Bu raporda da bahsedilen, tasarım süreçlerinde yaş gruplarına göre dikkat edilmesi gereken birkaç noktayı sizlere aktaracağım. Dilerseniz öncelikli olarak yaş gruplarının üstünden geçelim:
Yaş grupları
Çocuklar için tasarlarken, yaş dikkate alınması gereken en önemli faktörlerden biridir. Web sitenizi kullanacak kişiler çocuklarsa, tasarımcının yapacağı birçok seçimin çok büyük etkisi olacaktır ve bu seçimler, ziyaretçilerin bilgi seviyesinin yüksek olmadığını kabullenmekle başlamalıdır. Çünkü bir kullanıcının yaşı ne kadar küçükse, teknolojinin genel olarak nasıl işlediği konusunda da daha az tecrübeye sahiptir.
Göz önünde bulundurmanız gereken 4 yaş grubu var:
- Çok genç, 3-5 yaş arası
- Genç, 6-8 yaş arası
- Ergenlik öncesi çocuklar, 9 – 12 yaş arası
- Ergenler 13 yaş ve üstü
Hangi kitleyle çalıştığınızı bilmek, takip eden diğer tüm ipuçlarının başlangıç noktasıdır. Bu yaş gruplarına neyin işe yarayıp neyin çekici olduğunu anlamak özellikle önemlidir.
Çok genç, 3-5 yaş arasındaki çocuklar, parlak renk, şirin karakterler ve doğa temalarına tepki gösterirler. Renk paletini sınırlı tutmakta, çok az metin kullanmakta, olabildiğince grafik ve ses gibi öğeleri eklemekte fayda olacaktır.
Genç, 6-8 yaş arası çocuklar okuma becerileri sergilemek için daha fazla kelime ile meydan okumayı sever, ancak yine de sözcükleri basit tutmanızda fayda var. Görsellerin daha insani ve daha az karikatür benzeri bir görünüme sahip olmaları ve tipografinin çok basit tutulması önem verilmesi gereken konulardandır.
Ergenlik öncesi, 9-12 yaş arası çocuklar etkileşime geçebilecekleri kurguları tercih ederler. Etkileşimli oyunlar, dijital ve basılı projelerde bu yaş grubu için iyi bir seçenek olabilir.
13 yaş üstü ergenler, yetişkinlere yönelik tasarlanan bir deneyimi tercih ediyorlar fakat bizlere göre, dikkat sürelerinin çok daha kısa olduğunu unutmamak lazım. Diğer yaş gruplarına nazaran, 13 yaş ve üstü gençlerde daha geniş bir renk paletiyle ve çok daha seçeneğe sahip bir tipografiyle hareket edilebilir.
Ebeveynleri de unutmamak lazım. Çocuklarının bir şeyler öğrenebileceği, kolayca kavrayabileceği ve tüm içeriğin (video, imaj, metin) yaşa uygun olduğunu düşündükleri bir deneyimle etkileşime geçmelerini isterler. Kendilerinin çözümleyemediği bir kurguyu çocuklarına önermezler.
Göz önünde bulundurulması gerekenler
Çoğumuz, çocukların son teknolojiye sahip ürünlere erişebilir olduğunu düşünür. Onların elinde en yeni bilgisayarlar, cep telefonları vs. olduğunu düşünürüz.
Evet gençlerin, son teknolojiye erişimi çok daha mümkün olsa da, küçük çocuklar genellikle eski bilgisayarlara sahiptir. İlkokuldaki çocuklar çoğu zaman okul işleri için bilgisayarlara bağımlı değildir ve bu nedenle ebeveynler onlara, kendilerinin eski bilgisayarını ya da daha büyük kardeşlerden kalmış cihazları verirler. Bu yalnızca çocukların daha yavaş işlemcileri olan bilgisayarlara sahip olmaları anlamına gelmez, aynı zamanda internet bağlantı hızlarını da etkileyebilecek bir durum olabilir.
Çocukların okulda bile kullandıkları bilgisayarlar genellikle eski ve modası geçmiş. Okul bilgisayarları sık sık bağışlanır ve yeni teknoloji için bütçeler genellikle sınırlıdır. Kurguladığınız deneyim uygulanabilir fakat kullanılamaz olursa çok da bir anlamı olmayacaktır.
Çocuklar genellikle teknoloji kullanarak çok fazla zaman harcadığı için yetişkinlerden çok daha fazla bilgiye sahip olduklarını varsayarız. Standart kullanılabilirlik kriterlerinin, çocuklar tarafından umursanmayacağını düşünmeyin. Hatta çocuklar ve gençler bu tip durumlara, yetişkinlerden çok daha az anlayış gösterirler çünkü dikkat süreleri veya odaklanmaları, yetişkinler gibi değildir.
Biz yetişkinler bile, kullanamadığımız bir ürüne sabır gösteremezken, çocuklardan o tahammülü beklemek çok mantıklı olmayacaktır. Bizi zorlayan, anlamlandıramadığımız bir deneyime bir an önce son verme eğilimindeyizdir. Çocukların, bizden çok daha sabırsız, tahammülsüz olduğunu düşünerek hareket etmek gerekir.
Yetişkinlerde, banner körlüğü durumunun yaygın olmasından ötürü, son zamanlarda reklam alanlarının, içeriğin içinde kullanılmasından tutun, bir içeriği okurken bir anda yazının içinde belirmesine kadar birçok yenilikçi çözüm üretilmeye başlandı. Çocuklar ise, kısmen web deneyimlerinin az olmasından ötürü, bir web sitesinin reklam ve tanıtım alanları ile sitenin gerçek içeriği arasında çok az ayrım yaparlar.
Reklam alanlarını sitenin bir içeriği sandıkları için, yetişkinlere göre tıklamaları çok daha sık olacaktır, reklamveren için iyi bir şey olsa da site sahipleri için çok da iyi olmayabilir. Çünkü siteden ayrılacaklarını fark etmeden o reklam alanlarına tıklıyorlar ve yönlendirildikleri yerde ilgilerini daha fazla çeken bir şey varsa 3 saniye önce nerede olduklarını unutabiliyorlar.
Özetle, küçük çocuklar için bir web sitesi tasarlıyorsanız, çocukların interneti kullanma biçimiyle gençlerin ve yetişkinler arasındaki farkları doğru gözlemlemek önemlidir. Çocuklar yetişkinlerden çok daha az affedicidir. İhtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamayan bir siteyi daha çabuk terk ederler. Çocuklara yönelik projeleri düzenli (veya ara sıra) temel alan bir tasarımcı iseniz, yazının ilk kısmında bahsettiğim Nielsen Norman Group’un çalışmasına göz atmanızda fayda var. Çocukların interneti gerçekten nasıl kullandıklarını anlamak, çoğunlukla göz ardı edilen bu kullanıcılar için ilgi çekici web siteleri oluşturma becerinizi önemli ölçüde artıracaktır.