Alper, 1983 İstanbul doğumlu. Çocukluk yıllarının bir kısmını Erenköy’de bir kısmını Kozyatağı’nda, çoğunlukla basketbol aşkıyla yanıp tutuşarak ve bol bol basketbol oynayarak geçiriyor. Kazım Karabekir İlkokulu’nda geçirdiği yılların ardından, önce Alman Lisesi sonra Berlin Teknik Üniversitesi ile devam eden eğitim ve öğrenim hayatıyla, Almanya ile giderek derinleşen ilişkiler kuruyor.
O yıllarda İstiklal ve Tünel çevresinde takılmak amacıyla müzikle ilgilenmeye başlayan Alper, gitara merak salıyor ve kısa süreli bir müzik eğitimi alıyor. Zaman içinde müzikle ilişkisi belli ölçüde ilerleme kaydedip profesyonelleşiyor; lisede ve üniversitede müzik gruplarında yer alıyor.
Bugün profesyonel olarak bulunduğu noktaya gelişini, geçmişten itibaren tüm işlerinde veri analizi ile olan ilişkisine, sayıların ve trendlerin ardında yatanların peşine düşme sevdasına bağlıyor. İş dışında ise vaktinin çoğunu, oyun oynayarak, arkadaşlarıyla görüşerek, film izleyerek ve gitarı kurcalayarak geçiriyor.
Müzikle olan derin bağı, müzik dinlemek söz konusu olduğunda da kendini gösteriyor. Pavement, Grandaddy gibi ‘90'ların indie gruplarına özellikle ilgi duysa da, punk’tan lounge’ye kadar dinlemediği müzik yok. Sinemayla ve özellikle belgeselle de arası gayet iyi. Jarmusch, Scorsese, Kubrick sevdiği yönetmenler arasında başı çekiyor. Carl Sagan’dan Cosmos ve genel olarak David Attenborough belgeselleri favorileri arasında. Edebiyat denince aklına gelenlerden biri Puslu Kıtalar Atlası olan Alper, Terry Pratchett ve Douglas Adams hayranı.
Yeni ortamlara kolay uyum sağlayamadığını düşünen Alper, dışarıdan ciddi görülse de, sakin, kendini fazla ciddiye almayan ve eğlenceli biri olduğu görüşünde. Ancak çoğunlukla konforu heyecana tercih ettiği de bir gerçek.