Bu makale, InVision Inside Design'ın izniyle, Liz Pratusevich tarafından kaleme alınan How to start your UX career as a student başlıklı makaleden Türkçeye çevrilmiştir. Portfolyolarına hayran olduğun tasarımcılara ulaşmalısın. Çoğu zaman senin için hem tavsiyeleri hem de teşvik edici sözleri olacaktır. Gönderdiğin e-postalara yanıt vermeseler bile olabilecek en kötü şey ne olabilir ki, değil mi?
Zamanında ben de portfolyolarına hayran olduğun tasarımcılara tavsiye almak için e-posta göndermiştim. Her ne kadar ülkenin diğer ucunda çalışıyor olsam ve onlarla asla yüz yüze görüşemesem de, bakış açılarını almak tasarım dünyasına dair perspektifimi genişletti. Hatta kariyerlerinde benden daha ileride olan sınıf veya okul arkadaşlarıma bile e-posta gönderdiğim oldu. Özendiğim tasarımcılarla ve kariyerinde ilerlemiş insanlarla içtiğim kahvelerin sayısını tahmin edemem bile…
Profesyonel bir bakış açısına sahip biriyle sadece rahat bir sohbet etmek bile perspektifinizi çok genişletebilir. Proje yöneticileri ile konuşarak, çalışmanın nasıl kurgulandığı ve uygulandığı hakkında çok fazla şey öğrendim; pazarlamacı ve reklamcılardan, tasarım çalışmalarının dünyaya nasıl sunulduğuna dair bilgi edindim ve tasarımcılardan da, yapmak istediğim işin gerçekte nasıl yapıldığını öğrendim.
Sektördeki etkinliklere gitmek, diğer tasarımcılarla tanışmak için harika bir yoldur. Upstatement ve Northeastern öğrencisi ve çiçeği burnunda bir tasarımcı olan Vanessa Gregorchik, katıldığı her konferansın bakış açısını nasıl biraz daha zenginleştirdiğini vurguluyor.
“Aklınızdaki tek cümle ‘Vay be, çalışmak için ne kadar da güzel bir ofis!’ olsa bile, gerçekten yüksek pozisyonlarda olan insanlarla tanışma şansına sahipsiniz. Henüz göremiyorsanız bile hepsi orada ve gerçekten çok fazlalar…”
Vanessa, bilhassa öğrenci olduğunu söyleyerek çok fazla şans elde ettiğini de ekliyor. Bu yüzden diyorum ki, “Sevgili üniversite öğrencileri, networking her ne kadar korkutucu görünse de, insanlar gerçekten sizi ve tutkularınızı tanımak istiyorlar.”
Okumak. Hem de çok okumak.
Tasarım sürekli değişen ve gelişen bir alandır. Sektördeyken yetişmek için günlük olarak tasarım bloglarını okumak ve çeşitli çalışmaları değerlendirerek ilham almak gerekir. Yeni başladığınızda, neyin iyi neyin kötü olduğunu öğrenmek için insanların neler yaptıklarına bakmalısınız. Örnek tasarım incelemelerini okuyun. İlham veren yayınları okuyun. Tavsiye makalelerini okuyun. Yeter ki okuyun.
Üniversite öğrencileri, birinci sınıf tasarımlarla yayına giren web sitelerini incelemek için zaman ayırmalılar. Diğer insanların bakış açılarını ve yöntemlerini aktif olarak soru sormak zorunda kalmadan, sadece gözlem gücüyle de elde edebilmek çok önemlidir. “Ne soracağınızı bilmiyorsanız, hangi soruları soracağınızı nasıl bilebilirsiniz ki?”
İşte gözleme başlamak için size yardımcı olacak birkaç blog:
- Arayüz tasarımı hakkında ilham için bol bol örnek Dribbble’da bulunabilir
- Tipografi sürekli yeni trendlerle gelişiyor. Bu trendleri en iyi takip edebileceğiniz yer ise Typewolf.
- Tasarımın kodlama tarafına daha yakınsanız (veya sadece daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız), Codepen.io’da yüzlerce şaşırtıcı örnek bulabilirsiniz.
- Airbnb tasarım kültürüyle bilinir, bu nedenle de ara sıra bloglarına göz atmanız oldukça faydalı olacaktır.
- En yeni tasarım haberlerini Co.Design’dan takip ededebilirsiniz.
- Lyft kısa süre önce, renk paletleri yapmanın en iyi yolu olan ColorBox’ı piyasaya sürdü. Göz atın.
- Her gün göz alıcı bir başka bir web sitesi. Awwwards, iyi web sitelerinin nasıl görünmesi gerektiğini öğrenmek için en iyi ilham kaynağınız olabilir.
- Yeniden tasarlanan çok sayıda tasarım öğesini, özellikle de logoları, Underconsideration’da bulabilirsiniz.
- Daha fazla makale okumak lazımmış gibi mi hissediyorsunuz? O halde ürün tasarımından CSS ipuçlarına kadar her gün 5 yeni makale paylaşan Sidebar.io sizin için biçilmiş kaftan.
Yapmak
Hiçbir şey bilmediğinizi hissettiğinizde, bir şeyleri sıfırdan yaratıyormuş hissi korkutucu görünebilir – ama öğrenmenin en iyi yolu budur: Yapmak. Hackathonlara katılın, yeniden tasarlayın, serbest çalışın ya da tutkunu olduğunuz projelerde yer alın.
Northeastern Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi ve tasarım öğrencisi olan Noah Appleby, 36 saatlik hackathonlarla ilgili en güzel şeyin, projeye başlamak ve çalışması için ne gerekiyorsa yapmak olduğunu söylüyor. “Çalışması için en kötü kodu yazıyorsunuz. Genelde, kodun bir sonraki adımlar ve yazılımcılar için yeterince güçlü olması gerekir, ancak hackathonlarda sadece o an çalışacak bir şey çıkarmak hem mümkün hem de gereklidir.” Bu, Appleby için mükemmeliyetçiliği ortadan kaldırma ve daha önce keşfetme şansı olmayan bir şeyi öğrenme özgürlüğü veriyor.
Serbest çalışan bir UX tasarımcısı olan Samantha Soper, arayüz tasarımı becerilerinizi geliştirmenin bir yolu olarak yeniden tasarım projelerini öneriyor. “En sevdiğin fotoğrafı veya sanat eserini vektörleştir, kedinin için olmayan bir logo tasarla, temel kullanıcı akış şemasını tasarla ve en sevdiğin web sitesini veya uygulamayı oluştur. Yine, ne yaptığınız önemli değil, sadece pratik yapmış olacak ve uygulamayı her kullandığınızda daha fazla bilgi sahibi olacaksınız.”
Başarılı bir freelancer olmak, herhangi bir iş deneyimi yaşamadan başarması zor bir şeydir, ancak yine de mümkündür. Rocky Roark, serbest çalışmaya başlamasının ardından ilk müşterisi olarak herkesin en sevdiği parti oyunu olan Cards Against Humanity’yi alacak kadar şanslı biriydi. Buradan edindiği tecrübe sonrasında ise şu tavsiyeyi veriyor: “Freelancer olarak çalışmaya başladığınızda, insanlarla olan ilişkilerinizi beslemeye özen göstermeli ve iş bağlarınızı sert bir şekilde koparmamaya dikkat etmelisiniz.” Başlangıçta ücretsiz projeler almak da gayet doğaldır, çünkü bunlar portfolyonuza ekleyebileceğiniz yeni projeler anlamına gelir.
Yazı boyunca farklı konulara değindik, neler yapabileceğinize baktık, kariyerlerinin çeşitli noktalarındaki insanların düşüncelerini sorduk. Şimdi ise deneme zamanı! Ne hakkında tutkulu olduğunuzu keşfedin ve sizi tam zamanlı bir kariyere götürmesine izin verin.
Teşekkürler, çok faydalı bir yazıydı :))
Türk öğrencisinin yüzleştiği sorunları ifade etmiyor…