Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
Alışveriş sepetiniz şu an boş
Tüm eğitimlere göz atarak ilgi duyduklarını sepetine ekleyebilirsin.
İster tasarım profesyoneli olun ister bambaşka bir alanınız olsun, her şekilde deneyimlerimizi görünmez bir çantada biriktiriyoruz ve çoğu zaman farkında bile olmadan, ihtiyacımız olan deneyimi çantadan çıkarıp kullanıyoruz. Konu tasarım olunca bu görünmez çantayı dijitalize edebilme şansımız var. Bunun için kullanabileceğiniz araçlara birlikte göz atalım.
Başlıkta beslenme çantasını görünce hemen kafalar ilkokul zamanlarına gitti değil mi? O ufacık çantaya karnımızı tıka basa doyuracak kadar abur cuburu doldurmayı becerir, acıkınca da içinden bir şeyleri hızla mideye indirirdik.
O çanta hala —gerçek anlamda olmasa da— bizleri besleyen şeyleri temsil ediyor aslında. Bu ister tasarım olsun ister bambaşka bir şey; her şekilde deneyimlerimizi beslenme çantamızda biriktiriyoruz ve ihtiyaç halinde, çoğu zaman farkında bile olmadan, o deneyimi çantadan çıkarıp kullanıyoruz.
Yazıya devam etmeden önce, meslektaşım ve takım arkadaşım Orkun Duyar’la yaptığımız söyleşiyi izleyin. Tasarımcıların beslendiği araçlar konusunda daha detaylı bilgi ise yazının devamında 😉
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç.
Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Deneyimlerimizi, onları şekillendiren duyularımız aracılığıyla; yaşadıklarımız, duyduklarımız, gördüklerimiz ve kokladıklarımız gibi, hissedebildiğimiz her şeyle birlikte çantaya atıyoruz. Tabii bir yandan gündelik hayatın stresiyle boğuşurken deneyimlerimizin ne kadarını olduğu gibi hatırlayarak yeniden kullanabiliyoruz orası şüpheli.
Konumuz tasarım olunca görünmez çantamızı dijitalize edebilme şansımız var. Bu yazıda madde madde ilerleyerek kendimce bir çanta hazırlamaya çalışacağım.
Önce bu gereksinimi senaryolaştıralım:
— Biz kimiz?
— Tasarımcı.
— Peki, ne istiyoruz?
— İyi tasarım yapmak.
— Nereden besleniyoruz?
— Diğer tasarımcılardan.
Bu kopyalamak değil ya da çalmak hiç değil. Bu ikisi birbirine çok karıştırılan konular. Aslında beslenmek ilham almaktır, güncel yaklaşımları takip etmektir.
Başka bir tasarımcıdan bir stili kopyalayabilirsiniz, bu kadarının bir sorun olmadığında hemfikir olalım. Renkler, yaklaşımlar, font kullanımları: İşin genelini değil, farklı işlerin detaylarını kendi çantanıza atabilirsiniz.
Tasarım özünde kolaj işidir, içinde birden çok öğe barındırır. Sizin beğendiğiniz kısmını bir diğer tasarımcı beğenmeyebilir. Önemli olan çantanızdakileri nasıl kullandığınızdır.
Tabii burada ilk soru, çantanızı doldururken kullanacağınız araçlar olmalı. Bir tasarımcı olarak benim için önemli araçları sizin için listeledim.
Ne iş yapıyorsanız yapın, o işle ilgili feed sitelerini, dijital yayınları, blogları, dergileri takip edin ve mümkün olduğu kadar çok veri toplayın. Gün gün yapın bunu. Konu tasarım olunca zaten aklınıza aşağı yukarı bell başlı siteler geliyordur: Nice tasarım feed sitesi içinde Dribbble, Behance, Awwwards, Abduzeedo ve UI8 benim öncelikli takip ettiğim ve size de takibe almanızı önereceğim yerler.
Herkes farklı tasarımcıların işlerini beğenir. İki farklı tasarımcı aynı siteden besleniyor olabilir. Bu durum aynı işleri beğendikleri anlamına gelmeyeceği gibi, bir tasarımcının birbirinden farklı işleri incelemesi detayları kavramasını kolaylaştırır. Sadece genel sitelere bağlı kalmayın, beğendiğiniz tasarımcıların portfolyolarını takip edin. Hatta özgeçmişini okuyun, emin olun epey faydalı içeriğe ulaşabilirsiniz.
Bireysel portfolyolarını takip ettiğim ve size de incelemenizi önerdiğim bazı tasarımcılar: Jürgen Hassler, Joshua Söhn, Charlie Isslander.
İlk maddede bahsettiğim siteleri takip ederek zaten kendi beğenilerinize hitap eden tasarımcıları da bulabilirsiniz.
Belli alanda ilginizi çeken ajanslar illa olacaktır. Bu ajansların sosyal medya hesaplarını takip etmeyi göz ardı etmeyin. Hatta bu ajanslar takip ettiğiniz bireysel portfolyolarla ilişkili olabilir. Ajans takiplerinizde, yapılan tasarımdan çok çalışma prensiplerine odaklanın.
Şahsen takip ettiğim ve size de önerdiğim bazı ajanslar: Focus Lab, TamTam, ustwo, Fantasy.
Takibe aldığımız feed sitelerini, bireysel portfolyoları ve tasarım ajanslarını bookmark ile toplayarak aslında çantamızı hemen hemen dolduruyoruz ama yine de eklemeler yapabiliriz. Kullandığınız tarayıcı içinde bookmark klasörlemesini düzenleyin. İlk üç maddede bahsettiğim üç başlığı oluşturun ve içini doldurun.
Burada, bookmark içeriğinizi çöpe dönüştürmemeye özen gösterin. Sadece gerçekten sizin odağınızda, tasarım anlayışınızda ve dikkatinizi çeken kişileri, siteleri ve ajansları takibe alın.
Zaman zaman öyle anlar gelecek ki bir dönem çok ilgilendiğiniz bir siteyi artık pek takip etmediğinizi fark edeceksiniz. İşte bu durumda bookmark içinden o siteyi çıkarmaktan çekinmeyin. Yeri daima dolar, emin olun.
İlgilinizi çeken sitelere göz gezdirirken kararsız kaldığınız durumlar da olacaktır. “Bunu bookmarka eklesem mi?” dersiniz. Bazı yönlerden yetersiz görseniz de içeriği değerli bulacaksınız. Bu içerikler genelde makaleler veya blog yazıları olur.
Burada devreye okuma listesi giriyor. Adı üzerinde “okuma”, yani okumanız bittiğinde listelemeden rahatlıkla çıkarabilirsiniz. Fakat şunu da söylemeliyim; bazen öyle güzel yazılara denk gelirsiniz ki listeden uçurduktan sonra “Ah be nerde görmüştüm o yazıyı ben?!” diyebilirsiniz, çok yaşadım.
Bu nedenle sık sık okuduğunuz yazıyı olduğu gibi okuma listesinde bırakmanızda fayda var. Tabii abartıp her yazıyı bookmark gibi listede tutup saklamayın. Sonra vay efendim “Peh! Çöplük oldu burası.” demeyin. Zira önemli olan aradığınızı bulabilmek. Okuma listenizde kendinize özel bir sistem oturtmanız biraz emek istiyor ama ben size inanıyorum.
Bazen insan işe öyle dalar ki başka hiçbir şey yapamaz ya da öyle yorgun olur ki gözlerini hareket ettirmek bile istemez. Bazen de sadece aynı anda birden fazla işi aradan çıkarmak ister. Kısaca birçok olasılık için en güzel alternatif Podcast takip etmektir.
Metin okuma derdi yok, aynı zamanda başka bir işle ilgilenebilirsiniz. Türkçe kaynak olarak bu alanda size bir Podcast öneremeyeceğim (Zaten önermek de istemem). Ancak söz yabancı kaynaklara gelince işin rengi değişir.
Birbirinden faydalı ve güzel Podcast sizi bekliyor. Ulaşımı ve takip edilebilirliği kolay, aynı zamanda dünya çapında en güncel olayları takip etmeniz de oldukça kolaylaşıyor.
Layout, Design Details, Design Matters, Greyscale Gorilla ve On The Grid aklıma gelen başlıca Podcast kaynakları. Dediğim gibi, internet parmaklarınızın ucunda ve fazlası için tek yapmanız gereken onlara ulaşmak.
iTunes üzerinden bu gibi Podcast’lere abone olabilir, her an her yerde dinleyebilirsiniz. Otomatik bilgi edinim de cabası. “Otomatik bilgi edinim mi, o da nesi?” dediniz mi?
Devam edelim o zaman.
İlla ayrı ayrı siteleri takip etmenize gerek yok. Bunu şöyle ikiye ayırabiliriz: Yukarıda sıraladıklarım, bilgiye manuel ulaşım için. Bunun bir de otomatik olarak sizi besleyen yolu var. Açıklamam gerekirse; manuel bilgi edinim dediğim şey bir bilgiye ulaşabilmek için tetiklemeyi sizin yapmanızın gerektiği durumlar: O siteye girmeniz, bookmark içinden açmak istediğiniz sayfayı seçmeniz. İşlemi siz başlatıyor, siz bitiriyorsunuz. Peki, otomatik bilgi edinim nasıl oluyor?
Tetiklemeyi siz değil gündelik internet kullanımınız içinde size gelen web bildirimleri sağlıyor. Örneğin; bir tasarım sitesinin bildirimini açmanız demek, bu kaynağı manuelden otomatiğe almanız demek. Bu bildirimleri sizin bir şeyi tetiklemenize gerek kalmadan alabilirsiniz.
Farklı feed kaynaklarını bir araya toplayarak bu bilgiye gündelik internet kullanımınızda ulaşmak da buna dahil. Bu servisi sunan en güzel örneklerden biri Panda.
Panda, sadece tasarım feed kaynağı olarak değil, istediğiniz farklı kaynakları tek bir platformda toplayarak da size hizmet sunuyor. Bu platformu yine bir web sayfası üzerinden size sunuyor ve bu sayfayı açılış sayfanız olarak tutuyor. Tabii bu sayfaya ulaşabilmek için sizin tarayıcınızı açmanız gerekiyor, ama bunu sizin başlattığınız ayrı bir işlem olarak saymıyorum. Çünkü bu sizin gündelik internet kullanımınızın doğası. Yani bilgisayar başına geçtiğinizde ilk yaptığınız, belki ikinci yaptığınız şey tarayıcınızı açmak oluyor zaten. İşte Panda, tarayıcınızı açtığınız anda direkt karşınıza çıkarak kendi seçtiğiniz kaynaklardan beslenmenizi sağlıyor. Benim güncel kullandığım kaynakların gösterimi aşağıdaki gibi.
Panda gibi feed kaynak gösterimi sağlayan farklı servisler de var. Burada tercih etmeniz gereken servis, tasarım kaynaklarına ulaştığınız yola göre değişir.
Örneğin; tasarımcıları sadece Twitter üzerinden takip ediyor olabilirsiniz. Bunun için her seferinde twitter sayfasına gitmenize yada o tasarımcıların sayfalarını açmanıza gerek yok. TweetDeck kullanarak —belki ikinci ekranınızda— sadece feed akışlarını takip etmeyi de isteyebilirsiniz.
Otomatik bilgi edinime son bir örnek olarak ise Podcast aboneliği diyebilirim. Abonelik sayesinde gelen bildirimlerle yeni bölümlerden otomatik olarak haberdar olacaksınız ve ister bilgisayarınızdan, ister telefonunuzdan istediğiniz anda dinleyebileceksiniz.
Takip etmekten asla vazgeçmeyin. Birbirinden farklı tasarımcıları takibe alın, işlerine bakın, yazılarını okuyun. Blog ve makaleler ile tool tricklerine göz atın. Zamanla her şey daha hızlı ve kolay hale geliyor.
Elbette paylaşmayı da unutmayın. Siz nasıl birilerinden besleniyorsanız, birileri de sizden besleniyor. Açık olun, işlerinizi paylaşın, çözdüğünüz sorunları yazıya dönüştürün ve yayınlayın.
Olsun, hangimiz unutmuyoruz ki... Yeni bir şifre oluşturmak için e-posta adresini girmen yeterli.
Kapat
Merhaba, öncelikle emeğinize sağlık çok güzel yazılar paylaşıyorsunuz.
Son 1 aydır sıkı takipçinizim, e-postamı sizin sayenizde yeni bir yazı gelmiş mi diye sürekli kontrol ediyorum. Sadece ufak bir geri bildirim vermek istedim.Sherpa neden sosyal medyada yok özellikle instagramda hiç bir etkinlik yok facebookta blog yazılarını da paylaşabilirsiniz. Bu konuda tercihiniz belki de insanların web portalına bağlı kalmak adına yapıyor olabiliyordur. Ufak bir tavsiye vermek istedim. Bir de Türkiye’den tasarımcıların beslenme çantasına örnekleri vermeniz çok daha iyi olabilirdi. Emeğinize sağlık tekrardan çok güzel yazılarınız var. Sizi takdir ve tebrik ediyorum. Başarılar Sherpa ailesi…
Efkan Bey merhaba, yorumunuz için çok teşekkürler. Sizin de fark ettiğiniz üzere, bu yazımda daha çok kendi beslenme çantamdan yola çıkarak yurt dışından kaynakları paylaşmayı tercih ettim. Ancak elbette önümüzdeki dönemde, Türkiye’den farklı tasarımcıların beslenme çantalarına örnek olarak verebileceğimiz isimleri de yeni içerik formatlarında sizlerle paylaşacağız. Bizi takip etmeye devam edin 🙂
Merhaba Efkan Bey, yorumunuzla bizi mutlu ettiniz, teşekkür ederiz. Bizi Facebook’ta https://www.facebook.com/sherpadesign/, Twitter’da https://twitter.com/SHERPADD, Instagram’da https://www.instagram.com/sherpadd/, Medium’da https://medium.com/sherpa-notebook adreslerindeki hesaplarda bulabilirsiniz. İlginiz için tekrar teşekkürler.
Merhabalar, yazı gayet kapsamlı ve yapıcı bir bakış açısıyla yazılmış. Bu tür paylaşımların değerini bilen biri tarafından yazıldığı ve faydalı olma amacı olduğu çok belli. Sadece
yazar gibi yapılıp değinilmemiş, günlük hayattaki pratik uygulamaları da düşünülmeye çalışılmış. Emeğinize sağlık, teşekkürler
Zeyno merhaba, düşüncelerini paylaştığın için çok teşekkürler. Evet, haklısın 🙂 Okurlarımız için fayda yaratmak önceliğiyle değindiğimiz konuları ele alırken çoğunlukla kendi deneyimlerimizden hareket ediyoruz. Yani gündelik iş hayatımızda karşılaştığımız sorunları nasıl çözüyorsak bu çözümleri olduğu gibi ve olabildiğince yalın bir dille paylaşmaya özen gösteriyoruz. Bu nedenle, SHERPA Blog’da içerik üretirken çok önemsediğimiz bu konunun senin de dikkatini çekmesi beni ayrıca mutlu etti. Dikkatin ve nazik yorumun için tekrar teşekkürler.