İnsanlar sistem odaklı bir dünya görüşünü benimsemeye başladığında herkesin deneyimlediği engellerden biri, her şeyin birbirine bağlı olmasının sonsuz olasılığıdır. Bu durum genellikle insanlar üzerinde bir baskı oluşturur ve çevrelerindeki dünyada olup biteni doğrudan görme kabiliyetlerini sınırlar. Bu nedenle, Disrupt Design olarak, sistem odaklı düşünme (Systems Thinking) konusuna yeni başlayanlar için basit bir tanımlama aracı geliştirdik.
İnsanlar sistem odaklı bir dünya görüşünü benimsemeye başladığında herkesin deneyimlediği engellerden biri, her şeyin birbirine bağlı olmasının sonsuz olasılığıdır.
Bu durum genellikle insanlar üzerinde bir baskı oluşturur ve çevrelerindeki dünyada olup biteni doğrudan görme kabiliyetlerini sınırlar. Bu nedenle, Disrupt Design olarak, sistem odaklı düşünme (systems thinking) konusuna yeni başlayanlar için basit bir tanımlama aracı geliştirdik.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Bu anlayışı benimsemek, oyundaki temel sistemleri tanımlama ve bu sistemler aracılığıyla düşünme ile başlar: Sosyal, endüstriyel ve ekolojik. Bu, insanların soyut ve yapısal sistemleri sınıflandırmasına yardımcı olur ve böylece (bu sistemlerin) toplumla nasıl etkileşim kurduklarını ve toplumun genelini nasıl etkilediklerini görebilirler.
Sosyal: Bunlar eğitim, finans, yasal kurallar ve hükümet gibi; insan toplumunu rahatlatmak ve ilerletmek için, insan eliyle inşa edilmiş sistemlerdir.
Endüstriyel: Bunlar, insanlığa hizmet eden sosyal sistemleri kolaylaştırmak için yaratılan ürünler, mallar, altyapı ve hizmetlerdir. Fiziksellikleri ve fonksiyonlarını yerine getirmek için ihtiyaç duydukları malzemeler genellikle onları kategorize eder. Bunlara yollar, ulaşım araçları, arabalar, benzin istasyonları ve bunların her birine işlevsellik kazandırmak için gereken parçalar dahildir.
Ekosistemler: Bunlar; dünyadaki yaşamı sürdüren, endüstriyel sistemleri kolaylaştıracak ham maddeleri temin eden ve — kelimenin tam anlamıyla — dünyanın dönmesini sağlayan doğal sistemlerdir. Bunlara; hidrojen döngüsü, karbon döngüsü, flora ve fauna, mineraller ve besin döngüleri dahildir. Doğadaki her şey döngüseldir. Bununla birlikte, insanlar, sürdürülemez olmanın (unsustainability) temel nedenlerinden biri olan endüstriyel sistemlerimizi doğrusal (lineer) hale getirme eğilimindedir.
Bu üç sistem kategorisi, dünyanın nasıl işlediğinin anlaşılması için temel oluşturmaktadır. İnsan ihtiyaçları, toplumsal düzen, altyapı ve ekosistem hizmetleri arasındaki dinamik ilişkiler hakkında bilgi verirler.
Elbette, bu sistemleri haritalamaya başladığınızda hepsinin birbirine bağlı olduğunu görürsünüz.
Kapasite geliştirme
Eğer amacınız, bir sistem çerçevesinde değişime müdahale etmek ve (değişimi) güçlendirmek için kapasite geliştirmekse, o halde sosyal sistemler, endüstriyel sistemler ve ekosistemleri bu yaklaşımın temel taşları olarak kullanın.
Bu üç temel kategorinin her biri, birinin, değişimi gerçekleştirme arayışında olduğu çevreyi tanımlamasına ve haritalamasına izin veren birçok alt sistemi içerir. Örneğin; insan sistemi, eğitimin bir alt kümesidir ancak; mevcut eğitim modeline uyması için altyapı, yaşam, okullar ve kitaplara ihtiyacı vardır.
Binaları (okulları) inşa edebileceğimiz hammaddeler ya da eğitimcinin yaşamını sürdürebilmesini sağlayan gıda olmasaydı, eğitim hizmetini sunma kabiliyetimiz olamazdı.
Disrupt’ta atölye çalışmaları yaparken her zaman bu haritayla başlarız ve ardından analog sistem haritalama teknikleriyle daha detaylı ve karmaşık keşiflere geçeriz.
Kısa bir süre içinde insanlar şunu anlar: Dünya karmaşıktır ancak; onun dinamik olarak birbirine bağlantılı yapısını keşfetmeye başladığınızda tamamıyla ilişkilendirilebilir olduğunu görürsünüz.