1990 yılında Erenköy’de dünyaya gözlerini açan ve has bir ’90lar çocuğu olarak evde bilgisayar/playstation başında, dışarıdayken de futbol/basketbol oynayarak büyüyen Can şu anda Kalamış’ta yaşıyor ve Kadıköylülüğün tüm gereklerini yerine getiriyor. Zamanın ruhuna uygun olarak bilgisayar serüvenine Amiga ile başladıktan sonra odasını zamanla teknolojiyle donattırır ve bir yandan “uzay üssüne” dönen odasıyla gurur duyarken, diğer yandan da 31 Aralık 1999 gecesi kopacak olan dijital kıyamet ile hepsinin çöpe dönüşeceğinden ödü kopar.

İlkokulu butik bir okulda okuduktan sonra kendini bir anda 1500 kişilik Kadıköy Anadolu’da bulur. Ufak çaplı bir kültür şokunun ardından lise biter ve Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği bölümüne kayıt olur. Lisans eğitimi esnasında sosyal ve kültürel anlamda tüm olanaklardan yararlanmaya odaklanır ve değişim öğrencisi olarak San Diego’ya gider. Bu adımı “hayatımı dönüştüren an” olarak tanımlayan Can, mezun olduktan sonra soluğu bir kez daha Amerika’da alır ve pazarlama eğitimini UCLA’de tamamlar.

Eğitim kurumlarının ana misyonunun meslek edindirmek değil, kültür ve vizyon kazandırmak olduğu fikrinden hareketle tercihlerden memnun olan Can, bireysel sorumluluğun değerini de kabul ederek kendini geliştirmeye devam eder. Lise öğrencisiyken bir reklam yaz kampına katılır ve sektöre dair oldukça kapsamlı ve değerli fikirleri henüz öğrenciyken edinmeyi başarır. Sivil havacılık alanına olan ilgisini besler, spor etkinliklerini takip eder ve hatta elinden geldiğince de gönüllü ve görevli olarak organizasyonlarda yer alır.

Can son yıllarda başarılı insanların biyografilerini okumaktan ve düşünce yapılarını anlamaya çalışmaktan keyif alıyor ve araştırmacı ve eleştirel karakter yapısını bu tür içeriklerle besliyor. Ayrıca kendini gerçek bir Christopher Nolan hayranı olarak tanımlıyor.

Hayatı boyunca aldığı veya edindiği tüm ürün ve hizmetler üzerine “Nasıl daha güzel nasıl sunulabilirdi? Neden bu şirketler kendilerini müşterilerin yerine koymuyor?” gibi sorular soran Can, bu merakını ürün yöneticilerini, pazarlama uzmanlarını ve yatırımcıları dinleyerek besler. UX özelinde ise analitik bulguların ve edinilen içgörülerin, optimizasyon sürecinde ne kadar kritik bir rol oynadığını fark eder ve bu noktada yolu SHERPA ile kesişir.