Mümkün olduğunca az kaynakla, mümkün olduğunca çok iş çıkarmak için gün içinde yüzlerce karar veriyoruz hepimiz. Bu kararlar ne kadar kaliteli ise, yaşam kalitemiz o kadar artıyor. İşin özü, (işkolik arkadaşlarımızı bir kenara ayırırsak) aslında hepimiz daha az zaman ve efor harcayarak, daha çok iş bitirip kendimize daha çok zaman ayıracağımız bir üretkenliğe sahip olmak istiyoruz. Ama bunu söylemesi kolay, yapması zor. O yüzden, bazılarımız oturmuş, çalışmış, arkasında bilim olan, çoğu duruma kolayca uyarlanabilecek bazı formüller geliştirmiş. Bu yazı, o formüllerin listesi.
1) “One Big Thing” yöntemi
Her ne kadar Amerikalı yazar Gary Keller’in popülerleştirdiği bir kavram olarak görülse de bu kural hakkında yazılan, çizilen çok şey var. Örneğin; Greg McKeown bu kavramı ana fikir olarak alıp Essentialism isimli bir kitap yazmış. Kitapta, 1400’lü yılların İngiliz dilinde priority yani öncelik kelimesinin ortaya çıktığını ve o yıllarda henüz tekil olarak kullanıldığından bahsediyor. 1900’lerde ise bu kelimeyi ilk kez çoğul kullanmaya başlayıp önceliklerden bahsetmeye başlamışız. Aslında çoğul kullanım kelimenin anlamına aykırı. Dolayısıyla, “one big thing” yöntemi de her zaman sadece bir tane önemli önceliğimiz olması gerektiğini savunuyor.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
İster online not alın, ister post-it’lere yazın. Ama her gün sadece bir tane büyük ve önemli iş, birkaç tane de (ideali üç) küçük iş başarmayı hedefleyin. O büyük ve önemli işi bulmak için kendinize soracağınız soru şu: “Bugün hangi işi halledersem diğer işler kolaylaşır ya da gereksiz hale gelir?” Elbette iş hayatının haricindeki — örneğin; sağlık, finansal durum ya da kişisel ilişkiler gibi — alanlarda da bu yöntem uygulanabilir. Konuyla ilgili, sadece bu yöntemi uygulamanızı sağlayan ücretsiz şu uygulamayı da edinebilirsiniz. (Uygulama sadece iOS’ta var)
2- 80-20 kuralı ya da pareto prensibi
İlk kez yönetim danışmanı Joseph M. Juran tarafından ortaya atılan ve İtalyan ekonomist Vilfredo Pareto tarafından isimlendirilen Pareto prensibine (bir diğer deyişle 80-20 Kuralı) göre; bir sistem üzerindeki etkilerin %80’i, etkenlerin %20’sinden kaynaklanır. Mesela, “Satışların %80’i, müşterilerin %20’sinden gelir.”, “Dünyanın en zengin %20’lik nüfusu, geri kalan %80’i kontrol eder.”, “Yazılım kodunun %20’si, hataların %80’ini oluşturur.” gibi örnekler çoğaltılabilir. Aslında bu kuralı üretkenliğe uyarladığımızda, yukarıda bahsettiğim one big thing kuralını farklı bir açıdan göstermiş oluyoruz.
Nasıl uygulanır?
Profesyonel ya da kişisel olarak hedeflerinizin ya da günlük işlerinizin bir listesini çıkarın. Sonra bu listeyi inceleyerek hangi %20’nin, ortaya çıkacak sonuçların %80’ini oluşturduğunu bulun ve sonra da o %20’ye odaklanın. Mutluluğunuzun %80’inin, arkadaşlarınızın %20’si sayesinde gerçekleştiğini fark edebilir; günlük alışkanlıklarınızın %20’si sayesinde %80 sağlıklı olduğunuzu keşfedebilirsiniz. Buradan sonra neye odaklanacağınızı siz daha iyi biliyorsunuz.
3- “Not to-do list” oluşturma
Açıkçası bu yönteme, bu konuyu araştırırken rastladım ilk kez ve şu andan itibaren en sevdiğim yöntem olabilir. Şahsen hayatımı yaptığım irili ufaklı listeler yönlendiriyor diyebilirim. Bu nedenle, yapılacaklar listesi yerine yapılmayacaklar listesi oluşturmak epey ilgimi çekti. Bu konunun savunucusu Twitter’ın kurucu ortağı Jack Dorsey. Kendisinin yapılacaklar ve yapılmayacaklar listelerine şuradan ulaşabilirsiniz.
Nasıl uygulanır?
İster genel olarak hayatınıza uyarlayın, ister günlük planlamanızı yaparken destek alın. Adı üzerinde; yapacağınız işlerin yanında bir de asla yapmamanız gereken şeylerin listesini çıkarıyorsunuz, hepsi bu. Mesela listenize, “Blog yazısı yazarken telefonunu kontrol etme.”, “Sabahları işe geç kalma.”, “Sözlü olarak 10 saniyede anlatılabilecek şeyleri yazılı anlatma.” gibi maddeler ekleyebilirsiniz. Yazının gücü adına, bir şeyi yapılmayacaklar arasına yazdığınızda bilinçaltınız o şeyden kaçınmak için sizin adınıza bazı kararlar alıyor. Denemesi bedava.
4- Tebdil-i mekan yöntemi
Herhangi bir işe odaklanmak istediğinizde, neden olduğunu anlayamadığınız bir sebepten ya da belki de çok sayıda değişkeni aynı anda kontrol etmeye çalıştığınız için bunu yapamadığınızda, yerinizi değiştirin. Çok basit ama bunu yaptığınızda; kafanızda odaklanmanızı engelleyen her şeyi eski yerinizde bıraktığınıza dair kendinizi ikna edebiliyorsunuz.
Nasıl uygulanır?
Açık ofiste çalışıyorsanız toplantı odası, bekleme alanındaki koltuklar gibi ortak kullanım alanlarını bir süreliğine işgal edebilirsiniz. Çalışmanız için tek ihtiyaç duyduğunuz şey bir laptop ise, ofisinize yakın bir kahve dükkanına gidebilirsiniz. Ayrıca sürekli ertelediğiniz telefon görüşmesini yapmak için kısa bir yürüyüşe de çıkabilirsiniz. Atalarımızın dediği gibi; “Tebdil-i mekanda ferahlık vardır.”
5- Eisenhower matrisi
ABD’nin 34. başkanı Dwight Eisenhower’ın zaman yönetimi ve üretkenliği artırma üzerine geliştirdiği yöntemler pek çok kişi tarafından uygulanarak işe yaradığı kanıtlanmış. Bu yöntem de belki en bilinenlerden biri. Eisenhower Matrisi, yapacağınız işleri önem ve aciliyet derecesine göre sınıflandırmanıza yardımcı oluyor.
Nasıl uygulanır?
Basitçe kağıt-kalem ikilisiyle çalışabileceğiniz gibi, hazır online şablonlardan da yararlanabilirsiniz. Dolduracağınız 4 kategori başlığı şunlar:
Acil ve önemli (hemen yapmanız gereken işler)
Önemli fakat acil değil (daha sonra yapmak üzere planlama yapacağınız işler)
Acil fakat önemli değil (başka birine delege edebileceğiniz işler)
Acil ya da önemli değil (listenizden tamamen çıkarabileceğiniz işler)
Daha fazla okuma için
Zaman yönetimi, üretkenlik ve verimlilik üzerine sayısız çalışma mevcut. Konu ilginizi çektiyse daha fazla okuma için şu kaynakları da incelemenizi öneririm:
Teşekkürler Burcu Hanım; bu önerilerden dengeli bir seçki yaparak denemeler yapacağım 🙂
Çok teşekkürler, beğenmenize sevindim 🙂
Eline sağlık Burcu, çok güzel derleme olmuş. Önceliklendirme yapmadan yaşayamayan ben, metodlardan bi kaçını en kısa sürede denemeye başlayacağım 🙂
Çok teşekkürler, umarım işe yarar! 🙂