Kullanıcı deneyimi kendi başına ele alınan bir süreçten ziyade tüm bir iş stratejisinin parçası olma yolunda ilerliyor. Bu yazıda sizin için ikisi arasındaki bu ilişkinin öne çıkan taraflarını inceledik.
“Kullanıcı deneyimi bir organizasyonun kültürüne nasıl entegre edilir? Bu alanda belirlenmiş farklı stratejiler mevcut mudur, öyleyse bunlar nelerdir?” gibi sorulara farklı cevaplar sunan bir yazı okumak üzeresiniz. Bu yazı sonrasında işinizle ilgili bazı konularda aksiyon almak isterseniz mesuliyet tamamen size aittir.
“Kullanıcı deneyimi sadece web sitesi tasarlarken kullandığımız bir şey değil miydi? Bir de kurumsal kültürümüzü mü bununla şekillendireceğiz?” diyenlere ve uzun zamandır böyle bir değişimin peşinde olup da bir türlü ilk adımı atamayanlara gelsin bu yazı.
Biz böyle iyiydik. Bize niye lazım?
Şirketinizde tasarım ve development işi ile alakası olmayan kimse UX nedir bilmiyor. Projelerde bazı aşamalar niye yer alıyor, neden o kadar zaman alıyor anlamıyorsunuz. Tasarımcınıza “Araştırmaya falan gerek yok. Yapacaksan da 1 günden uzun sürmesin” diyorsunuz. Ürettiğiniz ürünler kimsenin beklentisini karşılamıyor ve bu ürünlerin yaşam döngüsü uzun olmuyor. Böyle iyi olduğunuzdan emin misiniz?
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Robert Fabricant’ın Harvard Business Review’daki yazısında*¹ dediği gibi, “UX bugün iş dünyasında, bir ürün ya da hizmetin, onu son kullanıcı için anlamlı ve değerli yapan bütün iyi özelliklerinin – görünüşünden etkileşim sonucunda yarattığı hisseye ve hayatlarımızda nasıl konumlandığına kadar – temsilcisidir.” Yine Fabricant’ın belirttiği üzere, UX karlılık sağlamak üzere kullanabileceğiniz en güçlü varlıklarınızdan biridir. Bunu açıklamak için kendisi Facebook’un Instagram’ı satın almak için 1 miyar dolar ödemiş olmasını ve bunun sebebinin teknolojik altyapı değil, Instagram’ın kullanıcı deneyimi en iyi fotoğraf paylaşım ürünü olmasını örnek gösteriyor.
Şirketlerin, kullanıcı deneyiminin, onun yarattığı müşteri memnuniyetinin ve sadakatin önemini anlaması sonucunda, sadece teknoloji şirketleri değil, artık birçok sektör bu konuya eğilmiş durumda. Rakipler dişli, haliyle erken kalkan çok yol alıyor.
UX stratejisini iyi tasarlayıp, benimseyen ve bunun meyvelerini toplayan şirketlerden bir başkası da Adobe. Adobe, 2013 yılında kutulanmış Creative Suite versiyonları çıkarmaktan vazgeçip, Creative Cloud üzerinden ürünlerini sunmaya başladı. Bu yarattığı üyelik bazlı software sağlama sistemi, hem kullanıcı, hem de müşteri deneyimini baştan aşağı değiştirmekle kalmayıp – ürünler, fiyat ve kullanılan teknoloji sebebiyle eskisine oranla çok daha ulaşılır hale geldi – aynı zamanda Adobe’nin üretim süreçlerini de baştan tasarlamasına yol açtı. Creative Cloud, sadece 2015’in son çeyreğinde 833,000 yeni üye kazanarak iş modelinin başarısını kanıtlarıyla gözler önüne serdi.
Fabricant’a göre, on sene önce nasıl marka (brand) şirket yapısını etkileyen önemli bir öğe haline geldiyse, bugün de UX aynı aşamalardan geçiyor. UX, moda olan bir tasarım akımı – ki tasarım akımı değil – olarak algılanmaktan çıkıp, şirketlerin vizyon ve misyonunu şekillendiren bir oyuncu rolünü üstleniyor. Dünyanın en büyük tasarım şirketlerinden biri olan Frog‘un sağlık sektörü grup direktörü olan Fabricant, her ne kadar birçok şirket tasarımdan daha verimli şekilde faydalanabilmek üzere şirket bünyesinde tasarımcı çalıştırmaya başlamış olsa da, bu tasarımcıların tüm fikir ve ürün yaratım sürecine katılmadığını, buna bağlı olarak da çok değerli bir iş varlığının kullanılmadığını belirtiyor. Peki böyle bir strateji nasıl kurgulanır ve uygulanır?
UX stratejisi var; “UX stratejisi” var.
Daha önceki blog yazılarımızı okumadıysanız ya da konuyla ilgili bilginiz yoksa şu noktada belirtmekte yarar var ki, UX stratejisi kullanmanız için dijital ürün yaratmanız gerekmiyor. Ancak, kullanıcısı olan her ürün ve hizmet iyi bir UX stratejisi gerektiriyor.
Lean UX: İteratif üretim yöntemidir. Lean’de işe dahil olan üretim elemanları takım olarak çalışır, dolayısıyla tasarımcı wireframe’ler üzerinde çalışırken, sürekli olarak proje yöneticisi ve developer ile iletişim halindedir. Tasarımcı developerlara göre birkaç iterasyon önden gider ve developerlar ilgili “story”ye geldiğinde story “kickoff”u esnasında tasarım tercihlerini takımla paylaşır. Esasında tasarımcı o noktaya gelene kadar zaten desk check esnasında developlarla bir takım istişare süreçlerinden geçmiştir, dolayısıyla developer tasarımı kickoff esnasında ilk defa görmez ve uygulamayla ilgili bilgi sahibidir. Bu işleyişin amacı, kısa durum değerlendirmeleri yaparak, stratejiyi rayında tutmak ve telafisi uzun sürecek sorunları başta tespit ederek engellemektir. Ortaya çıkabilecek değişikliklerin uygulanmasını kolaylaştırmak için, sade ve esnek yapılarla ilerlemek önemlidir. Örneğin, tasarımcı işin başından itibaren diğer ekip üyelerini sürecin içinde tutarsa, developer da belli bir story’ye ait tasarımın kendisine teslim edilmesine kadar geçen süre içinde, ön çalışma ve araştırmalarını yapabilir ve tasarım eline geçtiğinde işini daha çabuk bitirebilir. Bu uygulama her departmanda ve birçok üretim sürecinde kullanılabilir.²
UX Ar-Ge’si: Son yıllarda teknoloji dünyasında, özellikle kendin yap (DIY) araçlarının ve de kolay üretim sağlayan – 3D printer’lar gibi – araçların çoğalmasıyla, büyük değişimler ortaya çıktı. Çıkan her yeni ürün ve bu ürünlerle yaratılan yeni ürünler, beraberinde yeni deneyim gereksinimleri de getirdi. Teknolojinin, sürekli ve hızlı bir gelişim içinde olmasıysa bu gereksinimler üzerine hızlı çözümler bulmayı gerektiriyor. UX Ar-Ge’si bu çözüm sürecinin devamlılığını sağlamakla beraber, teknolojik gelişmeler için fikir geri beslemesi de sağlıyor. Bu tür yenilikçi çalışmalar ise sadece müşterileri değil, aynı zamanda en kaliteli, yetenekli ve disiplinler arası çalışmayı bilen iş gücünü de şirketlere çekiyor.
Six Sigma UX (Diğer proje yönetim süreçlerine de entegre edilebilir.)
Müşteri Odaklı UX: UX, kilit müşterilerle daha açık ve sürekli bir diyalog süreci gerektirir. Bu diyaloğun prototipler, data ve pazar analizi sonuçları ile desteklenerek yaratılan gerçekçi personalar, sürekli data toplayarak yapılan segmentasyon güncellemeleri ve de diğer tasarım öğe ve süreçleriyle desteklenmesi gerekir. Bu tutum sadece pazara sunacağınız yeni bir ürünün üretim sürecinde değil, müşterileriniz ile kurduğunuz her bir diyaloğun oluşturulması için kullanılabilir.
Bu stratejileri kullanırken başarılı olmak için göz önünde bulundurulması gereken en önemli etmen ise, iş hedeflerinizdir. UX stratejisi hedeflerinize ulaşmanızı ancak iş hedeflerinize organik şekilde entegre olduğunda sağlar.
Sonuç
Kullanıcı deneyimini ve stratejisini şirket kültürünüzün bir parçası haline getirmeniz için tasarımcı olmanıza ya da dijital ürünler üretiyor olmanıza gerek yok. Doğru kurgulanmış UX stratejisi ile üretim süreçlerinizi hızlandırmanız, genel çalışma verimini artırmanız, kullanıcı ve müşterilerinizle daha kalıcı ilişkiler kurmanız mümkün. Bunu gerçekleştirmek ise düşündüğünüz kadar zor değil. Önemli olan ilk adımı atmak.