Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
SHERPA UX Writer Burak Güngör, DesignOps kavramını blockchain teknolojisi, merkeziyetsizlik ve otonomluk kavramlarından destek alarak anlatıyor.
Bu yazımda, mevcutta yürütülmekte olan tasarım süreçlerini iyileştirme vaadiyle masada yerini alan DesignOps’tan bahsedeceğim. DesignOps’un gerekliliğini anlatırken de blockchain teknolojisinden ve blockchain ile birlikte sıkça duymaya başladığımız merkeziyetsizlik ve otonomluk kavramlarından destek alacağım.
Optimizasyon ve sürdürülebilir kaliteyi amaçlayan DesignOps, özellikle multi-disipliner takımların yer aldığı organizasyonlarda ekipleri ortak bir zeminde buluşturup diyalog ortamı yarattığı için, tasarımcıların deneyimini tasarlama bağlamında oldukça önemli bir pratik.
Nielsen Norman Group, DesignOps’u şu şekilde ifade ediyor:
“Tasarım ekiplerinin sahip olduğu ortak zorluklara, ölçeklenebilir çözümler getirmek amacıyla süreçlerin ve önlemlerin oluşturulması ve tasarımın değerini-etkisini artırmak için bireylerin, işleyişlerin ve zanaatin düzenlenip optimize edilmesi.”
Buradan hareketle elde edilecek değer ise tasarımcıların (son kullanıcı deneyimine katkıda bulunan herkesin) tüm odağını araştırma ve tasarıma yöneltebilmesini sağlamak.
Bu tanımdan yola çıkınca DesignOps’u, tasarım odaklı düşünmenin endüstriye sirayet etmiş hali olarak değerlendirebiliriz. DesignOps’un odaklandığı iyileştirme noktalarını aşağıdaki şekilde listeleyebiliriz:
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Yazının başında blockchain teknolojisinden destek alacağıma değinmiştim. DesignOps’un tanımlara ve dokümantasyona verdiği önemi, blockchain teknolojisiyle hayatımıza giren smart contract’leri yani akıllı sözleşmeleri inceleyerek daha iyi anlayabileceğimizi düşünüyorum. İlk önce akıllı sözleşmenin ne ifade ettiğinden kısaca bahsedelim. Merkeziyetsiz ve açık kaynaklı blockchain altyapısı üzerinde çalışan akıllı sözleşmeler, eşler arası işlev imkanı sunar. Geliştiriciler bu sayede blokchain’in sunduğu güvenlik, güvenilirlik ve erişilebilirlikten faydalanan uygulamalar oluşturabilir. Yürütmeyi kod denetler, bu nedenle merkezi bir otorite ya da onaya ihtiyaç duyulmaz. Taraflar anlaşmanın şartlarını yerine getirdiğinde işlem gerçekleşir ve bu işlem şeffaf bir şekilde belgelenir.
Oluşturduğunuz iş akışlarını, kılavuzları ve dokümantasyonları aslında operasyonun akıllı sözleşmeleri olarak düşünebilirsiniz. Bu konuyu karşılaştırmalar yaparak biraz daha detaylandıralım:
Bu karşılaştırmalardan kazandığımız perspektifle tanım yapmanın gerekliliğini biraz daha irdeleyelim.
Tanımların yapılması, kalite standardının belirlenmesi ve korunması üzerine mutabakata varmaktır. Bu dokümantasyon herkes tarafından okunduğunda, süreçlerden etkilenecek herkes ne ile yükümlü olduğunun ve potansiyel çıktıların bilincinde olur. Tanımları yapmaya başlarken ilk etapta şu sorulara yanıt aranabilir:
Tasarım ekibinde yer alan kişilerin görev tanımları belli mi? Tasarım ekibinden çıkacak işlerin teslim kriterleri tanımlı mı? İlgili göreve atanan kişi, bir başkasından sözlü yönlendirme almaya gerek duymadan, işin başına oturduğunda; nereden başlayacağını, iş kapsamında hangi adımları takip etmesi gerektiğini ve çıktıyı nasıl teslim etmesi gerektiğini biliyor mu?
Diğer yandan bu dokümantasyon, tüm bilgileri akılda tutmaya çalışırken oluşacak bilişsel yükün de önüne geçer. Doküman her zaman kütüphanede yer alır ve ihtiyaç duyulan her an tekrar ulaşılabilir. Kısacası, şu anki bilgi birikimini geleceğe aktarmak ve farklı ekipler arasında ortak bir diyalog zemini oluşturmaya yönelik tanımlar ve kılavuzlar bir gerekliliktir.
Tanım yapmanın gerekliliği maddesinde akıllı sözleşmelerden destek almıştım. DesignOps’un etkileşimin optimize edilmesi prensibini incelerken ise akıllı sözleşmelerin üzerine inşa edilen “DAO” (Decentralized Autonomous Organization), Türkçe ifadesi ile “Merkeziyetsiz Otonom Organizasyon” kavramından faydalanmak istiyorum.
Aynı bağlamda olduğumuzdan emin olmak adına DAO’lara ait kısa bir tanım vereceğim ancak yazının odağını dağıtmamak için çok detaya girmeyeceğim. Operasyon süreçlerinde merkeziyetsizlik ve otonomi kavramlarına dair daha detaylı bilgi edinmek isterseniz DAO’ları detaylı olarak araştırmanızı öneririm.
DAO’lar, etkileşimin şeffaf bir şekilde akıllı sözleşmeler aracılığıyla yürütüldüğü, merkezi bir yönetime ihtiyaç duymayan, kararların demokratik bir şekilde alındığı, hiyerarşinin bulunmadığı, blockchain’de yaşayan otonom organizasyonlardır.
Özellikle uzaktan çalışma ile iyice buzzword haline gelen, tüm iş verenlerin ekibine katmak istediği “otonom” çalışanları ele alalım. Aslında çalışanların otonomluğundan ziyade, iş akışlarının otonomluğu ne kadar desteklediğinden konuşmalıyız.
Örneğin otonom bir araç efektif bir şekilde çalışabilmek için pek çok devre ile aynı anda haberleşir; uydu-harita bilgisi ile, trafik bilgisi ve kuralları ile, sensörlerden ve kameralardan gelen bilgilerle sürekli olarak beslenir.
DesignOps, benzer şartların aslında ekipler ve bireylerin çalışma süreçleri için de geçerli olduğunu öne sürüyor. Tasarımcının ihtiyaç duyduğu tüm araç gereçler sağlanmadan, bu araçların kullanımıyla ilgili yetkinlikler kişilere kazandırılmadan, görev tanımları belirlenmeden, iletişimin nasıl kurulacağı aktarılmadan, işin tamamlanma kriterlerine karar verilmeden, yoluna çıkabilecek engellerle nasıl başa çıkması gerektiğine dair bilgilendirilmeden ve tüm bu kaynaklara optimum bir şekilde erişim sağlanmadan ekip veya bireylerin otonomluğundan bahsedemeyiz.
Bireylerin çalışırken kendi yolunu bulmasını kolaylaştıran bir akış ve altyapı sağlanıyorsa, çalışma modeline uyum sağlayacak bireylere ulaşmak ve ekibi oluşturmak çok daha gerçekçi bir hedef olacaktır.
Etkileşimin, birlikte çalışmanın optimizasyonunda merkeziyetsizliğin ve onun doğal bir getirisi olan dahiliyetin önemini de bir nebze eşelemek gerektiğini düşünüyorum.
Günümüz perspektifinden bakınca merkeziyetçi yapıların otoritesinin yavaş yavaş sarsılmaya başladığını görüyoruz. Merkeziyetsiz yapılar çağdaş, dinamik, demokratik ve dahiliyetçi yapılara imkan sağlarken, merkeziyetçi yapılar demode hatta “boomer” olarak nitelendirilmeye mahkum olacak gibi görünüyor.
DeisgnOps aracılığıyla otonom çalışma akışı ve altyapısı sağlanırsa, merkeziyetçi değil dahiliyetçi çalışma prensipleri uygulanabilir. Tasarımcıların dahiliyetlerini artırmak için çalışma ortamında akranlar arası iletişimi güçlendirmek (peer to peer) ve süreçlere tüm çalışanların dahiliyetini refleks haline getirebilmek amaçlanır ve bu amaç önceliklendirilirse, demode olan merkeziyetçi yapıdan kopmak mümkün. Dahiliyetin artması ile aidiyet duygusu da bununla beraber artacaktır.
Düzenli olarak geri bildirim alınıp verilir, ekipler arası iletişim yüklerden arındırılıp optimize edilir, bütün süreçler şeffaf bir şekilde yürütülür ve ekip üyelerinin kendilerini geliştirmesine imkan tanınırsa; yaşanan çıkmazlarda merkezde konumlanmış birilerinin onayına ihtiyaç duyulmadan aksiyon alınabilen bir alt yapı sağlayarak merkeziyetsiz ve otonom bir etkileşim tasarlanabilir.
DesignOps’un odaklandığı etki yaratma prensibi, özellikle dışarıda yaratılan etki bağlamında, blockchain ekosistemindeki NFT Community’lerde ve DAO’larda karşılık buluyor.
Çok uzak olmayan bir tarihe birlikte geri saralım. NFT’lerle (Non-fungible token) tanışma aşamasındayken, birçok insan “Bir ekran görüntüsünü neden satın almalıyım?” sorusuna cevap arıyordu. Bir NFT koleksiyonunu, diğer NFT koleksiyonundan ayıranın ne olduğu, neden birinin diğerinden daha değerli olduğu henüz yeterince anlaşılamamıştı.
Bir NFT’yi ticari bir ürün, bir meta olarak değerlendirmek gerekiyor ve bu metanın değerini insanların ona yüklediği anlam belirliyor aslında. NFT’ye bir anlam yüklerken, yani bir değer atfederken ayrıştırıcı iki etki alanı ön plana çıkıyor. Bunlardan ilki “community” yani topluluk, ikincisi ise kripto token çeşitleri. Bu kripto token’lardan yalnızca Utility, yani fayda token’larından bahsedeceğim.
Utilty token’lar, bu token’ı elinde bulunduran kişilere, bulunduğu projenin ekosisteminde geçerli olan çeşitli faydalar sağayabiliyor. Bir utility token’ı sayesinde, bir NFT koleksiyoneri direkt veya dolaylı bir ticari gelir elde ediyor olabilir. Bir utility token’ı sayesinde, üyesi olunan bir DAO’da organizasyonun yönetiminde (governance token) söz sahibi olabilmek mümkündür. Teknik detaylara çok da boğulmadan, bu paragraftan şu kelimeyi cebimize koyabiliriz: “fayda”.
Bir diğer ayrıştırıcı başlık olarak da community yani topluluktan bahsettik. Bu topluluklar, NFT projelerinin üreticileri tarafından oluşturuluyor ve NFT koleksiyonerlerinin topluluğa katılması ile anlam kazanıyorlar. Katılımcılar topluluğun ortak faydası için -ki burada ticari bir faydadan söz ediyorum- birbirleriyle bilgilerini, zamanlarını ve hatta bazen paralarını paylaşarak bir etki yaratmaya çabalıyorlar. Koleksiyonerlerin etki yaratan bir topluluğa dahil olduklarına dair olan inançları yükseldikçe, topluluğa ait hissediyorlar ve kendi fiziksel ve dijital çevrelerinde bu projelerin savunuculuğunu yaparak etkileşim sağlıyorlar. Artan topluluk etkileşimini gören başka koleksiyonerler de bu projenin bir parçası olmak istiyorlar ve topluluk büyüyor, koleksiyonun değeri daha da artıyor.
Şimdi NFT’lerde sorduğumuz, ayrıştırıcı değer önermesi nedir sorusunu şirketlere yöneltelim. Bir şirketi diğerinden ayıran şey nedir? Bir tasarımcı olarak neden A organizasyonuna değil de B organizasyonuna dahil olmalıyım? Cevap yine aynı, fayda.
DesignOps der ki, iş yapma şeklin içeride fonksiyonel bir etki, bir fayda yaratmalı ki bunun doğal bir sonucu olarak dışarıda da sosyal bir etki yaratabilsin. İçeride nasıl etki yaratılır sorusuna aslında ilk iki maddede değinmiş olduk. Tasarlanmış olan iş yapış şekli ne kadar etkili gibi fonksiyonel bir soruya yanıtlar aradık. Bu yanıtlara birkaç ekleme yapayım. Sadece çalışandan şirkete doğru tek yönlü bir değer aktarımı söz konusu olmamalı. Çalışanlara kendi görev ve sorumlulukları dışında da gelişimleri için alan yaratılmalı. Ekip üyelerinin gerekli eğitimleri almaları sağlanarak değerleri ve yetkinlikleri artırılarak değer aktarımının çift yönlü olduğu bir ortam yaratılmalı. Bunun yanı sıra üretilen işi içeride ve dışarıda efektif bir şekilde duyurmak için takdir ve ödül mekanizmaları bulunmalı, üreticilerin hakkı teslim edilmeli.
Deneyimi başarıyla tasarlanmış bir tasarım operasyonunda tasarımcıların, NFT toplulukları örneğinde olduğu gibi, dahil oldukları tasarım ekibine kendilerini ait hissederek ortak bir faydanın paydaşlığında buluşmaları daha muhtemel olacaktır.
İçeride yaratılan etki ile aidiyeti kazanılan tasarımcı işini sahiplenerek, dahil olduğu organizasyona/topluluğa iki yönden fayda sağlıyor. Hem daha nitelikli bir iş üretebiliyorlar hem de ait oldukları topluluğu kendi çevrelerine de tanıtarak dışarıda bir etki yaratıyorlar.
Bu etki zinciri ile beraber üretilen nitelikli işler; kullanıcı sayısı artışına, organizasyonun değerlenmesine ortam hazırlıyor ve doğru yetenek setindeki tasarımcılar, kendisi için faydalı olacağını düşündüğü bu prestijli organizasyonda yer almak, bu topluluğun bir parçası olmak istiyorlar.
DesignOps’un etki alanlarından, çalışma prensiplerinden, iyileştirme yapmayı hedeflediği noktalardan bahsederken, bu bahsimi güçlendirmek adına blockchain teknolojisinin perspektifinden bakarak bir takım benzerlikleri işaret ettim.
Kendi bilgi birikimimiz ve deneyimlerimizi aktararak ürettiğimiz sistemlerin çalışma prensiplerini inceleyerek, yalnızca makinenin insandan öğrendiği değil insanın da makineden öğrenip kendini güncelleyerek geliştireceği mutualist bir çalışma sisteminin, tasarım kültüründe yaratacağı etkinin ölçeğini betimlemeye çalıştım.
Umarım, bir tasarım operasyonunu tasarlarken DesignOps’un neden gerekli olduğunu aktarma bağlamında anlamlı bir bakış açısı sunabilmişimdir.
Bu makale, DesignOps from blockchain perspective başlığıyla SHERPA web sitesinde yayınlanmıştır.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat