Bu makale, InVision Inside Design'ın izniyle, Emelyn Baker tarafından kaleme alınan 8 things to know about building a design portfolio başlıklı makaleden Türkçeye çevrilmiştir. Büyük ve göz alıcı görseller iyidir ancak seni işe alacak olan insana problem çözme yeteneklerini göstermez. Kullanıcıları, müşteriyi ve projenin paydaşlarını mutlu edecek çözümleri tasarlayabiliyor musun? Tasarım sürecini anlatabiliyor musun? Neler denedin, hangileri işine yaradı, hangileri yaramadı? Sebebi neydi? Prototipler, “wireframeler” ve yarım kalmış eskizler gibi problemi çözme anına ve yeteneklerine işaret eden öğeler gösterebiliyor musun?
Bütün bunları, yani problemleri çözebileceğine dair işaretleri verirsen, işe alınmaya değer olduğunu da gösterirsin.
2. Portfolyonu dikkatlice düzenle
Portfolyon özelleştirilmeli mi, genel geçer bir fikir mi vermeli? Tasarım öğrencileri için zor bir soru. Bazı eğitmenlerin portfolyonu ambalaj tasarımı, basılı iş, reklam ve web tasarımı gibi olabildiğince farklı işlerle doldurmanı söyleyeceklerdir. Bazıları ise bir konuda yoğunlaşmanı. Mesela mobil uygulama tasarımı alanında mı çalışmak istiyorsun? Portfolyonu bu tasarımlarla doldur.
Eğer henüz ne yapacağına karar vermediysen ve kariyer tercihini yapmadıysan, geniş bir seçki sunmak iyi olabilir. Fakat eğer mobil uygulama alanında, yani sadece mobil alanında çalışmak istiyorsan, o halde odaklan ve o konuya yoğunlaş. Portfolyondaki işlerinin çoğunluğu mobil olsun.
Kariyerime başlarken arayüz tasarımı alanında oldukça kararlıydım ve hep bu alandaki işlere başvurdum. Portfolyom da web ve mobil etkileşim tasarımı işleriyle doluydu. Ancak gelgelelim önceki üç yıl boyunca hazırladığım tasarımların yarısından fazlası basılı işlerdi. Bu tür bir kariyer istemediğim için bu işleri portfolyoma eklemedim ve istediğim işe kabul edilmeyi başardım.
3. Sorunlu olsalar bile, gerçek işlerini göster
Üniversite yıllarında çok verimli bir staj dönemi geçirmiştim. İçime çok sinen bir tasarım yapmıştım ve birlikte çalıştığım ekip de çok beğenmişti. Stajımı gurulu ve mutlu bir şekilde sonlandırıp ayrılmıştım. Ancak üzerinden çok geçmeden proje sonlandırıldı ve ekip de dağıldı. Üstelik sebebi de benim tasarımımdı!
Çok garipti. İş çok güzel görünmesine rağmen sonunda çakılmıştı. Peki acaba bunu portfolyoma eklemem, bir yandan iş görüşmelerimde de üzerine konuşmam anlamına geleceği için, doğru bir adım mıydı?
Daha fazla düşünmedim ve ekledim.
Daha da garipleşti. İş görüşmeleri esnasında çakılan bir proje üzerine konuşuyorduk. O an fark ettim ki, başarılamayan bir iş üzerine dürüstçe konuşabilmek de değer gören bir durummuş. Projenin nasıl başarılı olduğu ve neden sonunun gelmediği konusunu dürüstçe açıkladım, neyin daha iyi olabileceğinden bahsettim; denediğimi ve bundan dersler öğrendiğimi anlattım. Görüştüğüm tasarımcılarda çok iyi bir yansıması olduğunu gözlemledim.
Eğer iş için bir tasarımcıyla görüşüyorsan şunu aklında tutmanda fayda var: Henüz seninle çalışmanın nasıl bir deneyim olduğunu bilmiyorlar. Dolayısıyla, başkalarıyla nasıl çalıştığını göstermek için çok iyi bir şans bu. Gerçek hayata dair bu tecrübe, karakterine dair de ipuçları verir. Zaman kısıtı ve çeşitli kısıtlamaların etkisinde iyi bir performans sergileyebileceğini anlatır. Eğer bir projenin çıktısı kötüyse ve üzerine edecek bir çift lafınız varsa, bu iyiye işarettir. Sonuçtan utanmadığını ve ona dair eleştirel bir yaklaşımı benimseyebildiğini gösterir.
4. Daha az tasarım egzersizi. Daha çok detaylı vaka analizi.
Portfolyo #1 : Tipografik bir poster, olmayan bir ürün için basın ilanı, Reddit için yeni bir tasarım önerisi.
Portfolyo #2: Olmayan bir ürün için basın ilanı, Facebook için yeni bir tasarım önerisi, konser afişi.
Portfolyo #3: Craigslist için yeni bir tasarım önerisi, olmayan bir mobil uygulama için yapılan bir tasarım, olmayan bir kurum için reklam kampanyası.
Eğer yüzlerce portfolyo değerlendirirsen, iyi olanları ilk bakışta görmek hiç düşünmediğin kadar kolay bir hal alabiliyor.
Biraz daha net olayım: Üniversitenin ilk yılında yaptığın tipografik poster tasarımı baya havalı, evet. Ancak bu otonom bir şekilde çalışabileceğini, çözüm önerileri sunabileceğini ve görevlendirildiğin işi layıkıyla takip edeb ileceğini göstermez. Eğer portfolyonda tasarım egzersizlerini göstermeye niyetliysen, baştan sona özen gerektiren bir problem çözme pratiğini gözler önüne seren örnekler olmasına dikkat et.
5. Sonuçlardan bahset
Stajyerlik için bir görüşmedeydim. Firmanın istediği tasarım çalışmasını tamamlamış ve konsepti görüşme yaptığım kişiye açıklıyordum. Göz alıcı, interaktif ve bir sürü özellikle donatılmış bir wireframe tasarlamış, bunu da gururla ve kendimden emin bir şekilde anlatmıştım.
O an şu soruyla karşılaştım: “Bu tasarımla neyi başarmayı amaçladın?”
Verebildiğim cevap, bana verdikleri görevin tanımını kekeleyerek tekrar edebilmek oldu.
O duraksamış, ben ise ne yapacağımı bilemez halde kalakalmıştım. Tahmin edebileceğin gibi, stajyer olarak kabul edilmedim.
Göz alıcı ve eğlenceli etkileşim tasarımlarına bakmak hoşuma gider. Bunlara bakarak saatlerimi geçirebilirim. Ancak artık şunu tecrübelerime dayanarak rahatça söyleyebilirim: Eğer tasarımın kullanıcının deneyimini iyileştirmiyor, işletmenin hedeflerini gerçekleştirmesine yardımcı olmuyor ya da amacı neyse onu kolaylaştırmıyorsa, dekoratif ve kullanışsız olmaktan öteye gidemez.
Bu yüzden sonuçlar hakkında konuşmak önemlidir. Sözü gerçek verilere bırakmak ise en iyisidir. Ancak bunu her zaman yapamayabilirsin, özellikle de öğrenci projelerinde pek mümkün olmayabilir. Böyle durumlarda projedeki paydaşlar ya da kullanıcılar ile tasarımın amacına ulaşıp ulaşmadığıyla ilgili bir fikir edinmek için konuşabilirsin. Portfolyonda yer alan her bir projenin her zaman bir amaç ve bir çıktı ile başlayıp bittiğine özen göster.
6. Portfolyonun kolay gezilebilir olmasını sağla
Ortalama bir günde şu işleri yapmam gerekiyor: Kullanıcı görüşmeleri gerçekleştirmek, proje paydaşlarıyla toplantı yapmak, bir sticker tasarlamak, arayüz tasarımı değişikliğini onaylamak, yeni bir özellik için bazı konseptleri prototiplemek ve ofise ulaşan 20 kadar portfolyoyu değerlendirmek. Sonuncusu önemli. İyi olanları, ortalama olanlardan hemen ayırt edebilmem gerekli.
En iyi ihtimalle bir portfolyo için 2 dakikam var.
Gösterişli, temiz ve yenilikçi işlerle karşılaştım. İlgi çekici mizanpaj denemeleri ve göz kamaştırıcı site tasarımları gördüm. Ancak bir nda kaybolmuş hissettim. Eğer sitende çabucak ve kolayca gezinemezsem, maalesef ki şansın çok az. Bu yüzden kullanıcının portfolyonu çabucak ve kolayca gezinebileceğinden emin ol ve lütfen mobil ekranlarda da çalışabilmesini sağla!
Eğer portfolyonun kullanıcı deneyimi ortaya çıkardığın işlerdeki kadar iyi değilse, bu senin bir tasarım yeteneğin hakkında ne yazık ki olumlu bir fikir edinmemi engeller.
…ve evet; portfolyon çevrimiçi bir şekilde ulaşılabilir olsun!
7. Araştırma yap ve bunu samimi metinlerle sun
Bir tasarımcıdan mükemmel bir başvuru e-postası aldım.
Samimi, net ve doğrudan sadede gelen bir metindi. Çalıştığım şirketin amaçlarıyla doğru orantılı olarak eğitim tutkusundan bahsetmiş ve bunu da esprili bir dille anlatmıştı.
Ertesi gün için bir görüşme ayarladım ve görüştüğümüzde işi almayı da başardı.
İşe alım sürecini yöneten birisinin, günde onlarca hatta belki de yüzlerce e-posta okuduğu olur. Çoğunluğu da “Değerli insan kaynakları sorumlusu…” diye başlar, başvuranın tecrübesini koca kelimelerle abartılı bir dille anlatır ve adayın şirketin misyonuyla nasıl da tam olarak aynı noktada olduğu bilgisiyle biter.
Giriş yazısını bir kenara bırak.
Tutkulu ve başarılı bir tasarımcı olduğunu yazdığın ilk e-postada göster. İnan bana bu bir şablon kullanmaktan çok ama çok daha etkili bir yöntem. Üstesinden geldiğin problemlerden bahset, başvurduğun şirketi iyi tanıdığını kanıtla ve son olarak da gerçekten, ama gerçekten, bu işi için heyecanlandığını hissettir.
Kısa ama samimi ol. Emin ol şablonlar çölünde bir vaha gibi görüneceksin.
8. Tutkunu görünür kıl
Bloc ile yaptığım ilk iş görüşmesinde tamı tamına 10 dakika boyunca tasarım eğitiminin ne kadar önemli olduğundan, kendi kendine öğrenmenin değerinden, motivasyonu sağlamanın zorluklarından, tasarım komünitesinde giderek büyüyen eğitim ihtiyacından ve denediğim yeni araçlardan bahsetmiştim… Ardından kafamı kaldırdığımda dakikalardır konuştuğumu fark edip biraz utanmıştım.
İşte buna tutku diyoruz.
Tasarım topluluğu zaman için büyüyor ve değişiyor. İçinde yer aldığın sektöre ve şirkete dair dair bir tutku beslemen, karakterine dair çok pozitif şeyler söyler.
İlgi alanlarından bahset, topluluğa dahil ol, iyi ilişkiler kur. Bağlantılarını paylaş, tartışmalar başlat, yeni tasarım trendlerine dair fikirler öne sür. Hala öğreniyor bile olsan, katkıda bulunmaktan geri kalma.
Bırak tutkun parlasın ve görünür olsun.