Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Sistemin eksikliklerinin farkında olarak, kurumların ihtiyaçlarına 3. nesil çözümler üreten eğitim ajansı Eğitmen Panda'yı yakından tanıyalım.
2017 yılında, sistemin eksikliklerini gözlemleyerek kurumların ihtiyaçlarına 3. nesil çözümler üretme amacıyla kurulan Eğitmen Panda ile bir araya geldik ve onları yakından tanımak istedik. Akılda kalmayan sıkıcı sunumlar yerine eğlenceli, katılımcıların oyun ve simülasyonlarla deneyimleyerek öğrenmesini sağlayan eğitimler kurgulayan Eğitmen Panda ekibine amaçlarını ve onları farklı kılan şeyleri sorduk.
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Eğitmen Panda’nın kurucu kadrosunu tanımak isteriz. Bize biraz kurucu ekipten bahsedebilir misiniz?
Eğitmen Panda’nın kurucu kadrosu iki kişi: Emre Keskin ve Çağrı Küpeli. Biz aynı sivil toplum kuruluşlarında çalışmış, beraber pek çok eğitim gerçekleştirmiş bir ikiliyiz. Aklımızda hep yetkinliklerimiz doğrultusunda bir iş yapabilmek vardı. Şartlar da uygun olunca Eğitmen Panda’yı kurmaya karara verdik.
Ne zaman kuruldunuz, şu an kaç kişisiniz ve ne kadar bir sürede bu büyüklüğe ulaştınız?
Eğitmen Panda’yı 2017 yılında kurduk ve bu 2 yıllık süreç içerisinde temel kadro olarak 6 kişiyiz. Bununla beraber proje bazlı ya da geçici olarak bizimle çalışan eğitmen arkadaşlarımız da var.
Peki Eğitmen Panda’yı 160 karakterle açıklayın desek?
Eğitmen Panda, sistemin eksikliklerinin farkında olarak, bunu değiştirmek için kurumların ihtiyaçlarına 3.Nesil çözümler üretmek amacıyla kurulmuş bir eğitim ajansıdır.
Şirket kültürünüzü 3 kelimeyle nasıl tanımlardınız?
Çevik, yaratıcı, samimi.
Biz sizi verdiğiniz kurumsal eğitimlerden tanıyoruz. Bunlardan haberdar olmayanlar için kısa bir özet geçsek? Ne öğretiyorsunuz?
Öncelikle bir şey öğretmek konusunda biraz farklı düşüncelerimiz var. Biz genellikle katılımcılarımızla beraber her eğitimde, hep beraber yeni şeyler öğrenmenin gücüne inanıyoruz. O yüzden ne öğrettiğimiz değil, beraber neler öğrendiğimize odaklanmayı tercih ediyoruz.
Kurumlara önerdiğimiz sabit bir eğitim paketimiz yok aslında. Kurumlar içerisinde bir sıkıntı gördüklerinde ya da var olan iyi bir durumu, uygulamayı geliştirmek istediklerinde bize ulaşıyorlar. Bizler kurumlarla görüşüp bir ihtiyaç analizi yapıyoruz ve o kurumla beraber neler öğrenebiliriz bunları tespit ediyoruz. Biraz kuruma özel ve gruba özel uygulamalar gibi düşünebiliriz.
Peki hem mesleki hem de kişisel açıdan en doyurucu bulduğunuz eğitiminiz hangisiydi? Sebepleriyle birlikte anlatır mısınız?
Her eğitim aslında ayrı bir heyecan. Çünkü her seferinde yeni insanlarla tanışıp beraber bir zaman geçiyorsunuz ve bu kişiler o anlık duygularıyla bir katkı sunuyorlar. Aynı eğitimi aynı gruba farklı zamanlarda yapsanız bile çıktıları çok farklı olacaktır. O yüzden eğitmenliği seviyorum. Her eğitim yeni bir macera.
Kişisel olarak ben eğitmen eğitimlerini en doyurucu buluyorum. Çünkü daha meta seviyesinde bir iş oluyor. Bir yandan eğitim içeriğini uygularken diğer yandan bu uygulama sırasında kullandığınız yöntemleri ve içerikleri katılımcılara açıklıyorsunuz. Diğer eğitimlere göre ekstra daha bir katı olan ve her şeyi oraya taşımanız gereken eğitimler oluyor bunlar.
Ne oldu da böyle bir eğitim girişimi ortaya çıktı? Neden böyle bir inisiyatif almak istediniz? Eğitim sektöründe neyi değiştirmeyi planlıyorsunuz?
Şirketten önce freelance eğitmenlik de yaptığımız bir dönem vardı. Bu dönemde sektörü incelediğimizde anlayamadığımız uygulamalar gördük. Herkese aynı eğitimleri yapan kişiler/şirketler ya da kendi kendine uzmanlığını ilan edip powerpoint sunumu yapan sözde eğitmenler var bu sektörde. Bu tarz işlerin ve kişilerin çoğunun tek atış şansı var. Bir grupta bir şirkette ancak bir sefer başarılı olabilir, bilinmezliğin verdiği bir heyecandan yararlanarak.
Ama eğitim böyle bir şey değil, aynı eğitim bile her seferinde katılımcıya farklı bir şey katmalı ve aslında eğitmen katılımcısını tanıdıkça o gruba katkısı da artar. Sonunda bu başarısız uygulamalar hem bizim yaptığımız işi hem de genel olarak sektörü kötü yönde etkiliyorlar. Insanları bu tarz eğitimlere karşı güvensizleştiriyorlar. Biz tam olarak bu sebepten bir araya geldik. İşinde iyi olduğunu bildiğimiz eğitmenlerle beraber çalışalım, insanlara yeni nesil öğrenmenin aslında ne kadar etkili olduğunu gösterelim istedik.
Tam olarak şu anda girişiminizle ilgili en çok vakti ve enerjiyi harcadığınız şey ne? Bunu gerçekleştirmek için neler yapıyorsunuz?
Yaptığımız işin 2 boyutu var. İş (business) ve içerik. İş tarafında en çok vaktimizi yeni paydaşlar bulmak alıyor. İçerik tarafında ise en çok vakti yeni oyunlar tasarlamayla, yeni eğitim içerikleri araştırmayla geçiriyoruz. Ekibimiz sürekli birbirine özellikle oyun tasarlamak ile ilgili meydan okuyor. ‘Haydi! Sadece şu eşyayı kullanarak oyun yazalım!’ gibi.
Takımınızda yeteneklerin gelişmesi nasıl mümkün kılınıyor? Girişiminizin yapısı takımdaki herkesin bir üst seviyeye gelişmesini ve kendilerini en iyi seviyeye taşımasını nasıl sağlıyor?
Ekip olarak çok fazla okuma yapıyoruz. Pek çok farklı blog ve siteden, farklı yazarlardan ve yayınevlerinin derlemelerinden okumalar yapıyoruz. Sadece okumakla da değil, hepimiz eğer dışarıda ilgimizi çeken bir eğitim varsa eğitimlere, yoksa online kurslara öncelik veriyoruz. Şirket içerisinde çalışanlarımza kendilerini geliştirebilme amacıyla aldıkları online kurslar ya da eğitimlerde kullanılmak üzere ayırdığımız bir bütçemiz de var. İsteyen bu bütçe içerisinden ilgisini çeken eğitime kaydını yaptırabiliyor.
Peki nihai amacınız nedir? Yani neyi başardığınızda, “İşte bu ya!” diyeceksiniz?
Toplumdaki herkesin birbirinden öğrenebildiği ya da öğrenmeye açık olduğu, yaşam boyu öğrenen olduğu bir tabloda sanırım Eğitmen Panda olarak hedefimize ulaşmış olacağız. Ancak o zaman “İşte bu ya!” diyerek diğer hayallerimizin peşinden daha rahat koşabiliriz.
Şirketi kurarken ne yaptığınıza, iş planınıza, ticari stratejinize ve nasıl para kazanacağınıza ne kadar hakimdiniz?
Yola çıkarken bir iş modelimiz vardı. Kendimizce hakim olduğumuzu da düşünüyorduk ancak iş uygulamaya gelince gelir modelimizi, hedef kitlemizi ve stratejimizi değiştirmemiz gerektiğini fark ettik. Çok hakim olduğumuza inanıyorduk ancak dediğim gibi ‘Kervan yolda düzülüyor.’
Son olarak da her ne kadar bir klişe olsa da aslında gelecek projeksiyonunuzu anlamamıza yarayacak bir soruyla bitirelim: 5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Öğrenme konusunda akla gelen ilk firmalardan biri olmak diyebilirim. Farkındaysanız eğitim demiyoruz. Öğrenme kavramını tercih ediyoruz. Bunun yanında birlikte çalıştığımız paydaşların sürdürülebilir bir öğrenme kültürü oluşturduğu ve dışarıdan herhangi bir eğitim şirketine ihtiyaç duymadığı bir statüde olmalarını hayal ediyoruz.
Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkürler!
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat