Çocukluk yıllarını “acaba etkilenmiş miyimdir?” diye ciddi ciddi düşünüp helak eden Burcu, tam da Çernobil patlamasının olduğu sene patlama bölgesine yakınlığıyla dikkat çeken Rize’de doğdu. Fazla sakar (genetik olduğuna inanıyor) ve sabırsız olmasının dışında şimdiye kadar ölümcül bir etkisini görmediği için bir yerden sonra artık bu konu üzerinde düşünmemeye karar veriyor.

“Nerelisin?” sorusuna istenen cevapları vermediğini düşündüğü zamanlarda bunu kendince bir oyuna dönüştürdüğünden, neredeyse karşılaştığı insanları kaçıracak hızda şöyle diyor:

“Aslen Eskişehirliyiz - hem annem hem de babam Tatar (evet, gözlerden anlamıştınız zaten). Bu durumda kütük Eskişehir’de olsa da birkaç yüzyıl önce göç ettiğimizden sizce Romanyalı olabilir miyim? Fakat ben Rize’de doğdum, hayatımın ilk üç yılını burada geçirdim. ‘Nerelisin?’ sorusuna doğum yerimizi söyleyerek cevap vermemiz mantıklı değil mi? Değil. Peki, üç yaşımdan ilk gençlik yıllarıma kadar yaşadığım Manisa, Salihlili olma ihtimalim nedir? Kaderin bir cilvesi olarak şu an ortaokul aşkımla evli olmamdan mütevellit kütük (!) de orada? Hadi kuzum bu bahsi kapatalım.”

İlkokuldan sonra kazandığı Anadolu Lisesi’nin o sırada yaşadıkları şehirde olmaması ve üniversiteyi İstanbul’da okumaya karar vermesiyle birlikte hayatı boyunca ailesinin peşinden sürüklenen kız olmayı bırakıp bu sefer o, ailesini kendisiyle birlikte sürüklüyor. Anneannesinin bu konuda özlü bir sözü var; yeri gelmişken paylaşmak istiyor: “Mardin’e taşınsanıza, ben hiç görmedim orayı?!”…

Neyse ki bir memur çocuğu olmanın etinden sütünden mümkün olduğunca faydalanarak her gittiği yere kolayca adapte olan Burcu, hemen kendi düzenini kuruyor fakat değişmekten ve değiştirmekten de hiç korkmuyor. Uzun süre aynı yerde kalırsa halkoyunları, voleybol, keman, şan, paten gibi hobilerle - artık ne gelirse önüne - minik gelişim hamleleri yapıyor kendince. Böylece her değişim evresinde öğrendikleriyle, üniversiteden sonra değişimin ta kendisi olan dijital pazarlamaya merak salıyor.

Çeşitli start-up şirketlerde ve ajanslarda, içerik yönetiminden, etkinlik organizasyonuna; dijital reklam yönetiminden, müşteri ilişkilerine, birbirinden enteresan sorumluluklar alarak bugüne geliyor. 2016 yılına girerken, düzenli(!) olarak kaos çözmekten tuhaf bir şekilde keyif aldığını fark etmesiyle bu konuda bir adım atmaya karar veriyor, profesyonel koçluk eğitimleri alıyor. Bu eğitimler sırasında önce kendi söküğünü dikmeye girişiyor ve “şeffaflık”, “sonuç değil süreç odaklı olmak” ve “başarı” değerleriyle birebir örtüştüğünü heyecanla fark ettiği SHERPA ile yollarını birleştiriyor.

Hayatın, etaplarını herkesin kendine göre belirlediği, zorluk derecesini artırıp azaltabildiği, kazanacağı ödülleri ya da düşeceği çukurları kendisi seçtiği bir oyun olduğunu ileri süren Burcu, şu sıralar kendi oyununu epey heyecanlı buluyor.