Her geçen gün bilgi akışının hızlandığı ve yeni ürün/hizmetlerin damdan düşer gibi hayatımıza girdiği İnternet dünyasında, girişiminizin sürdürülebilirliği parmakla sayılabilecek kadar değişkene bağlı değil. Müşteri edinim kanallarınızdan tutun, ödeme sayfanızın işlevselliğine kadar pek çok kriter büyüme sürecinizi etkileyecektir. Bu değişkenlerden en önemlisi ise, bir çok girişimcinin acı tecrübeleri sonucu öğrendiği ve üstat Brian Balfour‘un da belirttiği gibi müşteri bağlılığıdır.
Mevcut müşterilerinizi memnun etmek ve onları birer marka savunucusu haline getirmek, pazarlama çalışmalarınıza ivme kazandıracaktır. “Nasıl yani?” diyen okurlarımız için AARRR! metriklerini – evet burada da karşınıza çıktı – hatırlatmak istiyorum. İyi dizayn edilmiş bir bağlılık stratejisi, bir sonraki adım olan tavsiye (referral) çalışmalarınıza zemin hazırlayacaktır.
Tüm bu metriklerin arasındaki ilişkiyi öğrenmek için DAM Growth Hackers tarafından hazırlanan e-kitabı indirebilirsiniz.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bu kurala göre ise uygulamamızda veya sitemizde kullanacağımız objelerin kolay ulaşılabilir veya tıklanabilir olmasına dikkat etmeliyiz. İşe, öncelikli olarak büyük çapta hedefler oluşturarak başlayabiliriz. Bunun anlamı, sayfanın footer alanını komple CTA butonu ile kaplamak değil elbette. Ancak, tıklanabilir butonların tamamına veya bir kelime yerine isim tamlamaları kullanarak yönlendirme yapmak düşünebileceğiniz alternatiflerden.
İkinci dikkat etmeniz gereken nokta, sizin için önemli olan ve kullanıcıların muhtemelen erişmek isteyeceği objelerin kolay görülebilir ve ulaşılabilir alanlarda olması. Kullanıcının bu objeye giderken mouse’u olabildiğince az hareket ettirmesini hedeflemelisiniz.
Miller Kuralı
Miller’a göre ziyaretçilerinize göstereceğiniz en ideal obje sayısı 7 olmalıdır. Ancak bu sayıyı her zaman tutturamıyorsanız 7 +-2 aralığında kalmanızda fayda var. Bu kurala göre kullanıcılar aynı anda en fazla 9 objeye odaklanıp, hafızalarında saklayabiliyorlar.
Bu noktada aklınıza şu soru takılabilir: Hick ve Miller kuralı arasındaki fark ne?
Hick kuralı daha çok kullanıcının tercih aşamasındaki eforunu minimize etmeye dayanırken, Miller kuralı odaklanma ve hatırlama noktasında etkili olmaktadır.
Bu kural özellikle form oluşturma işlerinizde yardımcı olabilir. Kullanıcılarınızdan gereksiz yere bilgiler istemeniz, bu aşamada kullanıcı kaybetmenize neden olabilir. Aşağıda Miller kuralına göre düzenlenmiş bir form örneği görebilirsiniz.
Özetle;
Girişiminizi bir an önce büyütmek ve çok sayıda kullanıcıya erişmek isteyebilirsiniz. Bu amacınız uğruna elinizdeki müşterileri umursamamak yapacağınız en büyük hata olacaktır. Onların beklentilerini anlamak ve ihtiyaç duydukları noktada onlara destek olmak bir sonraki adım olan tavsiye kanallarınızı da olumlu etkileyecektir. Kullanıcı deneyiminin temelini oluşturan 3 temel kuralı web sitenize entegre etmeniz, küçük gibi görünen problemleri ortadan kaldırıp retention oranınızı arttırmanıza yardım edecektir.