaklı Düşünme: Ne zaman hikaye anlatmaya başlamalısınız?
Kullanıcılarınızla aranızda empatiden geçen bir ilişki kurmak istediğinizde hikayelerin yardımı büyüktür, fakat bu süreç yalnızca Tasarım Odaklı Düşünme sürecinin Empati Kurma aşamasıyla sınırlı kalmamalıdır. Aslına bakılırsa, hikayeleri Tasarım Odaklı Düşünme süreci ve diğer insan odaklı yaratım süreçleri boyunca kullanmalısınız. Örneğin, kullanıcılar için prototipler oluşturmaya çalıştığınızda ve bu prototiplerin kullanıcıların hayatlarına nasıl entegre olacağını kavrama aşamasında hikayeler anlatmalısınız. Özellikle onları test ederken, kullanıcılara prototipleri açıkladığınız esnada hikayeler anlatmak son derece iyi bir yöntem olacaktır. Yazar ve kültürel antropolog olan Mary Catherine Bateson, tüm bu süreci oldukça etkileyici tek bir cümleyle özetler:
“İnsan ırkı metaforlarla düşünür ve hikayeler aracılığıyla öğrenir.”
-Mary Catherine Bateson
Ana fikir
Tasarım Yaratım sürecinde hikayelerin rolü önemlidir. Hikaye bir anlatı inşa eder böylece kullanıcılarımıza dair derinlemesine bir anlayışa sahip oluruz. Kullanıcıların çevreleri, ihtiyaçları, arzuları ve sorunları gibi pek çok farklı yönlerine dikkat etmemize olanak sağlar. Onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek insan odaklı çözümler üretmemize yardımcı olur. Aristo’nun iyi hikaye anlatıcılığına dair önerdiği yedi madde, Tasarım Odaklı Düşünme süreci boyunca akılda tutulmalıdır. Böylece kullanıcıları bütünsel ve kapsamlı bir biçimde anlayabiliriz. Bu yedi madde gözlem yapmamıza ve temel hikayeleri anlatmamıza yardımcı olur- ayrıca hikaye paylaşma yakalama ve yol haritası çıkarma gibi farklı yöntemler de mevcuttur. Bu yöntemler sayesinde tasarım odaklı düşünceyi benimseyenler, kullanıcılarla empati kurma yolunda hikayenin gücünden faydalanma imkanı bulurlar.