Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
"Introduction to Information Visualization" kitabının yazarı Ricardo Mazza'nın, veri görselleştirme tasarımında izlenmesini önerdiği 5 adımlık basit ve açık süreci inceledik.
Veri görselleştirme tasarımı ile sonsuz çeşit çıktı üretmek mümkün ve bunların her birinin nasıl yapılacağını adım adım açıklamak imkansız ancak; final çıktılar dramatik düzeyde değişkenlik gösterse bile mümkün olan en iyi çözüme ulaşmak için izlenen süreç aynıdır.
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
2001 yılında iflas eden Enron Group’un aşağıdaki organizasyon şemasında görüldüğü gibi, veriyi görselleştirmek bilgiyi daha kolay aktarırken estetik resimler elde etmenizi de sağlar.
Ben Schneiderman’ın şu sözünü de akılda tutmakta fayda var:
“Görselleştirmenin amacı resim değil, içgörü üretmektir.”
Ben Schneiderman
Ricardo Mazza, “Introduction to Information Visualization” kitabında veri görselleştirme tasarımında izlenecek, 5 adımlık basit ve açık bir süreç önerir:
Kitabı satın almak için:
Süreç oldukça basittir:
Her kullanıcı deneyimi işinde olduğu gibi; ilk iş veriyi görselleştirerek çözülmesi beklenen problemi tanımlamaktır. Genellikle “Kullanıcımın ihtiyacı nedir?” ve “Nasıl kullanacaklar?” gibi soruları yanıtlamak için bir miktar kullanıcı araştırması gerektirir.
Hedef; kullanıcınıza bir şey anlatmak ya da kullanıcınızın yeni bağlantılar kurmasını, gözlemler yapmasını sağlamak hatta bir teoriyi kanıtlamasını mümkün kılmak olabilir.
Araştırma sürecinde, kullanıcı kitlenize has bazı spesifik faktörleri de değerlendirmek gerekebilir. Eğitim ya da veri kullanma seviyeleri nedir? Veriyle geçmiş deneyimleri nedir? Böylece, kullanıcının genel ihtiyaçlarını ve görselleştirilmiş veri çıktısının karmaşıklık seviyesini belirleyebilirsiniz.
Kullanılabilecek görselleştirme yöntemleri veri tipine göre büyük değişiklik gösterir. İşe başlamadan önce elinizdeki verinin aşağıdaki üç genel kategoriden hangisine dahil olduğunu bilmek gerekir:
– Sayısal veri: Rakamlardan oluşan sıralı veridir
– Sıralı veri: Rakam içermeyen ancak doğal bir sıralamaya sahip veridir (Haftanın günleri gibi).
– Kategorik veri: Rakam ya da herhangi bir sıralama içermeyen veridir (Şirket ya da yer isimleri gibi).
Veri setinin boyutları ya da nitelikleri kullanılabilecek görselleştirme yöntemini belirlemekte çok büyük rol oynadığı için bu aşamada büyük özen gösterilmelidir.
Veri setinde ne kadar fazla boyut varsa, görselleştirilmiş halini anlamlandırmak o kadar zor olur. Çok fazla boyut içeren veri setlerini görselleştirmek için statik yerine dinamik, etkileşime izin veren görsel çıktılar üretmek gerekir.
Boyutlar birbirine bağımlı ya da bağımsız olabilirler. Genellikle bağımsız boyutların (Örneğin; hava sıcaklığı, saat) değişimine bağımlı olarak değişkenlik gösteren boyutları (Örneğin; sinema bileti satışları) anlamlandırmak için analiz ihtiyacı doğar.
Bağımlı değişkenlerin sayısına göre kullanılabilecek 4 analiz türü vardır:
– Bir değişkenli (Univariate): Tek bağımlı değişkenin bağımsız değişkenler karşısındaki gidişatı incelenir.
– İki değişkenli (Bivariate): İki bağımlı değişkenin bağımsız değişkenler karşısındaki gidişatı incelenir.
– Üç değişkenli (Trivariate): Üç bağımlı değişkenin bağımsız değişkenler karşısındaki gidişatı izlenir.
– Çok değişkenli (Multivariate): Üçten fazla bağımlı değişkenin bağımsız değişkenler karşısındaki gidişatı izlenir.
Veri setlerinin birbiriyle olan ilişkisinin incelendiği adımdır. Sık görülen ilişki yapıları aşağıdaki gibidir:
– Doğrusal (çizgisel) ilişkiler: Veri tablo, vektör gibi doğrusal formatlarda gösterilebilir.
– Zamansal ilişkiler: Veri zamana bağlı değişkenlik gösterir.
– Mekansal (coğrafi) ilişkiler: Veri gerçek dünya ile ilişkilidir (Harita ya da kat planı gibi).
– Hiyerarşik ilişkiler: Veri tanımlı bir hiyerarşi ile ilişkilidir (Orgnizasyon şeması ya da basit bir akış şeması gibi).
– Ağ ilişkileri: Veri kendi içindeki varlıklara bağlı değişkenlik gösterir.
Tasarım sürecinin son adımında, kullanıcının görselleştirilmiş veri ile hangi seviyede etkileşime geçebilmesi gerektiği belirlenir. Etkileşim seviyesi üç kategoriye ayrılır:
– Statik modeller: Olduğu gibi sunulan modellerdir, kullanıcı veriyi değiştiremez. (Örneğin; basılı harita)
– Değişken kaynaklı (transformable) modeller: Kullanıcıya veriyi değiştirme imkanı sunar. Verinin model parametreleri ya da görsel haritalama biçimi değiştirilerek analiz edilmesine olanak sağlar.
– Değişken görünümlü (manipulable) modeller: Kullanıcıya veri sunumu ile etkileşim imkanı sunar. Model daha yakından/uzaktan veya farklı açı ya da perspektiflerden görüntülenebilir.
Değişken kaynaklı ve görünümlü modelleri kombine etmek, görselleştirilmiş veri üzerinde maksimum etkileşim imkanı sağlar.
Veri görselleştirme tasarım süreci ile spesifik bir final çıktı tasarımı değil, kullanıcılar için olabildiğince faydalı bir modele ulaşmak hedeflenir. Kullanıcılarınızın ihtiyaçlarını, görüntülenecek veriyi ve verinin kendi içindeki bağlantılarını hesaba katarak tüm ihtiyaçları karşılayacak bir model oluşturabilirsiniz.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat
Elinize saglik, harika bir yazi olmus.