ROI’ni yükseltirken dijital bölünmeye deva olabilirsin. Tuğba Erdem bizi, tasarım disiplininde bunu başarmamızı sağlayan seçkin bir metodolojiyle tanıştırıyor: "Kapsayıcı tasarım".
“Eğitim kurumlarımızın farklı düşünen insanları kabul etmediğini düşünüyorsanız, Fortune 500 şirketlerimiz de kesinlikle kabul etmiyor ve biz gerçekten farklı düşünmemiz gereken bir zamandayız.”
Joanna Peña-Brickley, Amazon
Dijital bölünme, internet ile çeşitli BİT’ne (bilişim ve iletişim teknolojileri) erişimi olan ve olmayanlar arasındaki eşitsizliği ifade eder. Akademisyenlerden gönüllülere kadar bu konuyu kendilerine dert edinen geniş bir kesim dijital uçurumun önündeki engelleri ve bu engelleri aşmanın yollarını tartışırken, COVID-19 hayatımızın merkezine yerleşti ve “dijitali” günlük rutinlerimizin sürdürülebilirliği için bir gereklilik haline getirdi. Bu yılın Mayıs ayının başlarında Uluslararası Telekomünikasyon Birliği tarafından alınan kararla “dijital toplum” artık “dijital yeni toplum” olarak tanımlanıyor. Bu tanım tamda salgından bu yana işimizi, eğitimimizi veya sosyal hayatımızı sürdürmek ve eğlenmek için dijital hizmetlere daha fazla bağımlı hale geldiğimize, genel olarak interneti kullanma ve ondan yararlanma yöntemlerimizi değiştirmek zorunda kaldığımıza dikkat çekiyor.
Pandemi ile beraber geniş bant erişiminin “evrensel bir ihtiyaç”, mevcutta var olan dijital uçurumu kapatmanın ise – dışarıda kalanları “dijital yeni topluma” aktarmanın – hayati bir konu olduğuna yeniden dikkatimizi çevirdik. Dahası yaşadığımız bu durum, toplumsal yeniden yapılanmaya, işletmelerin bu anlamda dijital kaslarını güçlendirmeye ve sivil toplum kuruluşlarıyla veya devlet kurumlarıyla işbirliği yapmaya teşvik etmeye başladı. Sosyal faydayı önceleyen bu yaklaşım sadece filantropist bir duruşu değil, müşteri envanterini hızla genişletmek adına bir edinim stratejisi arayanlar için de önemli bir fırsat sağlıyor.
Tasarım disiplininde bunu başarmak için seçkin bir metodoloji var; “kapsayıcı tasarım”.
Bu içerik ücretsiz!
Okumaya devam etmek ve SHERPA Blog okuru olmak için aşağıdakilerden birini seç. Her hafta yenileri eklenen yüzlerce içeriğe ücretsiz ve sınırsız eriş.
Markalar yatırım getirisini artırmak üzere hedef pazarlarının daha fazlasına ulaşmaya çalışırken, kapsayıcı tasarım ile dijital uçurumu kapatmak adına önemli bir temel sağlayabilirler. Yani size vereceğim iyi haber şu; kapsayıcı tasarımın biraz desteğiyle pazarınızda fark yaratacak fikirleri geliştirebilir, sosyal fayda adına da kritik katkılarda bulunabilirsiniz!
Yeni başlayanlar için kapsayıcı tasarım
Çeşitli bir hedef kitle için doğru acı noktalarını tespit etmek ve karmaşık çözümleri geniş bir yelpazede ayrıntılandırmak için işlevsel metodolojik yaklaşımlardan biri “kapsayıcı tasarım”dır. Kapsayıcı tasarım, Microsoft’un tanımladığı üzere, çeşitli bakış açılarına sahip bireyleri dahil eden, öğrenen ve bunlardan yararlanmayı sağlayan bir “süreç”tir. Kapsayıcılık; yaş, cinsiyet, ırk, etnisite, bölgesel veya durumsal her türlü dijital ve toplumsal kısıtın üstesinden gelerek dijital ürünlere / hizmetlere erişimi mümkün kılma sözü veriyor. Dolayısıyla engellilik bağlamında değerlendirilen WCGA 2.1 evrensel erişilebilirlik kriterleri, kapsayıcı tasarım özelliklerinin ön koşulu ve hatta temelini oluşturuyor.
Erişilebilirlik ve kapsayıcı tasarımın üzerine oturduğu ortak zemin aslında kullanıcı deneyimi tasarımının “kullanılabilirlik” ilkesi. 2021 yılının ortalarına doğru yayınlanması planlanan WCGA.3.0 öncesinde WCGA 2.2 versiyonunun çıkarılması hedefleniyor. WCAG 2.2’nin içeriğine dair tartışmalarda özellikle sınırlı motor becerileri olan, düşük görme ve bilişsel engelli kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilen kriter önerilerinin temel kullanılabilirlik koşullarından çok da farklı olmadığı görülüyor. Kriter önerilerinden bazıları bu bağlamda yakından incelendiğinde kapsayıcılığın temel argümanın, engelliliğin fiziksel kısıtların ötesinde durumsal yönlerinin de olabileceğinin, göz önüne alındığı görülüyor.
Özellikle “e-pub” formatında dokümanlarda referans noktalarının sabit olması; sayfa numarası, sayfanın başlangıç ve sonu, sayfa değişimindeki etkileşimlere dair madde, görme engeli olan bir kullanıcı için olduğu gibi toplu taşıma ile üniversiteye giden bir öğrencinin durumsal engelini aşmak adına önemlidir. Dahası, bir seçim sırasında “sürükle-bırak” etkileşiminin kullanılması motor kabiliyetleri sınırlı bir kullanıcı için bir acı noktası iken, akıllı telefonundan sepetine ürün sürüklemeye çalışan bir e-ticaret müşterisi için de pek tabii bir sorun oluşturabilir.
Sadece kullanılan cihazın mobil olması bile dokunmatik ekranlarda “touch target (dokunma alanı)”ın, yani bir kullanıcının parmağının kapsayacağı alanın, düşünülmesi bu basit kullanılabilirlik ilkesinin gözetilmesini gerektiriyor. Buradaki basit kural, özünde kullanıcıların yanlış öğeyi etkinleştirmesinin önüne geçmek ve hata olasılığını azaltmak ise, bu temel kriterin sadece motor becerileri ya da görme çözünürlüğü düşük kullanıcılara özel bir duruma işaret etmediğini söyleyebiliriz.
Pandeminin yükselişinden bu yana internet trafiği üç katına çıktı, iş merkezlerindeki geniş bant kullanımı kentsel yerleşim alanlarına doğru sıçradı; dahası uzaktan çalışma, çevrimiçi eğitim ve benzeri tüm günlük aktiviteler teknolojik lükslerden gündelik hayatın temel unsurlarına dönüştü.
Aslında her gün bir milyondan fazla kullanıcı çevrimiçi alana adım atarken, milyonlarcası da bu alanının bir parçası olmak için eşikte bekliyor. Sadece dijital alanın bir parçası olmakla kalmayıp, beraberinde iş ya da alışveriş dünyasının da birer parçası olma imkanı ortaya çıkmış durumda. Reddit’teki görme engelli yazarın COVID-19 nedeniyle uzaktan çalışmaya başlamasıyla beraber sahip olmaya başladığı imkanların yarattığı olumlu etkiyi anlatan paylaşımı bu konuya dikkat çekici nitelikte.
Kapsayıcı tasarım, Web’in “herkes için” bir ortam sağlamasını amaçlar. Bunun sadece sosyal fayda tarafı elbette yok. Dijital uçurumu kapatmanın ekonomik anlamda da büyük bir getirisi olduğu tartışılan bir konu. The UX School’un raporuna göre e-ticarette 5 trilyon dolar kötü kullanıcı deneyimi tasarımı nedeniyle masada kaldı. Yine de, Forbes’un vurguladığı gibi, iyi bir tasarıma ulaşmak yatırım getirisinde (ROI) yatırılan her 1$ için 100$ vaat ediyor.
Kapsayıcılığın önündeki engelleri kaldırmak, kesinlikle ortalama bir kullanıcının deneyimini iyileştirecek, dolayısıyla daha çok kullanıcının dijital ürün ve hizmetle buluşmasını sağlayacak. 2020 yılında küresel erişilebilirlik ekonomisi üzerine yayınlanan “The Global Economics of Disability” raporu, teknolojide “kullanım kolaylığı” elde etmenin daha geniş bir kitleye ve yüksek yatırım getirisine karşılık geldiğini ortaya koyuyor. Dahası Kapsayıcı Tasarım Merkezi (Centre for Inclusive Design), çeşitli engelleri nedeniyle perakende pazarının dışında kalan 5 milyon Avustralyalı yetişkinin gelirde 4 milyar $ ‘lık bir artış potansiyeli taşıdığını ve benzer şekilde eğitim ve finans hizmetlerinde de kapsayıcı yaklaşımın ekonomik etkilerinin olduğunu bildiriyor.
Bir strateji olarak kapsayıcı tasarım
Kapsayıcı tasarımın ürün veya hizmetinizin daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlamanın yanında, yatırım getirisine de olumlu yansımaları olduğu ortada. Ama daha fazlası var… Kapsayıcılık, benzeri görülmemiş çözümleri motive eden ve sosyal sorumluluğu işletmenizin temel ilkesi olarak konumlandıran, kullanıcılar ve işletmeler için bir çifte kazanç stratejisi de aynı zamanda. Bunun nasıl mümkün olduğunu görmek adına kapsayıcı tasarımın araçlarından yararlanan ve yenilikçi deneyimlerle pazarda fark yaratan bazı önemli işletmelere beraber göz atalım.
Sosyal sorunları ve faydayı hedefleyin
Kapsayıcı tasarım, kısıtlamalar ve sınırlamaların dereceleri ile ilgili olarak kullanıcıların farklı koşullarıyla belirli bir şekilde empati kurmayı vaat ediyor. Özellikle Google için “küresel kapsayıcı tasarım”; fiziksel, bilişsel ve durumsal erişilebilirlik sorunlarına yönelik empatiyi artırmanın yanı sıra popülasyonlar ve kültürler genelinde kapsayıcı ürünler oluşturarak fırsat boşluklarını doldurmak için kullanıcı araştırmalarıyla yakın ilişki içinde değerlendiriliyor.
Örneğin, Google’ın interneti erişilebilir hale getirerek ve teknoloji aracılığıyla daha fazla fırsat sunarak dünyanın az gelişmiş bölgelerinden daha fazla insanı çevrimiçine katmakla ilgili “Next billion users” adlı bir girişimi var. Bu girişimin kapsayıcılık ve sosyal fayda adına kesin etkileri olduğu aşikar. Peki ya kapsayıcı tasarımın size sunacağı daha başka ne var?
Maruz kaldığı eleştirilerin bir yana, UX Guru’ları olarak değerlendirilen Google ile Apple’ın temas takibi için bir uygulama oluşturması kesinlikle bir tesadüf değil. Büyük bir küresel sağlık sorunundan etkilenen milyonlarca ve milyonlarca insanı hedefleyen uygulama, dijitalin sosyal fayda için kullanılmasının üstün ve öncül bir örneğini temsil ediyor.
En yeni teknolojilere yatırım yapın
Her ne kadar teknoloji kapsayıcı tasarımın uygulanabilirliği açısından başlangıç niteliğinde bir gereklilik olsa da geliştikçe ve çeşitlendikçe pahalılaşan da bir araç. IoT, AI ve VR / AR teknolojileri her zamankinden daha fazla popülerlik kazandı ve Ar-Ge’ye erken yatırım yapan şirketler oyunun önünde. Domino’s Global, 2019’un başlarında otonom teslimat arabaları için test sürüşleri başlatmıştı. Henüz COVID-19 salgını gerçekleşmeden önce uçuk bir yatırım olarak değerlendirilecek olsa da; bu atılım, yaşadığımız salgın gibi krizlerde perakende ve yemek hizmetlerindeki işletmelerin yaşadığı derin krizi hafifletmek için umut vaat ediyor. Her şeyden önce, toplumdaki dezavantajlı gruplara sunulan hizmeti daha erişilebilir hale getirmek için bir potansiyel barındırıyor.
Domino’s örneğinde olduğu gibi, ROI üzerindeki etki beklenenden daha yüksek olabilir. Oyunu değiştiren işletmeler, fırsatları bir zorunluluk olarak değil, daha çok yeniliği teşvik etmek için bir eylem olarak tasavvur edip değerlendirebilmelidir. Kapsayıcı tasarım metodolojisiyle gerçekleştirilecek bir dokunuş, er ya da geç, geniş bir kullanıcı kitlesini güçlendirmeye hizmet edebilir.
Farklı olmak için tasarımı kullanın
Tasarım şirketleri, çevrimiçi sosyal eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için kapsamlı yöntem ve araçlara sahipler. Dijital uçurumun kapanmasını dert edinen ve kar amacı gütmeyen kuruluşlarla bir çatı altında birleşerek ortak çaba gösteren öncüllerden biri IDEO’nun Google ve Bill & Melinda Gates Vakfı ile yaptığı işbirliğidir. Bu ortaklık, bir sonraki “yeni” web ve uygulama kullanıcıları dalgası için dijital hizmetler tasarlayan ekiplere yardımcı olacak araçları geliştiriyor.
Pandemiye bağlı olarak çevrimiçi ürünlerin / hizmetlerin nasıl sunulduğuna ilişkin ortaya çıkan tasarım trendleriyle bağlantılı olarak başarılı bir adaptasyon gerçekleştiren diğer bir örnek ise Airbnb. Airbnb, “çevrimiçi deneyimler” olarak tanımladığı insanlar tarafından oluşturulan çevrimiçi turlar, açık sınıflar ve keşif gezileri başlatarak yeni bir iş modeli yarattı. Kısa vadeli ev kiralama şirketi olarak macerasına başlayan Airbnb, kullanıcıların “seyahat deneyimleri”ne yönelik ihtiyaçlarını ve beklentilerini tespit ederek, bunları karşılamak için dijital fırsatlardan yararlandı. Airbnb’nin bu hamlesi, seyahat ve turizm sektöründe gerçekleşen yüzyılın en büyük krizine karşın bir acil çıkış kapısı sunmuş oldu.
Kapsayıcı tasarımın ROI’sine dair…
Özetle, küresel pandeminin, kapsayıcı tasarımı vurgulayarak dikkatleri bir kez daha tasarımın değerine çektiğini söyleyebiliriz. Kapsayıcı tasarımı stratejinize dahil etmek, markanızın çeşitli ve değerli kitleler için daha erişilebilir olmasına yardımcı olacak.
Dahası, milyonlarca çevrimiçi yeni kullanıcı için dijital uçurumu kapatarak, yatırım getirinizi artırabilir ve aynı zamanda daha geniş sosyal faydaya aktif olarak katkıda bulunabilirsiniz. “Herkes için kullanıcı deneyimi (UX)” yaklaşımını benimseyerek, işletmenizi daha erişilebilir ve yenilikçi ve yaratıcı düşünceyi teşvik ederken krizlerle başa çıkmak için donanımlı hale getirebilirsiniz.