1990 Ankara’da doğan Tuğba, İstanbul - Almanya - Ankara üçgeninde bir çocukluk geçirir. İlkokulu İstanbul, Ankara ve Almanya'da okur. Lise için tekrar Ankara’ya döner, üniversiteyi İstanbul’da okur, yüksek lisans için tekrar Ankara... Bu süreç boyunca sürekli farklı ve yeni yerlerde yaşar, her birinde adaptasyon süreci ve yeni arkadaşlıklar derken, bu dönemin sonraki hayatına tahmininin de ötesinde bir etkisi olur.

Genç yaşta Türkiye ve Avrupa'da birçok şehir gezmek ve görmek Tuğba için yepyeni bir ilgi alanının kapılarını açar. Mimariye ve şehir planlamaya merak salar ve Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesini ve Şehir ve Bölge Planlama bölümüne girer. Genç yaşta aldığım “Alman disiplini” ile de birincilikle mezun olur. Şehrin insanlardan ayrı değerlendirilemeyeceğini de düşünerek yüksek lisans için ODTÜ Sosyoloji bölümüne gire, ardından da aynı bölümde doktorasını Hacettepe Üniversitesi’nde tamamlar. Bu alanda özellikle dijital toplum ve araştırma metodolojileri ile ilgilenir.

Hayatta en sevdiği cümlelerden birisi, Sokrat’ın “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir.” sözüdür. Yeni girdiği alana da böyle yaklaşır ve harıl harıl kullanıcı deneyimi alanında yoğun bir öğrenme sürecini sürdürür. Kendine ayırdığı zamanlarda ise kitaplara, açık havada koşmaya ve doğa yürüyüşlerine vakit ayırır. Eğer şehir değiştirdiyse de oranın mimari yapısı ve kültürüyle ilgili fotoğraf çeker. Mizahi yönü ağır basan tiyatro oyunlarını sever, Bilkent ve Cumhurbaşkanlığı senfoni orkestralarının programlarını takip eder.

Araştırma yapmaktan özellikle keyif alır ve fırsat buldukça da kendine yeni araştırma alanları yaratmaya çalışır. Akademiden uzaklaşıp katıksız idealizmi bir kenara bırakan Tuğba, yıllardır edindiği teorik bilgileri pratikte nasıl kullanabileceğinin yollarını araştırmaya başlar. Bu noktada son yıllarda Türkiye’de de gittikçe gelişen kullanıcı deneyimi araştırmacılığı ile tanışır ve çok heveslenir. Her araştırmacının yapacağı gibi bu konuyu da derinlemesine araştırır, araştırdıkça da gözlem, çözüm üretme ve mükemmeliyet tutkusu ile kesinlikle yapması gereken işin bu olduğuna karar verir. Türkiye’de bu işi nerede yapacağı konusunda düşünürken de yolu SHERPA ile kesişir.