İlk önce, Internet reklamcılığının emektar oyuncusu "banner"lardan bahsedelim. Topu topu 20 yıllık bir reklam aracı olan "banner"lar bu gün bir çok web sitesi tarafından gelir kaynağı olarak görülüyor. Peki ziyaretçiler tarafından ne olarak görülüyor dersiniz?
İlk önce, Internet reklamcılığının emektar oyuncusu “banner”lardan bahsedelim. Topu topu 20 yıllık bir reklam aracı olan “banner”lar bu gün bir çok web sitesi tarafından gelir kaynağı olarak görülüyor. Peki ziyaretçiler tarafından ne olarak görülüyor dersiniz?
Araştırmalar öyle gösteriyor ki; ziyaretçiler ‘banner’ları hiç görmüyorlar bile. Üstelik sadece reklam ‘banner’larını da değil. Bir Web sitesindeki reklama benzeyen her şey, ‘banner’ körlüğü etkisiyle neredeyse hiç farkedilmiyor.
Banner körlüğü: Internet kullanıcıları arasında hızla ilerleyen bulaşıcı bir semptom. Web sitelerinde gezinirken reklam bombardımana tutulan ziyaretçilerin, geçmiş deneyimlerinden öğrendikleri, görmezden gelme refleksi.
‘banner’ körlüğü kavramı ilk olarak 1998 yılında Benway ve Lane tarafından gerçekleştirilen bir araştırma sonucunda ortaya atılıyor. işin ilginç tarafı; Internet ortamında bugünkü deneyimiyle kullanılan ilk ‘banner’ (reklam bedeli olan, tıklanarak bir linke yönelen ve raporlanan), 1994 yılında yayınlanıyor. Aradan sadece 4 yıl geçmesine rağmen Benway ve Lane’nin ileri sürdüğü ‘banner’ körlüğü fenomeni, günümüzün göz hareketlerini ölçümleyebilen araştırmaları tarafından da doğrulanmaya devam ediyor ve artık biliyoruz ki ‘banner’ körlüğü sadece bir fenomen değil. Bilimsel araştırmaların kesin sonuçlarına dayanan değişmez bir gerçeği olarak karşımızda duruyor.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Acı gerçeği farkeden Internet reklamcıları, bu basit ve ucuz aracın ömrünü uzatmak için her türlü şeyi denemeye devam ediyor.Çarpıcı imajlar, hareketli görseller, sesli uyarılar, hatta ana içeriğin bir parçasıymış gibi görünen yanıltıcı tasarımlarla dikkat çekmeye çalışan her ‘banner’, körleşmenin büyümesine yardımcı oluyor.
Saf dışında kalan içerik
Peki ya web siteleri. Yani bir web sitesinde -reklamların dışında kalan- gerçek içeriğin sahipleri, körleşmeden nasıl etkilenecek dersiniz? Kullanılabilirlik Gurusu Jacob Nielsen 2012 yılında yaptığı bir röportajda, ‘banner’ körlüğünün, reklamcılardan çok içerik sahiplerinin canını yakacak etkilerinden bahsediyor.Çünkü Nielsen, gerçekleştirdiği kullanılabilirlik araştırmaları ve ‘göz-izleme’ testlerinde, ‘banner’ körlüğünün durağan olmadığını keşfediyor. Öyle ki insanlar her geçen gün, daha çok şeyi göz ardı etmeye alışıyor. Aradıkları bilgiye hızla ulaşmak için menü ve yazılara odaklanıyorlar. Bazen reklam olmayan gerçek bir içerik bile, web sitesindeki konumu yada reklama benzeyen gösterişli tasarımı yüzünden dikkatlerden kaçma riski taşıyor.
Sonuç olarak, Internet kullanıcılarının, belli içerikleri ararken belirgin içerikleri göz ardı etme eğilimi, -alternatifleri çoktan geliştirmiş- reklamcılardan çok, içerik sahiplerini ilgilendiriyor. Mesela ‘Carousel’ kullanan siteleri…
Carousel Nedir?
En basit tanımı ile, görsel ve metinden oluşan birden fazla içeriği, aynı çerçeve içerisinde, belirli bir sıralama ile gösteren galeri türüdür. Genelde web sitelerinin üst satırlarında, yatay dikdörtgen biçiminde konumlanırlar. ‘Carousel’ diye adlandırılmalarının nedeni de atlıkarınca gibi döngüsel bir harekete sahip olmalarından ileri gelir. Tüm bu fiziksel özelliklerinden dolayı ‘banner’larla karıştırılmaları işten bile değildir. Oysa ki ‘banner’lar gibi kiralık değillerdir. İnsanları, bulunduğu siteden başka bir siteye yönlendirmezler ve kullanıcıyı kandırmak yerine içeriğe hızlı ulaştırmayı amaç edinmişlerdir.
Web sitesinde Carousel kullanmak iyidir. Çünkü;
Internet kullanıcıları, bir web sitesini gezmeye yukarıdan başlar. Ziyaretçileri karşılama görevi ‘Carousel’dedir.
Aynı anda, tek bir yerde -ki sayfanın en değerli yeri- birden fazla içeriği gösterebilme kabiliyetine sahiptir. Bu açıdan, üst satıra geçmeyi hakeden, en değerli içeriği bulma tartışması da ortadan kalkar.
‘Carousel’ içinde güçlü görseller ile desteklenen kısa yazılar, okunabilirliği ve anlaşılabilirliği kolaylaştırır.
Bir ‘Carousel’ içerisinde hem finans haberleri, hem de fasulyenin faydaları peş peşe gösterilebilir. Kullanıcılar, bu yapılardaki içerik çeşitliliğine karşı toleranslıdır.
Web sitesinde Carousel kullanmak kötüdür. Çünkü;
Kullanıcıların, ‘Carousel’de yer alan tüm içeriği görüntülediği, fazlasıyla iyi niyetli bir varsayımdır. Yapılan kullanıcı testleri, ‘Carousel’ içinde kullanılan içeriklerden en az birinin gözden kaçtığını kanıtlamışlardır.
Günümüz kullanıcıları, sayfayı bir an önce aşağı kaydırma eğilimine sahiptir. Sayfanın en üst satırında toplanan önemli içerikler, ekrana gelme şansı dahi yakalayamadan kadraj dışına çıkabilirler.
Carousel’deki görseller birbirini tamamlayarak anlam bütünlüğüne ulaşıyorsa, kullanıcının bir görseli eksik görmesi mesajın eksik ya da yanlış iletilmesine neden olur.
‘Carousel’ galeriler, fiziksel özellikleri ile ‘banner’ reklamlara benzer. Bu benzerlik ‘banner’ körlüğü riskine neden olur.
‘Carousel’in, bir içerikten diğer içeriğe hangi zamanlama ile geçeceğini hesaplamak zordur. Her insanın okuma -parmağıyla okuyanlar saniyede üç- ve anlama hızı farklıdır. ‘Carousel’deki içerik, kullanıcının algısından daha hızlı değişirse mesajın iletilememesine neden olabilir. Hatta kafasını bile karıştırabilir. En iyi çözüm ‘Carousel’leri hareketsiz kullanmaktır. İçerikler arası geçişler, kullanıcı insiyatifine bırakılırsa, hareket eden cisimlerdeki ‘banner’ körlüğü etkisi de minimuma iner.
‘Carousel’ler sonsuz sayıda içerik taşıyabilirler ama kullanıcılar beşten fazlasını kaldıramazlar.
Kalabalık ‘Carousel’ler mobil cihazlarda erişilebilirlik sorunları yaratır. Kötü kullanıcı deneyimi yaşatmaktansa, web sitelerinin ‘Carousel’ içermeyen mobil versiyonlarını tasarlamak, iyi bir çözüm olabilir.
‘Carousel’ler içeriğin kısayollarıdır. Burada kullanılan her içeriğin, web sitesinde de bir karşılığı olmalıdır.
‘Carousel’ler jenerik fotoğraflar değil, içerikle ilişkin, özgün görseller içermelidir.
Soyut resimler ve okunması zor tipografiler, mesajla kullanıcı arasındaki iletişimi zorlaştıracağından, anlaşılabilir görseller seçilmeli ve okunabilir yazılar içermelidir.
‘Carousel’ menüleri etkin kullanılmalıdır. Yani kullanıcıya sırada kaç içerik olduğunu göstermeli, bu içeriklerden herhangi birine geçiş yapabilmesini sağlayabilmelidir.
‘Carousel’ menüleri, yan yana dizilmiş yuvarlaklar demek değildir. Buradaki menüler de, -tıpkı diğer menüler gibi- açıklama etiketleri içerirse, kullanıcıya seçim yapabileceği demokratik ortam sağlanmış olur.